7. Ceza Dairesi 2019/3337 E. , 2019/35412 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, 5411 sayılı Bankacılık Kanununa muhalefet, suç örgütüne üye olmak
HÜKÜM : Sanıklar ..... ..., ... hakkında suç örgütü üyeliği suçundan beraat, sanıklar.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında zimmet suçundan beraat,
sanık ... hakkında sahtecilik suçundan beraat, sanıklar hakkında 5411 sayılı Kanuna muhalefet suçundan hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanık ...'ın hakkında verilen tefrik kararına yönelik temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında davanın tefrikine ilişkin karar, CMK'nun 223. maddesine göre hüküm niteliği taşımadığı için temyizinin mümkün olmaması nedeniyle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının yollaması ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca sanığın temyiz isteğinin REDDİNE,
II) Sanık ... hakkında örgüte üye olmak suçundan mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüş, sanık ... hakkında tefrik kararı verildiği halde, örgüte üye olmak suçundan verilen beraat kararı yok hükmünde kabul edilmiş ve sanık ...'in örgüt üyeliğinden beraat hükmünde isminin Veyis olarak yazılması mahallinde her zaman düzeltilebilir maddi hata kabul edilerek yapılan incelemede; Katılan ... ve katılan ... vekillerinin sanıklar hakkında örgüt kurmak ve/veya üye olmak suçundan verilen beraat kararlarını ve katılan ... vekilinin Yapı Kredi Bankası ile ilgili sanıklar.... ... ve Yapı kredi Bankası vekilinin Finansbank ile ilgili sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ... hakkında 5411 sayılı Yasa uyarınca verilen beraat ve mahkumiyet kararları ile Finansbank vekilinin sanık ... yönünden resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararını temyizi üzerine yapılan incelemede;
Suçtan doğrudan zarar görmeyen Finansbank ve Yapı Kredi Bankasının kamu davasına katılmasına karar verilmesi de hükmü temyize yetki vermeyeceğinden, banka vekillerinin yukarıda belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere temyiz isteklerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
III) Katılan Banka vekillerinin sanıklar ... ve ..., ... hakkında zimmet suçundan verilen beraat kararlarının temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında zimmet suçundan açılan bir davanın bulunmadığı gözetilerek verilen beraat kararlarının hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu anlaşıldığından temyiz incelemesine konu hüküm bulunmadığından İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,
IV- Finansbank vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında; katılan ... vekilinin sanıklar ..., ..., ... ve .... hakkında zimmet suçundan verilen beraat kararlarını temyizi üzerine yapılan incelemede ise;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan Banka vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
V) Sanık ... hakkında Resmi Belgede Sahtecilik suçundan mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülerek; Sanık ... müdafii, ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ...müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ile müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... ve katılan banka vekillerinin adı geçen sanıklar ile birlikte temyize gelmeyen sanık ..., ... ve ... hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet kararlarını temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında 22.12.2008 tarihinde mağdur ... ...’in hesabından adına sahte kimlik düzenlenerek sanık ... tarafından 10.069 TL tutarında nakit çekildiği, kamera kayıtları incelendiğinde ...'nın sanık ... ile birlikte hareket ettikleri iddiasıyla da dava açıldığı; Mahkemenin gerekçesinde sanığın bu eylemden sorumlu olduğuna karar verildiği halde, bu eylemi nedeniyle hüküm kurulmadığının anlaşılması karşısında; Eylemlerin ayrı ayrı bankalara karşı işlenmiş olduğu gözetilerek zamanaşımı süresince karar verilmesi mümkün görülerek sanık hakkında; 21/08/2008 tarihinde mağdur ...’nin hesabından bilgisi ve rızası dışında internet aracılığıyla ...’nun kredi kartına toplam: 17.000,00 TL havale geldiği, ...'nun kredi kartını sanık ...'e verdiği iddiası üzerine sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün yapılan incelemesinde;
