Ceza Genel Kurulu 2020/243 E. , 2021/681 K.
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Bedelsiz senedi kullanma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ...'in, TCK'nın 156/1, 52/2, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca 6 ay hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ... 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.05.2015 tarihli ve 796-286 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 15.01.2020 tarih, 12279-332 sayı ve oy çokluğu ile;
'Sanığa yüklenen bedelsiz senedi kullanma suçu nedeniyle açılan kamu davası üzerine verilen hükümden sonra, 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. maddelerinde düzenleme yapıldığı gözetilerek, yeni düzenlemeye göre dosyanın öncelikle bu madde hükmü doğrultusunda uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere uzlaşma bürosuna gönderilerek, alınacak uzlaştırma raporu sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanık hakkında mahkûmiyet hükmü verilmesi,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş;
Daire Üyesi M. Demirel;
'TCK'nın 156/1. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçu 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Yasa ile değişiklik öncesi de uzlaşma hükümlerine tabi olup, uzlaşmanın gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilen olayda;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli, 2018/394-478 sayılı kararında açıklandığı üzere, 6763 sayılı Kanun'un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkraların gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK'nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin sonucu olarak önceki kanun döneminde yapılan ve tamamlanmış olan işlemlerin, sonradan yürürlüğe giren kanun bakımından da geçerliliğini koruyacak olması nedeniyle, usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesi gerekmediğinden, dosyanın esastan incelenerek bir karar verilmesi yerine, sanık hakkında uzlaşma yönteminin değişmesi gerekçe gösterilerek sair yönleri incelenmeden mahkûmiyet hükmünün bu nedenle bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.' düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.02.2020 tarih ve 209123 sayı ile;
'...Uyuşmazlığın çözümü için, CMK'nın 253. maddesine, 6763 sayılı Kanun ile eklenen 24 ve 25. fıkraların, karma bir yapıya sahip olan uzlaşmanın hangi boyutuna ilişkin olduğunun tespiti gerekmektedir. 6763 sayılı Kanun'un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkralarının gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK'nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği,' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 03.06.2020 tarih ve 1249-4585 sayı ile itiraz nedeni yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairenin bozma kararından önce de uzlaştırmaya tabi bulunan TCK'nın 156/1. maddesi kapsamındaki bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından, Yerel Mahkeme kararından sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliklerin lehe olduğundan bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; mevcut belgelere göre taraflara usulüne uygun şekilde yapılmış uzlaştırma teklifinin bulunmaması hâlinde CMK'nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma hükümlerinin tatbikinin gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 15.12.2014 tarihli ve 49563-29814 sayılı iddianamesi ile; katılanın, müteahhitlik yapan sanıktan harici satış sözleşmesi ile bir daire satın aldığı ve sanığa 58.000 TL tutarında bir senet verdiği, sanığın da katılana 20.500 TL tutarında bir senet verdiği, dairenin tesliminde ve borç da ödendiğinde senetlerin iade olunacağının kararlaştırıldığı, katılanın yaptığı ödemeler sonucunda 13.000 TL borcu kaldığı, sanığın işlerinin bozulması nedeniyle inşaatı tamamlayamadığı ve bunun üzerine arsa sahipleri tarafından sözleşmenin feshedildiği, sanığın 13.000 TL alacak ve 20.500 TL'lik senet nedeniyle katılandan toplam 33.500 TL alacaklı olmasına rağmen kendisinde bulunan ve katılana iade ile yükümlü olduğu 10.06.2011 düzenleme ve 10.09.2011 vade tarihli, 58.000 TL tutarındaki senedi 40.000 TL'lik borcuna karşılık ... isimli şahsa ciro ettiği ve ... aracılığıyla 38.000 TL üzerinden icra takibine konu ederek kısmen bedelsiz kalmış bulunan senedi kullandığı iddiasıyla sanık hakkında TCK'nın 156/1, 53 ve 58. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Soruşturma konusu bedelsiz senedi kullanma suçunun uzlaştırmaya tabi olduğu,
Soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı tarafından katılan ...'ın 02.10.2013 tarihinde alınan beyanında katılanın '... ve ona yardımcı olan kişilerden şikâyetçiyim, uzlaşmak istemiyorum.' dediği, yine Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık ...'in 07.05.2014 tarihinde alınan ifadesinde ise sanığın uzlaşmak istediğine ya da istemediğine ilişkin bir açıklamasının olmadığı,
