Hukuk Genel Kurulu 2008/18-336 E., 2008/345 K.
Hukuk Genel Kurulu 2008/18-336 E., 2008/345 K.
BEKLETİCİ MESELE
İDARİ YARGI
KAMULAŞTIRMA
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 5 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 6 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 8 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 10 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 14 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki 'kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Eskişehir Asliye Üçüncü Hukuk Mah-kemesi)'nce davanın reddine dair verilen 14.11.2006 gün ve 2006/25 E., 2006/387 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onsekizinci Hukuk Dairesi'nin 29.03.2007 gün ve 2006/ 11042 E., 2853 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 10. maddesi uyarınca açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davacı Büyükşehir Belediyesince alınmış kamulaştırma kararının konusunu teşkil eden hususun imar planı değişikliği ile ortadan kalktığı ve davaya dayanak teşkil edecek geçerli bir kamulaştırma kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu olan Eskişehir K... Mah. 1643 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yeşil alana isabet ettiği, Büyükşehir Belediyesinin 28.11.2005 gün ve 1505 sayılı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği ve Büyükşehir Belediyesince 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca taşınmazın bedelinin tespiti ile davacı idare adına tesciline karar ve-
rilmesi istendiği, dava açıldığı tarihte revizyon uygulama imar planında yeşil alan olarak gösterilen dava konusu yerin Eskişehir Büyüksehir Belediye Meclisi kararı ile konut alanına dönüştürüldüğü, Belediye Meclisi'nin bu kararı aleyhine iptal istemi ile Büyüksehir Belediye Başkanlığı'nca idari yargı yoluna başvurulduğu, ayrıca yukarıda tarih ve sayısı yazılı olan ve Büyüksehir Bele-diyesince alınıp bu davanın dayanağını teşkil eden kamulaştırma kararının iptali için davalı Bayram'ın da idari yargı merciinde dava açtığı, her iki dava ile ilgili olarak mahkemece verilmiş yürütmenin durdurulmasına ilişkin bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin 13. fıkrasına göre; 14. maddede belirtilen süre içinde kamu-laştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava, bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır. Yasanın bu açık hükmünden anlaşılacağı gibi, kamulaştırma kararının iptali istemine ilişkin davaların açılması tescil ve tespit davaları için bekletici mesele yapılmasına yeterli olmayıp, ayrıca idari yargı mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerekir. Somut olayda davanın dayanağını teşkil eden ve Büyüksehir Belediyesince alınmış kamulaştırma kararının iptali için dava açıldığı halde, yürütmeyi durdurma kararı verilmemiştir. Bu duruma göre, ortada iptal edilinceye kadar hukuken geçerli bir kamulaştırma kararı mevcuttur. Mah-kemece bu husus dikkate alınarak yargılamaya devam edilip, işin esasına girilerek toplanacak delillere göre oluşacak kanaat doğrultusunda karar ve-rilmesi gerekirken, imar planı değişikliği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görü-şüldü:
Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istemine ilişkindir.
Davacı vekili; tapuda davalı adına kayıtlı bulunan 1643 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında yeşil alana isabet etmesi nedeniyle kamulaştırılmasına karar verildiğini, müvekkili idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca taşınmazı pazarlıkla satın alma iradesini davalıya bildirmesine rağmen, davalının yazılı bir beyanda bulunmaması nedeniyle anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine göre dava konusu taşınmazın ka-mulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin peşin ödenmesi mukabilinde mü-vekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kamulaştırma işleminin iptali istemiyle müvekkili tarafından İdare Mahkemesinde açılan davada yürütmenin durdurulması istemine ilişkin bir karar verilinceye kadar, o davanın bekletici mesele olarak kabul edilmesi gerektiğini, ancak idari yargıda açılan davada verilmiş bir yürütmeyi durdurma kararının bulunmadığını cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin, 'dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından alınan 23.11.2005 tarih ve 1505 sayılı kararın, mevcut parsel yönünden plan değişikliklerinin kabulüne ilişkin Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 14.09.2006 tarih ve 17/251 sayılı kararı ile ortadan kalktığı, böylece davaya dayanak teşkil edecek geçerli bir kamu-laştırma kararının bulunmadığı ve bu haliyle davanın dinlenemeyeceği' ge-rekçesiyle 'davanın reddine' dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı nedenle bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Davalının kayden maliki olduğu 1643 ada 117 parsel sayılı taşınmazın, imar planında yeşil alana isabet etmesi nedeniyle Eskişehir Büyükşehir Belediye Encümeni'nin 23.11.2005 gün ve 1505 sayılı kararıyla kamulaş-tırılmasına karar verildiği ve idarece, pazarlıkla satın alma davetiyesinin ta-şınmaz mal sahibine tebliğine rağmen anlaşma sağlanamadığı iddiasıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Kanunla değişik 10. maddesi uyarınca taşınmaz bedelinin tespiti ile idare adına tescili istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava ve kamulaştırma tarihleri itibariyle revizyon imar planında yeşil alan olarak gösterilen dava konusu taşınmazın, dava tarihinden sonra alınan Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile konut alanına dönüştürüldüğü ve Belediye Meclisi'nin bu kararı aleyhine iptal istemi ile Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından Eskişehir İdare Mahke-
mesi'nde dava açıldığı; yine, taşınmazın kamulaştırılmasına dair Eskişehir Büyükşehir Belediye Encümeni'nin 23.11.2005 gün ve 1505 sayılı kararının iptali için davalı taşınmaz mal sahibi tarafından Eskişehir İdare Mahkemesi'nde dava açıldığı ve her iki davada da yürütmenin durdurulmasına dair bir karar verilmediği çekişme dışıdır.
