Ceza Genel Kurulu 2019/453 E. , 2021/679 K.
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...'ın TCK'nın 188/3-4, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin ... 4. Ağır Ceza Mahkemesince 21.12.2017 tarih ve 56-460 sayılı ile verilen hükmün sanık ve müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 20.02.2018 tarih, 404-437 sayı ve oy çokluğu ile “İstinaf başvurusunun esastan reddine”; bu kararın Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 19.03.2019 tarih ve 315-523 sayı ile 'Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına' oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Daire Üyesi M. Fatih Belviranlı; 'Sanığın annesi ...’nın olay tarihinde oğlu ...’ın uyuşturucu bağımlısı olmasının verdiği çaresizlikle kolluğa müracaat ederek evinde uyuşturucu madde bulunduğunu ihbar etmesi üzerine, kolluk tarafından evde yapılan aramada evin oturma odasında sehpa üzerinde, açık bir şekilde 20 parça halinde net 0.16 gram eroin bulunduğu, sanığın annesinin, kollukta verdiği ilk beyanında oğlunun sürekli uyuşturucu kullandığını, saldırgan davranışlar sergilediğini, kendisinden uyuşturucu satın almak için para istediğini ve uyuşturucu sattığını, sanık ise ele geçen uyuşturucuyla ilgili olarak, tüm aşamalarda istikrarlı bir şekilde sürekli uyuşturucu kullandığını ve bulunan uyuşturucu maddeyi kullanmak için mevcut şekli ile aldığını ve bulundurduğunu beyan etmiştir.
Sanığın annesi yargılama sırasında alınan beyanında, oğlunun uyuşturucu maddesi kullanıcısı olduğunu, oğlunun başına kötü şeyler gelmemesi amacıyla şikâyetçi olduğunu, uyuşturucu madde sattığına yönelik herhangi bir bilgisinin olmadığını belirtmiştir.
Kaldı ki ev hanımı olduğu anlaşılan sanığın annesinin, oğlunun uyuşturucu madde satıcısı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığının kabulü durumunda, parasal ihtiyaçlarını gidereceği ve bu nedenle annesinden sürekli olarak para istemesinin somut olayın şartlarına uymayacağı açıktır.
Sanığın, satış amacıyla uyuşturucuları paketlediğine ve bulundurduğuna ilişkin bir bilginin bulunmadığı, aksine sanığın paketleme işlemini satış amacıyla yaptığının kabulü halinde paketleri yerine görünmeyecek bir şekilde gizlemesinin hayatın olağan akışına daha uygun olduğu, yakalanan eroin maddesinin şahsi kullanım miktarı içinde bulunduğu, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair herhangi bir ihbar, istihbarı bilgi, muhbir bilgisi, tanık beyanı, kamera kaydı gibi herhangi bir delil bulunmadığı, bu durumda, oturma odasında sehpanın üzerinde bulunan net 0.16 gr eroin sanık tarafından içmek için alınmış olmasının kabulünün ... ve hukuka daha uygun düşeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle sanığın annesinin, ilk aşamada kızgınlık ve çaresizlikle verdiği çelişkili beyanları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı düşüncesiyle, sanığın sabit olan eyleminin 'kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma' suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı olduğu' düşünceleri ile karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ise 11.05.2019 tarih ve 22577 sayı ile 'Özel Daire ilamında yer alan karşı oya ilişkin ifadelere aynen yer verilmek suretiyle' itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 09.07.2019 tarih,1645-5042 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçunu mu yoksa 'kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma' suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Olay tutanağına göre; 17.01.2017 tarihi saat 10.30 sıralarında, İhsaniye Mahallesi, Melik Apartmanı No: 133, Kat: 5/14 sayılı ikamette ailesine zarar veren madde bağımlısı bir şahıs olduğu anonsu üzerine bahse konu adrese intikal eden görevlilerin, apartmanın önünde ... isimli bayanı gördükleri, adı geçenin 155 ihbar hattını arayanın kendisi olduğunu, evinin oturma odasında yatmakta olan oğlu sanık ...'ın yanında bulunan sehpa üzerinde 15-20 adet kâğıda sarılı şekilde uyuşturucu madde olduğunu tahmin ettiğini söylediği, durumun Cumhuriyet savcısına bildirilmesi sonrasında alınan yazılı arama emrine istinaden aynı gün saat 12.20 sıralarında ikamete girildiği, evde yapılan aramada evin oturma odasında bulunan sehpanın üstünde, açık vaziyette bulunan demir sigara tabağının içerisinde, 20 adet kâğıda sarılı şekilde eroin olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği, ...'a bu maddelerin kime ait olduğu sorulduğunda kendisine ait olduğunu ve içmek amacıyla bulundurduğunu beyan ettiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 14.11.2017 tarihli raporunda; ele geçirilen net 3,2 gram gelen krem renkli toz maddenin net 0,16 gram eroin içerdiğinin bildirildiği,
