T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/182 Esas
KARAR NO : 2022/114
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (FSEK)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Maddi ve Manevi Tazminat (FSEK) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapmakta iken 20.01.2018 tarihinde başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na katıldığını, müvekkilinin sınır ötesinde görevini ifa ettiği 19. Günde hain bir saldırı neticesinde ağır yaralanmış ve vuku bulan yaralama sonrasında silah arkadaşları ile beraber gerekli tedavilerin yapılabilmesi için hastaneye kaldırıldıklarını, hastanede tedavi süreci devam ederken, ... televizyonunda görev yapmakta olan muhabir ...'ın müvekkili ve silah arkadaşları ile röportaj talebinde bulunduğunu, söz konusu talebin gerek müvekkili gerekse Genel Kurmay Başkanlığı tarafından uygun görüldüğünü, ardından müvekkili ve silah arkadaşları ile röportajı gerçekleştirdiğini, davalının röportaj esnasında aldığı görüntü ve kayıtları yayımladığı İstikamet Kızılelma isimli kitapta müvekkilinin izni olmadan hukuka aykırı şekilde kullandığını, müvekkiline ait kişiler verileri izinsiz kullanarak haksız ve hukuka aykırı kazanç elde ettiğini, müvekkilinin kendisine ait fotoğrafın ve bilgilerin davalının kitabında kullanılmasına hiçbir şekilde izin vermesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin bu durumdan kitap basıldıktan çok sonra haberdar olduğunu, müvekkiline ait kişisel verilerin ve eser vasfına haiz fotoğrafın müvekkilinin rızası dışında davalı Kerim Ulak tarafından yazılan ve diğer davalı yayın evi tarafından basılarak yayımlanan İstikamet Kızılelma isimli kitabında kullanılmış olması dolayısıyla müvekkilinin kişilik haklarına tecavüzün önlenmesini, izinsiz çoğaltılan kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhası ile satışa sunulan kitapların toplatılmasını ve imha edilmesini, müvekkilinin uğradığı 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket olarak kendilerinden maddi tazminat talebi bulunmadığını, dava ön şartı arabuluculuk aşamasının geçilmediğini, yetkili mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, esasa yönelik olarak ise müvekkilinin kitap ile ilgili olarak satışlarını durdurduğunu, kamuya yayılmış bir kitap olmadığını, müvekkilinin kitabın içeriği ile ilgili yetki sahibi olmadığını, kitap içerisinde kullanılan fotoğrafın eser niteliğine haiz olmadığını, maddi ve manevi zarar unsurlarının oluşmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı ...'a usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap bildirmediği anlaşılmıştır.
Davanın ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin ...Esas, ... Karar ve 08/04/2020 tarihli Görevsizlik Kararı, dosyanın Mahkememize tevzi olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik inceleme gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememize sunulan ilk bilirkişi raporunda özetle ; dava konusu fotoğrafın güzel sanat eseri olarak sayılamayacağı, fotoğrafın izin alınmaksızın ticari amaçla kullanımı nedeniyle maddi tazminat talep edilebileceği, alınan ek raporda ise 84 adet kitap satışından elde edilen 1.640,40 TL ve stokta bulunan 2997 adet kitap olduğu değerlendirildiğinde kök raporda belirlenen telif değerinin bu çerçevede tekraren geçerli olduğu, zira emsaller düzeyinde olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 24/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat taleplerini 1.640,40 TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava 5846 sayılı FSEK kapsamında açılmış, davacıya ait fotoğrafın izinsiz olarak kullanılması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Eser Vasfı'nın Değerlendirilmesi
FSEK md.35/3 “Alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ve yayımlanmış diğer eserlerin, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderacatını aydınlatmak maksadiyle bir ilim eserine konulması;” hükmünü içermektedir. Daval tarafından kullanılan fotoğrafın FSEK kapsamında korunabilmesi için öncelikle bahse konu fotoğrafın “güzel sanat eseri” olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re'sen araştırılmalıdır. FSEK'in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan İlki, fikir ve sanat ürününün “ sahlbinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “ kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “ hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir , kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir. olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK'te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK'te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değlise, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK m.2/3 maddesine göre, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf esarleri ilim ve edebiyat eseri, FSEK m.4/b.5'te fotografik eserler ve slaytlar estetik niteliğe sahip olmaları ve hususiyet taşımaları şartıyla güzel sanat eseri olarak kabul edilmişlerdir. Eğer bir fotoğraf, onu çekmiş olan kimsenin hususiyetini taşımıyorsa ve estetik bir niteliğe de sahip değilse, o fotoğraf güzel sanat eseri olarak korunmaz. Bununla birlikte, bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğrafların her zaman bir ilim ve sanat eseri olarak korunması mümkündür. Bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğraf ve resimlerin eser sayılabilmesi için, bunların da sahiplerinin hususiyetini taşımaları gerekir. Burada da hususiyet muhtevada veya şekilde olabilir ancak bu kategoride özellik daha çok muhtevada belirmektedir, Bir fotoğraf veya resim aynı zamanda hem estetik niteliğini haiz hem de bilimsel ve teknik nitelikte ise bu takdirde üstün olan niteliğe göre, eseri bilim veya edebiyat eserleri veya güzel sanat eserleri kategorisi kapsamında düşünmek gerekir. Eğer iki nitelikte aynı derecede ise, bu takdirde her iki eser kategorisine de dahli olduğu kabul edilmesi gerekir. Ne bilimsel veya teknik ne da estetik niteliğini haiz olmayan fotoğraf ve resimler, fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmezler, bu tür ürünler ancak mülkiyet hakkına ilişkin hükümlere göre veya kişinin fotoğraf veya resmi söz konusu ise , FSEK m.84 vd çerçevesinde korunabilirler.
