Ceza Genel Kurulu 2019/309 E. , 2021/432 K.
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi
Sanık ...'in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 ve 63/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.04.2017 tarihli ve 127-58 sayılı hükme yönelik sanık müdafisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 10.07.2017 tarih ve 1648-1728 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 23.10.2018 tarih ve 3760-3697 sayı ve oy birliğiyle;
'....Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,' karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 07.02.2019 tarih ve 1970 sayı ile;
'...İtirazın konusu; sanık hakkında eksik kovuşturma ile hüküm verildiğine, eksik kovuşturma olmadığı kabul edildiği takdirde, dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle eylemin silahlı terör örgütüne yardım niteliğinde olduğuna dairdir.
İTİRAZ NEDENLERİ : Sanık hakkında açılan kamu davası nedeniyle yargılamayı yapan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 21/04/2017 gün ve 2017/127 Esas, ve 2017/58 Karar sayılı kararı ile 'Gelibolu İlçesinde İlçe Nüfus Müdürü olarak görev yapan sanık ...'in, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisi içinde eylemde bulunduğu, özellikle...ilçesinde faaliyet gösteren ... Dersanesi muhasebe elamanı olarak çalışan, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma eyleminden ... 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/154 sayılı dosyasında yargılaması devam eden sanık ...'ın şüpheli sıfatıyla kollukça müdafi huzurunda alınan ayrıntılı beyanında görüleceği üzere İlçe İmamı tarafından organize edilen G....Öğrenci Yurdunda yılda bir kere yapılan himmet toplantılarına 2014-2015 yıllarında katılarak himmet adı altında örgüte para yatırdığı, sanığın FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olması nedeniyle KHK ile kapatılmasına karar verilen bbb pansiyonunda yapılan Sohbet adı altında gerçekleştirilen örgütsel toplantılara katıldığı , 17/08/2016 günü sanığın ikametinde usulüne uygun yapılan aramada sonucunda FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olan yayınevlerinden Şahdamar Yayınevine ait Yolcu isimli kitabın ele geçirildiği, FETÖ/PDY terör örgütüne finansman sağlayan Bank... isimli bankada hesabının bulunduğu, hesap hareketlerine göre 2013 yılı Aralık ayında bu hesapta 70.898,074 TL'nin bulunduğu, 2015 yılı mart ayına kadar sürekli olarak bakiyenin artarak 101.744,57 TL olduğu, sanığın terör örgütü elebaşısı Fetullah Gülen'in TUSKON eski genel sekreteri ... Güney ile yapmış olduğu ve 15 Ocak 2014 tarihinde medyaya yansıyan telefon görüşmesinde dile getirdiği örgüt mensuplarının Bank...'ya para yatırmasına yönelik talimatına uyarak hesabına düzenli olarak para yatırdığı, bu şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde aktif görev aldığı, sanığın eylemlerinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk bulunduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği, Sanığın terör örgütü tarafından kullanıldığı tespit edilen programların kullandığına dair herhangi bir iddia bulunmadığından dijital materyaller üzerinde yapılacak incelemenin dosyaya herhangi bir katkı sağlamayacağı değerlendirildiğinden söz konusu rapor sonucunun beklenilmesine ilişkin ara karardan vazgeçilmesine karar verilmiş; sonuç olarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyeliği suçundan cezalandırılmasına karar vermenin hukuka, yasaya ve dosya içeriğine uygun olacağı' gerekçesine dayanarak başka dosya şüphelisis ...'ın kollukta verdiği 08/08/2016 tarihli anlatıma ve sanığın Bankasya hesabındaki hareketlere göre sanığın silahlı terör örgütü üyesi olduğu kabulü ile mahkumiyet hükmü vermiştir.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün...İlçe imamın müdürlüğünü yaptığı ve bazı yurtların işletmeciliğinin yapan şirketin muhasebecisi olduğu, hem yasal faaliyetlerden elde edilen gelirlerin, hem de himmet adı altında toplanan paraların muhasebeleştirmesini yaptığı anlaşılan başka dosya şüphelisi tanık ...'ın kollukta verdiği 08/08/2016 günlü ifadede özetle; İlçe İmamı ...'ün yılda bir kez organize ettiği himmet toplantılarına 2014 - 2015 yıllarında...İlçe Nüfus Müdürü olan sanığın da katıldığını, kadınlar grubundan sadece sanığın kendisine himmet getirdiğini, duyduğuna göre sanığın sohbet ablası ...'ın sohbet grubunda olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Örgütün yapılanma şeklinde kadın ve erkeklerin farklı gruplarda toplandığı bilinmekle, tanığın diğer katılımcılarının tamamı erkek olan himmet toplantılarına sanığın da katıldığına dair beyanlarının açıklanmaya muhtaç olduğu, ancak tanığın duruşmada kolluk anlatımından rücu etmesi nedeniyle bu durumun izah edilemediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan tanığın kolluk anlatımında kadınlardan sadece sohbet ablası olduğunu söylediği ...'ın ve onun grubunda olduğunu söylediği sanığın adlarını verdiği, ancak mahkemece dinlenmeyen ... Ulukaya'nın 21/09/2016 tarihinde bilgi veren sıfatı ile kollukça alınan ifadesinde ...'ın sohbet grubunda sadece esnaf eşlerinin bulunduğuna dair anlatımının olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktdır. ...'ın ise Sulh Ceza Hakimi önünde verdiği inkara yönelik savunması dışında dosyada başkaca bir anlatımı yer almamıştır. Tanık ...'