1. Hukuk Dairesi 2020/53 E. , 2021/3625 K.
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, şirket hisselerinin iptali ve tescili, tenkis istekli dava sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tefrikine dair verilen kararın taraflarca istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile tefriki yönünde yeniden hüküm kurulmasına ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile şirket hisselerinin iptal tescili, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...’ın kendilerinden mal kaçırmak amacıyla davalı oğulları ..., ...... ile davalı yeğeni ... (... oğlu) ve bu yeğeninin oğlu olan davalı ...’a bazı taşınmazlarını, kurucusu olduğu ... Hafriyat ve Tic. AŞ. ile ...Ürünleri Pazarlama San. ve Tic. AŞ’deki hisselerini bağışladığını, 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/5 payını kendi adına, 1/5’er payını davalılar ..., ......, ... (... oğlu) adlarına tescil ettirdiğini, bilahare bu taşınmazdaki 1/5 payını davalılara satış yolu ile devrettiğini, 8303 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakanın satın aldığını ancak davalı oğlu ... ile ... Hafriyat ve Tic. AŞ. adına tescil ettirdiğini, daha sonra bu taşınmazın ¼’ er paylarla davalılar ..., ...... ve ... (... oğlu) adlarına satış yoluyla tescil
edildiğini, 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakanın alıp davalı oğlu ... adına tescil ettirdiğini, 144 ada 8 ve 10 parselleri mirasbırakanın alıp davalılar ... ve ... üzerine tescil ettirdiğini, bu taşınmazların daha sonra ...Ürünleri Paz. San. ve Tic. AŞ’ye devredildiğini, 2190 ada 5 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakanın satın aldığını ancak ...Ürünleri Paz. San. ve Tic. AŞ. adına tescil edildiğini, mirasbırakanın her iki şirketi de aile şirketi olarak kurup davalı oğulları ile davalı yeğenini kurucu ortak olarak gösterdiğini, daha sonra da her iki şirketteki 40’ar hissesini bütün davalılara devrettiğini, bu işlemi satış gibi gösterse de bağışlama olduğunu, temliklerin bedelsiz olup, mirasbırakanın kız-erkek çocuk ayrımı yaptığını, oğullarına daha fazla mal bırakmak amacıyla hareket ettiğini ileri sürerek dava konusu 145 ada 3, 142 ada 8, 144 ada 8, 144 ada 10, 2190 ada 5, 8303 parsel sayılı taşınmazlar ile şirket hisselerinin davalılar adına olan kayıtlarının iptali ile miras paylarının adlarına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu, ortağı oldukları şirketlerde kuruluştan itibaren bilfiil çalıştıklarını, mirasbırakana sembolik olarak şirketlerden hisse verildiğini, mirasbırakanın davacıların annesi olan kızı ...,’a ve kızının eşine arsa aldığını, parasal yardımlarda bulunduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, dava konusu taşınmazların bir kısmının kendilerine ait iken şirket sermayesini güçlendirmek amacıyla şirkete devrettiklerini, dava konusu 145 ada 3 parselde mirasbırakanın 1/5 payını rayiç değeri üzerinden ve ipotekle birlikte satın aldıklarını, aslında bu taşınmazı satın almaktaki amacın mirasbırakanın borcunu üstlenmek olduğunu, mirasbırakanın aile ekonomisi mantığı ile çalıştığını, ilk zamanlar kardeşi ... ile daha sonra da davalı oğulları ve yeğeni ile birlikte çalıştığını, ticarette hep birlikte hareket ettiklerini, mirasbırakanın her iki şirketteki % 20’şer hissesini 2009 yılında satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesince, dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakana ait 1/5 payın mirasbırakanın ölümünden sonra vekaleten davalılar ......, ... ve ...’e (... oğlu) satışının yapıldığı, ölümle vekalet ilişkisi sona erdiğinden tescilin yolsuz olup muvazaanın sabit olduğu gerekçesiyle dava konusu 145 ada 3 parselin 1/5 payı yönünden iptal tescile, dava konusu 2190 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davalıların kayıt maliki olmaması nedeniyle bu parsel yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, mirasbırakanın her iki şirketteki hissesini davalılara devrinin bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle devredilen şirket hisselerinin iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline, dava konusu 144 ada 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakandan temlik bulunmadığı gibi davalıların kayıt maliki de olmadıkları, davacıların şirket hisseleriyle ilgili talepleri kabul edilmiş olmakla bu iki taşınmaz yönünden ayrıca hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı, dava konusu 8303 parsel sayılı taşınmaz ile 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalılara bir temlik bulunmadığı, sağlar arası kazandırma iddiasının ise tenkise konu olabileceği gerekçesiyle bu iki taşınmazla ilgili tenkis isteği yönünden davanın tefrikine karar verilmiş; kararın taraflarca istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, kişisel hakkın temliki niteliği taşıyan şirket hisselerinin devri işleminde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İBK'nın uygulama yeri bulunmadığı, dava konusu 2190 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davalıların kayıt maliki olmadığı, dava konusu 144 ada 8 ve 10 parseller, 8303 parsel ile 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakandan bir temlik bulunmadığı, bu taşınmazlar ile şirket hisseleri bakımından tenkis talebinin incelenebileceği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan adına kayıtlı 1/5 payın, mirasbırakanın ölümünden sonra vekaleten davalılara satış yolu ile devrinin yolsuz tescil niteliğinde olup, davalıların iyiniyetli olmadıkları, mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle pay oranında açılan davanın dinlenebileceği, bu parseldeki temlike konu 1/5 payla ilgili davanın kabulünün sonuç itibariyle doğru olduğu, ancak temlike konu pay ve davacıların miras payları nazara alınarak hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun yalnızca değinilen yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 1/5 pay yönünden davanın kabulü ile iptal tescile, 2190 ada 5 parsel yönünden iptal tescil isteğinin husumetten reddine, dava konusu 145 ada 3 parsel dışındaki diğer dava konusu tüm taşınmazlar ile şirket hisseleri yönünden tenkis incelemesi yapılmak üzere davanın tefrikine karar verilmesi suretiyle yeniden hüküm kurulmuştur
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...’ın 20.12.2010 tarihinde ölümü üzerine davalı oğulları ......, ... ile 2008 yılında ölen kızı ...’dan olma davacı torunları ...... ve ...’nin mirasçı kaldıkları, davalılardan ... oğlu ...’ın ise mirasbırakanın yeğeni, davalı ...’ın ise davalı yeğen ...’in oğlu olduğu;
1- Dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı dava dışı 3. kişi ...adına kayıtlı iken 03.04.1991 tarihinde 1/5’er paylarla mirasbırakan ... ile mirasbırakanın davalı oğulları ......, ... ile davalı yeğeni ...’e (... oğlu) satış yoluyla temlik ettiği, mirasbırakanın 1/5 payının dava dışı vekili... eliyle 20.12.2010 tarihinde saat 15:08 itibariyle 1/20’şer paylarla davalılar ......, ... ve ...’e (... oğlu) satış yoluyla temlik edildiği, böylece adı geçen davalıların bu taşınmazda kendi paylarıyla birlikte 1/4’er oranda paydaş hale geldikleri,
2- Dava konusu 8303 parsel sayılı taşınmazın dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı iken 06.09.1989 tarihli satış işlemiyle mirasbırakan ve davalıların ortağı olduğu ... Hafriyat Tic. AŞ. adına tescil edildiği, 20.04.1995 tarihli satış işlemiyle bu taşınmazın 2/4 payının davalı ..., ¼’er payının davalılar ... ve ... adlarına tescil edildiği, davalı ...’in 2/4 payından 1/4’ünü üzerinde bırakarak 1/4’ünü 20.04.1995 tarihinde davalı ...’a (... oğlu) satış yoluyla temlik ettiği,
3- Dava konusu 144 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamı dava dışı 3. kişi..., adına kayıtlı iken 06.12.1996 tarihinde 1/2’şer paylarla davalılar ... ve ...’e satış yoluyla temlik ettiği, adı geçen davalıların da paylarının tamamını 29.12.2010 tarihinde ortağı oldukları ...Ürünleri Paz. San. ve Tic. AŞ’ye temlik ettikleri,
