Ceza Genel Kurulu 2018/178 E. , 2021/441 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 158-70
Mağdureler : 1- ..., 2- ...
Mağdurlar : 1- ..., 2- ..., 3- ...
Nitelikli yağma suçundan sanık ...’ın TCK’nın 149/1-a,c,d,h (3 kez), 149/1-a,c,d (2 kez), 168/3, 62/1, 53 ve 63. maddeleri gereğince 5 kez 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.04.2013 tarihli ve 158-70 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 16.01.2018 tarih ve 11841-54 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.03.2018 tarih ve 20856 sayı ile;
'1) Hükme esas alınan en önemli delilin mağdurların teşhisinden ibaret olduğu görülmektedir. Hükme esas 09.09.2009 tarihli ‘fotoğraf teşhis tutanağının Pol-Net Bilgisayar ortamında yapıldığı ve tutanağa göre mağdurlardan ..., ... ve ...'in ‘848005’ sicil numaralı sanığı teşhis ettiklerinin tutanağa bağlandığı, teşhis edilen bu sanığın ise dosyadaki belgelere göre ‘...’ olduğu; kolluk güçlerince bu işlemden yaklaşık iki ay sonra 10.11.2009 tarihli ‘yüz yüze teşhis tutanağı’nda ise mağdurlardan ... ve ...'nın yüz yüze tekrar sanığı teşhis etmiş olmalarına rağmen, diğer mağdurlar ..., ... ve ...'ın sanığı teşhis edemedikleri, bunu izleyen süreçlerde ise mağdurların yağma eylemini gerçekleştirenler arasında sanık ...'in bulunmadığını beyan etmeleri, böylece mağdurların ifadeleri arasında büyük oranda çelişkilerin bulunması,
2) Öte yandan, sanığın bütün aşamalarda yüklenen suçları işlemediğini ileri sürmüş olması, olaydan hemen sonra verilen eşkal bilgilerinin sanık ile uyumlu olup olmadığının tespit edilmemiş olması ve olayın mağdurlarından ...'ı arayan ... numaralı telefonu fiilen kullanan kişinin açık kimlik bilgileri ile adresinin tespit edilmemiş olması ve sanığı önceden tanıdığını beyan eden mağdur ... ile sanık arasında daha önceye dayalı herhangi bir husumetin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulamamış olması karşısında;
Söz konusu eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususundaki mevcut şüphenin somut olayda giderilemediği anlaşılmakla, sanığın yüklenen suçları işlediğine ilişkin hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmaması nedeniyle, sanığın atılı eylemlerden dolayı beraatine karar verilmesi gerektiği,' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.04.2018 tarih ve 1656-2490 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli yağma suçlarının sabit olup olmadıklarının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ile suç iştirakçileri olan ancak açık kimlik bilgileri tespit edilemediği için haklarındaki evrak tefrik edilen meçhul 3 şüphelinin suç tarihinde saat 19.30 sıralarında Tempra marka bir arabayla mağdurlar ... ve ...'ın bulunduğu binanın önüne geldikleri, sanık ile meçhul şüphelilerden birisinin bu sırada telefonla görüşmek için binanın önündeki merdivenlere çıkan mağdur ...'a vurmaya başladıkları, meçhul şüphelinin elinde 14'lü diye tabir edilen bir tabanca bulunduğu, bu şekilde mağdur ...'ı yere yatırıp boynuna bastıkları, boynundaki gümüş zinciri kopartıp aldıkları, sanığın mağdur ...'ın üzerindeki 'Nokia' marka cep telefonunu aldığı, her ikisinin mağdura '... nerede?' diye bağırdıkları, evde olduğunu öğrenince mağduru kollarından tutup mağdur ...'ın bulunduğu evin içine götürdükleri, meçhul iki şüphelinin de onların peşinden evin içerisine girdikleri, bu şekilde üç meçhul şüpheli ile sanığın mağdurlar ... ve ...'ı bir odaya kapatıp tekme ve ... vurmak suretiyle dövdükleri, sanık ve meçhul şüphelilerden birisinin dayak esnasında mağdur ...'a 'Para vereceksin, sen niye artistlik yapıyorsun?' diyerek tehdit ettikleri, meçhul şüphelilerden birisinin de mağdurlara elindeki silahı doğrultup 'Beyninize sıkarım!' diyerek tehdit ettiği, mağdurların yüzlerini duvara döndürüp üzerilerini aradıkları, sanık ve meçhul şüphelilerden birisinin mağdur ...'ın üzerindeki 370 TL'yi, 1.000 Doları, 1 adet 'Nokia' marka cep telefonu, 1 adet 'Super Nova' marka cep telefonu, cüzdan, cüzdanın içindeki 'Garanti Bonus' kredi kartı, 'Shell' benzin kartı, nüfus cüzdanı, gümüş künye ve parmağındaki gümüş yüzüğü aldıkları, bu ikisinin mağdur ...'a 'Sana ...'da hayat yok!' diyerek tehdit ettikleri, aynı zamanda mağdur ...'a ... nolu telefon numarasını vererek 'Bizi bu numaradan arayıp 2 gün sonra elimizi öpmeye gelecek ve itaat edeceksin!' dedikleri, bu aşamadan sonra hep birlikte geldikleri 'Tempra' marka araba ile olay yerinden ayrıldıkları, meçhul şüpheliler ile sanığın yaptıkları plan doğrultusunda sanığın açık kimliği tespit edilemeyen '...' adlı bir şahsı arayarak ondan kendisine erkeklerle para karşılığı ilişkiye giren bir bayan arkadaş bulmasını istediği, ...'nın da tanık ...'a bu talebi ilettiği, neticede tanık ...’ın bu işlerle uğraşan mağdur ... ile telefonda görüştüğü, ...'nin 'Benim telefonumu ver, beni arasın, gelsin.' demesi üzerine tanık ...’ın ...’nin telefonunu ...’ya verdiği, mağdur ...’nin aynı gün akşam 22:00 sıralarında telefondan aranması üzerine buluşmayı kabul ettiği ve buluşma yeri olarak telefondaki şahsa mağdur ...'e ait adresi verdiği, sanığın yaptıkları plan dahilinde telefon görüşmesinden kısa bir süre sonra bu adrese tek başına müşteri gibi gittiği, içeri girdikten sonra cinsel ilişkiye girmek istemez bir tavır ve biraz da tedirgin hareketlerde bulunduğu, bu hâlinin mağdurlar ... ve ...’nin dikkatini çektiği, bu arada devamlı telefonla görüştüğü, en son telefon görüşmesinden sonra sanığın mağdurlara 'İşim çıktı gidiyorum.' diyerek evden ayrılma niyetini gösterdiği, bu esnada yaptıkları plan doğrultusunda sanığın suç ortakları olan diğer üç meçhul şüphelinin evin kapısını yumruklayarak “Polis, açın!” diye bağırdıkları, basıldıklarını zanneden mağdurların derhal evin ışıklarını söndürdükleri, ancak sözde evde müşteri olarak bekleyen sanığın doğrudan evin kapısını açarak diğer üç şüpheliyi içeriye aldığı, içeriye giren açık kimliği tespit edilemeyen üç kişiden birinci şüphelinin elinde bulundurduğu gri renkli parlak silahı mağdur ...’in kafasına vurarak 'Paraları verin lan!' deyip onu sürükler vaziyette evin başka bir odasına götürdüğü, burada boğazını sıkarak 'Paraları ver lan!' diye bağırıp mağdur ...’in boğazına takılı altın zinciri kopartarak çekip aldığı, akabinde cebindeki 140 TL ile içinde ... No.lu hat takılı 'Samsung' marka cep telefonunu aldığı, eve giren meçhul ikinci ve üçüncü şüphelilerin de mağdurlar ... ve ...’nin elbiselerini soyarak mahrem yerlerine ellerini sokup “Paraları çıkartın lan! Paraları nerede saklıyorsunuz?' diye bağırdıkları, mağdur ...’nın cüzdanını karıştırarak içinde bulunan 60 TL'yi, ... numaralı hat takılı 'Nokia' marka cep telefonu ile içinde ... numaralı hat takılı 'Samsung' marka cep telefonunu aldıkları, mağdur ...’nin pantolonunun cebindeki 50 TL'sini, 354180032974356 imei nolu üzerinde ...5 nolu hat takılı 'Nokia' marka cep telefonunu ve içinde ... nolu hat takılı 'Nokia' marka cep telefonunu aldıkları, bu arada bu şüphelilerin olayın içinde olmadığı yönünde izlenim bırakmak için eve müşteri olarak gelen ve kendilerine evin kapısını açan sanığa hitaben 'Siktir git lan, bir de seninle uğraşamayalım!' diyerek onu kapıya doğru itekledikleri, daha sonra hep birlikte evden hızlı bir şekilde çıkarak uzaklaştıkları iddiası ile kamu davaları açıldığı,
