T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2019
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 09.09.2013 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı dava dışı..... sevk ve idaresindeki... plakalı araç ile .... yönünden şehir merkezine doğru seyir halinde iken aynı yönde ve yolun sağında seyretmekte olan dava dışı sürücü...’ın sevk ve idaresindeki..... plaka sayılı tırı sollamak isterken aynı yönde seyretmekte olan ve geçişini tamamlamak isteyen sürücülüğünü dava dışı ..... plakalı yolcu otobüsünü sol aynayı kontrol etmeden aşırı hızlı ve dikkatsiz bir şeklide geçtiğini, önce yolun sol tarafından geçişini yapmakta olan otobüsün sağ ön tamponuna, aracının sol arka yan kısımlarıyla çarptığını, bilahare tıra ait dorsenin sol arka kısımlarına çarparak direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve gidişe göre yolun sol tarafında bulunan orta refüjdeki bordür taşlarına çarpıp savrularak karşı yola geçip ... yönüne doğru seyir halinde olan sürücüsü dava dışı ... yönetimindeki .... plakalı araca çarparak yolun dışına çıktığını, dava dışı...'ın kullandığı aracın içerisinde yolcu olarak bulunan davacının ağır yaralandığını, bu kazanın oluşumunda ... plakalı araç sürücüsü...'ın asli ve tam kusurlu, davacının ise yolcu konumunda olduğu için tamamen kusursuz olduğunu, davacının meydana gelen kazadan sonra ağır yaralanmış olup vücudunda çeşitli kırıklar meydana geldiğini ameliyatlar olduğunu, %100 iş göremez durumda olduğunu belirterek meydana gelen trafik kazası sonucu iş göremezlik tazminatını kapsayan maddi tazminatın hesaplanarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla davacı için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, 29.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 60.748,51 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili..... plakalı aracın davalı şirkete 15.06.2013-15.06.2014 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limitiyle ve kusurla sınırlı olduğunu, davacıya 22.07.2014 tarihinde 27.318,35 TL ödendiğinden sorumlulukları kalmadığını, aksi halde ödemenin güncellenmesini, davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, faizin de dava tarihinden yasal faiz olarak istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya içeriğine göre; davacının davalıya yaptığı başvuru belgelendirilememiş ise de davalı ... şirketinin bu kaza nedeniyle ZMMS poliçesi kapsamında davacıya 22.07.2014 tarihinde 27.318,35 TL ödeme yaptığı gözetildiğinde temerrüt tarihinin bu tarih olacağının kabulü gerektiği, davalı ... şirketine sigortalanan aracın cinsi hususi araç olduğundan yasal faiz uygulanması gerektiği, davacının zararın gelişimine sebep olacak müterafik kusurunun tespit edilemediği, dava ve talep arttırım dilekçesi, tarafların tespit olunan kusur yüzdeleri, yargıtay içtihatları ile somut hadiseye uygun alınan bilirkişi raporunda belirtilen miktarlara uygun olarak davacının sürekli ve geçici iş göremezlik içinde kalması nedeniyle toplam 60.748,51-TL maddi tazminat talep hakkı bulunduğu, dava ve talep arttırım dilekçesine bağlı kalınarak davalının bu miktardan poliçe limiti dahilinde sınırlı ve sorumlu olmak üzere sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğuna hükmedilmek gerektiği anlaşılmış olmakla davanın kabulüne, 7.457,42 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 53.291,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 22/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLEİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLER
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Yerel mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazaya ilişkin yerel mahkemece aldırılan kusura ilişkin bilirkişi raporunda %100 kusurun sigortalı araç sürücüsüne yüklenmesi ve bu kusur oranına göre hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu,
Yerel mahkemece aldırılan 22.06.2018 tarihli adli tıp kurumu raporunda belirtilen maluliyet oranı fahiş niteklikte olup taraflarınca kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacı tarafa dava konusu kaza sebebiyle 22.07.2014 tarihinde 27.318,35 TL ödeme yapılmış olup söz konusu ödeme ile davalı şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, yerel mahkemece hükme esas alınan raporda belirtilen sürekli iş göremezlik tazminatı afaki olup kabulünün mümkün olmadığını, zira sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, davalı şirketin zorunlu karayolu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ancak gerçek zararı tazminle yükümlü olduğunu, davacı için tespit edilmiş bulunan geçici iş göremezlik süreleri için talep edilen tazminattan da davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu hususta sorumluluğun tamamen sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, trafik kazalarına teminat sağlayan zorunlu sigortalarda, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. Maddesinde düzenlenen durumlar için .... aktarılacağını, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceğini, anılan mevzuatlar kapsamında sigorta şirketlerinin prim aktarımı yapmama insiyatifi bulunmamakta olup aksinin düzenlenmediğini, keza 6111 Sayılı Yasa ve trafik kazaları nedeniyle ilgililer sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik uyarınca prim aktarımı hak ve tercih olmaktan öte bir yükümlülük/zorunluluk olarak düzenlendiğini, nitekim davalı şirketin anılan yönetmelik gereği aktarımları yapmaya başladığını, dolayısıyla KTK 98, Maddesi ve 6111 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi kapsamında davalı şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığını,
