Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/3441 E. , 2022/1729 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/3441
Karar No : 2022/1729
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR):1- Kendi adlarına asaleten, çocukları …, …,
…, …, … adlarına velayeten … ve …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları olan …'un, İzmir ili, Menemen ilçesinde bulunan … İlköğretim Okulu'nun bahçe kapısının önünde oynadığı sırada kapının üzerine düşmesi sonucu vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen anne … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesiyle 67.363,75 TL), 75.000,00 TL manevi, baba … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesiyle 43.025,88 TL), 75.000,00 TL manevi, kardeşler ve nine ile dede için ayrı ayrı 100,00'er TL maddi, 10.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 2.800,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 111.189,63 TL) maddi ve 230.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E:2014/6054, K:2015/1963 sayılı kısmen onama kısmen bozma kararının bozmaya ilişkin kısmına uyulmak suretiyle, kusur oranının tespiti amacıyla mahallinde 15/12/2017 tarihinde yapılan keşif sonrası hazırlanan 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı idarenin gerekli tedbirleri almadığı, risk analizi yapmadığı, okul güvenliği eylem planı hazırlamadığı ve özellikle dava konusu olan, okul giriş kapısının sol tarafında bulunan ve yokluğu kapıyı emniyetsiz hale getiren parçanın 17/04/2011 tarihinde (olaydan 2 gün önce) çalınmasına rağmen okulun açık olduğu 18/04/2011 ve 19/04/2011 tarihlerinde bu durumu fark etmemesi nedeniyle % 65 oranında kusurlu olduğu, ailenin isse henüz dört yaşında olan çocuklarını gözetimsiz bir biçimde bırakması nedeniyle % 35 oranında kusurlu olduğu kanaatine yer verildiği ve raporun hükme esas alınabilecek nitelikte görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zararlarının tespiti amacıyla hazırlanan 16/04/2018 tarihli hesap bilirkişisi raporunda hesaplanan destekten yoksun kalma zarar miktarlarına, kusur raporunda belirtilen kusur oranlarının uygulanması suretiyle davacılardan anne … için 30.660,94 TL ve baba … için 17.006,20 TL olmak üzere toplam 47.667,14 TL maddi tazminatın 2.000,00 TL'lik kısmı için idareye başvuru tarihinden itibaren, 45.667,14 TL'lik kısmı için miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve faiz isteminin reddine; davacıların olay sebebiyle duydukları acı ve ızdırabı kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla, olayın meydana geliş şekli, tarihi, kusurun niteliği, oranı, davacıların sosyal durumu da dikkate alınarak, davacılardan nine ve dede ile kardeşlerden her biri için takdiren ve taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 19/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
I.Davacılar tarafından, kusur indiriminin yapılmaması gerektiği, tazminat hesaplamasının vefat eden çocuğun üniversiteyi bitirip yüksek gelirli bir işte çalışacağı varsayımından hareketle yapılması gerekirken, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, bakım ve yetiştirme giderinin yüksek tutulduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
II.Davalı idare tarafından, zararlı sonuç ile idarelerinin eylemi arasında illiyet bağının bulunmadığı, dolayısıyla sorumluluklarının da söz konusu olamayacağı, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz isteminin kabulüne, kararın maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın manevi tazminata ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılardan … ve …'un 4 yaşındaki oğlu …'un, 19/04/2011 tarihinde, İzmir ili, Menemen ilçesinde bulunan … İlköğretim Okulu'nun demir kapısının üzerine çıkarak oynadığı sırada demir kapının yerinden ayrılarak üstüne düşmesi sonucu vefat ettiği, olayla ilgili olarak taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanan okul müdürüne, 'olayın kaynak yerlerinin kopması sonucu demir kapının rayından çıkması suretiyle meydana geldiği, kaynakların dayanıklılığını kontrol etmeyen, kapının raydan çıkmasını engelleyecek tedbirleri almayan, kapının bağlantı demirinin olaydan iki gün önce başkaları tarafından alınmasına rağmen tamirat ve onarımını yaptırmayarak kapıyı her an devrilmeye müsait durumda bırakan okul müdürünün olayda asli kusurlu olduğu' yolundaki bilirkişi raporu dikkate alınarak ... Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, anılan ceza mahkemesi kararının 10/09/2012 tarihinde kesinleşmesinden sonra 19/06/2013 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. maddesinde, 'Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.' hükmü düzenlenmiştir.