Mağdur ... hakkında düzenlenen raporda; sol kaşının üzerinde ekimoz ve hematom bulunduğunun, bu yaralanmanın basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğunun tespit edildiği,
Mağdur ... hakkında düzenlenen rapora göre; sol omuz üzerinde ekimoz alanı ve skar dokusu, sağ alt sırtta ve ortada ekimoz alanları, sol diz üst tarafta ekimoz, sağ diz dış kısımda çizik şeklinde kızarıklık, sol kaş üzerinde ekimoz ve ödem, nazal bölgede ödem, üst dudak iç mukozada ekimoz bulunduğu, bu yaralanmaların basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu,
Mağdur ... hakkında düzenlenen rapora göre; kafada sol kulak üstünde 2 cm kesi mevcut olduğu sütüre edildiği, çekilen kafa grafisinde patoloji saptanmadığı, bu yaralanmaların basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu,
09.09.2009 tarihli fotoğraf teşhis tutanağına göre; mağdurlar ..., ... ve ...’in verdikleri eşgal bilgileri doğrultusunda polnet bilgisayar ortamında mağdurlara ayrı ayrı yaptırılan fotoğraf teşhisi sonucunda, üç mağdurun da müşteri olarak ikamete ilk gelen şahsın 848005 sicil numarasıyla kayıtlı kişi olduğunu kesin ve net olarak teşhis ettikleri,
Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğüne ait 09.09.2009 tarihli yazıya göre; 848005 sicil numaralı kişinin sanık ... olduğu,
Müracaat ve görgü tespit tutanağına göre; bahse konu daireye gidildiğinde, evin üç oda ve bir salondan ibaret olduğu, odalarda sadece bir yatağın olduğu, salonda ise üç adet kanepe bulunduğu, bu kanepelerin üzerindeki sünger döşemelerin yerinden çıkarılmış ve dağınık bir şekilde olduğu, başkaca suç unsuruna rastlanmadığı,
Olay yeri inceleme ve olay tespit tutanağına göre; evin üç katlı apartmanın giriş katı olduğu, evde iki oda bir salon bulunduğu, yatak odası olarak kullanılan odalardan banyonun bitişiğindeki odada bulunan çekyatın devrilmiş; eşyanın ve elbiselerin etrafa saçılmış olduğu, elbise dolabının kapılarının açık ve içindeki eşyanın etrafa saçılmış olduğu, çekyatın üst kısmında çeşitli renklerde ve çok sayıda bayan iç çamaşırının dağınık şekilde bulunduğu, yatak odası olarak kullanılan diğer odalarda bulunan elbise dolabının kapaklarının açık, çekmecelerinin yerde olduğu ve elbiselerin rastgele etrafa saçıldığı, mutfak ve diğer kısımların ise normal olduğu,
Mağdurlar ... ve ...’a yaptırılan yüz yüze teşhis tutanağında; aynı gün saat 15.40 sıralarında 1. sıraya ..., 2. sıraya sanık ..., 3. sıraya ... ve 4. sıraya ... konularak huzurda bulunanlar sanığın müdafisi huzurunda mağdurlar ... ve ...’a ayrı ayrı gösterildiklerinde, mağdur ...’ın, teşhis odasının 2. sırasındaki sanığı tanıdığını ancak kendisini gasbeden şahsın bu kişi olmadığını, mağdur ...’ın da, teşhis odasında bulunan şahısların hiçbirini tanımadığını ve kendisini gasbeden şahsın teşhis odasındaki şahısların arasında bulunmadığını beyan ettiklerinin belirtildiği,
Mağdureler ... ve ... ile mağdur ...'e yaptırılan yüz yüze teşhis tutanağına göre; sanığın 10.11.2009 tarihinde saat 15.00 sıralarında avukatı ile birlikte Asayiş Büro Amirliğine gelerek kendiliğinden teslim olmasından bir müddet sonra olayın mağdurları olan ..., ... ve ...'in de kendiliklerinden Asayiş Büro Amirliğine gelmelerinden dolayı gasp olayı ile ilgili olarak mağdurlar ile sanığın anlaştıkları ve mağdurların davalarından vazgeçeceği kanaatinin hasıl olduğu, aynı gün saat 15.40 sıralarında firari şüpheli sanık ...'ın teşhis odasına alınarak 3. sıraya, ... 1. sıraya, ... 2. sıraya, ... ise 4. sıraya konulup adı geçenler sanığın avukatı huzurunda mağdurlara ayrı ayrı gösterildiklerinde; mağdure ...'nin teşhis odasının 3. sırasında bulunan sanığı göstererek kendisini gasbeden şahsın bu şahıs olduğunu ancak şahıstan davacı olmadığını beyan ettiği, mağdure ...'nın da teşhis odasının 3. sırasında bulunan sanığı göstererek kendisini gasbeden şahsın bu şahıs olduğunu ancak şahıstan davacı olmadığını beyan ettiği, mağdur ...'in ise kendisini gasbeden ve daha önce ... olarak resminden teşhis etmiş olduğu şahsın teşhis odasında bulunan şahıslar arasında olmadığını beyan ettiği,
17.02.2010 tarihli tutanaktan; 359830016023126 imei numaralı, ... adına kayıtlı fakat mağdur ... tarafından kullanılan ... numaralı hat takılı cep telefonunun olay tarihi olan 08.09.2009 tarihinde saat 22.29’dan 01.10.2009 tarihine kadar herhangi birisi tarafından kullanılmadığının, 358445002699390 imei numaralı, ... adına kayıtlı fakat mağdur ... tarafından kullanılan ... numaralı hat takılı cep telefonunun olay tarihi olan 08.09.2009 tarihinde saat 14.05’den 01.10.2009 tarihine kadar herhangi birisi tarafından kullanılmadığının, 354180032974350 imei numaralı, mağdur ... adına kayıtlı ve kendisi tarafından kullanılan ... numaralı hat takılı cep telefonunun olay tarihi olan 08.09.2009 tarihinden 01.10.2009 tarihine kadar herhangi birisi tarafından kullanılmadığının tespit edildiği,
Kolluk tarafından düzenlenen 09.05.2011 tarihli tutanaktan; ... numaralı telefon kullanıcısına bu numaradan ulaşılarak mahkemede hazır edilmesi istenilmiş ise de bahsi geçen numara arandığında numaranın kullanım dışı olduğunun belirlendiği,
Dosya içerisindeki HTS kayıtlarına göre; sanığın kullandığını iddia ettiği ve kendi adına kayıtlı ... numaralı hattın suç tarihinde saat 22.03'e kadar Gaziosmanpaşa ilçesinden sinyal verdiği,
Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30.04.2010 tarihli yazıda; mağdureler ... ve ...’nın 23.09.2009 tarihinde kendilerine karşı gerçekleştirildiği iddia olunan tehdit suçundan dolayı şikâyetlerinden vazgeçtiklerinin belirtildiği,
Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2010 tarihli ve 6170-3310 sayılı iddianamesi ile; ..., ..., ..., ... ve ... ... hakkında mağdur ...'e karşı tehdit suçundan kamu davası açıldığı,
... 23.09.2009 tarihinde şüpheli olarak kollukta; kapı komşusu olan ... ...'un 21.09.2009 tarihinde kendisini arayarak ... isimli bir bayanı tanıyıp tanımadığını sorduğunu, kendisinin de bu kişinin devamlı müşterisi olduğunu söylediğini, ...'in de yeğeninin bu bayanı darbettiğini belirtip 'Sen bu bayanı tanıyorsun, gel aracı ol, bu şahısları barıştıralım.' dediğini, kendisinin de kabul ettiğini, ...'i aradığında gerçek adının ... olduğunu öğrendiğini, mağdure ...'ye olayı sorduğunda, kendilerini dövdüklerini, para ve telefonlarını aldıklarını söylediğini, ... ile yüz yüze görüşme teklifinde bulunduğunu, bunun üzerine buluştuklarında ...'in yeğeni olduğunu söyleyen kişinin kendisini gasbettiğini bildirdiğini, kendisinin de 'Senin cep telefonunu ve paralarını bu şahıslardan alacağım. Sen bu davadan vazgeç!' dediğini, mağdurenin de kabul ettiğini, daha sonra ...'in yeğeninin abisi olan ... ile görüştüklerini, 'Hep beraber oturup bu konuyu kapatalım.' dediklerini, ... ile çay bahçesine geldiklerini, burada mağdureler ..., ... ve ...'in de olduklarını, bu sırada yanlarına polislerin geldiğini,