1. Sanıklar hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. maddesi yerine TCK'nun 62. maddesinin, gün adli para cezasının uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 52/2. maddesi yerine TCK'nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2. Sanık ...'in eylemi nedeniyle 15.289 TL yerine 25.000 TL banka zararı olarak kabul edilerek ödettirilmesine karar verilmesi ve bu miktarın 3 katı olan 45.867 TL adli para cezasına hükmedilmesi yine 15.289 TL'nin sanık ..., ... ve ... ile birlikte müteselsilen tahsili ve bu miktar üzerinden hesaplanan nisbi harç ve nisbi vekalet ücreti yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
3. Sanık ... hakkında kurulan hükümde 15.289 TL kamu zararının sanıklar ..., ... ve ...'na birlikte müteselsilen ödettirilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi,
4. Sanık ... hakkında neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası yerine yazım hatası neticesi 6 ay 3 ay hapis cezası olarak yazılması ayrıca; sanığın bankanın uğradığı zararı tazmine mahkum edilmemesi,
5. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı göz önünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerekmesi,
Yasaya aykırı, sanık ..., sanık ... ve müdafii, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiileri ile katılan banka vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca,
1. Hükümlerin takdiri indirim uygulanmasına ilişkin fıkrasından 'TCK 62' ifadesinin çıkartılarak yerine 'TCK.nun 62/1.' ve doğrudan verilen adli para cezasının adli para cezasına çevrildiği fıkradan 'TCK 52' ifadesinin çıkartılarak yerine ' TCK.nun 52/2. ' ifadesinin eklenmesi,
2. Sanık ... hakkında kurulan hükümden '25.000 TL'nin 3 katı 75.000 TL-' ifadesinin '15.289 TL'nin 3 katı 45.867 TL' olarak; yine '75.000 TL' ifadesinin '45.867 TL' olarak değiştirilmesi, yine banka zararının ödettirilmesine ilişkin fıkrada; '25.00 TL den' ifadesinin '15.289 TL den sanıklar ..., ... ve ... ile birlikte müteselsilen' olarak değiştirilmesine ,
3. Sanık ... hakkında kurulan hükümde “ ÖDETTİRİLMESİNE” ifadesinden önce gelmek üzere “sanıklar ..., ... ve ... ile birlikte müteselsilen” ifadesinin eklenmesi,
4. Sanık ... hakkında kurulan hükümde; “ 6 AY 3 AY” ifadesinin “ 6 YIL 3 AY “ olarak değiştirilmesi ayrıca sanık hakkında kurulan hükme “banka zararı 99.350 TL nin sanıklar ... ve ...’ndan müteselsilen tahsiline” fıkrasının eklenmesi,
5- Hükümlerden TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine “24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nun 53/1-2-3. madde ve fıkralarının tatbikine,” ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
VI) Katılan ... vekili ve sanık ... müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede ise;
UYAP aracılığıyla elektronik ortamda MERNİS'ten alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık ...'ın hükümden önce 06.06.2011 tarihinde öldüğü halde, hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan banka vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
