4. Ceza Dairesi 2020/28651 E. , 2021/23141 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KARAR
Bir Kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek veya yer temin etmek suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan yargılama sonucunda beraatlerine dair, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10/12/2013 tarih ve 2012/1050 Esas, 2013/597 Karar sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine,
Dairemizin 02/07/2018 tarih ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 sayılı kararıyla;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Katılanın aşamalardaki tutarlı beyanlarında, sanık ...’in kendisine fuhuş yapması konusunda müşteri bulmak suretiyle aracılık edip, kendisine komisyon verdiğini, müşterileri sanık ...’in yönlendirdiğini, ...’de bulunan ve sanık ...’nin yetkili müdür olduğu pansiyonda müşterilerle birlikte olduğunu, sanık ...’nin ve ...’in kimlik sormadan ve kayıt yapmadan oda vermek suretiyle yer temin ettiklerini, sanık ...’nin ise kendisini müşterilere getirip götürdüğünü ve bir keresinde fuhuş yapması için müşteri ayarladığını açıklaması, sanık ...’in katılanın her defasında farklı erkeklerle pansiyona geldiğini belirtmesi nedeniyle katılanın fuhuş yaptığından haberdar olması ve 22/10/2012 tarihli teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamından sanıkların üzerine atılı suçun oluştuğu gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan ... ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verilmiştir.
Dairemiz bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucu ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas 2019/383 sayılı kararıyla TCK'nın 227/2, 62, 52/2. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükümlerini sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ...’ın temyiz etmeleri üzerine, mahkumiyet hükümlerinin onanması istemi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/34319 numaralı tebliğnamesi ile dosyanın Dairemize gönderilmesinden sonra;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 05/07/2021 gün ve KD-2020/34319 sayılı itiraz yazısı ile;
İTİRAZ
Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarının fuhuşa teşvik ve fuhuş yolunu kolaylaştırmak ve aracılık etmek suçunu işlediği ileri sürülerek, TCK 227/2, 53/1, 54/1. maddelerince cezalandırılması istemiyle, ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 16/11/2012 tarih ve 2012/2896 Esas sayılı iddianamesiyle, açılan kamu davasının yargılaması sonrasında,
... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarih ve 2012/1050 Esas ve 2013/597 Karar sayılı ilamıyla, müsnet suçu işledikleri konusunda, şüpheden uzak kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildiği,
Bu hüküm katılan vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmesi nedeniyle, yapılan temyiz incelemesinde, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/07/2018 gün ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 sayılı kararıyla,
Katılanın aşamalardaki tutarlı beyanlarında, sanık ...'in kendisine fuhuş yapması konusunda müşteri bulmak suretiyle aracılık edip, kendisine komisyon verdiğini, müşterileri sanık ...’in yönlendirdiğini, ...’de bulunan ve sanık ...’nin yetkili müdür olduğu pansiyonda müşterilerle birlikte olduğunu, sanık ...’nin ve ...’in kimlik sormadan ve kayıt yapmadan oda vermek suretiyle yer temin ettiklerini, sanık ...’nin ise kendisini müşterilere getirip götürdüğünü ve bir keresinde fuhuş yapması için müşteri ayarladığım açıklaması, sanık ...’in katılanın her defasında farklı erkeklerle pansiyona geldiğini belirtmesi nedeniyle katılanın fuhuş yaptığından haberdar olması ve 22/10/2012 tarihli teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamından sanıkların üzerine atılı suçun oluştuğu gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına, karar verildiği,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/07/2018 gün ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 Karar sayılı bozma kararının hukuka aykırı olduğu, yargılamaya konu dava dosyası incelendiğinde, Müşteki ...’nin 28/02/2013 tarihinde alınan ifadesinde, sanıklardan ...’dan şikayetçi olduğunu ancak diğer sanıklardan şikayetçi olmadığını ve katılan sıfatı almak istediğini beyan etmesi karşısında, katılan vekilinin hükmü sanık ... yönünden temyiz edebileceğini ancak diğer sanıklar yönünden şikayetçi ...’nin katılan sıfatının bulunmadığı ve katılan vekilinin hükmü temyiz etme olanağı bulunmadığı ve sanıklar ..., ... ve ... hakkında temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden adı geçen sanıklar yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, fuhuş suçunun oluştuğu kabul edilerek bozma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı nitelikte olduğu,
Bozma sonrası ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas ve 2019/383 Karar sayılı ilamıyla, sanık ... ve diğer sanıklar ..., ... ve ... hakkında TCK 227/2, 62 md 2 Yıl 6 Ay Hapis ve 10.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği,
Katılan sıfatının bulunmaması nedeniyle, ...’nin sanıklar ..., ... ve ... haklarında verilen hükümleri temyiz etme olanağı bulunmadığı ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas ve 2019/383 sayılı kararıyla adı geçen sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin hukuki değerden yoksun olduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/07/2018 gün ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 Karar sayılı bozma ilamının sanıklar ..., ... ve ... yönünden kaldırılarak, ... vekilinin bu sanıklar hakkındaki beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi talebiyle anılan Daire kararına itiraz edilmiş,
İTİRAZ NEDENLERİ : İtiraza konu uyuşmazlık, sanıklar ..., ..., ... hakkında, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarih ve 2012/1050 Esas ve 2013/597 Karar sayılı ilamıyla verilen beraat kararını katılan ... ... (...)'nin, sanıklar hakkında şikayetten vazgeçmesi durumunda katılan vekilinin hükmü temyiz edebilme olanağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
5271 sayılı CYY’nın, ''Katılmanın hükümsüz kalması” başlıklı 243. maddesindeki; “Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır” şeklindeki düzenleme uyarınca mahkeme tarafından davaya katılmalarına karar verilenlerin daha sonra şikâyetlerinden vazgeçmeleri halinde davaya katılmaları hükümsüz kalacak ve katılan sıfatları sona erecek, buna bağlı olarak da, CYY’nda düzenlenen katılanın sahip olduğu hak ve yetkiler kullanılamayacaktır.