... ... 23.09.2009 tarihinde şüpheli olarak kollukta; 22.09.2009 tarihinde ...'in kendisini arayarak 'Benim biladerim bir olaya karışmış, sen ..., ... ve ... isimli şahısları tanır mısın?' diye sorduğunu, tanımadığını söylemesi üzerine de gasbedildiğini söyleyen bu şahısların hayat kadını olduklarını ve biraderi olan sanığı teşkilata düşürdüklerini söyleyerek kendisinden yardım istediğini, '...' isimli bir şahsa telefon ederek bu bayanları tanıyıp tanımadığını sorduğunu, onun da ...'in daha iyi bildiğini söylediğini, bunun üzerine ...'u arayıp bu bayanları tanıyıp tanımadığını sorduğunu, onun da tanıdığını söyleyip telefon ederek onlarla aynı gün görüşeceklerini söylediğini,
İfade ettikleri,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... kollukta; mağdur ... ile 3 ay önce barda tanıştıklarını, 08.09.2009 tarihinde saat 18.30 sıralarında ...’ın kendisini çağırması üzerine aynı gün saat 19.00 sıralarında ...'ın evine yalnız olarak gittiğini, eve girdiğinde ...'ın yanında bir bayan olduğunu, bu bayanın hayat kadını olduğunu söylediğini, bu evde yaklaşık 20 dakika kadar oturduktan sonra kendisini kız arkadaşı arayınca konuşmak için evin dışındaki merdivenlere çıktığını, bu sırada 20-25 yaşlarında, 160-170 cm boylarında, 65-70 kg civarında esmer tenli, normal siyah saçlı, bıyıksız, üzerinde lacivert takım elbise olan bir erkek şahıs ile, 35-40 yaşlarında, 180-185 cm boyunda, 80-85 kg civarında esmer tenli, normal kestane renkli saçı olan, bıyıksız, üzerinde kahverengi spor mont ve kot pantolon bulunan bir erkek şahsın merdivende kendisini dövmeye başladıklarını, elinden telefonunu alarak “... nerede?” diye sorduklarını, kendisinin de evde olduğunu söylemesi üzerine eve girdiklerini, evde kendisini ve ...’ı darbettiklerini, evdeki bayanın kendileri darbedilirken yanlarında olmadığını, darbedildikleri sırada eşkâllerini tarif edemeyeceği iki erkek şahsın daha geldiğini ve onların da kendilerini darbettiklerini, bu sırada sürekli küfür ettiklerini ve ...’a tehdit içerikli sözler söylediklerini, tarif ettiği ikinci kişinin elinde silah olduğunu, bu silahı kendisine doğrultarak “Beynine sıkarım!” dediğini ve ... numarasını vererek ...’a “Bize bu numaradan ulaşın!” dediğini, daha sonra bu şahısların evden çıktıklarını, kendisinin de onların peşinden çıktığını, plakasını alamadığı beyaz renkli 'Tempra' marka arabaya binerek oradan ayrıldıklarını, karakolda bulundukları sırada tarif ettiği şahısların Polnet ortamındaki resimlerini gösterdiklerini, tarif ettiği ilk şahsı fotoğraflardan tam olarak teşhis ettiğini ve isminin ... olduğunu öğrendiğini, ...’ın ...’i tanıdığını ve hakkında şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek beyanında; aynı gün bir avukatın mağdur ...’ı arayarak sanığın teslim olacağını ve teşhis için karakola çağırdıklarını söyleyip kendisini de çağırdığını, bunun üzerine ... ile birlikte 'Asayiş Büro'ya geldiklerini, ...’ın teşhis odasındaki dört kişinin arasında olduğunun söylendiğini, kendisinin daha önce '...' isimli şahsı fotoğrafından teşhis ettiğini, ancak o gün teşhis ettiği şahsın buradaki şahıslar arasında bulunmadığını, fotoğraftan yanlış teşhis etmiş olabileceğini,
Cumhuriyet Başsavcılığında; telefonda kız arkadaşıyla görüştüğü sırada biri 165-170 boylarında, 65-70 kg ağırlığında, 25 yaşlarında, diğeri 180-185 boylarında, 80-85 kg ağırlığında, 35-40 yaşlarında iki kişinin birden üzerine gelip hiç bir şey söylemeksizin vurmaya başladıklarını, uzun boylu kişinin elinde metal kaplamalı 14'lü diye tabir edilen tabanca olduğunu, diğerinin elinde ise bir şey olmadığını, kafasına ve boynuna basarak kendisini yere yatırdıklarını, boynundaki gümüş zincirini koparttıklarını, kısa boylu olan şahsın elindeki cep telefonunu aldığını, ikisinin birden “... nerede?” diye bağırdıklarını, evde olduğunu bildirmesi üzerine kolundan tutarak eve getirdiklerini, hemen arakalarından iki erkek şahsın daha geldiğini, birisinin 170-175 cm boylarında, kısa saçlı, kumral, 25-27 yaşlarında ve orta kiloda; diğerinin de 175-180 boylarında, 70 kg civarında, 25-30 yaşlarında, esmer, ince uzun suratlı, bıyıksız, kirli sakallı ve gözlüksüz olduklarını, bu ikisinin şivelerinin doğu şivesine benzediğini, ilk gelenlerden de uzun boylu olanın doğu şivesine sahip olduğunu, kısa boylu olanın ise normal şiveli olduğunu, bu dört kişinin kendisini ve ...’ı bir odaya kapatıp tekme, ... ve çivili sopa ile dövdüklerini, küfür ettiklerini, ayrıca ilk gelen iki kişinin ...'ı “Para vereceksin. Niye artistlik yapıyorsun?” şeklinde tehdit ettiklerini, bu sırada ilk gelen uzun boylu şahsın ... ve kendisine doğru silah doğrultup “Beyninize sıkarım.” dediğini, daha sonra yüzlerini duvara doğru çevirip üzerilerini aradıklarını, cep telefonunu zaten önceden aldıklarını, üzerindeki 50 TL’yi avucunun içine sakladığı için bulamadıklarını, ...’ın üzerinden ise bir şeyler aldıklarını, daha sonra evden çıkıp gittiklerini, ilk gelen şahsın ...'a ... numarasını bir kağıda yazdırıp 'Bizi bu numaradan arayıp mutlaka ulaşın!' dediğini, olay sonrası karakola gidip şikâyetçi olduklarını, emniyette kendilerine gösterilen resimlerden birini teşhis ettiğini, bu şahsın ... olduğunu söylediklerini, dosyada mevcut A4 kağıdına basılı polnet kaydındaki ...'a ait fotoğraf gösterilip sorulduğunda emniyette gösterilen ve teşhis ettiği resmin bu olduğunu, daha önce bu ... isimli şahsı tanımadığını, ancak ...’ın tanıdığını, bu kişilerin kendilerinden sonra 4-5 kere daha yağma yaptıklarını duyduğunu, eşgallerini verdiği şahısların hiç birini daha önce görmediğini, olaydan sonra da görmediğini, yağmalanan cep telefonunun olaydan 15-20 gün sonra 2009 yılı Eylül ayı sonlarında ... tarafından geri getirildiğini, o tarihlerde ...’ın yanına gelip 'Eşyalarımızı ... tarafında teslim alacağız.' dediğini ve birlikte ... Darıca merkeze gittiklerini, kendisinin arabada beklediği sırada ...’ın bir kahvehaneye girip yarım saat kadar sonra geri döndüğünü ve cep telefonunu gösterip teslim ettiğini, kendisinin bir kısım eşyalarını alamadığını, paraları vermediklerini, telefonlarından bir tanesini geri aldığını söylediğini, telefonunu aldığında şarjının az kalmış olduğunu, olaydan sonra şarj edilip edilmediğini bilmediğini ancak telefonun kapalı olduğunu, güvenlik şifresinin olduğunu, şuan cep telefonunun yanında olduğunu, telefonuna baktığında herhangi bir yeri aramadıklarını, çünkü açamadıklarını anladığını, her ne kadar emniyetteki ifadesinde resmi gösterilen şahıslardan kendilerini yağmalayan, evin önüne gelen ilk kişilerden olan, 165-170 boylarındaki, 25 yaşlarındaki şahsın ... olduğunu söyleyip teşhis etmiş ise de sonradan ...’in yakalanarak emniyette 10.11.2009 tarihinde canlı teşhis yaptırıldığını, orada kendilerini yağlamayan şahıslardan hiç birinin bulunmadığını, ...'in bu kişi olmadığını söylediğini, olay mahallinin karanlık olduğunu, bu nedenle yanlış teşhis etmiş olabileceğini, şikâyetçi olmadığını,
Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinde; suça konu telefonun kendisine geri verilmediğini, zararının karşılanmadığını, çelişki nedeniyle sorulduğunda, telefonunun diğer mağdur tarafından temin edildiğini, ancak aynı telefon olmadığını, aynı marka olduğunu, gasbedilen telefonunun yerine mağdur ... tarafından başka bir telefonun alındığını, sanık ...’i tanımadığını, yüz yüze yaptığı tespitten de onun olmadığını anladığını ve yüz yüze teşhiste sanığın kendisini gasbeden kişilerden olmadığını bildirdiğini, ...’ın beyan ettiği gibi 13 saat kadar nezarette tutulduklarını, ... fotoğraf teşhisi sırasında sanık için budur deyince kendisinin de benzediğini söylediğini, şikâyetçi olmadığını ve katılmak istemediğini,
Mahkemede; karanlık olduğu için şahısların yüzlerini göremediğini, karakolda 13 saat kaldığını, polis memurunun gelip ...'ın şahsı tespit ettiğini söylediğini, kendisinin de bu nedenle düzenlenen tutanağa imza attığını, daha sonra sanığı yakalayıp canlı teşhiste gösterdiklerinde bu kişilerden olmadığını anladığını, kendisine saldıran kişilerin 160-165 cm boylarında olup, bu kişilerden bir tanesinin boynunu gördüğünü, bu kişinin boynunda faça izi; elinde dövmeler olduğunu, sanıkta ise böyle iz ve emareler olmadığını, bu nedenle kendisini gasbeden kişiler arasında sanığın olmadığına emin olduğunu,
Mağdur ... Kolukta; mobilya işi ile ilgilendiğini, diğer mağdur ... ile beş ay kadar önce barda tanıştıklarını, 08.09.2009 tarihinde saat 18.30 sıralarında mağdur ...'ı Pendik'teki evine çağırdığını, ...’ın aynı gün saat 19.00 sıralarında eve geldiğini, bu sırada evde kendisinin ve sevgilisinin olduğunu, belirli bir süre oturduktan sonra mağdur ...’ın sevgilisiyle konuşmak için dışarı çıktığını, aradan biraz süre geçtikten sonra dışardan bağrışma sesleri geldiğini, dışarı baktığında beyaz renkli, Tempra marka bir araba gördüğünü, evin kapısına doğru gittiğinde 180-185 cm boylarında, 30-35 yaşlarında, 75-80 kg civarında, esmer tenli, kirli sakallı, siyah normal saçlı bir erkek şahıs olduğunu, bu kişi elinde bulunan gri renkli silahın ağzına mermi vererek kendisini yere yatırırken 175-180 cm boylarında, 65-70 kg ağırlığında, 30-35 yaşlarında sarışın, kirli sakallı erkek şahsın çivili sopa ile sol arka omzuna vurduğunu, bunun üzerine yere düştüğünü, yerde kendisini darbederek küfür ettiklerini, daha önceden Cuma günü kurulan Kartal Semt Pazarından tanıdığı ...’ın da kendisine vurduğunu, daha sonra cebindeki 370 TL’yi, 1.000 Doları, Nokia marka cep telefonunu, Süper Nova marka cep telefonunu, cüzdanını ve kartlarını, nüfus cüzdanını, gümüş kunyesini, parmağındaki gümüş yüzüğü ... isimli şahıs ile ikinci tarif ettiği şahsın üzerinden aldıklarını, “Bundan sonra sana ...’da hayat yok!” diye tehdit ettiklerini, kendisine ... numarasını vererek “Bizi bu numaradan arayıp iki gün sonra elimizi öpmeye gelecek ve bize ithaat edeceksin.” dediklerini, geldikleri araçla hızlı şekilde uzaklaştıklarını, ... ve beraberindeki dört şahıstan şikâyetçi olduğunu, polis merkezinde bulunduğu sırada daha önceden tanıdığı ...’ın resmini gösterdiklerini, onu kesin olarak teşhis ettiğini,
Kolluktaki ek beyanında; bir avukatın kendisini arayarak sanığın teslim olacağını ve teşhis için Karakola gelmelerini söylediğini, ... ile birlikte Asayiş Büroya geldiklerini, ... isimli şahsın teşhis odasındaki dört kişiden birisi olduğunun söylendiğini, gösterilen şahıslar arasında tanıdığı ...’ın olduğunu ancak kendisini gasbeden ...’ın bu kişi olmadığını,
Cumhuriyet Başsavcılığında; emniyetteki ifadesinde olayı ayrıntılı anlattığını, ancak her ne kadar emniyet kayıtlarında kendisine gösterilen ve pazardan tanıdığı ...’ın olayın şüphelisi ve cebindeki paraları alan kişi olarak teşhis ettiği yazılmış ise de orada yüzde yüz teşhiş edemediğini, ayrıca o gün alkollü olduğunu ve bu nedenle beyanındaki teşhis ettiği bölümü kabul etmediğini, olay sırasında arabada duran ve yanlarına gelip kendilerini darbeden kişilerin toplam beş kişi olduklarını, bunların kim olduklarını bilmediğini, daha önce hiç görmediğini, kendisini gasbedenlerden şikâyetçi olduğunu, gasbedilen eşyalarının iade edilmediğini, dosyada mevcut A4 fotokopi kağıdına basılı polnet kayıtlarındaki resim gösterilip ismi kapalı şekilde sorulduğunda, bu kişinin ... olduğunu, pazardan tanıdığı kişinin bu kişi olduğunu, kendisine emniyette gösterilen resmin de bu resim olduğunu,
Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinde; olay günü beş kişi tarafından iki adet cep telefonu, 1.000 Dolar ve 375 TL’si ile bir kısım kredi kartlarının gasbedildiğini, daha önceki ifadelerinde ve teşhis tutanağında bir hataya düşerek sanığı teşhis ettiğini, zira o gün mağdur olduğu hâlde 13 saat nezarette tutulduğunu, polisler tarafından darbedildiğini, olayın uzaması nedeni ile kurtulmak için huzurda bulunan sanığı teşhis ettiğini, ... ismindeki şahsın suça meyilli olduğunun söylendiğini, kaldı ki teşhisinde “Beni darbeden şahıs bu” demediğini, polisin yönlendirmesi ile ifadesinin o şekilde alındığını, kendisini darbeden şahsın boynunda belirgin şekilde büyük kabartılı cam kesileri olduğunu, kendisini gasbeden kişinin huzurdaki sanık olmadığını, gasbedilen para ve eşyalarının kendisine iade edilmediğini, zararının giderilmediğini, şikâyetçi olmadığını, kollukta sanığı kendisini gasbeden şahsa benzettiğini söylediğini ancak kesin olarak onun olduğunu söylemediğini, aslında savcılıktaki ifadesinde de şahsın boynunun sol tarafında kesilerin olduğunu beyan ettiğini, karakolda bahsettiği psikoloji ile ifade verdiğinden dolayı sağlıklı ifade veremediğini, ancak savcılıkta vermiş olduğu ifadesinin doğru olduğunu, yüzleşme tutanağını kabul etmediğini, ancak o zaman kendisini gasbeden kişinin o kişi olduğundan emin olmadığını, şu an ise bu kişinin sanık olmadığını kesin olarak bildiğini,
Mahkemede; Karakolda 13 saat nezarethanede tutulduğunu, kendisine fotoğraf getirildiğini, defterde çok kişinin fotoğrafının olduğunu, “Bu şahsa benziyor.” dediğini, ancak huzurda bulunan sanığın suçu işleyen kişilerden birisi olmadığına emin olduğunu ve şimdiki ifadesinin doğru olduğunu, karakolda önce fotoğrafların gösterildiğini, sonra ifadesinin alındığını, ... ismini söyleyip isim belirtmediğini, fotoğrafı gösterilen kişiyi de cuma pazarından tanıdığı kişi olarak söylediğini ancak bu kişiyi tanımadığını,