ın kadınlar arasındaki örgüt yapılanmasına dair sadece iki isim vermiş olmasına ve bu yapılanmaya dair bilgisinin duyuma dayalı olmasına, örgütün yapılanma şekli itibariyle tamamı erkeklerden oluşan himmet toplantısına katılan tek kadının sanık olduğuna dair anlatımının izaha muhtaç olmasına, anlatımdan himmet verme eyleminin süreklilik arz edip etmediğinin tam anlaşılamamasına göre, sanığın hukuki durumunun tayini bakımından ... ve ... Ulukaya'nın da tanık olarak dinlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Sanığın Bankasya'da bulunan hesabına dair dökümler getirilmiş ve bu dökümler üzerinde kollukça yapılan incelemeye dair bir araştırma tutanağı düzenlenmiştir. Buna göre; hesabın 09/03/2004 tarihinde açıldığı, 2013 yılı Aralık Ayında 70.898,074 TL bakiyesi olduğu, 2015 yılı Mart Ayına kadar hesap bakiyesinin peyderpey artarak 101.744,57 TL'na ulaştığı, bu tarihten itibaren aynı şekilde azalarak 24/12/2015 tarihindekalan 63.739.- TL'nın çekilerek hesabın kapatıldığı belirtilmiştir. Hesabın açılış tarihi de nazara alındığında örgüt liderinin talimatı ile hareket edilerek anılan bankaya para yatırıılıp yatırılmadığının tespiti bakımından bu tarihten önceki yılları da kapsayacak şekilde hesap hareketlerinin getirtilmesi ve rutin dışına çıkan hesap hareketlerinin olup olmadığı ararştırılmamıştır.
Bu itibarla; tanık ...'ın duruşmada rücu ettiği kolluk anlatımının bazı hususlarda açıklanmaya muhtaç olduğu da gözetildiğinde, kollukça dinlenen ... Ulukaya ve sanığın katıldığı söylenen sohbet grubunun ablası başka dosya şüphelisi ...'ın dinlenmesi, bu kişinin diğer dosyadaki ifade örneklerinin bu dosya arasına alınması, 09/03/2004 tarihinde açılmış banka hesabında örgüt liderinin talimatı üzerine para yatırmaya delalet edebilecek hesap hareketlerinin bulunup bulunmadığının bilrkişi incelemesi yaptırılarak tüm bunların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği düşüncesine varılmıştır.
Yeterli araştırmanın yapıldığı ve doyadaki delil durumunun hüküm vermeye yeterli olduğu kanaatine varılırsa; sanığın kaç kez himmet verdiği ve sohbet toplantılarına katılma sayısının tam manası ile belirlenememesi karşısında, eylemlerin sanığın terör örgütü hiyerarşik yapısına dahil olduğuna kabulü gerektirecek düzeyde süreklilik veçeşitlilik arz etmediği, ancak silahlı terörö örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği düşüncesine varılmıştır.' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 19.03.2019 tarih, 2317-2641 sayı ve oy birliği ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının, eksik araştırma ile hüküm kurulmadığının kabulü halinde eylemin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturup oluşturmadığının,
Belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Gelibolu ilçesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile ilgili şüphelilerin tespiti amacıyla başlatılan soruşturmada, sanığın...ilçesinde yapılan himmet toplantılarında para toplama işlerini yapan ve kayıtları tutan ... Dershanesi muhasebe elemanı ...'a 2014-2015 yıllarında himmet adı altında para verdiği, sohbet adı altında yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, Bank... hesabında 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra para artışının tespit edildiği hususları birlikte değerlendirilerek silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması talebiyle dava açıldığı,
... 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde,...ilçesinde faaliyet gösteren ... Dershanesinde muhasebe elamanı olarak çalışan ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan aynı mahkemede ayrıca yargılaması devam eden ...'ın şüpheli sıfatıyla kollukta müdafi huzurunda alınan beyanında, sanığın ilçe imamı tarafından organize edilip ...Paşa Erkek Öğrenci Yurdunda yılda bir kere yapılan himmet toplantılarına 2014-2015 yıllarında katılarak himmet adı altında örgüte para verdiğini ve FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olması nedeniyle KHK ile kapatılmasına karar verilen Candan Sosyal Hiz. Özel Eğit. A.Ş'ye bağlı Şefika Hatun Kız Pansiyonunda sohbet adı altında yapılan örgütsel toplantılara katıldığını ifade ettiği, 17.08.2016 tarihinde ikametinde yapılan aramada FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olan yayınevlerinden Şahdamar Yayınevine ait Yolcu isimli kitabın ele geçirildiği, FETÖ/PDY terör örgütüne finansman sağlayan Bank...da hesabının bulunduğu, Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarının Bank...ya para yatırmasına yönelik talimatına uyarak hesabına düzenli olarak para yatırdığı, 2013 yılı Aralık ayında hesapta 70.898,074 TL'nin bulunduğu, sürekli olarak artan bakiyenin 2015 yılı Mart ayında 101.744,57 TL'ye ulaştığı, bu şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde aktif görev aldığı, eylemlerinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk bulunduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği gerekçeleriyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanık müdafisinin istinaf etmesi üzerine dosyayı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği,
Sanık müdafisinin temyiz talebi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca temyiz davasının esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu çerçevede uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözülmesi için öncelikle silahlı terör örgütü ile örgüte üye olma ve yardım etme suçları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
Yargıtayın yerleşik uygulaması ve öğretideki ağırlıklı görüşlere göre yapılanma biçimi ne olursa olsun kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla oluşturulmuş örgütlere 'suç örgütü' denmektedir.