Uyuşturucu madde kullandığına ilişkin beyanları üzerine idrar örnekleri alındığı anlaşılan sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2017 tarih ve 2017/3577-257 sayılı kararı ile ‘Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma’ suçundan tefrik edilen evrakın soruşturma 2017/5782 soruşturma numarasına kayıt edildiği,
... Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Kimlik Tespit Büro Amirliğinin 23.02.2017 tarihli raporunda; (1) adet sigara tabakası ve (20) adet çizgisiz beyaz kâğıt parçası üzerinde yapılan incelemede tespit edilen bir adet vücut izinin mukayeseye elverişli olmadığının belirtildiği,
Sanığın savunmalarında geçen daha önce uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında işlem yapıldığı ve bu dosyasının Yargıtay'da olduğu beyanları doğrultusunda UYAP sisteminden yapılan kontrolde; Yargıtay 10. CD’nin 08.03.2018 tarih ve 2017/507 esas ve 2018/2316 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2014 tarih, 2012/464 esas ve 2014/226 karar sayı ile verdiği mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Tanık ... kollukta; öz oğlu olan sanığın uyuşturucu bağımlısı olduğunu, aynı zamanda uyuşturucu madde sattığını, sanığın uyuşturucu madde alabilmek için sürekli olarak kendisini para bulması için ölümle tehdit ettiğini, iki gündür görmediği oğlu sanığın 16.01.2017 tarih geç saatlerde eve gelerek odasına geçip uyuduğunu, sabah kalktığında masanın üzerinde küçük beyaz kâğıtlara sarılı bu maddeleri gördüğünü, ne olduğunu sorduğunda oğlu sanığın, başka bir şahsa ait eroin olduğunu ve satışını yaptığını, karşılığında iki tanesini parasız alacağını söylediğini, bunun üzerine oğlu sanığa haber vermeden evden çıkıp polisi arayarak durumu anlattığını, polislerin arama kararı ile yaptıkları aramada uyuşturucuları bulduklarını, kendisini tehdit eden oğlu sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede ise; oğlu olan sanığın 9-10 senedir eroin kullandığını, evde bekar kız kardeşinin olduğunu, gece yarısı eroinman olan arkadaşlarını eve getiren sanığın bu şahıslar ile uyuşturucu kullandığını, sanığın uyuşturucu sattığını görmediğini, uyuşturucu bağımlısı olması nedeniyle apartmanındaki komşularının dahi kendisiyle görüşmeyi kestiklerini, sanığın evini kırıp döktüğünü, üzerine yürüdüğünü, mecbur kaldığı için şikâyetçi olduğunu, kapalı bir yerde düzelebileceğini düşündüğü ve daha kötü şeylere bulaşmaması için ihbar ettiğini, sanıktan şikâyetçi olmadığını,
Beyan etmiştir.
Sanık kollukta; tarım işçiliği yaptığını aylık ortalama 1000 TL kazandığını, geçimini ev hanımı olan annesinin sağladığını, evlerinde 3 kardeşi ile birlikte kaldıklarını, on yıldır eroin kullandığını, paketini 20 TL'ye aldığını, daha önce uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında işlem yapıldığını ve bu dosyasının Yargıtay'da olduğunu annesinin şikâyeti üzerine eve gelen polislerin aramada yattığı kanepenin yanında bulunan sehpanın üstünde 20 adet eroini bulduklarını, bu eroini Gündoğdu Mahallesi İlkokulunun arka sokağında, plakasını hatırlamadığı, beyaz renkli, toros tipi aracı kullanan, açık kimlik bilgilerini bilmediği Tevfik isimli, 170 cm boylarında, 50-60 kg ağırlığında, buğday tenli, doğu şiveli, kısa saçlı şahıstan 400 TL karşılığında kullanmak için satın aldığını,
Savcılıkta; uyuşturucu madde kullandığını, her gün veya iki günde bir (10) veya (20) paket olarak uyuşturucu satın aldığını, haftalık 60-70 paket satın aldığını, günde (2) gram eroin tükettiğini, yakalandığı günden önceki akşam 450 TL karşılığında aldığı (24) paket eroinin (4) paketini kullandığını, geri kalan (20) paketin ise sehpanın üzerinde durduğunu, polisler geldiğinde uyuşturucuyu yok edebilecek fırsatı olduğunu ancak yapmadığını,
Sorguda; önceki ifadelerini aynen tekrar ettiğini, uyuşturucu madde ticareti yapmadığını,
Mahkemede; olaydan bir gün önce amcasının 250 avro para gönderdiğini, bunun bir kısmını harcadığını, bir kısmı ile de 400 TL’ye içmek için (25) adet uyuşturucu madde alarak eve geldiğini, annesinden sürekli para isteyip krize girdiği zamanlarda zor durumda bıraktığı için annesinin şikâyetçi olmuş olabileceğini, kimseye uyuşturucu madde satmadığını, soruşturma aşamasındaki beyanlarının doğru ve kendisine ait olduğunu,
Savunmuştur.
