3. Ceza Dairesi 2021/5978 E. , 2021/9164 K.
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :... 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2020 tarih ve 2019/452 – 2020/361 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3. ve 5/1. maddesi
uygulanarak verilen mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden temyiz davasının esastan reddine, ancak;
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan duruşmalara ilişkin SEGBİS çözüm tutanaklarını düzenleyen bilirkişilere ödenen ücretlerin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmeden 5271 sayılı CMK'nın 303/1-h maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün yargılama giderlerine ilişkin bölümünden “726,10 TL” kısmının çıkartılarak yerine '86,10 TL' nin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın... 33. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.09.2021 tarihinde sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden asgari düzeyde yararlandırılması gerektiğine dair üye ...'ın muhalefeti ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
... 33. Ağır Ceza Mahkemesinde sanık ... hakkında Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında terör örgütüne üye olma suçundan (TCK 314/2) ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, TCK'nın 221. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, karar istinaf edilmesi üzerine... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 26.01.2021 tarih, 2021/31 Esas, 2021/59 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine temyizen dosya Dairemize geldiği,
Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda temyiz itirazlarının reddine, CMK'nın 302. maddesi gereğince oyçokluğuyla hükmün ONANMASINA karar verildiği,
Dairemizin çoğunluğuyla farklı görüşte olmamızın sebebi, dosyadaki tüm deliller birlikte ele alındığında sanık hakkında TCK 221/4-2 maddesi gereğince etkin pişmanlıktan dolayı cezada indirim yapılması gerektiği noktasındadır.
Yerel Mahkemece sanığın kollukta, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde verdiği beyanlarda etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirttiği, nitekim sulh
ceza hakimliğinde alınan 26.08.2019 tarihli beyanında 'Daha önce kollukta ifade verdim. İfademi tekrar ederim. Ben etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediğimi söylemiştim. İlk olarak...üyeliğini kimin yaptığını, ByLock programını kimin yüklediğini anlatmıştım. O dönemde programda kullanılanların kod isimleri kullandığını söylemiştim. Adem Can, Yusuf Çakar, Muhammet Çınar isimli şahıslardır... Bana ... ismini verdiler. ByLock ismimde bunu kullandırdılar. Muhammet Çınar bana bu ismi verdi. 5 yıldır bunlarla diyaloğumu kestim...' şeklinde beyanda bulunduğu, sanığın şüpheli sıfatıyla kollukta alınan beyanında 'TCK 221 maddede belirtilen hususlardan faydalanmak istiyorum.... Ben etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum.' şeklinde beyanda bulunduğu ve buradaki beyanlarında ByLock kullandığını, ByLock'u kendisine Muhammet Çınar'ın yüklediğini, ...ın kendi ByLock'una ekli olduğunu, ByLock üzerinden bu şahısla yazışma yaptığını, Muhammet Çınar'ın...yöneticisi olduğunu, Adem Can'ın da...üyesi olduğunu, Eyüp Oğuz'un...Eyüp yöneticisi olduğunu, Eyüp Oğuz'un Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğretmen olduğunu, Yusuf Çakar'ın stajyer öğretmen olduğunu ve ByLock programında ekli olduğunu, 25.08.2019 tarihli ifade ve teşhis tutanağında teşhis işlemine katılarak Muhammet Çınar, Adem Can, Yusuf Çakar ve Mustafa Gürlek isimli şahısları teşhis ettiği, bu kişilerin ByLock'una kayıtlı olduğu,
Dosyada 193596 sicil nolu üye hakim...'nın muhalefet şerhinde; 'Sanığın mahkememizde alınan beyanlarında özetle; Kazım Karabekir okulunda çalıştığı dönemde okulda müdür yardımcısı olduğunu, ... ile Mustafa Gürel isimli arkadaşların aktif eğitimsen üyesi arkadaşlar olduğunu, öğretmenler odasındaki toplantılardan sonra kendisinin de üye olduğunu, üyelikten sonra ByLock programını Google Play Storedan indirdiğini, kendisine kullanıcı adı ve şifreyi onların verdiğini, kullanıcı adı ve şifreyi girdiğinde birtakım isimlerin ekli olduğunu, yazışmaları kabul ettiğini, çocuğumla ilgili olan yazışmayı da kendisinin yazdığını, kod adı kullanmayıp, ...'un onların kendisine verdiği kod adı olduğunu çünkü daha önce kullanılmış bir hesap adı olduğunun belli olduğunu, hesaba girdiğinde ekli kişiler olup ekli kişilerden tanıdıklarının olduğunu, kullanıcı adını değiştirmek istemesine karşın değiştiremediğini, kendisini aktif eğitimsenin toplantılarına çağırdıklarını, kendisinden ByLock'u yüklemesini aktif eğitimsen yöneticisi olan ...'ın istediğini şeklindeki beyanları ile 25.08.2019 tarihli ifade ve teşhis tutanağından görüleceği üzere sanığın teşhis işlemlerine katılarak beyanlarında geçen Muhammet Çınar, Adem Can, Yusuf Çakar, Mustafa Gürlek isimli şahısları teşhis etmiş olması karşısında, sanığın etkin pişmanlık göstererek örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlara ilişkin bilgiler verdiği anlaşılmakla sanık hakkında TCK'nın 221/4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini düşünmekle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.' şeklinde görüş belirttiği,
Sanığın verdiği bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı dolayısıyla sanığın verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamındaki bilgi olduğu suçun
aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen mahkeme gerekçesinde; 'Tanık ...'in aşamadaki beyanlarında sanığın zabıt katiplerine yönelik sohbet abiliği yapması ve ...'e ByLock yüklemesi.... sanığın savunmalarında samimi olmadığı, etkin bir şekilde pişmanlığını ortaya koyacak örgütün faaliyetlerini veya üyelerini ortaya çıkaracak etkili, önemli ve konumuyla uyumlu yeterli ve samimi bilgiler vermediği.... koşulları oluşmadığından sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamıştır.' şeklindeki gerekçe dosya içeriği ve kanun amacına tam olarak uygun düşmemektedir.
Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulanması şartlarından biri 'pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek' olduğu halde kanun koyucu TCK 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık halinin uygulanması şartları arasında sadece 'failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek' şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir.
Devletler örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücade etmek için çeşitli stratejiler üretmektedir. Devletler kendi varlıklarını ve Anayasal düzenlerini tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgütün kendisini daha doğrusu mensuplarını kullanma yolunu denemektedir. Gerçekten suç örgütlerinin çökertilmesi mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisi bizzat örgüt mensuplarıdır. Suç örgütleri ve işledikleri suçlar hakkında bu kişilerden bilgi alınması örgüt ve örgüt mensuplarıyla daha etkin mücadele edilmesi sonucu örgütün dağılması veya zayıflatılması ve örgütün kullandığı yöntemlerinin tespit edilip buna göre önlem alınmasını sağlayacaktır. Çağımızda bilginin kullanılması en etkili yöntemlerden biridir. 'Bilgi otoritenin yarısıdır' kavramından hareketle örgüt mensuplarının sadece örgütü ortadan kaldırmaları ya da örgütle irtibatlarını kesmeleri karşılığında bazen de örgüt ya da işlediği suçlar hakkında bilgi vermeleri karşılığında hiç ceza vermeme ya da indirimli ceza verme vaadi ile örgütlerin ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması amaçlanmaktadır. Diğer bir bakışla örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarını yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Bu açıklamalar ışığında kanunu düzenleme ve dosya kapsamında örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanılarak bilgi veren sanıkların verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek diğer örgüt mensuplarının mahkumiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaması hak ve nesafete uygun olmadığı gibi, gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişilerin hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararın gerekçesinde belirttiği gibi 'Terör örgütlerinin insan kaynağının kurtulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişten meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatabilmesi gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların
tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması gerektiğini' belirtmiştir.
Nitekim örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgiler vermeleri onların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin hayatlarına mâl olabilir ya da farklı istenmeyen sonuçlara mâl olabilir. Bu kişilerin her aşamada; içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında her aşamada bilgi vermeleri beklenemez. Zaten kanun koyucu TCK 221. maddesinin düzenlenmesinde pişmanlık halini öngördüğü ve öngörmediği halleri ayrı ayrı düzenlemiştir.
Nitekim, TCK 221. maddesindeki düzenlemenin esas itibarıyla suç ve suçluyla mücadeleyi ön plana çıkarıldığı gönüllü olarak vazgeçenlerin, pişmanlık duyanların yanında suç işleyip yakalandıktan sonra bilgi veren kişiler hakkında da bilginin elverişli olması halinde cezada indirim öngörmüştür.
TCK 220. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TCK'nın 221. maddesinde 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçta kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suçlarıyla ilgili etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
TCK'nın 314/3. maddesinde suç işlemek için örgüt kurmak suçuna ilişkin diğer hükümleri terör suçları aynen uygulanır hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddede 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
Nitekim Türk Ceza Kanunu 221. madde düzenlemesinde 4 fıkra halinde etkin pişmanlık hallerini ve derecelerini düzenlenmiştir.
TCK 221/1. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; kurucu veya yöneticiler (örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle dağılmasını sağlayan) hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK 221/2. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrılan örgüt üyeleri hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK 221/3. maddede örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensupların yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hakkın etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK 221/4. maddede; Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29.06.2005-5377 SK. 26. md) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, veya örgüte bilerek isteyerek yardım eden kişinin,
a) Gönüllü teslim olması ve örgütün yapısı faliyeti ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde cezaya hükmolunmaz.
b) Yakalandıktan sonra örgütün kurucusu, yönetici veya üyenin örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri vermesi halinde örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçundan dolayı haklarından verilecek cezadan üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
TCK 221/4. madde gerekçesinde; 'Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu durumda sanık hakında durumuna göre 221/4. maddeye göre indirim yapılacaktır. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir.' Bu açıklamalarla da anlaşılacağı üzere verilen bilginin dağılma veya mensuplarının yakalama sonucunun doğurması değil, bu sonuca elverişli bilgi olması veya suç ve suçlunun tespiti açısından yeterli olmasını aramıştır.