Mağdure ... Kollukta; geçimini hayat kadınlığı yaparak sağladığını, müşterilerinin kendilerine telefon numaralarından veya tanıdıklar vasıtasıyla ulaştıklarını, mağdur ... ile birlikte fuhuş yaptıkları ve mağdur ...’e ait olan evde bulundukları 08.09.2009 tarihinde gündüz saatlerinde ...’nin telefonunu arayan Kuşcu ... olarak bildiği kişinin müşteri göndereceğini söylediğini, ...’nin de kabul ettiğini, akşam saat 20.00 sıralarında ...’yi bir şahsın aradığını, onun da ev adresini verdiğini, aradan 10 dakika kadar geçtikten sonra ikamete bir şahsın geldiğini, gelen şahsın siyah takım elbiseli, kravatlı, 165 cm boylarında, 70 kilolarında, 30 yaşlarında, esmer tenli, kirli sakallı, kahve rengi gözlü, siyah kısa saçlı, saçları geriye doğru taralı, alt damak dişlerinin şekli bozuk, normal konuşma şivesi olan, erkek bir şahıs olduğunu, bu şahıs geldikten sonra birlikte oturmaya başladıklarını, ancak şahsın sürekli panik hâlinde olduğunu ve üzerinde taşımakta olduğu iki adet cep telefonunun sürekli birileri tarafından arandığını, bu şahsın telefonda konuştuğu kişileri “Tamam abi, geliyorum abi,” diyerek sürekli geçiştirdiğini, kendilerine de gitmesi gerektiğini, işinin çıktığını söylediğini, kendileriyle kalmaya niyetinin olmadığını, bu şahsa “Otur! Nereye gidiyorsun?” derken bulundukları evin kapısının yumruklanmaya başladığını ve bir kaç şahsın “Polis, kapıyı açın!” diye bağırmaya başladıklarını, basıldıklarını zannederek evin ışıklarını söndürdüklerini, ancak müşteri olarak gelen şahsın hemen kapıyı açtığını, kapı açıldıktan sonra üç kişinin hızlı bir şekilde içeriye girdiklerini, 1. şahsın elinde bulundurduğu silah ile mağdur ...’in kafasına vurarak “Paraları verin lan!” diyip sürükler şekilde başka odaya götürdüğünü, 2. ve 3. şahsın ise ... ile kendi üzerini soymaya, mahrem yerlerine ellerini sokarak “Paraları çıkartın lan! Paraları nerede saklıyorsunuz?” diyip kendilerine bağırdıklarını, buarada eve müşteri olarak gelen şahsa da “Siktir git lan, birde seninle uğraşmayalım.” diyerek kapıya doğru iteklediklerini, ancak bu kişinin güler bir hâlinin olduğunu, anlaşıldığı kadarıyla bu kişinin de diğerleriyle birlikte olduğunu, şahısların çantasında bulunan cüzdanını alarak karıştırdıklarını ve içerisindeki 60 TL’yi, imei numaralarını bilmediği, içerisinde ... numaralı hat takılı Nokia marka cep telefonu ile içerisinde ... numaralı hat takılı Samsung marka cep telefonunu aldıklarını, daha sonra apar topar evden ayrıldıklarını, bu şahıslar ile birlikte müşteri olarak gelen şahsın da ayrıldığını, bu dört şahıstan şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek ifadesinde; bu olaydan sonra sanığın akrabalarının kendilerine baskı yapmaya başladıklarını, 23.09.2009 tarihinde kendilerini tehdit eden ..., ... ..., ..., ... ve ... isimli şahıslardan ve onlarla birlikte gelen avukatlardan şikâyetçi olduklarını, daha sonra sanığın akrabaları ve avukatlarının gelerek mağduriyetlerini gidereceklerini söyleyip davalarından vazgeçmelerini istediklerini, sanığın abisi olan ...’in kendileriyle görüştüğünü ve kendi insiyatifleriyle Pendik Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek şikâyetlerinden vazgeçtiklerini, bugün ise avukatın yönlendirmesi ile Asayiş Büro Amirliğine geldiklerini, teşhis odasında sanık ile birlikte üç şahsın daha gösterilerek ...’ı teşhis etmesinin istendiğini, kendisinin de sanığı göstererek kendilerini gasbeden şahsın bu şahıs olduğunu söylediğini, şikâyetçi olmadığını,
Cumhuriyet Başsavcılığında; olaya mütakip emniyette kayıtlı resmi gösterilen ...'ı teşhis edip şikâyetçi olduğunu, şu an gösterilen resmin o zamanki kendisine gösterilen resim olduğunu, olaydan sonra sanığın abisi ... ve dosyada isimleri yazılı diğer şahıslarla ... ve ... ile birlikte Pendik Lale Çay bahçesinde buluştuklarını, avukat olduğunu söyleyen iki erkek şahsın daha geldiğini, ...’in kendilerine tehditte bulunmaksızın davadan vazgeçmelerini, masrafları neyse gidereceklerini söylediğini, bundan sonraki tarihlerde şikâyetten vazgeçtiğine dair savcılığa dilekçe verdiğini, 10.11.2009 tarihinde sanığın avukatı olduğunu söyleyen şu an koridorda bulunan kişinin arayarak sanığın teslim olacağını, karakolda teşhis yaptırılacağını, gelmeleri gerektiğini söylediğini, “Sakın ha teşhis etme!” şeklinde bir baskı veya tehditte bulunmadığını, başkalarının da bulunmadığını, önceki gün karakolda teşhis odasında sıraya girmiş dört kişi olduğunu, onların içinden önce ...’nin teşhiste bulunduğunu, sanığı göstererek teşhis ettiğini söylediğini, kendisinin de arkadaşı teşhis ettiği için teşhis ettiğini söylediğini, mecbur kaldığını, olayı gerçekleştiren faillerden birinin, teşhiste bulunduğu ve hâlâ adliye koridorunda bulunan sanık olup olmadığı sorulduğunda, kimseden şikâyetçi olmadığını, teşhiste bulunduğu kişinin yani kendisini gasbeden kişinin sanık olmadığını, olaydan 15 gün kadar sonra sanığın ağabeyi olan ... ile Pendikte buluştuklarını, yanlarında mağdure ...’nin de olduğunu, önce onu aradıklarını, ...’in kendisine “İfadenizi geri alın, sizin zararlarınızı tazmit etcez.” dediğini ve on gün kadar sonra 150 TL verdiğini, bu paraya 70 TL ekleyip kendine şu an kullandığı Nokia marka cep telefonunu aldığını, kimseden tehdit ve baskı görmediğini, şikâyetçi olmadığını,
Mahkemede; olayın mağdure ...'nin anlattığı şekilde olduğunu, önce içeri giren şahsın huzurdaki sanığa benzemesinden dolayı o şekilde ifade verdiklerini, ancak o ifadelerinde bu kişinin 165 cm boylarında ve dişleri bozuk birisi olduğunu söylediklerini, eve ilk gelenin huzurdaki sanık olmadığını, baskı altında o şekilde ifade verdiklerini, sanığın evlerine gelip kendilerini gasbetmediğini, sanığın ailesinin gelerek davadan vazgeçmelerini, çünkü suçu sanığın işlemediğini söylediklerini, daha sonra kendilerine iki tane yeni cep telefonu aldıklarını, yüzleştirme tutanağındaki gibi bir beyanda bulunmadığını, baskı altında imzaladığını,