VII) Sanık ... müdafii ve katılan ... vekilinin sanık hakkında verilen 5411 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmünü temyizi üzerine yapılan incelemede; Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında TCK'nun 220/2, 53/1. maddeleri uyarınca suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan cezalandırılması talebi ile 01/06/2009 tarihli iddianamenin düzenlendiği, sanık hakkında 5411 sayılı Kanunun 160/1-2. maddesinde düzenlenen zimmet suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmadığı, iddianame içeriğinde bu suçun anlatılmadığı, ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 06/05/2014 tarihli, 2012/6-1486 Esas ve 2014/238 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesinde yer alan, 'Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.' şeklindeki düzenlemeye göre, hakkında açılmış dava bulunmayan ve iddianamede anlatılış tarzına göre unsurları gösterilmeyen 5411 sayılı Kanunun 160/1-2. maddesinde zimmet suçundan hüküm kurulması,
VIII) Sanık ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii ve katılan ... vekilinin adı geçen sanıklar ile birlikte temyize gelmeyen sanık ... hakkında; sanık ... müdafii, sanık... ile katılan ... vekilinin ise adı geçen sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyizi üzerine yapılan incelemede;
1. Sanık ... için; İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin eylemin suç tarihinin 26.08.2008, iddianame düzenleme tarihinin ise 01.06.2009 olduğu, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21.03.2014 tarihinde onanmasına karar verilen Beyoğlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/651 E- 421 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 26.08.2008, iddianame düzenleme tarihinin ise 01.09.2008 olduğu, anılan her iki dosyadaki eylemlerin aynı olduğu ve aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında iki kez (mükerrer) dava açılmış olabileceği dikkate alınarak, onanmasına karar verilen dosyanın bu dosya içine alınarak mükerrer dava açılıp açılmadığı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2. A-) Sanık ... hakkında 21/08/2008 tarihinde ...’in kredi kartına internet üzerinden 7.000 TL havale geldiği ve aynı gün içerisinde, kredi kartı ile 1.000 TL sinin Finansbank ... ATM sinden nakit olarak çekildiği, kamera kaydına göre nakit çekim işlemini ... ile birlikte dosyadan tefrik edilen sanık ...'un yaptığının tespit edildiği yine 13-14/08/2008 tarihlerinde mağdur ...’ın hesaplarından internet ile beraat eden sanık ...’nın hesabına 2.050 TL Havale/EFT yapıldığı ve bu paranın 1.200 TL'sinin ATM den nakit olarak sanıklar ... ve ... tarafından çekildiğinin tespit edildiği her 2 olay için incelemeye konu dosyada 01.06.2009 tarihli iddianamenin düzenlendiği; mahkemece gerekçede sanığın eylemlerden sorumlu olduğu kanaatine varıldığı halde, eylemlerinin TCK'nun 43/1. maddesinde düzenlenen 'zincirleme suç' hükmü kapsamında değerlendirilmesi ve cezasında artırım yapılması gerekirken bu hüküm uygulanmayarak eksik cezaya hükmolunması,
B-) Sanık tarafından banka zararının ödenmediğinin belirtilmesi ve mahkemenin de bu yöndeki kabulü karşısında 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinin son cümlesi uyarınca sanığın bankanın uğradığı zararı tazmine mahkum edilmemesi,
3. Sanık ... hakkında mudi...'ın Finansbanktaki hesabından 23.09.2008 tarihinde internet aracılığı ile '...' adına 22.000 TL isme EFT yapıldığı ve bankanın fark etmesi üzerine işlemin iptal edildiği iddiasıyla dava; Mahkemece gerekçede sanığın bu eylem nedeniyle sorumlu olduğuna karar verildiği halde hüküm kurulmadığının anlaşılması karşısında bu eylem yönünden zamanaşımı süresince karar verilmesi mümkün görülerek sanık hakkında; Mağdur ...'ın Yapı Kredi Bankasındaki hesabından sahte kimlik düzenlenerek sanık tarafından 1.585 Euro nakit çekilmesi işlemi üzerine sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün yapılan incelemesinde;
A- Sanığın eyleminin banka görevlisi olan sanık ...'nın eylemine yardım eden niteliğinde bulunması nedeniyle mahkumiyet hükmü kurulduğu halde, cezasından yardım eden sıfatı nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