Terör konusunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde terörü; 'Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.' aynı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasında terör suçlusunu; 'Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan kişi...' şeklinde tanımlamış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise terör örgütüne mensup olmasa da örgüt adına suç işleyenlerin de terör suçlusu sayılacağını hüküm altına almıştır.
Bu genel terör ve terör suçlusu tanımları dışında 3713 sayılı Kanun'un 3. maddesinde doğrudan terör suçları, 4. maddesinde de dolaylı terör suçları düzenlenmiştir.
TCK'nın 314. maddesi bakımından bir oluşumun veya yapılanmanın, silahlı terör örgütü sayılabilmesi için;
Yöntem: Terör örgütü, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle hareket eden bir örgüt tipidir.
Amaç-Saik: Silahlı terör örgütü, siyasi maksatla faaliyet gösteren örgütleri ifade eder. Bu bakımdan 3713 sayılı Kanun'un birinci maddesinde sayılan amaca yönelik ve Devletin Anayasal düzenine veya güvenliğine karşı bir suç işlemek amacıyla faaliyet gösterir.
Elverişlilik: Silahlı terör örgütünün, TCK'nın İkinci Kitabının Dördüncü Kısmının Dördüncü ve Beşinci Bölümlerinde yer alan suçları amaç suç olarak işlemek üzere kurulmuş ve amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olması ya da bu silahları kullanabilme imkânına sahip bulunması gerekir. Amaca matuf kavramı ise silahlı terör örgütünün yapısının, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olmasını ifade eder.
Araç-gereç: Örgüt mensuplarının tamamı olmasa bile bir kısmının silahlı olması silahlı terör örgütünün oluşması için yeterlidir. Örgüt, bu silahları gerektiğinde kullanma imkânına sahip ise silahlı olduğu kabul edilmelidir. Silahlı terör örgütünün elinde bulunan silahın Devlete ait olması ya da bu silahların hukuka aykırı yollardan elde edilmesi bu suçun oluşması açısından önem taşımaz.
Türk halkı 40 yılı aşkın süredir etnik, ideolojik veya dini temellere dayalı çeşitli terör örgütleri tarafından yapılan saldırılara muhatap olmuş, binlerce insan hayatını kaybetmiş veya ağır şekilde yaralanmıştır. İnsanların refahı için harcanması gereken parasal kayıp hesap edilemeyecek boyuttadır. Örgütün baskısı yüzünden bazı insanlar en temel hak ve özgürlüklerini kullanamaz hâle gelmiş, yaşadıkları yerleri terk etmek ya da örgütün talimatları doğrultusunda hareket etmek zorunda kalmışlardır. Devlet, bu tehdidin devam ettiği zamanlarda dahi insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri imzalayarak kişisel hak ve özgürlükleri korumak iradesini ortaya koymuştur. Nitekim bu sözleşmelerdeki hakların, hiyerarşik olarak kanunlar üstü biçimde uygulanacağına dair Anayasal hüküm kabul edilmiş olması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisinin tanınması bu iradenin somut örneklerinden birisidir. 1991 yılında yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu'nda 29 kez genel olarak özgürlükleri genişletme yönünde değişiklik yapılmıştır. Amaç suçlar bakımından tehlikelilik hâlinin somutlaşıp yakınlaşması durumunda halkta oluşan güvenlik kaygısının artmasına paralel kısıtlayıcı tedbirlere başvurulduğu görülmekle birlikte kişilerin barış ve güven içinde yaşama hakkına yönelik tehdidin azaldığı dönemlerde özgürlükleri genişleten düzenlemeler hız kazanmıştır.
Terörle Mücadele Kanunu'nun terör örgütlerini tanımlayan 7/1. maddesinde 29.06.2006 tarihinde 5532 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle yapılan değişiklik sonrası oluşan hukuki durumun değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. İlgili maddenin önceki hâli 'Madde 7- “3 ve 4 üncü maddelerle Türk Ceza Kanununun 168. 169, 171, 313, 314 ve 315 inci maddeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesinin kapsamına giren örgütleri her ne nam altında olursa olsun kuranlar veya bunların faaliyetlerini düzenleyenler veya yönetenler beş yıldan on yıla kadar ağır hapis ve ikiyüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası, bu örgütlere girenler üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve yüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar' şeklindeki iken 2006 yılında yapılan değişiklik sonrası '7/1. cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.' hâlini almıştır.