Mağdure ... Kollukta; hayat kadınlığı yaparak geçimini sağladığını, 08.09.2009 tarihinde gündüz saatlerinde Kuşçu ... olarak bildiği kişinin kendisini arayarak müşteri olduğunu ve telefon numarasını vereceğini söylediğini, kendisinin de kabul etmesi üzerine aynı gün saat 22.00 sıralarında bir şahsın kendisini arayarak telefonunu Kuşçu ...’dan aldığını ve buluşmak istediğini söylediğini, kendisinin de kuruyemiş almasını ve vereceği adrese gelmesini söylediğini, evde mağdure ... ile ...’in bulunduğunu, bu adresi fuhuş amacıyla kullandığını, ikamet sahibinin mağdur ... olduğunu, kendisini arayan şahsın on dakika kadar sonra eve geldiğini, bu şahsın siyah takım elbiseli, kravatlı, 165 cm boylarında, 70’li kilolarda, 30’lu yaşlarda, esmer tenli, kirli sakallı, kahve rengi gözlü, siyah kısa saçlı, saçları geriye doğru taralı, alt damak dişlerinin şekli bozuk, normal konuşma şivesi olan, erkek bir şahıs olduğunu, birlikte oturdukları bu şahsın panik hâlinde olduğunu ve üzerindeki iki cep telefonunun da sürekli birileri tarafından arandığını, telefonda konuştuğu kişileri “Tamam abi, geliyorum abi” diyerek geçiştirdiğini ve kendilerine gitmesi gerektiğini, işinin çıktığını söylediğini, kendileriyle kalmaya niyetinin olmadığını, şahsa “Otur! Nereye gidiyorsun?” derken evin kapısının yumruklanmaya başladığını, bir kaç şahsın “Polis, kapıyı açın!” diye bağırmaya başladığını, kendilerinin de basıldıklarını sanarak evin ışıklarını söndürdüklerini, ancak müşteri olarak gelen şahsın hemen kapıyı açtığını, kapı açıldıktan sonra üç erkek şahsın hızlı bir şekilde içeri girdiklerini, 1. şahsın elinde bulundurduğu silah ile mağdur ...’in kafasına vurarak “Paraları verin lan!” deyip sürükler bir şekilde evin başka bir odasına götürdüğünü, 2. ve 3. şahısların ise mağdur ... ile kendisinin üzerini soymaya, mahrem yerlerine ellerini sokarak “Paraları çıkartın lan! Paraları nerede saklıyorsunuz?” deyip bağırmaya başladıklarını, buarada eve müşteri olarak gelen şahsa da “Siktir git lan, birde seninle uğraşmayalım.” diyerek kapıya doğru iteklediklerini, ancak bu kişinin güler bir hâlinin olduğunu, bu kişilerin pantalonunun cebinde bulunan 50 TL’yi, 354180032974356 imei numaralı; içerisinde ... numaralı hat takılı cep telefonunu ile imei numarasını bilmediği; içerisinde ... numaralı hat takılı cep telefonunu aldıklarını, mağdure ...’nın da eşyalarını alıp apar topar evden çıktıklarını, telefonunu aldıkları için kendisini müşteri olarak arayan kişinin numarasını bilmediğini, konuşmaları sırasında hiç isminin de geçmediğini, müşteri olarak gelen şahsın da diğerleriyle evden ayrıldığını, bu dört şahıstan şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek ifadesinde; olaydan sonra sanığın akrabalarının kendilerine baskı yapmaya başladıklarını, 23.09.2009 tarihinde kendilerini tehdit eden ..., ... ..., ..., ... ve ...’dan ve bu şahıslar ile birlikte gelen avukattan davacı olduklarını, daha sonra sanığın akrabaları ve avukatlarının gelip mağduriyetlerini gidereceklerini söyleyerek davalarından vazgeçmelerini istediklerini, sanığın abisi olan ...’in de kendileriyle görüştüğünü, kendi insiyatifleriyle Pendik Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek davalarından vazgeçtiklerini, bugün ise avukatın yönlendirmesi ile Asayiş Büro Amirliğine geldiklerini, teşhis odasında sanık ile birlikte üç şahsın daha gösterilerek ...’ı teşhis etmelerinin istendiğini, kendisinin de sanığı göstererek kendilerini gasbeden şahsın sanık olduğunu söylediğini, ancak şikâyetçi olmadığını,
Cumhuriyet Başsavcılığında; olay sırasında iki adet Nokia marka cep telefonunun, içinde takılı sim kartının ve 50 TL’sinin çalındığını, bu şahısların şikâyetinden vazgeçmesi hususunda baskı yaptıklarını, ...'ı A4 kağıda basılı renksiz fotoğraftan teşhis ettiğini ve daha sonra şikâyetçi olduğunu, 10.11.2009 tarihinde çocuğu hasta olmasına rağmen sanığın avukatının arayarak sanığın teslim olacağını, teşhis yaptırılacağını ve bu nedenle karakola gelmelerini söylemesi üzerine mağdure ... ve ... ile birlikte karakola gittiklerini, teşhis odasında cam arkasında dört kişinin olduğunu, bunların içinden sanığı teşhis ettiğini, mağdure ...’nın da teşhis ettiğini, mağdur ...’in ise orada olmadığını söylediğini, kolluktaki 10.11.2009 tarihli ifadeyi kendisinin vermediğini, imzala demeleri üzerine imzaladığını, zaten okur yazarlığının olmadığını, sanığın abisinin yaklaşık bir hafta önce Pendik'te kendisiyle buluştuğunu, kendisine iki adet Nokia marka sıfır telefon aldığını, hatlarını ve 50 TL'sini verdiğini, şikâyetçi olmadığını,
Mahkemede; olay günü Kuşçu ... denen şahsın kendisini arayarak birisinin kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini, bu şahsın kendisini araması üzerine mağdur ...’in adresini verdiğini, oraya geldiğini, gelen şahsa bira almasını da söylediğini, o tarihte ... numaralı hattı kullandığını, eve gelen şahsın esmer, kısa boylu, alt dişleri eğri olan birisi olduğunu, biraz tedirgin hâlde gözüktüğünü, telefonlarının sürekli çaldığını, bir ara birilerinin kapıyı çalarak “Biz polisisiz” dediklerini, eve önceden gelen şahsın koşarak kapıyı açtığını, adamların eve girerek silahı mağdur ...'in kafasına dayadıklarını, telefonlarını ve paralarını aldıklarını, o şahsı da duvara yasladıklarını, daha sonra kendi paralarını alıp giderlerken bu şahsa tekme vurup küfür ettiklerini, evlerine gelen şahsın huzurdaki sanık olmadığını, savcılıktaki ifadesini polisin baskısı altında imzaladığını, o ifadesini kabul etmediğini, sanığın ailesinin kendilerini tehdit etmediklerini, daha sonra sanığın abisinin yanlarına geldiğini, mağdur olduğunu söylediğinde kendisine iki tane cep telefonu aldığını, polisteki teşhis tutanağında 3. sıradakine benziyor ancak kesin o değil dediğini, kendilerine baskı yapılması nedeniyle korkusundan tutanağı imzaladığını, okur yazar olmadığını,
Mağdur ... Kollukta; pazarlarda okul malzemesi satarak geçimini sağladığını, mağdureler ... ve ... ile yaklaşık on gün önce arkadaşı ... aracılığıyla tanıştığını, bu kişilerin daha önce evine hiç gelmediklerini, 08.09.2009 tarihinde saat 20.30 sıralarında ...’nin kendisini arayarak bir arkadaşıyla buluşacağını ve arkadaşının kendi ikametine geleceğini söylediğini, on dakika sonra ...’nın eve geldiğini, yaklaşık yirmi dakika sonra da mağdure ...’nin ikamete geldiğini, aynı gün saat 22.00 sıralarında mağdure ...’yi birisinin aradığını, onun da bulundukları adresi verdiğini, on dakika kadar sonra eve bir şahsın geldiğini, bu şahsın siyah takım elbiseli, kravatlı, 165 cm boylarında, 70’li kilolarda, 30 yaşlarında, esmer tenli, kirli sakallı, kahve rengi gözlü, siyah kısa saçlı, saçları geriye doğru taralı, alt damak dişlerinin şekli bozuk, normal bir konuşma şivesi olan, erkek bir şahıs olduğunu, beraber oturmaya başladıkları bu şahsın panik hâlinde olduğunu ve cep telefonlarının sürekli birileri tarafından arandığını, şahsın arayan kişileri “Tamam abi, geliyorum abi” diyerek geçiştirdiğini ve kendilerine gitmesi gerektiğini işinin çıktığını söylediğini, mağdure ...’nin bu kişiye “Nereye gidiyorsun? Otur oturduğun yerde!” diyerek göndermemeye çalıştığını, bu esnada evin kapısının yumruklanmaya başladığını ve “Polis, kapıyı açın!” diye bağırma sesleri duyduğunu, mağdure ...’nin arkadaşı olarak eve gelen şahsın hemen kapıyı açtığını, kapı açıldıktan sonra üç şahsın hızlı bir şekilde içeri girdiklerini, 1. şahsın elinde bulundurduğu silah ile kafasına vurarak “Paraları verin lan!” deyip kendisini sürekler şekilde oturmakta oldukları salondan diğer odaya doğru götürdüğünü, burada boğazını sıkarak “Paraları ver lan!” deyip bağırmaya başladığını, boğazında takılı olan altın