B- Zimmet suçunun konusunu oluşturan para miktarındaki değer azlığı karşısında; 5411 sayılı Kanunun 160. maddesinin son fıkrasına göre, sanık hakkında tayin edilen cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
C- Sanığın adli sicil kaydındaki ilama konu mahkumiyetlerin 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun 13/1. maddesinde belirtilen karşılıksız çek keşide etmek suçundan kaynaklandığı, 3167 sayılı Yasada yapılan değişikliklere göre söz konusu eylemin suç olmaktan çıkartılmış olması nedeniyle tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
4- Sanık ... hakkında 03/09/2008 tarihinde Mağdur ...’ın hesabından bilgisi ve rızası dışında internet aracılığıyla ...’ın kredi kartına 10.800 TL havale geldiği, bu miktardan 1.000 TL'sinin sanık ... ile birlikte dosyası tefrik edilen ... tarafından birlikte Finansbank ... ATM'sinden nakit olarak çekildiği, yine 9.500 TL'si ile sanık ... tarafından Gaziosmanpaşa... Kuyumculuk isimli iş yerinden alışveriş yapıldığının tespit edildiği, yine 23/08/2008 tarihinde Mağdur ...’nin hesabından bilgisi ve rızası dışında internet aracılığıyla; ...’in Finansbank A.Ş. nezdinde bulunan hesabına toplam 32.000 TL havale geldiği, bu tutardan aynı gün içerisinde 200 TL'nin Finansbank ... ATM'sinden kamera kaydına göre sanık ...'ün çektiğinin tespit edilmesi karşısında; her 2 olay için incelemeye konu dosyada 01.06.2009 tarihli iddianamenin düzenlendiği; mahkemece gerekçede sanığın her 2 olaydan da sorumlu olduğu kanaatine varıldığı halde TCK'nun 43/1. maddesinde düzenlenen 'zincirleme suç' hükmü kapsamında değerlendirilmesi ve cezasında artırım yapılması gerekirken bu hüküm uygulanmayarak eksik cezaya hükmolunması,
Sanığın mağdur ...'ye karşı eylemi nedeniyle oluşan banka zararının ödenmediğinin belirtilmesi ve mahkemenin de bu yöndeki kabulü karşısında 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinin son cümlesi uyarınca sanığın bankanın uğradığı zararı tazmine mahkum edilmemesi,
5. A-) Sanık ...'ın eyleminin banka görevlisi olan sanık ...'nın eylemine yardım eden niteliğinde bulunması nedeniyle mahkumiyet hükmü kurulduğu halde cezasından yardım eden sıfatı nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
B-) Sanık hakkında hüküm kurulurken zimmet suçunun konusunu oluşturan para miktarındaki değer azlığı karşısında; 5411 sayılı Kanunun 160. maddesinin son fıkrasına göre, sanık hakkında tayin edilen cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
6. Sanık .... hakkında 22.12.2008 tarihinde mağdur ...’in hesabından adına sahte kimlik düzenlenerek sanık tarafından 10.069 TL tutarında nakit çekildiğinin kabulü ile mahkumiyet hükmü tesis edildiği, dosya arasında bulunan iletişim tespit ve teknik izleme tutanaklarına göre sanığın sanıklardan ...'ye Yapı Kredi Bankasında gerçekleştirilen zimmet eyleminde kullanılmak üzere düzenlenen sahte kimliklere T.C. numarası verdiğinin sabit olduğu ayrıca sanığın Yapı Kredi müşterisi ...'nın hesabından 02.02.2009 tarihinde Kibar Kumtaş'ın sahte kimlik ile bankadan para çekmesi sırasında sanık ... tarafından ...'nın bankaya kontrol amaçlı gönderildiği ve sanığın da soruşturma aşamasında müdafii huzurunda emniyette verdiği 22.09.2009 tarihli ifadesinde tape kayıtlarını kabul ettiğinin ve suçlamaları ikrar ettiğinin anlaşılması karşısında bu eylemleri yönünden de cezalandırılması ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin sanık hakkında tek eylemden cezalandırılmasına karar verilmesi,
IX) Sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
05/08/2008 tarihinde Mağdur... İletişim... A.Ş.nin hesabından internet aracılığıyla sanık ...’nun kredi kartına 5.000 TL havale yapıldığı, bu tutardan 4.000 TL'sinin alışveriş ve nakit çekim olarak kullanıldığı, kalan 1.000 TL. ye ise bloke konularak hesaba iade edildiği,