Bu değişiklik karşısında; Terörle Mücadele Kanunu'nunda yapılan örgüt tanımı ile TCK'nın 314/1-2. maddesindeki örgüt tanımı çelişmekte midir; mevzuatta silahlı veya silahsız iki ayrı örgüt varlığını sürdürmekte midir soruları gündeme gelmektedir. Başka deyimle Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/1. maddesinin, TCK'nın 314. maddesine atfının unsur atfı mı yoksa ceza yaptırımına mı olduğu ortaya konulmalıdır. Silahlı terör örgütü suçunun unsurlarına TCK'nın 314. maddesinde yer verilmiştir. Yukarıda izah edildiği şekilde örgüt kurma, yönetme ya da üye olma, amaç suç bakımından hazırlık hareketi niteliğinde somut tehlike suçudur. Somut tehlike suçları zarar suçu niteliğinde olmayıp hazırlık hareketlerini cezalandıran istisnai düzenlemeler olması nedeniyle cebir ve şiddet içeren faaliyetlerde bulunma zorunluluğu yoktur, yeter ki cebre yönelik bir irade ortaya konulsun. Zira 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 1. bendinde örgüt kuran kişilerin, herhangi bir suç işlemeden örgütü dağıtmaları hâlinde cezai yaptırıma muhatap olmayacakları şeklindeki düzenleme bu görüşü doğrulamaktadır. Bu nedenle 3713 sayılı Kanun'un 7/1. maddesinde yapılan değişiklikle, failin örgüt üyesi olduğunun kabulü için cebir ve şiddet gerektiren fiili işlemesi zorunluluğu getirildiği ileri sürülemeyecektir. Bu değişiklik TMK'nın 1. maddesinde yazılı amaç suçların gerçekleştirilmesinde şiddetin gerekliliğini vurgulamanın yanında kurulan, yönetilen veya üyesi olunan örgütün cebir ve şiddeti araç olarak kullanma gerekliliğini ifade etmektedir. Aksi takdirde bu suçun tehlike suçu olma vasfını ortadan kaldırmış ve TCK'nın 220 ve 314. maddelerindeki unsurlarla çelişilmiş olacaktır.
FETÖ/PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ YAPILANMASI:
a) Genel olarak:
Ceza Genel Kurulunun 24.01.2019 tarihli ve 417-44 sayılı, 20.12.2018 tarihli ve 419-661 sayılı ile 26.09.2017 tarihli ve 956-370 sayılı kararları ve bu suçların temyiz incelemesi ile görevli 16. Ceza Dairesinin kararlarında ayrıntılarıyla belirtildiği üzere;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı hâline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; 'Altın Nesil' adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütüdür.
İstişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren insan gücünü ve finans kaynaklarını örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirme amacı taşıyan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü 'gizli yaşamak, her zaman korkmak, doğruyu söylememek, gerçeği inkâr etmek' üzerine kuruludur.
FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetlerine, Emniyet Teşkilatına ve MİT'e sızan militanları, şeklen kamu görevlisi gibi gözükse de bu kişilerin örgüt aidiyetleri diğer tüm aidiyetlerinden önce gelmektedir. FETÖ/PDY'nin devletin tasarrufunda bulunması gereken kamu gücünü, kendi örgütsel çıkarları lehine kullanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli aşamalardan geçirildikten sonra güçlü örgütsel bağlarla bağlandığı FETÖ/PDY'nin bir neferi olarak TSK, Emniyet Teşkilatı ve Milli İstihbarat Teşkilatında meslek hayatlarına başlayan örgüt mensupları, sahip oldukları silah ve zor kullanma yetkilerini FETÖ/PDY'deki hiyerarşik üstünden gelen emir doğrultusunda seferber etmeye hazır olacak şekilde bir ideolojik eğitimden geçirilmektedir. Nitekim hiyerarşik ilişki bakımından sıkı bir disiplinin hâkim olduğu Türk Silahlı Kuvvetlerinde dahi FETÖ/PDY mensuplarının darbeye teşebbüs sırasında genel olarak öğretmenlerden oluşan mahrem imam olarak adlandırılan sivil kişilerden aldıkları talimatlara göre hareket ettikleri veya alt rütbedeki subayların emirlerine uydukları birçok dava dosyasında görülmüştür.
Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarının etkin birimlerinde ve TSK'da yapılanan FETÖ/PDY, Emniyet ve TSK birimlerinin doğasında var olan cebir ve şiddet kullanma yetkisinin verdiği baskı ve korkutuculuğu kullanmaktadır. Örgüt mensuplarının silahlar üzerinde gerektiğinde tasarruf imkânının bulunması, silahlı terör örgütü suçunun oluşması için gerekli ve yeterli olmakla birlikte; 15.07.2016 tarihinde meydana gelen kalkışma esnasında TSK içerisinde yapılanıp görünürde TSK mensubu olan ve ancak örgüt liderinin emir ve talimatları ile hareket eden örgüt mensuplarınca silah kullanılmış, birçok sivil vatandaş ve kamu görevlisi öldürülüp yaralanmıştır.
Söz konusu terör örgütü, nihaî amaçlarına ulaşmak gayesiyle öncelikle askeriye, mülkiye, emniyet, yargı ve diğer stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personelin sistem dışına çıkarılmasını sağlayarak örgüt elemanlarını bu makamlara getirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik nihaî hedefi bulunan FETÖ/PDY, söz konusu ele geçirme süreci tamamlandıktan sonra devlet, toplum ve fertlere dair ne varsa ideolojisi doğrultusunda yeniden dizayn ederek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç hâline gelmek amacıyla hareket etmektedir.