4- Dava konusu 144 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dava dışı 3. kişi ..., adına kayıtlı iken, 11.10.1995 tarihinde 1/2’şer paylarla davalılar ... ve ...’e satış yoluyla temlik ettiği, adı geçen davalıların da paylarının tamamını 29.12.2010 tarihinde ortağı oldukları ...Ürünleri Paz. San. ve Tic. AŞ’ye temlik ettikleri,
5- Dava konusu 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 91 parsel sayılı taşınmazın 150/13192 payı dava dışı 3. kişi ... adına kayıtlı iken, anılan payı 10.03.1980 tarihinde davalı ...’a (mirasbırakanın oğlu) satış yoluyla temlik ettiği, ifrazen oluşan dava konusu 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamının 17.04.1989 tarihli ifraz işlemiyle davalı ... (mirasbırakanın oğlu) adına tescil edildiği,
6- Dava konusu 2190 ada 5 parsel sayılı “akaryakıt, LPG servis ve satış istasyonu” vasıflı taşınmazın tamamının 20.01.2011 tarihli ünvan değişikliği işlemiyle ...Ürünleri Pazarlama İnşaat Otomotiv San. ve Tic. AŞ. adına kayıtlı olduğu,
7- Mirasbırakanın, ... ve Hafriyat Tic. AŞ. ile ...Ürünleri Pazarlama San. ve Tic. AŞ’nin 40’ar pay ile ( %20’şer) ortağı iken, anılan şirketlerdeki paylarından 10’ar payını oğulları davalılar ...... ve ...’a, 9’ar payını davalı yeğeni ...’e ve 1’er payını davalı yeğeni ...’in oğlu olan davalı ...’a 10.12.2009 tarihinde devrettiği, şirket hisse devirlerinin yazılı şekilde yapıldığı ancak satış ya da bağışa ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı,
8- Mirasbırakanın ölümüne dair Amerikan Hastanesince gönderilen ölüm belgesinden, mirasbırakanın ölüm saatinin tam olarak anlaşılamadığı, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince mirasbırakanın ölüm saatinin 12:42 olarak benimsendiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur.
Bedeli ödenerek 'gizli bağış' şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlem bulunduğu iddiası bakımından şartların mevcut olması halinde tenkis incelemesi yapılabileceği hususunda kuşku yoktur.
Somut olayda, mirasbırakan tarafından temlik edilmeyip, dava dışı 3. kişilerden edinildiği anlaşılan dava konusu 8303, 144 ada 8, 144 ada 10, 142 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar ile 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalıların dava dışı 3. kişiden edindikleri paylar ve davalıların kayıt maliki olmadığı dava konusu 2190 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile mirasbırakan tarafından davalılara devredilen şirket hisseleri hakkında tenkis incelemesi yapılmak üzere davanın tefrikine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yönlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının ve davacıların sair temyiz itirazları ile davalıların aşağı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Öte yandan; muris muvazaasının vekaleten yapılması da mümkündür.
Somut olayda; her ne kadar kabul kapsamındaki dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakandan geçen 1/5 payı yönünden, temlikin mirasbırakanın ölümünden sonra vekaleten yapıldığı, ölümle vekalet ilişkisi son bulduğundan davalılar adına yolsuz tescil oluştuğu gerekçesiyle anılan pay yönünden iptal tescile karar verilmiş ise de, davacılar eldeki davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanmış olup; uyuşmazlığın yolsuz tescil olarak değerlendirilmesi ve bu cihetle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca, öncelikle mirasbırakanın ölüm saatinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespiti ile muris muvazaasının varlığının kabulü halinde, dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalılar ......, ... ve ...’e (... oğlu) geçen pay oranları ve davacıların miras payları nazara alınarak, dava konusu 145 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulması gerekirken, hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek ve hatalı paya hükmedilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz edenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.