Tazminatın amacı uğranılan gerçek zararın tazmin edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tazminat, zarar görenin zenginleşmesi veya zarar verenin cezalandırılması sonucuna yol açmamalıdır. Dolayısıyla hesaplanacak tazminatın azami miktarı gerçek zarar ile sınırlıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğini kaybeden kimseye, diğer bir ifadeyle ölen kimsenin yakınlarına, ölüm olayından önceki sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak bir miktar para ödenmesini ifade etmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermek zorundadır. Maddi tazminatın amacı, zarar verici olay meydana gelmeseydi; zarar gören, mal varlığı açısından hangi durumda bulunacak idiyse, o durumun yeniden kurulması olup; zarar, eğer destek ölmeseydi, destekten yoksun kalanın gelecekte faydalanacağı yardımı tespit etmek amacıyla belirlenir. Burada karşılanması gereken gerçek zarar, desteğin davacıya sağlayacağı yardımların toplamıdır.
Öte yandan, dinamik bir yapıya sahip olan tazminat hukuku çerçevesinde zarar ve yarar kalemleri belirlenirken, tazminat tutarının hesaplanabilmesi, yerleşik yargı uygulamasında da kabul edildiği üzere, hukuk bilimi dışında özel bilgi gerektirmektedir. Bu sebeple özellikle aktüeryal yönden maddi tazminat hesaplanması gereken davalarda bilirkişinin görüşünün alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A. Mahkeme Kararının, Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Danıştay Onuncu Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E:2014/6054, K:2015/1963 sayılı kısmen onama kısmen bozma kararında, meydana gelen ölüm olayında anne ve babanın 1/2 kusurlu olduğuna ilişkin değerlendirmenin hiçbir somut veriye dayanmadığı, destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken, davacılar yakınının on sekiz yaşına kadar ailesi tarafından bakılacağı dikkate alınıp, bu süreçteki bakım masrafının hesaplanması ve zarardan düşülmesi gerekirken bu hususun göz önünde bulundurulmadığı, ayrıca davacılar yakınının on sekiz yaşında işe başlayacağı kabul edilerek zarar hesaplanması gerekirken, yirmi iki yaşında işe başlayacağı varsayımıyla hesaplama yapıldığı, dolayısıyla anne ve babanın maddi tazminat istemleri konusunda yeniden bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İdare Mahkemesince, anılan bozma kararına uyularak öncelikle kusur oranlarının ortaya konulabilmesi amacıyla 15/12/2017 tarihinde mahallinde yaptırılan keşif sonucunda düzenlenen ve davalı idarenin %65 oranında, denetim ve gözetim yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmeyen ailenin %35 oranında kusurlu olduğuna dair 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı görülmekte olup, bozma kararının gerekçesi doğrultusunda somut olaya ve bilimsel verilere uygun olarak hazırlanan rapordaki kusur oranları Dairemizce de yerinde bulunmuştur.
Kusur raporunun dava dosyasına girmesinden sonra, Mahkemece yeniden hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor istenilmiştir. 16/04/2018 tarihli ek bilirkişi raporu incelendiğinde; bakiye ömür belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına rağmen, küçüğün anne ve babasına destek oranlarının ayrı ayrı; küçük evleninceye kadar %12,5, evlendikten sonra çocuğu olana kadar %10, ikinci çocuk olana kadar %8, ikinci çocuk olduktan sonra babanın ölümüne kadar (anne ve babanın her birine) %4, babanın ölümünden sonra anneye %8 olarak kabul edildiği, ayrıca destek yaşasaydı diğer kardeşlerinin anne ve babanın desteğinden çıkacağı dönemlere göre farklı olmak üzere babanın kazancının %7,78 ile %23,34 aralığında değişen oranlarda desteğe bakım ve yetiştirme gideri yapılacağının varsayıldığı, bu oranlara istinaden desteğe yapılacak eğitim ve yetiştirme giderlerinin 40.705,49 TL olarak hesaplandığı ve toplam yetiştirme masrafının ikiye bölünerek anne ve babadan yarı yarıya tenzil edildiği görülmektedir.