Somut olaya dönüldüğünde, davacıya ait fotoğrafın röportaj sırasında çekilen bir anı ya da belge niteliğinde olduğu ve herhangi bir hususiyet ve eser niteliği taşımadığı anlaşılmakla eser korumasından yararlanılamayacağı anlaşılmışsa da, FSEK md. 86'da 'Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez' hükmü amirdir. Bu nedenle dava konusu fotoğrafın kullanımına ilişkin FSEK md. 86 bağlamında kişilik haklarının ihlali şartlarının oluşup oluşmaması yönününden bir inceleme yapılması gerekmektedir. Davacının, bir röportaj kapsamında fotoğraf vermesinin bu fotoğrafla başka yayınlar yaparak ticari mecraya çıkarmanın kabul edilmesi anlamında yorumlanması uygun değildir. Dolayısıyla ortada eser vasfına haiz bir fotoğraf olmamasına rağmen kişilik hakları ve FSEK md. 86 çerçevesinde haber niteliğini aşacak şekilde bir kitap yayını içinde davacının izni olmaksızın gerçekleştirilen kullanımın hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Resim üzerindeki hak kişllik hakkı olup, kişi bu hakkına dayanarak resminin çekilmesini, yapılmasını, basılmasını, yayınlanmasını ve dağıtılmasını yasaklama yetkisine sahiptir. İhlâl filinin gerçekleşmesi için fotoğrafın aynen kullanılması zorunlu olmayıp; ticari veya politik amaçlarla ya da reklam amacıyla çoğaltılması da kişilik hakkına aykırılıktır. Esasen bu tür yetkiler için kişinin açık veya örtülü rızası gerekir ancak bazı istisnai durumlar rızanın dışındadır. Her ne kadar davalı tarafça fotoğrafın, davacının kendi rızası ile çekildiği, röportaj sırasında çekilen bu fotoğrafın kullanılmayacağını davacının bilmemesinin mümkün olmayacağı bu nedenle de davacının muvafakatinin bulunduğuna dair itirazlarda bulunulmuş ise de, uyuşmazlığa konu kitabın basımı ticari nitelikte bir iş olduğu, taraflar arasında akdedilen bir telif sözleşmesi ve mali hak devrinin bulunmadığı, röportaj vasıtası ile kullanılan fotoğrafın kitap basımında kullanımının muvafakat sayılamayacağı, bu hususta ayrıca davacıdan izin alınması gerekeceği gözetilerek bu itirazlar yerinde görülmemiştir.
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan Değerlendirme
Dava konusu fotoğrafların FSEK 68.madde kapsamımda eser niteliğinde bulunmadığını, ancak FSEK, m. 84 ve 86 kapsamında, eser mahiyetinde bulunmasa dahi bir kimseye ait fotoğrafın izinsiz kullanılması hukuka aykırılık teşkil etttiğinden, davaya konu olan fotoğraflara ödenmesi gereken telif ücretinin tespiti için davalı yayınevi'ne ait ticari defter ve kayıtlar muhasip bilirkişi vasıtası ile incelenmiş olup, dava konusu ... isimli kitap satışına ilişkin ticari kazancın hesaplanmasında 84 adet satış yapıldığı, 84 adet kitabın maliyetinin 250,82 TL olduğu ve satışı yapılan kitaplardan 1.640,40 TL kar elde edildiği hesaplanmıştır. Davalı yanca da beyan edildiği üzere mali incelemede de görüldüğü gibi 2997 adet kitabın satılmadığı anlaşılmış, dolayısı ile davacının talep edebileceği tutarın 1.640,40 TL olabileceği sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın aynı zamanda manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüş, bu kapsamda yapılan değerlendirmede kişilik hakkının ihlali sabit görülmekle davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu ancak yukarıda da ifade edildiği üzere, davalı tarafından basımı yapılan kitabın büyük bir kısmının satışının gerçekleştirilmediği, her ne kadar kitap basımı ticari bir kazanç elde etme amacı taşısa da, uyuşmazlığa konu hususun aynı zamanda toplumu ilgilendiren bir haber niteliği de taşıdığı, manevi tazminat miktarında ihlal olunan hakkın mahiyeti, eylemin niteliği ve hakkaniyete göre 7500 TL manevi tazminat istemi günün ekonomik koşullarına göre manevi tatmin duygusu yönünden somut olayda uygun bir miktar olarak kabul edilmiş, fazlaya ilişkin kısım sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, davacıya ait fotoğrafın davalıya ait İstikamet Kızılelma isimli kitapta izinsiz kullanılmasının davacının kişilik haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, ilk baskı sonrası tecavüzün son bulduğu anlaşılmakla ref talebinin bu kapsamda toplama ve imha taleplerinin reddine,
2-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 1.640,40 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 624,38 TL karar harcından peşin ve ıslah ile yatırılan 388,63 TL'nin mahsubu ile kalan 235,75 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 1.640,40 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 7.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar vekili yararına hesap olunan 7.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.650,00 TL bilirkişi ücreti, 602,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.250,50 TL'den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 1.372,68 TL ve 433,03 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.805,71 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022
Katip ...
e-imza
Hakim ...
e-imza