Örgütte sıkı bir disiplin ve eylemli bir işbirliğinin bulunduğu, örgütün kurucusu, yöneticileri ve üyeleri arasında sıkı bir hiyerarşik bağın mevcut olduğu, gizliliğe riayet edildiği, illegal faaliyetleri gizleyebilmek için hiyerarşik yapıya uygun hücre sistemi içinde yapılanarak grup imamları tarafından emir talimat verilmesi ve üyeleri arasında haberleşmenin sağlanması için ByLock gibi haberleşme araçlarının kullanıldığı, görünür yüzüyle gerçek yüzü arasındaki farkın gizlendiği, amaca ulaşabilmek için yeterli eleman, araç ve gerece sahip olduğu, amacının Anayasa'da öngörülen meşru yöntemlerle iktidara gelmek olmayıp örgütün yarattığı kaos ortamı sonucu, demokratik olmayan yöntemlerle cebir şiddet kullanmak suretiyle parlamento, hükûmet ve diğer Anayasal kurumları feshedip iktidarı ele geçirmek olduğu, bu amaçla Emniyet, Jandarma, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı gibi kuvvet kullanma yetkisini haiz kurumlara sızan mensupları vasıtasıyla, kendisinden olmayan güvenlik güçlerine, kamu görevlilerine, halka, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Meclis binası gibi simge binalar ve birçok kamu binasına karşı ağır silahlarla saldırıda bulunmak suretiyle amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli öldürme ve yaralama gibi çok sayıda vahim eylem gerçekleştirdiği, anılan örgüt mensupları hakkında 15 Temmuz darbe girişiminden ya da örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen diğer bir kısım eylemlere ilişkin bir kısmı derdest olan ya da mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları ve gizli-açık tanık anlatımları, bu davalarda verilen mahkeme ve Yargıtay kararları, örgüt lider ve yöneticilerinin açık kaynaklardaki yazılı ve sözlü açıklamaları gibi olgu ve tespitler dikkate alındığında;
FETÖ/PDY, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere kurulan bir maşa olarak; Anayasa'da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkıp ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt, kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından belirlenen ideoloji doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek için hareket etmiştir. Gerçekleştirilen eylemlerde kullanılan yöntem, bir kısım örgüt mensuplarının silah kullanma yetkisini haiz resmi kurumlarda görevli olması, örgüt mensuplarının bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkânlarının var olması ve örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi hâlinde silah kullanmaktan çekinmeyeceklerinin anlaşılması karşısında tasarrufunda bulunan araç, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesi kapsamında bir silahlı terör örgütüdür.
b) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Teşebbüsü:
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14.07.2017 tarihli ve 2017/1443-4758 sayılı kararında açıklandığı üzere;
15 Temmuz 2016 günü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere Devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş; 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylem vasfını aşarak Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır.
c) 15 Temmuz 2016 Tarihindeki Darbe Teşebbüsünün FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü İle İlişkisi:
Anayasa Mahkemesinin 30.06.2017 tarihli ve 30110 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 20.06.2017 tarihli ve 2016/22169 başvuru numaralı kararında ayrıntılı olarak yapılan tespitler, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2017 tarihli ve E.2017/7327 sayılı, E.2017/26 sayılı ve 2006/103583 soruşturma sayılı iddianamelerindeki belirlemelere göre; 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olan, 'sıkıyönetim komutanı' olarak görevlendirilen, 'sıkıyönetim mahkemeleri'ne ve 'kritik önemdeki askerî ve sivil makamlara' ataması planlanan kişilerin büyük bölümünün FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu olduğunun, bu görevlendirmelerin yapılmasında örgüt içindeki hiyerarşinin dikkate alındığının ve haklarında örgüte üye olma suçundan işlem yapılan bazı emniyet mensupları ile mülki idare yetkililerinin darbe girişimi sonrasında ilan edilecek sıkıyönetim döneminde atanacakları resmî devlet kuruluşlarına gittiklerinin saptandığına dair bulgular, tanık olarak dinlenen Genelkurmay Başkanı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığınca dinlenen gizli tanıklar (Şapka ve Kuzgun)'ın anlatımları, şüpheli olarak dinlenen...Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral H. İ. Y., Genelkurmay Başkanı'nın emir subayı olan Yarbay L. T., Jandarma Genel Komutanlığında görev yapmakta olan Binbaşı H. H., Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığında görev yapmakta olan Yarbay F. E., Yüzbaşı F. T. Ç., Müşterek İstihbarat Koordinasyon Merkezi Başkanlığında görev yapan Jandarma Yarbay A. K., Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef Analiz Yönetim Başkanı Tuğgeneral G. Ş. S., Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef Üretim Analiz Merkezinde görev yapmakta olan Yüzbaşı A. P., Kara Kuvvetleri Tayin Daire Başkanlığında astsubay olarak görev yapmakta olan T. F. D., TSK'da pilot olarak görev yapan Yarbay İ. A., Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında pilot olarak görev yapan Teğmen M. M. gibi çok sayıda şüphelinin itiraf içeren beyanları, açık kaynak bilgileri, 15 Temmuz darbe kalkışması ile ilgili verilen mahkeme kararları, derdest bulunan dava dosyaları ve yürütülen soruşturmalar ile resmî kurumların tespitleri değerlendirildiğinde; 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünün, daha önce de bir çok kez yaşandığı üzere uluslararası güç odaklarının da desteğiyle, esas itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiği, kalkışmaya başka unsurların da katılmış olma ihtimalinin darbe teşebbüsünün bu karakterini değiştirmeyeceği değerlendirilmiştir (Yargıtay 16. CD'nin 14.07.2017 tarihli ve 2017/1443-4758 sayılı kararı).
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemedeki ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt faaliyeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Üyelik mütemadi bir suç olması nedeniyle de eylemlerde bir süre devam eden yoğunluk aranır.