Anılan hesap raporu, aşağıda belirtilen sebeplerle hükme esas alınabilecek nitelikte olmayıp, İdare Mahkemesince, zarar miktarının tespiti amacıyla aşağıda yer verilen hususlara göre bilirkişiden ek rapor alınması gerekmektedir.
Bu raporda, destek paylarının, Dairemiz içtihatlarıyla uyumlu olarak, küçük yaşasaydı evleninceye kadar gelirinin 1/2'sini kendisine, 1/2'sini anne ve babasına ayıracağı, evlendikten sonra gelirinin 1/3'ünü kendisine, 1/3'ünü eşine, 1/3'ünü anne ve babasına ayıracağı, ilk çocuk olduktan sonra gelirinin 2/7'sini kendisine, 2/7'sini eşine, 1/7'sini çocuğuna, 2/7'sini anne ve babasına ayıracağı, ikinci çocuk olduktan sonra 1/4 kendisine, 1/4 eşine, 1/4 çocuklarına, 1/4 anne ve babasına ayıracağı varsayımına göre hesaplanması gerekmektedir.
Ayrıca, davacı annenin gelir getirici bir işte çalışmadığı göz önünde bulundurulduğunda, davacı anneye ödenecek tazminat miktarından yetiştirme ve eğitim giderleri yönünden bir indirim yapılmayarak, yalnızca baba yönünden hesaplanacak tazminattan %5 oranında yetiştirme gideri indirilmesi yerinde olacaktır.
Tüm bunlarla birlikte, yeniden verilecek olan kararda konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç ve posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, tümüyle haksız çıkan tarafa, başka bir deyişle davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir.
B. Mahkeme Kararının, Manevi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Danıştay Onuncu Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E:2014/6054, K:2015/1963 sayılı kısmen onama kısmen bozma kararında, İdare Mahkemesince anne için 35.000,00 TL, baba için 35.000,00 TL, nine ve dede ile kardeşler (6 kardeş) için 5.000,00'er TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verildiği, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının anne ve baba yönünden, duyulan elem ve üzüntüyü kısmen de olsa giderecek düzeyde görüldüğü, dede ve nine ile kardeşler yönünden ise yeterli bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat istemlerinin; dede ve nine ile kardeşler yönünden kısmen kabulüne ilişkin kısmının onanmasına, kısmen reddine ilişkin kısmının bozulmasına, anne ve baba yönünden kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısımlarının onanmasına karar verilmiş, anılan kararın düzeltilmesi istemi Dairemizin 21/02/2017 tarih ve E:2015/4173, K:2017/941 sayılı kararıyla reddedilmiş; böylece Mahkeme kararının 'dede ve nine ile kardeşler yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile her birine 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi'ne ilişkin kısmı kesinleşmiştir.
Buna göre, Mahkemece, Dairemizin yukarıda aktarılan kararındaki gerekçe de dikkate alınmak suretiyle Mahkeme kararının bozulan 'dede ve nine ile kardeşlerin manevi tazminat istemlerinin reddine' ilişkin kısmıyla sınırlı olarak yeniden değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, kesinleşen kısım yönünden de hüküm kurularak dava dilekçesinde talep edilen nine, dede ve kardeşler (6 kardeş) için her birine 10.000,00'er TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL üzerinden değerlendirme yapılmak suretiyle talep edilen manevi tazminat miktarının tamamının ödenmesine karar verilmiştir.
Bununla birlikte, kararın dede, nine ve kardeşlerin manevi tazminat talebinin kabulüne ilişkin kısmı icra edilirken, mükerrer ödemeye yol açmamak ve taleple bağlılık ilkesini aşmamak adına; dede, nine ve kardeşler yönünden Dairemizin onama kararı ve bu karara yönelik karar düzeltme talebinin reddi üzerine kesinleşen kısmı dikkate alınmak suretiyle toplamda her biri için 10.000,00'er TL olmak üzere 80.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği tabiidir.
Bu itibarla, temyizen incelenen kararın, manevi tazminat istemleri yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin kısımları, usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA, manevi tazminata ilişkin kısmının YUKARIDA BELİRTİLEN AÇIKLAMA İLE ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.