18. Ceza Dairesi 2019/3099 E. , 2019/7881 K.
KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2017/214 esas, 2017/456 karar sayılı hükmün kanun yararına bozulması talebi üzerine,
Dairemizin 14/01/2019 tarih ve 2018/4992 esas, 2019/1189 karar sayılı kararıyla;
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2014 tarihli ve 2013/470 esas, 2014/283 sayılı kararını müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kasapmına göre, 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesinde yer alan 'Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir' şeklindeki hüküm gereğince, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği ve kesinleşen bu karara karşı da kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu görülmüştür.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda kurulacak mahkumiyet hükmünde TCK'nın 50/3. maddesi gereğince kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi zorunluluğuna ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, maddede sayılan seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 3. fıkrasında ise, 'Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.' hükümlerine yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, 26/04/2013 günlü suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ve suç tarihinde onsekiz yaş altı olan suça sürüklenen çocuğa, 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 31/3, 62/1 maddeleri uyarınca verilen 3 ay 10 gün süreli hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1. Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 sayılı kararının, suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bakımından, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2. Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,” oy birliği ile karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/04/2019 tarih ve KD-2018/59441 sayılı yazısı ile;
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2014 tarihli ve 2013/470 esas, 2014/283 sayılı kararını müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde, 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesinde yer alan 'Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir' şeklindeki hüküm gereğince, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.06.2018 tarihli yazısı ile ihbar olunmakla, Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/07/2018 gün ve 2018/59441 sayılı tebliğnamesiyle bozma talebi sunularak ilgili dosya Yargıtay 18. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir.
Yüksek 18. Ceza Dairesi, 14/01/2019 gün ve 2018/4992 esas, 2019/1189 sayılı kararı ile özetle, 'Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 sayılı kararının, suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bakımından, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE' karar vermiş, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesi çerçevesinde yapılan incelemede, Yüksek 18. Ceza Dairesinin anılan kararına karşı aşağıda açıklanmaya çalışılacak nedenlerden dolayı itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
İTİRAZ NEDENLERİ : İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde, daha az ceza verilmesi gerekliliğinden bahisle düzenlenen ihbarname içeriğini yerinde gören Özel Dairece yapılacak bozmanın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının, 'b' bendi uyarınca mı, 'd' bendi uyarınca mı yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı CMK'nın 4. fıkrasının (d) bendi gereğince bozma nedeninin suça sürüklenen çocuğa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi durumunda bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08/04/2018 gün 72-73, 2. Ceza Dairesinin 16/05/2018 gün 2740-6334, 3. Ceza Dairesinin 21/02/2018 gün 1253-2835, 4. Ceza Dairesinin 05/01/2017 gün 18133-475, 8. Ceza Dairesinin 27/09/2018 gün 25955-9938, 10. Ceza Dairesinin 29/03/2018 gün 93-3075, 12. Ceza Dairesinin 18/10/2018 gün 3623-9906, 13. Ceza Dairesinin 27/06/2018 gün 3446-9861, 14. Ceza Dairesinin 03/04/2018 gün 3539-2428, 15. Ceza Dairesinin 04/06/2018 gün 3272-4172, 17. Ceza Dairesinin 15/01/2018 gün 6278-567, 19. Ceza Dairesinin 10/04/2018 gün 688-4312 sayılı kararlarında da, mahkûmiyet hükümleri yönünden verilen kararların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi kapsamında kaldığı kabul edilerek, hukuka aykırılıkların bizzat Özel Dairelerce giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünü inceleyen Yüksek Dairece daha hafif bir cezaya hükmolunması gerekliliğini vurgulayan ihbarname içeriği kabul edilerek kanun yararına bozma kararı verildiğinden, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesinin doğrudan hükmetmesi, bu çerçevede yerel mahkemece hükmolunan 3 ay 10 gün hapis cezasının TCK'nin 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlardan birine çevirmesi gerekmektedir. Özel Dairece, yeniden yargılama yasağı olduğu halde, daha az cezaya hükmedilmeyip hukuka aykırılığın giderilmesinin yerel mahkemeye bırakılması halinde, bu aşamada yerel mahkemenin vereceği karar yok hükmünde olacağından, hükümlü lehine sonuç doğuracak olan hukuka aykırılık da yasal olarak giderilmemiş olacaktır. Anılan nedenlerle Yüksek Dairece yeni bir hüküm kurulmadan 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozma kararı verildikten sonra sonraki işlemlerin mahallinde mahkemece tamamlanmasına karar verilmesi Kanuna aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM : Açıklanan gerekçelerle;
1- Yüksek Dairenizin, 14/01/2019 ve 2018/4992 esas, 2019/1189 karar sayılı ilamının kaldırılması,
2- Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 karar sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozulmasına karar verilmesi ve Yüksek Dairece TCK'nin 50/3. maddesi uygulanarak daha hafif ceza içeren yeni bir hüküm kurulması,
3- Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesi uyarınca itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 14/01/2019 tarih ve 2018/4992 esas, 2019/1189 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2014 tarihli ve 2013/470 esas, 2014/283 sayılı kararını müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/456 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, maddede sayılan seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 3. fıkrasında ise, 'Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.' hükümlerine yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, 26/04/2013 günlü suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ve suç tarihinde onsekiz yaş altı olan suça sürüklenen çocuğa, 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 31/3, 62/1 maddeleri uyarınca verilen 3 ay 10 gün süreli hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, suça sürüklenen çocuk ... hakkında, Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2017/214 esas, 2017/546 sayılı kararının, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bakımından 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık suça sürüklenen çocuğa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile suça sürüklenen çocuğun kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, TCK'nın 116/1. maddesi uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezasının, aynı Yasanın 31/3. maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle yürürlükte olan haliyle 1/3 oranında indirim yapılarak 4 aya indirilmesine, aynı Yasanın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 3 ay 10 gün hapis cezasına indirilmesine, aynı Yasanın 50. maddesinin 3. fıkrasındaki zorunluluk dikkate alınarak, hapis cezasının takdiren TCK'nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca günlüğü 20,00 TL'den hesaplanarak, 2.000,00 TL adli para cezasına çevrilmesine, TCK'nın 52/4. maddesi gereğince adli para cezasının aylık 24 eşit taksit halinde ödenmesine,
3- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 29/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.