Silahlı terör örgütü üyesi olmayıp örgütün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayanların TCK'nın 315. maddesi;
Terör örgütlerine veya mensuplarına para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belgeyi sağlayan veya toplayan kişilerin 6415 sayılı Kanunun 4. maddesi;
Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte, örgüte veya örgüt üyelerine bilerek ve isteyerek yukarıda sayılan hâller dışında barındırma, nakletme, istihbari bilgi sağlama, örgüt mensuplarının araştırılmasını, yakalanmasını engellemeye yönelik imkan sağlama gibi örgütün faaliyetlerini kolaylaştırıcı ancak suç teşkil etmeyen her türlü faaliyet TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesi kapsamında kalacaktır.
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz.
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kastın yanında özel saik de gereklidir. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen 'bilerek' ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardımı, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir. (Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39)
Silahlı terör örgütlerine yardım suçunda yardım fiili, örgütün bizzat kendisi veya mensupları lehine gerçekleştirilebilir. Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 tarih ve 2012/1234 Esas, 2012/1825 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yardımın mutlaka örgüte ulaşması, sonuç vermesi gerekmez ve her bir fail, örgütçe verilen veya kendiliğinden üstlenilen görev kapsamında kendi fiilinin gerçekleştirilmesinden sorumlu olacaktır.
FETÖ/PDY FAALİYETLERİ KAPSAMINDA BANK...;
Bank..., ülkemizde faaliyet gösteren dört katılım bankasından biri olarak 24 Ekim 1996 tarihinde... Finans Kurumu A.Ş. unvanıyla kurulmuş ve 20.12.2005 tarihinde ise 'Asya Finans Kurumu A.Ş.' olan ünvanı 'Asya Katılım Bankası A.Ş.' olarak değiştirilmiştir. Kuruluş itibariyle,... Katılım Bankası A.Ş.'nin ödenmiş sermayesi 900.000 TL olup bunun 360.000 TL'si A grubu, 540.000 TL'si ise B grubu paylardan oluşmaktadır. Bank...'nın halka açıklık oranı %54,04 olup 2014 yılı sonu itibariyle yaşadığı mali sıkıntılar sebebiyle aktif büyüklüğü ile sektörde 21. ve emsal grup (katılım bankaları) arasında ise 4. sıraya gerilemiştir.
Terör örgütleri faaliyetlerini devam ettirebilmek için paraya ihtiyaç duyarlar. Örgüte finansal olarak kaynak sağlamak için legal görünümlü ekonomik getirisi olan ticari işletmeler kurulabildiği gibi uyuşturucu veya silah ticareti, kara para aklamak şeklinde yasa dışı faaliyetler ile ya da mensupları ile sempatizanlarından bağış, himmet adı altında para toplayarak ekonomik kaynak sağlayabilmektedirler. FETÖ/PDY'nin de finansal gücünün en önemli ayaklarından biri olan... Katılım Bankası A.Ş.'nin esasen ekonomik prensipler ve ticari hükümler çerçevesinde faaliyet göstermesi beklenmekte iken, kuruluş tarihinden itibaren örgütün yurt dışı ve yurt içi kurumlarının finansmanı amacıyla kullanıldığı, 2008 yılından itibaren başlayan birtakım mali ve kurumsal sıkıntıların yoğunlaştığı Aralık 2013- Ocak 2014 döneminde bankanın 29.05.2015 tarihinde fona devrine kadarki süreçte kamuoyu ve ekonomik çevrelerde kaybettiği itibar nedeniyle yaşadığı finansal krizi aşabilmek adına; rasyonel ekonomik gerekçelere ve kurumsal yönetim ilkelerine aykırı bir şekilde sözde örgüt liderinin ve örgütün yönlendirmesiyle mevduat toplama kampanyaları düzenlediği BDDK'nın 28.05.2015 tarihli mali analiz raporundan anlaşılmaktadır. Bankanın bahse konu finansal krizin aşılabilmesi için örgüt lideri Fettullah Gülen tarafından 25.12.2013 tarihinde Bank...'ya para yatırılması yönünde talimat verildiği, söz konusu talimatın banka yönetimi tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformunda tekzip edilmediği gibi bankanın Genel Müdürü ... Beyaz'dan Yönetim Kurulu Başkanı .... 06.01.2014'te iletilen 05.01.2014 tarihinde banka çalışanı ...gönderdiği 'Affınıza mahçuben' konulu elektronik posta mesajının içeriğinde '....Bizim iklimimizden bir ağabeyim .... Bankamız için seferberlik ilan ettik, aynen 2001'de olduğu gibi, neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz .... Arkadaşlar evini arabasını satacak, gerekirse başka bankalardan kredi çekecek bankamıza mevduat koyacağız...' ifadeleri yer almaktadır. Bu doğrultuda talimat kapsamındaki ekonomik ve rasyonel saike dayanmayan bir şekilde hesabı olmayan kişilerin bankada hesap açtıkları, hesabı olan kişilerin ise cari ve katılım hesaplarında bulunan mevduatlarında artışa gittikleri veya muhtelif bankacılık işlemleriyle bankaya likidite sağladıkları anlaşılmaktadır.
İkinci talimat ise 28.08.2014 tarihi olup bu talimat sonrasında da Eylül - Ekim aylarında para yatırılmasına ilişkin yoğun bir kampanya gerçekleştirildiği görülmektedir.