Kovuşturma evresinde katılanın şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan ettiği, 19.03.2015 tarihli oturumda sanığa uzlaşma hükümlerinin okunup sorulması üzerine sanığın 'Uzlaşmayı ve vazgeçmeyi kabul ederim, uzlaşma konusunda süre talep ediyorum.' dediği, Yerel Mahkemece sanığa uzlaşma konusu için süre verilmesine karar verildiği, ancak mahkûmiyet kararının verildiği 05.05.2015 tarihli oturuma sanığın katılmadığı,
Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde uzlaştırmanın mahiyeti ile bunu kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarına ilişkin açıklama içeren uzlaşma teklif formunun düzenlenmediği,
Dosyada mevcut alıcısı katılan ..., satıcısı sanık ... olan sözleşmenin alt kısmında yer alan senet üzerinde '58.000' rakamı ile ... isim ve imzasının bulunduğu,
... 11. İcra Müdürlüğünün 07.05.2014 tarihli ve 2013/14963 sayılı yazısı ekinde bulunan 18.09.2013 tarihli takip talebinde alacaklının ..., borçlunun katılan ..., takip dayanağının 10.06.2011 düzenleme, 10.09.2011 ödeme tarihli ve 38.000 TL tutarındaki senet olduğu, aynı yazı ekinde yer alan senedin düzenleme tarihinin 10.06.2011, ödeme tarihinin 10.09.2011, lehdarın sanık ..., borçlunun katılan ... ve tutarın ise 58.000 TL olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Müşteki ... Kollukta; Harman Mahallesi, 37207 ada, 1 parselde bulunan inşaatta 5 numaralı daireyi 58.000 TL karşılığında sanık ...'den satın aldığını, aralarında protokol imzaladıklarını, buna göre borcun bir kısmını nakit, kalan kısmını da peyderpey ödeyeceğini, sanığa 34.000 TL tutarında bir adet senet verdiğini, ödeme yaptıktan sonra bu senedi geri aldığını, tüm borcunu da ödediğini, ancak sözleşmenin altında senet olduğundan haberinin olmadığını ve açığa attığı imzalı kısmın sözleşme şartlarına aykırı olarak bilgisi ve rızası dışında sanık tarafından doldurulduğunu veya doldurtulduğunu, senedi ... isimli tanıdığı vasıtası ile icraya koyduğunu, şikâyetçi olduğunu ve uzlaşmak istemediğini,
Savcılıkta; sanığa olan borcun tamamını ödemediğini, 13.000 TL borcunun olduğunu, ayrıca sanığın yazıp imzaladığı bir teminat senedini verdiğini, ancak miktarının 25.000 TL değil, 20.000 TL olduğunu,
Mahkemede; sanıktan 58.000 TL karşılığında daire satın aldığını, 46.000 TL'sini peşin verdiğini, 12.000 TL'yi de kapılar ve pencereler takılıp boya işleri yapıldıktan sonra ödeyeceğini ancak sanığın bunlardan hiçbirini yapmadığını, daireyi tamamlayıp işleri bitirirse borcunu ödeyeceğini, sanığa 34.000 TL veya 40.000 TL tutarında senet vermediğini, sanığa sadece 58.000 TL tutarında bir adet senet verdiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
İfade etmiştir.
Sanık ... Savcılıkta; ...'ta arsa sahibi olan ... Oğuz ve Emre Çakır ile kat karşılığı inşaat anlaşması yaptığını, katılan ... ile de 5 numaralı dairenin satışı konusunda 58.000 TL'ye anlaştığını, ancak katılanın borcun tamamını ödemediğini, hâlen 13.000 TL alacağı olduğunu, protokol ile katılandan açık senet aldığını, katılana da 25.000 TL tutarında teminat senedi verdiğini, cezaevine girmesi nedeni ile inşaatı bitiremediğini, katılanın 13.000 TL borcu ve katılanda 25.000 TL tutarında senedi olması nedeniyle senede 40.000 TL yazarak borçlu olduğu ...'a verdiğini,
Mahkemede; sözleşme gereği katılanın boya aşamasında 13.000 TL vermesi gerekirken vermediği için evi teslim edemediğini, katılan aleyhinde faizi ile birlikte 15.000 TL tutarında icra takibinde bulunduğunu, ... 11. İcra Müdürlüğünün 2013/14962 takip sayılı dosyasında 40.000 TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığının sorulması üzerine katılandan 15.000 TL alacağının olduğunu, katılanda da 25.000 TL tutarında senedinin bulunduğunu, bu nedenle 40.000 TL için takip talebinde bulunduğunu, senedin 25.000 TL tutarında olduğunu bildiğini, 20.500 TL de olabileceğini, uzlaşma hükümlerinin okunup sorulması üzerine ise uzlaşmayı ve vazgeçmeyi kabul ettiğini, ayrıca uzlaşma konusunda süre talep ettiğini,
Savunmuştur.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 17.09.1987 tarihli 410. toplantısında alınan Ceza Adaletinin Sadeleştirilmesi Hakkında Üye Devletlere Yönelik 18 Sayılı Tavsiye Kararında;
'Ceza adaletinin işleyişini hızlandırma ve sadeleştirme işleminde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özellikle 5 ve 6. maddelerinde öngörülen şartların dikkate alınması gerektiği göz önüne alınarak; Mahkemelere intikal eden ceza davalarının kabarıklığı ve özellikle hafif cezaları gerektirenler ile ceza yargılamasındaki uzunluğun neden olduğu sıkıntılara bakılarak ...yetkili makamlarca ceza işlerinde savcılık ve mahkeme dışı anlaşmalar sağlanması, bu tür ihtilafların uzlaşma yolu ile halledilmesinin tavsiye edilmesi' kabul edilmiştir.