23/07/2008 tarihinde Mağdur ... Medikal Kozmetik Tic.Ltd.Şti'nin hesabından bilgisi ve rızası dışında internet aracılığıyla sanık ...’ın hesabına 2.050 TL EFT yapıldığı, bu tutar alışveriş ve nakit çekim işlemlerinde kullanıldığı iddiasıyla sanıklar hakkında TCK'nun 244/4. maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile Fatih 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığı, mahkemenin 2009/613 Esas, 2010/4 Karar sayılı ve 18.01.2010 tarihli kararı ile sanıkların eyleminin 5411 sayılı Yasanın 160/1-2 247/1-2. maddeleri gereğince değerlendirilmesi için görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği, zimmet suçunun 5237 sayılı TCK'nun 40/2. maddesinde belirtilen özgü suçlardan olduğu ve anılan maddedeki düzenlemeye göre 'Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.' düzenlemesi karşısında, bu olay hakkında banka görevlisi olan ... hakkında 5411 sayılı Kanunun 160/1-2. maddesinde düzenlenen zimmet suçundan birleştirme talepli kamu davası açılması sağlanıp, bu dosya ile birleştirildikten sonra hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
X) Sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii ile katılan banka vekillerinin adı geçen sanıklar hakkında verilen 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 73. maddesi delaletiyle 159/2. maddesi gereğince verilen mahkumiyet hükümlerini temyizleri üzerine yapılan incelemede;
Sanık ...'nun Finansbank ... şubesinde iş akış sorumlusu olarak görev yaptığı, sanığın bilgisayar ekranından Finansbank müşterileri .., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nın kimlik ve hesap bilgilerine ulaşıp, diğer sanıklar ... ve ...'a bu bilgileri vererek, mudi adlarına bankanın çağrı merkezi kanalı ile internet şifresi oluşturarak hesabında bulunan paraları internet bankacılığı aracılığıyla dosyanın diğer sanıklarının hesabına Havale/EFT yaptırarak çektiklerinin tespitiyle ve ihbar üzerine yapılan iletişim tespiti ve fiziki takip sonucu müdahil Finansbank A.Ş ve mudilerin şikayetleri üzerine sanık hakkında dava açıldığı,
Sanık ...'nın Yapı Kredi Bankası ... şubesinde bireysel müşteri yönetmen yardımcısı olarak görev yaptığı, sanığın Yapı Kredi Bankası müşterileri ..., ..., ..., ...,..., ...,..., ... ve ...'un bankada çok sık hareket görmeyen otomatik olarak temdit edilen hesapların üzerinde kimlik bilgilerinde ve sisteme tanımlı imzalarında eksiklik olan müşterilerin hesaplarından vadeli hesaplarını vadesinden önce kapattığı, yatırım hesaplarında fon bozum işlemlerinin gerçekleştirildiği, eksik olan bir takım kimlik bilgilerinin sanık tarafından tanımlanarak telefon bilgilerinin değiştirildiği, hesaplarının internet ve telefon bankacılığı işlemlerine açılarak bu bilgileri diğer sanıklar ... ve ...'a vererek diğer sanıklar tarafından EFT/ Havale gibi yollarla başka hesaplara aktarılan paraların çekildiğinin tespitiyle ve ihbar üzerine yapılan iletişim tespiti ve fiziki takip sonucu müdahil Yapı Kredi Bankası ve mudilerin şikayetleri üzerine sanık hakkında dava açıldığı,
Sanıkların banka müşterilerinin kimlik ve hesap bilgilerine ulaşarak korumakla yükümlü olduğu banka parasını diğer sanıklar ile işbirliği yapıp birlikte zimmetlerine geçirdikleri cihetle; sanıkların yukarıda anlatılan şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerinin bütün halinde 5411 sayılı Kanunun 160. ve 43. maddesindeki zimmet suçunu oluşturduğu halde sanıklar hakkında ayrıca 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 73. maddesi delaletiyle 159/2. maddesi gereğince mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar ve müdafiileri ile katılan banka vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.