Bank...'ya para yatırılması talimatlarından üçüncüsü BDDK'nın bir kısım banka imtiyazlı pay sahibine tedbir uyguladığı ve akabinde fon yönetimi tarafından banka yönetiminin değiştirildiği tarih olan 04.02.2015'tir. Bu tarihte sosyal medya paylaşımları ve banka şubeleri önünde yapılan eylemlerle kişilerin bankaya para yatırılmaya yönlendirildiği ve sembolik (50-100 TL) olsa dahi yeni hesap açma ve para yatırma işlemlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Rutin bankacılık işlemleri dışında talimat sonrası açılan hesap sayısı ve işlem hacmine ilişkin veriler aşağıda yer almış olup ortaya çıkan rakamlardan talimatın yerine getirildiği bankacılık işlemlerinde mutad olmayan artışların sağlandığı görülmektedir.
Yıl Ay Toplam Kendisi Eşi Eski Eşi Oğlu/Kızı Kardeşi Annesi Babası
2013 12 3809 1256 700 11 109 1073 145 287
2014 1 66483 25482 16847 204 2251 17350 2817 3176
2014 2 39654 15431 10069 129 1362 10568 2329 2454
2014 3 22361 8244 5018 85 665 5957 1400 1758
2014 4 15737 5552 3388 63 426 4205 839 1398
2014 5 13679 4614 2767 45 329 3668 616 1025
2014 6 12546 4441 2713 58 395 3510 587 911
2014 7 11560 4174 2431 36 441 3403 424 719
2014 8 20681 7159 4826 74 1090 5860 854 985
2014 9 65130 25807 18366 180 3496 17039 2613 2427
2014 10 38771 13486 8774 113 1990 11496 1689 2043
2014 11 42992 14032 9567 161 1985 11776 2055 2638
2014 12 13782 5379 3439 38 603 3758 546 778
2015 1 14257 5705 3617 39 548 3940 634 827
2015 2 41978 13729 10979 124 6125 10539 2179 1776
2015 3 17545 6699 4513 57 1059 4813 844 864
2015 4 12630 3794 3077 34 711 3452 628 778
2015 5 11623 4247 2954 21 618 3148 567 721
Tablodan anlaşılacağı üzere rutin bankacılık faaliyeti dışında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda kişisel yarar amacı güdülmeksizin örgütün finans kaynaklarından olan bankanın krizden kurtarılması için örgüt liderinin talimatı doğrultusunda hareket edilip zaman zaman başka bankalardan kredi kullanmak suretiyle Bankasya'ya para yatırılması örgüte ve liderine bağlılığı gösteren bir faaliyet olarak değerlendirilmiştir. Bu faaliyetin tek başına örgüt üyeliği için yeterli kriter olarak kabul edilmesi mümkün değil ise de terör örgütüne yardım etme olarak değerlendirilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları değerlendirildiğinde;
Sanığın 09.03.2004 tarihinde açtığı Bank... hesabında 2013 yılı Aralık ayında 70.898,074 TL bulunmakta iken bakiyenin 2015 yılı Mart ayına kadar arttığı ve bu tarihte 101.744,57 TL olduğu, hesaptaki para miktarının 2015 yılı Mart ayından 2015 yılı Aralık ayına kadar azaldığı, en son bakiye 81.527,35 TL iken 2016 yılı Temmuz ayında hesapta para bulunmadığı, hesabın genel olarak katılım bankacılığı hesabı olduğu, 24.12.2015 tarihinde kalan 63.739,00 TL'yi çekerek hesabını kapattığı, başka dosya şüphelisi ...'ın duruşmada tanık olarak dinlendiği sırada kabul etmediği ancak kollukta müdafisi huzurunda alınan ifadesinde,...ilçesindeki ... Dershanesinde muhasebe elemanı olarak çalıştığı, bu dönemde ...Paşa Erkek Öğrenci Yurdunda yılda bir kere himmet toplantısı yapıldığı, kendisinin de katıldığı bu toplantıları ilçe imamının organize ettiği, konuşma yapan ilçe imamının öğrencilerin ihtiyaçları ve yeni yapılacak inşaat işleri için yardım talebinde bulunduğu, ayrıca Kuran okunup slayt gösterisi yapıldığı, daha sonra toplantıya katılanların himmet verdikleri, himmet verecek kişinin miktarı söylediği, kendisinin de kayıt tuttuğu, verenlerden hemen toplantıda himmet paralarının alındığı, vermeyenlerin de parayı daha sonra ilçe imamına ya da muhasebe görevlisi olduğu için kendisine getirdikleri, himmet karşılığında makbuz verilmediği, bu şekilde toplanan paraları sermaye ödemesi adı altında Bank...da veya...Bankta bulunan şirket hesabına yatırdığı, 2014-2015 yıllarında ilçe nüfus müdürü olan sanığı da bu kapsamda hatırladığı, şirkete ait Şefika Hatun Kız Pansiyonu müdürü ...'ın sohbet ablası olduğu, bu kişinin ilçe imamına bağlı olduğunu düşündüğü, başkaca sohbet ablası olup olmadığını bilmediği, duyduğu kadarıyla sanığın da katıldığı, bayanlar arasında himmet adı altında para toplanıp toplanmadığını bilmediği, ancak çalıştığı dönemde himmet adı altında bayanlar grubundan sanık haricinde kendisine para getiren olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, sanığın aşamalardaki ifadelerinde özetle üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, Bank... hesabını 2004 yılında açtığını, Fethullah Gülen'in Bank...ya para yatırılması yönündeki talimatından haberinin olmadığını, Bankaya kayyum atanmasından önce parasını buradan çekmeye başladığını, yatırdığı paranın 5.000-6.000 TL'yi geçmediğini, 2015 yılında hesabını kapattığını, burs, himmet ya da bağış adı altında kendisinden para istenmediğini, böyle bir para vermediğini, ...'ı tanımadığını, şahsın Gelibolu'da dershanede çalıştığını iddianameden öğrendiğini, iddia ettiğinin aksine himmet toplantısına katılmadığını, kimseye himmet adı altında para vermediğini, Şefika Hanım Kız Pansiyonunu bilmediğini, buranın müdürü olduğu söylenen ...'ı tanımadığını, himmetin ne olduğunu cezaevinde öğrendiğini, 2014 yılı Mayıs ayı civarında tüm parasını çekip hesabını kapatmak amacıyla Bank...ya gittiğini, ancak para olmadığından veremeyeceklerini söyleyerek kendisini oyaladıklarını, tek hesabının olmasını istediğinden başka bir bankada hesap açtırıp parasını oraya yatırma yoluna gitmediğini, bu şekilde birikimlerini Bank...ya ufak ufak da olsa yatırmaya devam ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