Benzer düşünce ve ihtiyaçlar sonucu Türk Ceza Hukuku Sistemine dâhil edilen ve 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliğe kadar 'uzlaşma' başlığı altında düzenlenen uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, 'Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.' hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle, TCK'nın 73. maddesinin başlığında yer alan 'uzlaşma' ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeye göre uzlaştırmanın bir ceza muhakemesi kurumu olduğu açık ise de birey ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi nedeniyle maddi ceza hukukunu da ilgilendirdiği tartışmasızdır.
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değiştirilen CMK'nın 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.' şeklinde belirlenmiş; aynı maddenin uzlaştırmanın kimler tarafından ve nasıl yapılacağına ilişkin 4, 5 ve 9. fıkralarında ise;
'(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
(9) Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi halinde, Cumhuriyet savcısı uzlaştırmayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, uzlaştırmacı olarak avukat görevlendirilmesini barodan isteyebilir veya hukuk öğrenimi görmüş kişiler arasından uzlaştırmacı görevlendirebilir.' hükümlerine yer verilmiştir.
5560 sayılı Kanun değişikliği ile CMK'nın 253. maddesine eklenen 24. fıkrasında yer alan '(24) Uzlaştırmanın uygulanmasına ilişkin hususlar, yönetmelikle düzenlenir.' hükmü uyarınca ... Bakanlığınca çıkarılan ve 26.07.2007 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 'Uzlaştırma teklifi' başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrası;
'(3) Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlilerince yapılacak uzlaşma teklifi, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek 1/a veya Ek 1/b sayılı uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formlarının hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi ve formda yer alan bilgilerin açıklanması suretiyle yapılır. Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlisi tarafından, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği soruşturma evrakı içine konulur.' şeklinde düzenlenmiştir.
Karar tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı 'Uzlaştırma' olarak değiştirilmiş ve;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz...' şeklindeki düzenlemeyle uzlaştırmanın kapsamı genişletilmiş; ayrıca değiştirilen 4 ve 24 ile eklenen 25. fıkralarda ise uzlaştırmanın kimler tarafından ve nasıl yapılacağına ilişkin yenilikler getirilmiştir. Buna göre değiştirilen 4 ve 24 ile eklenen 25. fıkralarda;
'(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur…
r Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, ... Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
(25) Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, ... Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.' hükümlerine yer vermiştir.
Anılan düzenlemeler ilişkin madde gerekçesinde de, söz konusu düzenlemelerin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu düzenlemeler ile uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmaktadır.
6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile CMK'nın 253. maddesine eklenen 25. fıkrası hükmü uyarınca ... Bakanlığınca çıkarılan ve 05.08.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin 'Uzlaştırma teklifi' başlıklı 29. maddesinin 5. fıkrası;
'(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4'te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu'nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.' şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer taraftan 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren CMK'nın 'Mahkeme tarafından uzlaştırma' başlıklı 254. maddesi;
'(1) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
(2) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir.' şeklinde iken 5560 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile;
'(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır.
(2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def'aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.' biçiminde değiştirilmiş, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile ise CMK'nın 254. maddesinin 1. fıkrası;
'(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.' şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler göz önüne alındığında, uzlaştırma gerek 5560 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce, gerekse 5560 ve 6763 sayılı Kanun'larla yapılan değişiklikler sonrası asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem ise de her ne suretle olursa olsun uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâlinde kovuşturma aşamasında da uzlaştırmanın mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâlinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... hakkında, CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişiklikten önce de uzlaştırma kapsamında bulunan TCK'nın 156/1. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçundan kamu davası açıldığı, katılanın soruşturma evresindeki ifadesi sırasında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediği, kovuşturma evresinde sanığın yapılan uzlaşma teklifini kabul ettiği, ancak gerek katılana gerekse sanığa uzlaşmanın mahiyetinin ve uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatıldığına ilişkin Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ekinde yer alan uzlaşma teklif formunun düzenlenip imzalatılmadığının anlaşılması karşısında, katılana ve sanığa yapılan uzlaşma tekliflerinin CMK'nın suç ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan 253. maddesinin 5. fıkrasına ve Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı ve CMK'nın yürürlükte bulunan 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün, sanığa ve katılana usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmaması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuç karşısında Özel Dairenin bozma kararından önce de uzlaştırmaya tabi bulunan TCK'nın 156/1. maddesi kapsamındaki bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından, Yerel Mahkeme kararından sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliklerin lehe olduğundan bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 15.01.2020 tarihli ve 12279-332 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- ... 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.05.2015 tarihli ve 796-286 sayılı hükmünün, sanığa ve katılana usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmaması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.