Dava dosyamız açısından önemi itibariyle TCK 221/4. maddesindeki etkin pişmanlık hallerini ayrıntılı olarak incelemek gerekir.
221/4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanma koşulları;
-Fail örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve istereyek yardım eden olmalı,
-Gönüllü olarak teslim olmalı,
-Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
Bu üç şartın gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ceza hükmolunmaz.
221. maddenin ikinci fıkrasına örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerin durumu düzenlenmiştir.
Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak edilmemiş olması ön koşulu bu fıkra da düzenlenmemiştir. Belirtilen koşulların oluşması halinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye omak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir.
221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;
-Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
-Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
-Yakalanmış olmalı,
Üç şartın da birlikte gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür. Bu itibarla 4. Fıkra kapsamında yakalanan kişileri etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar hakkında bilgi vermesi yeterlidir. (Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Yrd. Doç. Dr. Önder Tozman, age.sh. 409)
Burada amaçlanan kişinin örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olması durumunda bile etkin pişmanlık hakkında yararlanabilmesidir.
Kanun koyucunun TCK 221/2, 3 ve 4. fıkranın 1. cümlesinde pişmanlık ve gönüllülük esas almasına rağmen 221/4-son maddesinde ceza indirimi için sadece örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek şartını aramıştır. TCK 221/4-son maddesinde aranan şart yeterli bilgi ve belge verip vermediği değerlendirilip, yeterli bilgi ve belge vermişse TCK 221/4-son madde uygulanacak, yeterli bilgi ve belge vermediği mahkeme tarafından takdir edilecetir. Mahkeme bu takdiri objektif kurallar ve dosyadaki bilgi ve belgeleri esas alarak yapacaktır. Nitekim Yargıtay 16. Ceza Dairesi 25.01.2018 tarih, 2017/3341 E. 2018/93 K. sayılı ilamında 'Sanık yakalandıktan sonra samimi olarak beyanda bulunarak örgütün haberleşme araçlarını kullanmayı kabul ettiği, örgüte ne şekilde katıldığı, katılımına kimlerin vasıta olduğu, örgütte bulunduğu süre içerisinde örgütteki üstleri ve diğer örgüt mensupları hakkında konumuna uygun bilgi verdiği, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunarak samimi olarak pişmanlık duyduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4'ün 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması...' diyerek kararı bozmuştur. Yine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 02.06.2020 tarih, 2019/3338 E, 2020/174 K, 18.06.2020 tarih, 2019/8838 E, 2020/2792 K, 06.02.2018 tarih, 2017/3949 E, 2018/161 K... benzer nitelikteki kararlarda Daire aynı görüşünü dile getirmiştir.
Gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Daire kararlarında ve gerekse yasal düzenlemeye baktığımızda TCK'nın 221/4. maddesinin 2. cümlesinin uygulanması konusunda TCK'nın 221/2 maddesinde yer alan 'gönüllü olarak', 3. fıkrada yer alan 'pişmanlık duyarak', 4. fıkranın 1. cümlesinde 'gönüllü olarak' kavramlarının bulunmasına rağmen kanun koyucu bilinçli olarak organize suçlarla mücadele konusunda etkin olmak için kişiler yakalandıktan sonra gönüllülük ve pişmanlık şartı aramaksızın örgüt, örgüt üyesi ve örgütsel suç hakkında 'elverişli bilgi' verilmesini yeterli görmüştür ve bu durumlarda bu sanıklar hakkında TCK'nın 221/4-2 maddesi gereğince cezada verilen bilginin niteliğine göre miktarsal indirim yapılmasını öngörmüştür.
Kısaca TCK'nın 221/4. fıkranın 2. cümlesinde pişmanlık ve gönüllük şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmadan kanunun aradığı örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçla ilgili 'elverişli bilgi' verip vermediği şartını aramıştır. Sanığa kollukta, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde kendi konumuna uygun olarak ByLock iletişim sistemini kullandığını, ByLock'u kendisine kimin yüklediğini, kod adını kimin tarafından verildiğini ve kod adının ne olduğunu, içinde yer aldığı...sendikasının başkan ve üyelerini teşhis edip bilgi veren ve bilgi verdiği şahısların kendi ByLock'una kayıtlı kişiler olduğu, ByLock tespit ve değerlendirme raporunda kayıtlı olduğu tespit edilen sanığın belirttiği kişiler hakkında örgütsel soruşturma olup olmadığı, bu kişilerin dosyalarında sanığın verdiği bilgilerin kullanılıp kullanılmadığı, dosya seyri ve kapsamı itibariyle kullanıldığına yönelik bilgiler bulunan tespitler göz önüne alınarak sanık hakkında TCK'nın 221/4-2. maddesinin uygulanması gerektiği, verilen bilgilerin kısmi olduğu takdir edildiği takdirde indirim oranının hakim tarafından buna göre takdir edilmesi gerektiği göz önüne alınmadan sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması sonucu olarak fazla cezaya tayin edilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.
Sanık hakkında TCK'nın 221/4. maddenin 2. cümlesi gereğince örgüt üyeliği suçundan verilen cezada indirim yapılması zorunlu olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Kararın bu nedenle BOZULMASI gerektiği düşüncesindeyim.