zinciri kopartarak aldığını, daha sonra da cebinde bulunan 140 TL’yi ve içerisinde ... numaralı hattın takılı olduğu Samsung marka cep telefonunu alarak odadan çıktığını, kendisi de odadan çıktığında bu şahıslar ile mağdure ...’nin arkadaşı olarak gelen şahsın evden hızla gittiklerini gördüğünü, bu kişileri daha önce hiç görmediğini, bu dört kişiden şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek ifadesinde; olaydan sonra sanığın akrabalarının kendilerine baskı yapmaya başladıklarını, 23.09.2009 tarihinde kendilerini tehdit eden ..., ... ..., ..., ... ve ...’dan ve bu şahıslar ile birlikte gelen avukattan davacı olduklarını, bugün sanığın avukatının kendisini arayarak savcılığa gelmesini; yüzleştirme yapılacağını söylediğini, yalnız olarak adliyeye gittiğini, burada avukat ile birlikte mağdurlar ..., ..., ... ve ...’nin de olduğunu, burada bir müddet oturduktan sonra avukatın gittiğini, bir süre sonra geri gelerek karakola gitmeleri gerektiğini söylediğini, bunun üzerine Asayiş Büro Amirliğine gittiklerini, teşhis odasında dört şahıs gösterilerek kendilerini gasbeden şahsın bu kişiler arasında olup olmadığını sorduklarını, kendisinin de baktığını ancak teşhiste bulunamadığını, daha önce fotoğraftan teşhis etmiş olduğu ...’ı yanlış teşhis ettiğini, kendisini gasbeden şahısların bu kişiler arasında bulunmadığını, kendisini gasbedenlerden şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; eve ilk gelen şahsın huzurdaki sanık olmadığını, gelen kişinin 165 boylarında ve dişlerinin bozuk olduğunu, boynunda iz bulunduğunu, zaten teşhis odasında da sanığı teşhis edemediğini söylediğini,
Tanık ... Kollukta; 08.09.2009 tarihinde saat 16.00 sıralarında siamen tanıdığı, fazla samimiyetinin olmadığı ... olarak bildiği şahıs ile karşılaştıklarını, ayak üstü sohbet ettikleri sırada bir bayan arkadaşa ihtiyaç olduğunu söylediğini, kendisinin de para karşılığı erkeklerle birlikte olduğunu bildiği mağdure ... ile tanıştırabileceğini söylediğini, mağdure ...’yi arayarak kendisi ile görüşmek isteyen bir arkadaşının olduğunu ilettiğini, onun da numarasını vermesini, bu şahsın kendisini aramasını ve gelmesini söylediğini, bunun üzerine mağdure ...’nin numarasını ...’ya vererek onun yanından ayrıldığını, meydana gelen gasp olayıyla ilgi ve alakasının olmadığını, gösterilen fotoğraftaki ... isimli şahsın ... ile tanışması için telefon numarasını verdiği şahıs olmadığını, ... isimli şahsın nerede ikamet ettiğini ve çalıştığını tam olarak bilmediğini, numarasının da kendisinde olmadığını,
Mahkemede; ...’nın yaklaşık 165 cm boylarında, biraz şişmanca, uzun saçlı, saçları jöleli ve spor giyinen birisi olduğunu, gördüğü kadarıyla ...'nın yüzünde yara izi bulunmadığını ve dişlerinin bozuk olmadığını, kendisine karakolda ...’i sorduklarını, resmini de gösterdiklerini, bu kişiyi tanımadığını söylediğini,
Tanık ... Mahkemede; sanığın abisi olduğunu, yağma olayından haberinin olmadığını, olay günü Sultangazi’de ayakkabı imalatı yaptıklarını, sanığın da saat 15.30 civarlarında yanlarına geldiğini, yanında birlikte çalıştığı ... Bingöl isimli şahsın da olduğunu, saat 24.00 sıralarına kadar iş yerinde birlikte olduklarını ve iş yerinden birlikte çıktıklarını, sanığın kendi evine gittiğini,
Tanık ... Mahkemede; sanık ile birlikte toptan ayakkabı satışı yaptıklarını ve aynı arabayla sefere çıktıklarını, bu işi yaklaşık iki yıl önce bıraktığını, Libya’da çalıştığı sırada sanığın abisi ...’in kendisi aradığını, Ramazanın ilk haftası olduğu için olayı hatırladığını, o tarihte Sultançifliğinde sanığın abisine ait ayakkabı imalathanesinde sanık ile birlikte iftar yaptıklarını, iftardan sonra sanık, abisi ... ve... isimli ustabaşı ile birlikte oturup sohbet ettiklerini, saat 23.00 sıralarında misafirliğe gideceğinden dolayı yanlarından erken ayrıldığını,
Tanık ... Mahkemede; yağma olayını görmediğini, sanığın abisi olan ...’ın Sultançifliğinde bulunan ayakkabı imalathanesinde çalıştığını, Ramazan dolayısıyla gece vardiyası yaptıklarını, olay günü sanığın turdan döndüğünü, yanında da birlikte çalıştığı ... isimli kişinin olduğunu, sanık döndüğünde abisi ...’nin de iş yerinde olduğunu, iftarı yaptıktan sonra saat 22.00 sıralarında sanığın ... ile birlikte hesap görüp mal alarak ayrıldıklarını, ...’nin iş yerinde kaldığını, 2-3 gün sonra yağma olayı yaşandığını duyduğunu, ancak yağma olayıyla sanığın iş yerine uğradığı günün aynı gün olup olmadığını bilmediğini,
İfade etmişlerdir.
Kollukta susma hakkını kullanan sanık ... müdafisi huzurunda Cumhuriyet Başsavcılığında; hakkında isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini, mağdurlar ..., ... ve ...’yı tanımadığını, mağdurlar ... ve ...'ın beyanlarında adı geçen ...’ın isim olarak kendisi olabileceğini ancak kendisinin bu olaylara karışmadığını, olay tarihini hatırlamadığını ancak isnat edilen tarihlerde ... plakalı kamyonla ...'a toptan ayakkabı götürdüğünü, zira kendisinin de ortak olduğu bir ayakkabı fabrikalarının olduğunu, mağdurlardan ...'ı daha önce bir kez gördüğü için tanıdığını, bu kişinin emniyetteki birinci teşhisinde kendisini niye teşhis ettiğini, neden şikâyetçi olduğunu bilmediğini, önceki gün mağdurlar ... ve ...’a yeniden teşhis yaptırıldığını, olayı yapan kişinin kendisi olmadığını söyleyip teşhis edemediklerini, dosyada mevcut birinci teşhise konu ...'ın polnet kaydındaki siyah beyaz fotokopi şeklindeki A4 büyüklüğündeki fotoğraf incelendiğinde resmin huzurda bulunan sanığa tamamen benzediği görülüp sorulduğunda; fotoğraftaki şahsın kendisi olduğunu, ancak mağdurların kendisini neden teşhis ettiklerini bilemediğini, kendisi ve akrabalarının mağdurlara herhangi bir baskıda bulunmadıklarını, mağdurlar ile akrabalarının çay bahçesinde toplandıklarından haberinin olmadığını, bu kişilerin toplandıklarını ancak mağdurları tehdit etmediklerini duyduğunu, 23.09.2009 tarihli olay yakalama görüşme tutanağında isimleri geçenlerden ...’ın abisi olduğunu, ..., ... ve ...’i tanımadığını, ... ...’un ise teyzesinin oğlu veya torunu olabileceğini, kardeşi, ... ve diğerlerinin mağdurları toplayıp baskı yaptıklarından haberinin olmadığını, kendisinin o tarihte yine ticaretle uğraştığından dolayı şehir dışında olduğunu, kimseyi azmettirmediğini,
Mahkemede; atılı suçla alakasının olmadığını, mağdureleri tanımadığını, onların evine gitmediğini ve böyle bir olaya karışmadığını, suç tarihinde şehir dışında ..., ..., Erzincan hattında kendi imalatları olan ayakkabıları sattığını, kesinlikle böyle bir suç işlemediğini, olay yerinde olmadığından dolayı yüzleştirme tutanağını kabul etmediğini, o tarihlerde ... ve ... numaralı hatları kullandığını, 178 cm boyunda ve 75 kg ağırlığında olduğunu, damak ve çene bölgesinde herhangi bir rahatsızlık olmadığını, bu olaydan sonra abisinin mağdurlar ile görüşüp görüşmediğini bilmediğini,
Savunmuştur.