Uyuşmazlık; Büyükşehir Belediyesince alınmış kamulaştırma kararının iptali için idari yargıda açılmış bulunan davada yürütmeyi durdurma kararının verilmemiş olması karşısında, hukuken geçerli bir kamulaştırma kararının bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
4650 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'ndaki mevcut kamulaştırma sisteminin değiştirilmesinin amacı, uygulanabilir, gecikmeleri ortadan kaldıran ve süratli şekilde sonuca ulaşan bir sistem kurmaktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucu getirilen yeni sistemde; anılan Kanun'un 5. maddesinde sayılan mercilerce verilecek kamu yararı kararlarının 6. madde uyarınca onaylanmasından sonra, 8. maddede belirtilen esaslar çerçevesinde idarenin, kıymet takdir komisyonu ve uzlaşma komisyonu kurarak, tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, taşınmazı pazarlıkla ve anlaşarak satın alma iradesini malike bildirmesi; tarafların anlaşamaması veya ferağ verilmemesi halinde 10. madde gereğince kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve idare adına tescili öngörülmüştür.
Öte yandan, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda dava hakkı aynı Kanun'un 14. maddesinde düzenlenmiş; idari yargıda dava açılması durumunda, bedel tespiti ve tescil davasında izlenmesi gereken yöntem ise, 10. maddenin 13. fıkrasında gösterilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin birinci fıkrasında, 'Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10. madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.' hükmüne yer verildikten sonra; ikinci fıkrasında,
'İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.' hükmü öngörülmüş; aynı Kanun'un 10. maddesinin 13. fıkrasında ise, '14. maddede belirtilen süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır.' düzenlemesine yer ve-rilmiştir.
Açıklanan yasal durum çerçevesinde; 2942 sayılı Kamulaştırma Ka-nunu'nun 8. maddesi uyarınca anlaşma sağlanamaması halinde idare, 10. maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açacak; mahkeme ise, tevdi edilen dava dilekçesi ve eklerinden birer suretini davalı malike 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre tebliğ edecektir. İşte bu tebligat tarihinden itibaren otuz gün içinde davalı malik tarafından kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılabilecektir.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki; kamulaştırma işleminin iptali iste-miyle idare mahkemesinde dava açılması durumunda, ancak yürütmenin durdurulması kararının verilmesi ya da davanın kabulü cihetine gidilerek ka-mulaştırma işleminin iptal edilmesi halinde, kamulaştırma işleminin bu tarihten itibaren uygulanma olanağının bulunmadığı; eş söyleyişle, iptal kararının kesinleştiği tarihe kadar ortada geçerli bir kamulaştırma işleminin bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Böyle bir durumda; ilke olarak, adli yargıda açılan davada, idari yargıda açılan iptal davasının bekletici mesele olarak kabulü olanaklı değildir. Diğer bir ifadeyle, adli yargıda açılan bedele ilişkin dava ile, idari yargıda açılan iptal davasının birbirinden bağımsız olarak yürütülmesi asıldır.
Nitekim, Kamulaştırma Kanunu'nun az yukarıda açıklanan 10. mad-desinin 13. fıkrasında, salt idare mahkemesinde yürütmenin durdurulması kararı verilmesi haline münhasır olarak, idare mahkemesindeki iptal davasının bekletici mesele kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Aksinin kabulü, Kanunun lafzına ve ruhuna uygun olmadığı gibi, yukarıda değinilen ka-mulaştırma işleminin süratle sonuçlandırılması ilkesine de aykırıdır.
O halde; idari yargıda dava açılırsa ve yürütmenin durdurulması kararı da verilirse, mahkemece, idari yargıda açılan dava, eldeki dava için bekletici mesele kabul edilmelidir. Sonucu beklenilerek neticesine göre işlem yapıl-malıdır. Buradaki özellik, idari yargıda dava açılması bekletici mesele olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. İdari yargıda ayrıca yürütmenin dur-durulmasına da karar verilmiş olmasına bağlıdır. Yürütmenin durdurulmasına karar verilmemiş ise, mahkemenin idari yargıdaki davayı beklemesine gerek yoktur (Zeki Akar, Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Atma Davaları, Ankara 2007, İkinci Bası, s: 255).
Somut olayda; dava konusu olan 1643 ada 117 parsel sayılı taşınmazın imar planının yeşil alana isabet ettiği ve imar planına dayalı olarak, Eskişehir Büyükşehir Belediye Encümeni'nin 23.11.2005 gün ve 1505 sayılı kararı ile kamulaştırıldığı, davalı taşınmaz mal sahibi tarafından Eskişehir İdare Mah-kemesi'nde kamulaştırma kararının iptaline yönelik olarak dava açılmasına karşın, yürütmenin durdurulması kararının verilmediği anlaşılmaktadır.
Az yukarıda değinildiği üzere, kamulaştırma işleminin iptaline dair bir karar verilinceye kadar ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma kararı mevcut olup; yürütmenin durdurulması kararı da verilmediğinden, idari yargıda gö-rülmekte olan iptal davasının bekletici mesele olarak kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da be-nimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; isabetsiz teşhis ve yanılgılı de-ğerlendirme sonucu imar planı değişikliği sonucu kamulaştırma kararının ortadan kalktığından bahisle davanın reddine dair verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 30.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.