16. Ceza Dairesi 2020/5446 E. , 2021/4425 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Temyiz Talebinde Bulunan : Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya
veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet
Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını
kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme,
Silahlı terör örgütüne üye olma, 6415 sayılı Kanuna
muhalefet
..., 01.08.2016 sanık ...,
08.08.2016 sanıklar ..., ...,
..., ..., ..., Süleyman
Bedir ve ..., 11.08.2016 sanık ...
Gökçegöz, 17.10.2016 sanıklar ... ve
... hakkında,
Sanık ... hakkındaki kararın niteliği itibariyle suç
tarihi yazılmamıştır,
Hüküm : 1-Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının
istinaf istemlerinin CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca
reddi,
2-Sanıklar ... ve ... yönünden
TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın
221/4, 62, 221/5, 58/9, 53, 63, CMK'nın 231/5-6 a-b-c,
8,10,11 maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının
geri bırakılması kararları hakkında CMK'nın 271/4.
maddesi gereğince değerlendirme yapılmasına yer
olmadığı,
3-A-Tüm sanıklar hakkında,
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya
veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs etme,
Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan kaldırmaya
veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs etme ve terörün finansmanının
önlenmesi hakkındaki Kanuna muhalefet suçlarından
CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
B-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne
üye olma suçundan CMK'nın 223/4-a ve TCK'nın
221/4-1, 221/5. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer
olmadığı,
C-Sanık ... hakkında TCK'nın 314/2,
3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 221/4, 62, 221/5,
58/9, 53 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet,
D-Sanıklar ..., ..., ...,
..., ..., ..., ...., ..., ...hakkında TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun
5/1, TCK'nın 62, 58/9, 53 ve 63 maddeleri uyarınca
mahkumiyet kararlarına yönelik istinaf başvurularının
esastan reddi,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi; Tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanıklar Ergün ve Murat müdafileri ile sanıklar Burak ve Fazlı'nın duruşma istemlerinin CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
I-... vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Anılan kurumun katıldığı sanık hakkında açılan davanın iş bu dava dosyasından tefrik edilmeş olması da gözetilerek CMK'nın 279/1.maddesi uyarınca verilen temyiz isteminin reddi kararları aynı maddenin son cümlesi uyarınca itiraza tabi olmakla, temyiz edilemez nitelikte olması nedeniyle temyiz başvurusunun aynı Kanunun 298/1 maddesi gereğince REDDİNE,
II-Katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma ve 6415 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından, katılan TBMM'nin ise Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne Üye Olma ve 6415 sayılı Kanuna muhalefet etme suçlarından, suçların niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmedikleri ve bu nedenle de davaya katılma hakları bulunmamakla, davaya katılmalarına ilişkin verilen kararlar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden katılanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve TBMM vekillerinin bu suçlara yönelik temyiz istemlerinin CMK'nın 298/1 maddesi gereğince REDDİNE,
Ret kapsamı dışında kalan suç ve temyiz talepleri ile ilgili olarak temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
III-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik olarak;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, anılan suçlarının yasal unsurları
oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
IV-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden:
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlıklarında suç tarihlerinin yukarıda başlıktaki belirtildiği şekilde ilk yakalama tarihleri yerine '15.07.2016' olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Sanık ... hakkında TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca verilen 5 yıl 6 ay hapis cezasının, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca 1/2 oranında artırımı sonucu, 7 yıl 15 ay hapis cezası yerine 8 yıl 3 ay hapis cezası olarak belirlenmesi, sonuç ceza miktarını değiştirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlerde eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve müdafileri ile sanıklar ..., ... müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden; CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve müdafileri ile sanıklar ..., ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeple BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün ilgili sanıklar yönünden altıncı paragraflarındaki 'sanık hakkında TCK 58/6 maddesindeki hüküm karşısında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasının ihtarına,(ihtarat yapıldı)' bölümlerinin çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
V-Sanıklar ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak:
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme
esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlerde eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1- ..., ... ve ... yönünden:
A-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı bağlamında sanıkların örgütteki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin mahiyet ve yoğunluğu gözönünde bulundurularak, adalet ve hakkaniyete uygun orantılı bir ceza tayini gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayini,
B-Kabule göre de;
a-Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
b-İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlıklarında suç tarihlerinin yukarıda başlıktaki belirtildiği şekilde ilk yakalama tarihleri yerine '15.07.2016' olarak yazılması,
2-... yönünden:
A-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3'ten 3/4'e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla
3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve çok sayıda örgüt mensubu ile ilgili verdiği bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetilerek, uygulanan kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken yetersiz gerekçeyle fazla ceza tayini,
B-Kabule göre de;
a-Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
b-İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlıklarında suç tarihinin yukarıda başlıktaki belirtildiği şekilde ilk yakalama tarihleri yerine '15.07.2016' olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanıklar ...,...,... ve müdafileri ile sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar ..., ... ve... 'nın tutuklulukta geçirdikleri süreler, bozma nedenleri, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.