Suç tarihinde 5237 sayılı TCK'nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin 3. fıkrası; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır...”, aynı Kanun’un 4. fıkrası ise “a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması, b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” biçimindedir.
Madde gerekçesinde de vurgulandığı gibi üçüncü fıkrada, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, söz konusu maddenin birinci fıkrasına göre ayrı bir suç oluşturmaktadır.
Aynı Kanun'un “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” başlıklı suç tarihinde yürürlükte bulunan 191/1. maddesi ise; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullanmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır.
Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 tarihli ve 107-136 ile 06.03.2012 tarihli ve 387-75 sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır.
Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.
İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya ... yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya ... yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlenmesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler hâlinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.
Üçüncü kriter de bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları hâlinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
17.01.2017 tarihi saat 10.30 sıralarında, İhsaniye Mahallesi, Melik Apartmanı No: 133, Kat: 5/14 sayılı ikamette ailesine zarar veren madde bağımlısı bir şahıs olduğu anonsu üzerine bahse konu adrese intikal eden görevlilerin, apartmanın önünde sanığın annesi olan ... isimli bayanı gördükleri, adı geçenin 155 ihbar hattını arayanın kendisi olduğunu, evinin oturma odasında yatmakta olan oğlu sanık ...'ın yanında bulunan sehpa üzerinde 15-20 adet kâğıda sarılı şekilde uyuşturucu madde olduğunu tahmin ettiğini söylediği, durumun Cumhuriyet savcısına bildirilmesi sonrasında alınan yazılı arama emrine istinaden aynı gün saat 12.20 sıralarında ikamete girildiği, evde yapılan aramada evin oturma odasında bulunan sehpanın üstünde, açık vaziyette bulunan demir sigara tabağının içerisinde, 20 adet kâğıda sarılı şekilde eroinlerin ele geçirildiği olayda;
Sanığın ailesi ile birlikte kalmakta olduğu ikametinde uyuşturucu madde bulundurduğunun annesi ... tarafından kolluk kuvvetlerine bildirilmesi, ...’nın kollukta alınan beyanında uyuşturucu bağımlısı olan oğlu sanığın aynı zamanda uyuşturucu madde sattığını söylemesi, ihbar üzerine ikamete gelen kolluk görevlilerinin yaptıkları arama sonucunda suç konusu eroinlerin satışa hazır 20 paketçik hâlinde ele geçirilmesi, ele geçen suç konusu uyuşturucu maddenin niteliği ve paketçik sayısı itibarıyla gözetilen ekonomik değerinin, tarım işçisi olduğunu, aylık ortalama 1000 TL geliri bulunduğunu, evin geçimini ev hanımı olan annesinin sağladığını, 400 TL’ye içmek için (25) fişek eroin aldığını ve haftalık 60-70 fişek eroin kullandığını beyan eden sanığın ekonomik durumu ile orantısız bulunması, sanığın başlangıçta beyanlarında yer vermediği 'olaydan bir gün önce amcasının 250 avro para gönderdiği, bunun bir kısmını harcadığı, bir kısmı ile de 400 TL’ye içmek için (25) adet uyuşturucu madde aldığı' şeklindeki savunmasının da bu durumu gizlemeye ve suçtan kurtulmaya yönelik olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılan savunmalarına itibar edilemeyeceğinin ve satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğunun, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir etme yetkileri kapsamında, sanığın eyleminin sübutu ve nitelendirilmesine dair ulaştıkları bu sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere aykırı da olmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.