3. Ceza Dairesi 2015/6224 E. , 2015/26507 K.
Tebliğname No : 3 - 2013/239511
MAHKEMESİ : Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2013/209 (E) ve 2013/223 (K)
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Suça sürüklenen çocuk hakkında hakaret suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde:
Suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezanın, karar tarihindeki miktar ve türü itibariyle hükmün, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin CMUK'un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2) Suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde:
Kasten yaralama eylemini 5237 sayılı TCK'nin 6/1-f-4 maddesi uyarınca silahtan sayılan taş ile gerçekleştirdiği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK'nin 324/1. maddesinde ödenmesi gereken avukatlık ücretleri yargılama giderlerinden sayılarak cezaya veya güvenlik tedbirine hükmolunması halinde bu giderlerin sanığa yükletilmesi gerektiği bildirilmiş ise de, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesindeki bir suç ile isnat edilen herkesin avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun olması halinde ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde re'sen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabileceği yönündeki düzenleme ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90/5. maddesindeki usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler
içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı yönündeki düzenleme karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 324. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi arasında çıkan uyuşmazlıkta milletlerarası andlaşma hükmü olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin esas alınması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk için yapılan müdafiilik giderinin 5271 sayılı CMK'nin 150/2. maddesi uyarınca kendisine zorunlu olarak müdafii tayin edilen suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin (3) ve (4) numaralı bentlerinin karar metninden çıkarılarak yerine '12 adet davetiye gideri 96,00 TL. bilirkişi ücreti 80,00 TL. ile katılan için soruşturma aşamasında yapılan 172.00 TL.ve kovuşturma aşamasında yapılan 310,00 TL. zorunlu vekillik gideri olmak üzere toplam 658.00 TL. yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsili ile hazineye gelir kaydına, suça sürüklenen çocuk için soruşturma ve kovuşturma aşamasında zorunlu müdafiilik gideri olarak yapılan 482,00 TL. yargılama giderinin ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90/5. maddesi de gözetilerek hazine üzerinde bırakılmasına' ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.09.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Dairemizdeki çoğunluk görüşünce verilen bozma kararındaki, zorunlu müdafilik ücretinin yargılama giderinden sayılmayacağı görüşüne katılmamaktayız.
1) Avrupa İnsan hakları sözleşmesinin 6/3-c maddesi aynen şöyledir:
Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir.
Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli gördüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek, hakkına sahip bulunduğu.
Madde içeriğinden anlaşıldığı gibi, avukat yardımından ücretsiz yararlanabilmek için, bir suç ile itham altında olmak gerekir. Bir suçla itham altında olan bu kişi, yargılama sonunda beraat edebilir. Dolayısıyla maddi olanaksızlıklar yüzünden beraat edecek bu kişiyi, avukatın yardımından mahrum etmemek için avukatlık ücretini devlet karşılamaktadır. Devlet de yargılama sonunda bu giderlerini suç ile itham edilen kişiden değil, mahkum durumuna düşen kişiden tahsil etmektedir.
Şüpheli veya sanık olarak yargılanan kişi, müdafi tutacak maddi olanaklardan yoksun ise veya resen müdafi atanması gerektiren bir kişi ise, atanan müdafinin yardımından, yargılama aşaması boyunca ücretsiz yararlanır. Adaletin gerçekleşmesi ve adil yargılanmanın oluşması için, sanığa bu olanaklar tanınmaktadır. Sanığa bu olanaklar tanınmadığı takdirde, silahların eşitliği kuralı gerçekleşmeyeceğinden, sanık yargılama sonunda, avukat yardımından yararlanamadığını ileri sürüp, savunma hakkının kısıtlandığını iddia edebilir. İlerde ileri sürülebilecek bu iddialara karşı, sanığa bu haklar tanınmıştır.
Devletin sanığa yaptığı bu yardım, maddi olanaklardan yoksun oluşu nedeniyle, ücreti ödeme olanağına sahip bulunmaması, sanığın yaşının küçüklüğü veya isnat edilen cezanın ağırlığı gibi nedenler arasında bir ayırım yapılmamıştır. Sanığın savunmasız kalmaması için, AİHS'ne uyum sağlamak için yargılamaya gölge düşürmemek için re'sen müdafi tayin edilmesi cihetine gidilmiştir.
Yargılama süresi devam ettiğinden, sanık sıfatı bulunduğu müddetçe bu kişiden avukatlık ücreti istenemez. Yargılama sonunda kim mahkum olursa, otopsi giderleri gibi yargılama giderleri ile baro tarafından atanan müdafinin ücreti de mahkum olan kişiden tahsil edilmelidir.
2) Baro tarafından ödenen müdafi giderlerinin, yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı sorunu:
-5320 sayılı Yasanın 13. maddesi
-5271 sayılı Yasanın 324-325-327. maddeleri
-Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesi ile 8/3. ve 11/7. maddeleri,
Ayrı ayrı incelendiğinde, baro tarafından ödenen bu müdafi ücretinin, yargılama sonucunda, yargılama giderleri gibi, mahkum olan kişilerden tahsil edilmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu yukarıda belirtilen kanun maddelerini yürürlüğe koyarken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyum sağlamak için bu kanun ve yönetmelikleri yürürlüğe koymuştur. Baro tarafından görevlendirilen müdafiye ödenen ücret de yargılama giderlerindendir. Yargılama sonunda sanık hakkında beraat kararı verildiğinde, tüm yargılama giderleri, Devlet Hazinesince üstlenilir. Buna karşılık, mahkumiyeti halinde, hükmün kesinleşmesi ile bu sefer bütün yargılama giderleri (örneğin otopsi giderleri) gibi resen atanan müdafi ücreti de mahkum olan hükümlüye yüklenir.
Anayasa Mahkemesi; 5320 sayılı Yasanın 13. maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığına karar vermiştir. 12.03.2009 tarih 2007-43 Esas, 2009-51 sayılı Kararı aynen şöyledir:
“Ceza Muhakemesi Kanununa göre, yargılama sürecinde hüküm kesinleşinceye kadar şüpheli veya sanıktan müdafi ücreti istenmemektedir. Hüküm kesinleştikten sonra ise yargılama giderleri içerisinde, müdafi ücreti istenen şahıs, şüpheli veya sanık değil artık hükümlü sıfatını taşımaktadır.
Düzenleme ile amaçlanan sanığa adil bir şekilde savunma imkanlarının sağlanmasıdır. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde bu imkan sağlandıktan sonra, yardım kapsamında ödenen ücretin yargılama gideri olarak hükümlüden tahsilinin öngörülmesinin Anayasanın adil yargılanma hakkına aykırılığından sözedilemez.” şeklindedir.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, bozma kararında belirtilen zorunlu müdafi ücretinin hükümden çıkarılmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.