TCK'nın 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK'nın 'Yağma' başlıklı 148. maddesinde; 'Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' şeklinde düzenlenmeye yer verilmiştir.
Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
TCK’nın 149. maddesinde yağma suçunun; 'Silâhla, birden fazla kişi tarafından birlikte, konut veya iş yerinde, gece vakti,' işlenmesi nitelikli hâller olarak kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ile suç iştirakçileri olan ancak açık kimlik bilgileri tespit edilemediği için haklarındaki evrak tefrik edilen meçhul üç şüphelinin 08.09.2009 tarihinde saat 19.30 sıralarında 'Tempra' marka bir arabayla mağdurlar ... ve ...'ın bulunduğu binanın önüne geldikleri, sanık ile meçhul şüphelilerden birisinin bu sırada telefonla görüşmek için binanın önündeki merdivenlere çıkan mağdur ...'a vurmaya başladıkları, meçhul şüphelinin elinde '14'lü' diye tabir edilen bir tabancanın bulunduğu, bu şekilde mağdur ...'ı yere yatırarak boynundaki gümüş zinciri ve cep telefonunu aldıkları, mağdura '... nerede?' diye bağırdıkları, evde olduğunu öğrenince mağduru kollarından tutup mağdur ...'ın bulunduğu evin içine götürdükleri, meçhul iki şüphelinin de onların peşinden eve girdikleri, bu şekilde üç meçhul şüpheli ile sanığın mağdurlar ... ve ...'ı bir odaya kapatıp tekme ve ... atmak suretiyle dövdükleri, meçhul şüphelilerden birisinin de mağdurlara elindeki silahı doğrultup 'Beyninize sıkarım!' diyerek tehdit ettiği, meçhul şüphelilerden birisi ile sanığın mağdur ...'ın üzerindeki 370 TL ve 1.000 Dolar parayı, 1 adet 'Nokia' marka cep telefonunu, 1 adet 'Super Nova' marka cep telefonunu, cüzdanını, cüzdanının içindeki 'Bonus' kredi kartını, 'Shell' benzin kartını, nüfus cüzdanını, gümüş künyesini ve parmağındaki gümüş yüzüğünü aldıkları, her ikisinin mağdur ...'ı 'Sana ...'da hayat yok!' diyerek tehdit ettikleri, aynı zamanda mağdur ...'a ... No.'lu telefon numarasını vererek 'Bizi bu numaradan arayıp iki gün sonra elimizi öpmeye gelecek ve itaat edeceksin!' diyerek evden ayrıldıkları, daha sonra meçhul şüpheliler ile yaptıkları plan doğrultusunda sanığın aynı gün 22.45 sıralarında hayat kadınlığı yapan mağdure ...’yi arayarak buluşma teklifinde bulunduğu, mağdurenin kabul ederek buluşma yeri olarak mağdur ...'in evinin adresini verdiği, sanığın kısa bir süre sonra bu adrese tek başına müşteri gibi gittiği, içeri girdikten sonra tedirgin hareketlerde bulunarak devamlı telefonla görüştüğü, en son telefon görüşmesinden sonra 'İşim çıktı gidiyorum.' diyerek evden ayrılma niyetini gösterdiği, bu esnada yaptıkları plan doğrultusunda meçhul üç şüphelinin evin kapısını yumruklayarak 'Polis, açın!' diye bağırdıkları, basıldıklarını zanneden mağdurların derhal evin ışıklarını söndürdükleri, ancak evde sözde müşteri olarak bekleyen sanığın doğrudan evin kapısını açarak diğer üç şüpheliyi içeriye aldığı, içeriye giren açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen üç kişiden 1. şüphelinin elinde bulundurduğu gri renkli parlak silahı mağdur ...’in kafasına vurarak 'Paraları verin lan!' deyip onu sürükler vaziyette evin başka bir odasına götürdüğü, boynunda takılı altın zinciri kopartıp aldığı, akabinde cebindeki 140 TL ile içinde ... nolu hat takılı 'Samsung' marka cep telefonunu aldığı, eve giren meçhul 2. ve 3. şüphelilerin de mağdureler ... ve ...’nin elbiselerini soyarak mahrem yerlerine ellerini sokup 'Paraları çıkartın lan! Paraları nerede saklıyorsunuz?' diye bağırdıkları, mağdure ...’nın cüzdanını karıştırarak içerisindeki 60 TL'yi, ... numaralı hat takılı olan 'Nokia' marka cep telefonu ile içinde ... numaralı hat takılı bulunan 'Samsung' marka cep telefonunu aldıkları, mağdure ...’nin de pantolonunun cebindeki 50 TL'sini, içerisinde ... numaralı hat takılı olan 'Nokia' marka cep telefonunu ve içinde ... numaralı hat takılı 'Nokia' marka cep telefonunu aldıkları, daha sonra hep birlikte olay yerinden ayrıldıkları iddia edilen olayda;
Mağdur ...’ın olayın hemen ardından kollukta verdiği ifadesinde; sanığı daha önceden tanıdığını ve nitelikli yağma suçuna onun da katıldığını belirtmesi, sanığın da mağduru tanıdığını kabul etmesi ve yapılan yargılamada aralarında husumet bulunduğuna dair herhangi bir tespit yapılmamış olması, mağdureler ... ve ... ile mağdur ...’e olaydan hemen sonra yaptırılan fotoğraf teşhisinde sanığı teşhis etmiş olmaları, dosya kapsamına göre; olaydan sonra 23.09.2009 tarihinde sanığın abisi olan ...’ın yanında başkaları da olduğu hâlde mağdurlar ..., ... ve ... ile bir çay bahçesinde buluştuklarının, burada davadan vazgeçmeleri hâlinde zararlarını giderme teklifinde bulunduklarının, bu sırada mağdure ...’nın tehdit edildiklerinden bahisle polise ihbarda bulunduğunun, bu olayla ilgili ... ve ...’nin şikâyetlerinden vazgeçtiklerinin, bu nedenle söz konusu kişiler hakkında sadece mağdur ...’e yönelik eylem nedeniyle tehdit suçundan Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2010 tarihli ve 6170-4075 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığının anlaşılması, olay anında ...’ın yanında bulunduğu iddia olunan ...’in de kollukta şüpheli olarak verdiği ifadesinde; mağdure ...'ye olayı sorduğunda, kendilerini dövdüklerini, para ve telefonlarını aldıklarını söylediğini, ... ile yüzyüze görüşme teklifinde bulunduğunu, bunun üzerine buluştuklarında ...'in yiğeni olduğunu söyleyen kişinin kendisini gasbettiğini bildirdiğini, kendisinin de 'Senin cep telefonunu ve paralarını bu şahıslardan alacağım. Sen bu davadan vazgeç!' dediğini, mağdurenin de kabul ettiğini, daha sonra ...'in, yeğeninin abisi olan ... ile görüştüklerini, 'Hep beraber oturup bu konuyu kapatalım.' dediklerini beyan etmesi, 17.02.2010 tarihli tutanaktan; 359830016023126 imei numaralı ve içerisinde mağdure ... tarafından kullanılan ... numaralı hat takılı cep telefonunun; 358445002699390 imei numaralı ve aynı numaralı hat takılı cep telefonunun; 354180032974350 imei numaralı ve mağdure ... tarafından kullanılan ... numaralı hat takılı cep telefonunun suç tarihinden 01.10.2009 tarihine kadar kullanılmadıklarının tespit edilmiş olması ve mağdurların yaralandıklarına dair dosya kapsamındaki raporlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın savunmalarının, mağdurlar ile mağdurelerin sonradan değişen beyanlarının ve tanık anlatımlarının sanığı suç ve cezadan kurtarmaya yönelik olduğunun ve sanığa yüklenen nitelikli yağma suçlarının sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.09.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.