Aynı Yasanın 260. maddesindeki; “Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” biçimindeki düzenleme ile “Kanun yollarına başvurma hakkı” olanlar belirlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere katılan sıfatını şikayetten vazgeçme nedeniyle kaybeden mağdurların yasa yoluna başvurma hakları bulunmamaktadır.
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın “Yargıtayca temyiz isteğinin reddi” başlıklı 317. maddesinde ise temyiz isteminin rededilmesi gereken haller şöyle düzenlenmiştir: “Yargıtay, süresi içinde temyiz dilekçesinin verilmediğini veya beyanının yapılmadığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını görürse, temyiz isteğini reddeder, görmezse incelemesini yapar”
Bu açıklamalar dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde;
... 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, müşteki ...’nin 28/02/2013 tarihinde alınan ifadesinde, sanıklardan ...’dan şikayetçi olduğunu ancak diğer sanıklardan şikayetçi olmadığını ve katılan sıfatı almak istediğini beyan etmesi karşısında,
Mahkemece, 28/02/2013 tarihli oturumda, davaya katılmasına karar verilen mağdur ... ... (...)' nin, sanıklar ..., ... ve ... hakkında, CYY’nın 243. maddesindeki; “Katılan, şikayetten vazgeçerse katılma hükümsüz kalır” şeklindeki düzenleme uyarınca, şikâyetinden vazgeçen mağdur ... ... (...) nin katılan sıfatı ortadan kalkmıştır.
Bu itibarla, müşteki ...’nın davaya katılması, sanık ... dışında kalan diğer sanıklar ..., ..., ... yönünden hükümsüz kaldığı, müşteki ...’nın sanık ... dışında adı geçen diğer sanıklar hakkında 5271 sayılı CYY’nın 234/b-6 ve 260. maddeleri uyarınca, kovuşturma aşamasında şikâyetten vazgeçmesi nedeniyle kamu davasına katılması olanaklı olmayan müşteki ... vekilinin hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY'nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/07/2018 gün ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 sayılı bozma kararı sonrasında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas ve 2019/383 Karar sayılı ilamıyla, sanık ...'un dışında diğer sanıklar ..., ..., ... hakkında TCK 227/2, 62 md 2 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmalarına yönelik kararın hukuki değerden yoksun olduğu adı geçen sanıklar hakkında fuhuş suçuyla ilgili esastan bir karar verilmesine olanak bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/07/2018 gün ve 2016/8847 Esas, 2018/10599 sayılı bozma kararına, sanıklar ..., ... ve ... yönünden itiraz edilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçesi yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
2- Dairemizin 02/07/2018 tarihli, 2016/8847 Esas, 2018/10599 Karar sayılı ilamı ile sanıklar ..., ... ve ... haklarında verilen bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3- ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarih ve 2012/1050 Esas 2013/597 sayılı kararı ile sanıklar ..., ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerine yönelik mağdur ... (...) ... vekilinin temyiz isteminin yeniden incelenmesinde;
a- Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20/06/2000 tarih 2000/120 (E) 200/137 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi, şikayetten vazgeçmeyle davaya katılma ayrı kurumlar olup müdahale yoluyla davada sirayet kabul edilmemiştir. Şikayetten vazgeçmede sirayetin kıyas yoluyla müdahaleden vazgeçmeye uygulanması olanaksızdır. Birden fazla sanığı olan bir davada şikayetçinin bu sanıklardan bir kısmı hakkındaki davaya katılıp diğerleri hakkındaki davalara katılan olmaması mümkün olduğu gibi bir kısım sanıklar hakkındaki talebinden vazgeçmesi de olanaklıdır. Ancak suçun şikayete bağlı suçlardan olması halinde sirayet gözönüne alınabilir. ... (...) ...’ın duruşmadaki ifadesinde sadece sanık ... hakkında şikayetçi olduğunu sanıklar ..., ... ve ... haklarında şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında açılan kamu davalarında katılan sıfatı ile bu sanıklar yönünden hükümleri temyize yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca mağdur ... (...) ... vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
b) ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas, 2019/383 sayılı kararına yönelik sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ...’ın temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanıklar ..., ... ve sanık ... haklarında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarih ve 2012/1050 Esas 2013/597 Karar sayılı ilamı ile verilen beraat kararlarının temyiz talebinin reddi üzerine kesinleştiği anlaşılmakla, adı geçen sanıklara aynı Mahkemenin 20/12/2019 tarih ve 2018/348 Esas, 2019/383 sayılı kararıyla verilen mahkumiyet hükümlerinin yok hükmünde olduğu değerlendirilerek, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ...’ın temyizleriyle ilgili olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA ve sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne hasren dosya görüşüldü:
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek veya yer temin etmek eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ... müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 30/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.