Yargıtay'ın yerleşik kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda TBK.51-52 maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılmasının öngörüldüğünü, dava konusu olayda davacı sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğundan maddi tazminat talepleri hesaplanırken hatır taşıması indirimi yapılmaksızın düzenlenen sözkonusu bilirkişi raporunun esas alınarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bahsedilen hususlar göz önünde bulundurulmadan yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi (sürekli ve geçici iş görmezlik) tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen 09.09.2013 tarihli kaza tespit tutanağındaki kusur oranı ile Diyarbakır 4.Ağır Ceza Mahkemesinde ve eldeki davadaki Adli Tıp Kurumu raporlarında belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 13.06.2018 tarihli raporu ile davacının sürekli maluliyetin %11,30, geçici işgörmezlik süresinin 9 ay olarak belirlenmiş olmasına ve belirlenen bu orana göre davalı ... şirket tarafından 22.07.2014 tarihinde yapılan 27.318,35 TL ödemenin güncellenmiş değeri düşüldükten sonra davacının sürekli işgörmezlik zararının 53.291,09 TL ve 9 ay üzerinden 7.457,42 TL geçici işğörmezlik zararı olduğuna ilişkin 21.09.2018 tarihli bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun bulunmasına, 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesine, TBK.nın 54. maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlenmesine, ayrıca 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde SGK.nın sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun düzenlenmesine, geçici işgöremezlik zararından sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin olmamasına, sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin düzenlendiği KTK.nın 92. maddesinde geçici işgöremezlik zararının sigortanın sorumlu olmadığına dair bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davalının geçici işgöremezlik zararından sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı yönünden hatır taşıması indirimi sebeplerinin bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 'tazminatın belirlenmesi' başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; 'tazminatın indirilmesi' başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zararın doğması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Yukarıda yazılı açıklamalar dikkate alındığında davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması, zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde zarardan indirim yapılması gerekebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekir. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılmasının, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir. Yerleşik uygulama ve kararları dikkate alındığında uygulanması gereken müterafık kusur indirimi oranının %20 olduğu görülmektedir.
Somut olayda davacının, iş bitiminde davalı ... şirketine ZMMS ile sigortalı iş arkadaşı ... ... sevk ve idaresindeki... plakalı araçla eve dönerken karıştıkları kaza sonucu yaralandığı, dava dışı sürücü ...’nin olay sırasında 2 promil alkollü olduğu, davacının alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmiş olması nedeniyle müterafik kusurlu olup maddi tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken müterafik kusur indirimi yapılmadan maddi tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I- Davalı vekilini istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1- Davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddine, 5.965,93 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 42.632,87 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 22/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 3.319,78 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL peşin harç, 205,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.085,58 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 7.117,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 29,20 TL Başvurma harcı, 29,20 TL Peşin harç, 9,70 TL Vekalet harcı, onbeş tebligat gideri 185,00 TL, 205,00 TL ıslah harcı, dört müzekkere gideri 38,00 TL, iki bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, adli tıp dosya gönderme ücreti, 58,00 TL, talimat dosya gönderme ücreti 20,50 TL, adli tıp fatura ücreti 693,50 TL olmak üzere toplam 2.268,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 25,73 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.