1-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının incelenmesinde;
09.03.2004 tarihinde açtığı Bank... hesabında 2013 yılı Aralık ayında 70.898,074 TL bulunmakta iken bakiyenin 2015 yılı Mart ayına kadar arttığı ve bu tarihte 101.744,57 TL olduğu, hesaptaki para miktarının 2015 yılı Mart ayından 2015 yılı Aralık ayına kadar azaldığı, en son bakiye 81.527,35 TL iken 2016 yılı Temmuz ayında hesapta para bulunmadığı, hesabın genel olarak katılım bankacılığı hesabı olduğu, 24.12.2015 tarihinde kalan 63.739,00 TL'yi çekerek hesabını kapattığı, ...'ın kollukta müdafi huzurunda verdiği ifadesinden...ilçesindeki ...Paşa Erkek Öğrenci Yurdunda yılda bir kere ilçe imamının organizesinde yapılan himmet toplantılarından 2014-2015 yıllarında yapılanlardan sonra himmet adı altında kendisine para getirip verdiği hususlarının tespit edildiği, bu suretle örgüt liderinin talimat tarihinden sonra Bank... hesabına para yatıran ve 2014-2015 yıllarında örgüte himmet verdiği anlaşılan sanık hakkında sohbet grubunun ablası ...'ın ve kollukça dinlenen ...'nın diğer dosyalardaki ifade örneklerinin getirtilmesi ile sanığın Bank...daki hesap hareketleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek olmayıp eksik araştırmayla hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, birinci uyuşmazlığa ilişkin haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi, sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulduğu şeklindeki düşünceyle karşı oy kullanmışlardır.
2- Sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturup oluşturmadığının incelenmesinde;
Başka dosya şüphelisi ve...ilçesindeki ... Dershanesinde muhasebe elemanı olarak çalışan ...'ın kollukta müdafi huzurunda alınan ifadesinden ...Paşa Erkek Öğrenci Yurdunda yılda bir kere yapılan ve ilçe imamının organize edip konuşma yaptığının, himmetlerin toplantı sırasında ya da sonradan ilçe imamına veya kendisine getirilmek suretiyle toplandığının, himmet adı altında verilen paralar karşılığında herhangi bir makbuzun verilmediğinin ve ayrıca toplanan paraların sermaye ödemesi adı altında Bank...da veya...Bankta bulunan şirket hesaplarına yatırıldığının tespit edildiği, bahsi geçen himmet toplantıları kapsamında 2014-2015 yıllarında ilçe nüfus müdürü olarak görev yapan sanığın ...'a himmet adı altında para verdiği, 09.03.2004 tarihinde açtığı Bank... hesabında 2013 yılı Aralık ayında 70.898,074 TL bulunmakta iken bakiyenin 2015 yılı Mart ayına kadar arttığı ve bu tarihte 101.744,57 TL olduğu, hesapta 2015 yılı Mart ayından 2015 yılı Aralık ayına kadar azalma olduğu, en son bakiyenin 81.527,35 TL iken 2016 yılı Temmuz ayında hesapta para bulunmadığı, hesabın genel olarak katılım bankacılığı hesabı olduğu, 24.12.2015 tarihinde kalan 63.739,00 TL'yi çekerek hesabını kapattığı anlaşılan sanığın himmet vermek ve Bank... hesabına örgüt liderinin talimatından sonra para yatırmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin tanık ...'ın sanığın sohbet toplantılarına katıldığına ilişkin beyanının duyuma dayalı olduğu gözetilip örgüt hiyerarşisine dahil olarak örgütle organik bağ kurduğuna dair dosya kapsamı itibarıyla yeterli delil bulunmadığı nazara alınarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içermemesi ve örgüte yardım etme kastıyla bilerek ve isteyerek icra edilmesi nedeniyle TCK'nın 220/7. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturması karşısında, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulmasının hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, ikinci uyuşmazlık bakımından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının sanığın silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi, sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu şeklindeki düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının;
a) Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığına yönelik uyuşmazlık konusu yönünden REDDİNE,
b) Sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturup oluşturmadığına yönelik uyuşmazlık konusu yönünden ise KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 23.10.2018 tarihli ve 3760-3697 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 10.07.2017 tarihli ve 1648-1728 sayılı kararının, sanığın silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-Gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koşullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiğinde; sanık ...'in tutuklu bulunduğu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.09.2021 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık bakımından oy çokluğuyla, tahliyesi bakımından oy birliğiyle karar verildi.