6. Ceza Dairesi 2012/3526 E. , 2014/18850 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
Yağma suçunun gece vakti, silahla ve birden fazla kişiyle işlediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 149/1. maddesinin (h) bendinin yanında (a) ve (c) bendinin uygulanması ve cezanın alt sınırından uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından; etkin pişmanlık nedeni ile yapılan uygulama sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nın 168/3. yerine 168/1. olarak belirtilmesi, gösterilen gerekçe karşısında, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılama masrafının 6183 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirlenen 20 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından, “yargılama giderine” ilişkin bölüm çıkartılarak, 'yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına' karar verilmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi şüpheli statüsüne girer. Şüpheli kişide muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir.
Yargılanacak her uyuşmazlık da; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklindeki özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi maddi mesele olup bundan geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olayla karşılaştırılacak hukuki norm ve olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır, maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Hukuki durumun tespiti durumun tespiti olacaktır.
Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi yerine belirliliğe terk eder.
Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal) dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta aranan belirlilik ortaya çıkar. Yani belirliliğe şüphenin yenilmesi ile ulaşılır.
Ceza Muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeğe ulaştıracak araç ise delillerdir. Deliller; Sanık açıklamaları, tanık açıklamaları, sanık ve tanıktan başka kişilerin açıklamaları, kolluk, savcı ve hakim tutanakları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve (veya) ses kaydeden araçlarla açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilir. Bu deliller içerisinde tanık failin dışında herkes olabilir. Tanık beş duyusu ile olay hakkında bilgi edinen ve mahkemeye aktaran kişiyi ifade eder. Delil bakımından Ceza Muhakemesinin en önemli unsurlarından birisidir. Ancak tanık beyanlarının birbirleriyle örtüşen ve somut olayla uyumlu olması muhakkaktır.
Deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar mutlaka giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığı belirlenmesi için eylemin önce işlenip işlenmediğinin sorunu çözülerek başlanır. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizin ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu, sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm, normun yorumu ve en nihayet ulaşılan sonuç olan hüküm şeklinde olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;
Suç tarihinde geceleyin saat 00:15 sularında ring görevini yapan polis ekibini, ... petrolün önünde durduran yakınanın, 4 kişinin bıçak göstererek Ericson marka cep telefonunu ve bir miktar parasını gasp ettiklerini söyleyip, şahısların eşgal bilgilerini verdiği, yakınanın ekip otosuna alınarak, çevrede araştırma yapıldığı, olay yerine 300 m mesafede elektrik trafosunun altında bulunan sanık ... isimli sanığı gösteren yakınanın, “beni gasp eden şahıslardan biri kesin olarak bu” demesi üzerine adı geçen sanığın yakalandığı ve üst aramasında suç unsuruna rastlanmadığı,
Yakınanın 09.03.2008 tarihinde kollukta alınan beyanında, gece vakti ... Caddesi üzerinde yaya olarak ilerlediği sırada kendisiyle minibüsten inen şahsın gerisinde kaldığını, tel örgü kenarında giderken birden arkasından tahmini 18-19 yaşlarında, esmer tenli, 1.65-1.68 boylarında, koyu renk elbisesi olan şahsın gelip, “saat var mı saat?” dediğini, arkasını dönüp telefonunun çıkardığını, saatine bakıp söyleyeceği sırada şahsın telefonunu elinden kaptığını, şahsın elinin tutup telefonunun almaya çalıştığı sırada, görse tanıyabileceği ve eşgal bilgilerini verdiği 3 kişinin arkasından gelip üzerine atladıklarını, kendini korumak için yumruk savurduğu sırada üç şahsın birden bıçak çektiğini, bıçakların sırtına, kaburgasına ve sol bacağına dayandığını, “git buradan git” diye üçünün birden bağırdığını, yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığını, o esnada cebinde bulunan 10 TL parasının da olmadığını fark ettiğini, etrafta sopa tarzı bir şey aramaya başladığını, sopa bulamayınca taş alıp 5-10 dakika kadar aradan sonra peşlerine doğru koşup o bölgede olan bir şirketin bekçisine ne tarafa kaçtıklarını sorduğunu, onun da yönü belirttiğini, o tarafa yöneldiğini yolun ikiye ayrıldığını, yukarı çıktığını, başka bir güvenlik görevlisine sorduğunu, onun görmedim dediğini, ardından benzin istasyonuna gidip polisi aradığını, 3 dakika kadar sonra polis ekiplerinin geldiğini, ekip otosuna binip şahısların gittiği yöne doğru seyir halinde şahısları aramaya başladıklarını, merdivenköy yolu üzerinde bulunan trafo arkasında şu anda karakolda bulunan ... isimli şahsı görünce görevlilere telefonu gasp eden şahıslardan olduğunu söylediğini, şahsın polislerce yakalandığını, şahsın arkasından gelip bıçağı kaburgasına dayayan ve “arkadakini dövdük seni de döveriz çek git” diyen kişi olduğunu kesin olarak polislere söylediğini, telefonunu ve parasını bulamadıklarını beyan ettiği,
Sanık ...'nın kollukta alınan 09.03.2008 tarihli beyanında, 08.03.2008 tarihinde saat 18:00 sularında mahallede tiner içip alkol aldığını, saat 01:30 trafonun yanında dikildiği sırada görevlilerle birlikte gelen şahsın cep telefonunu bıçakla gasp eden şahıslardan bir tanesinin kendisi olduğunu söyleyerek yakalattığını, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,
Sanık ...'nın savcılıkta alınan beyanında; üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, polisler tarafından yakalandığı sırada duvar dibinde oturmuş bira içtiğini, yakınanı bıçakla yağmalamadığını, polislerle gelen kişinin oturduğu yeri gösterip “şahıslardan biri buydu” dediğini, bunun üzerine polislerin kendisini yakaladığını, polisler kendisini yakaladığında saatin kaç olduğunu bilmediğini ve yanında arkadaşları ..., ... ve ...'ın olduğunu, onlarla içki içerken polislerin yakalandığını beyan ettiği,
Sanık ...'nın sorguda alınan beyanında; Akşam saat 18:00 gibi işyerinden çıkıp oturduğu ...'e gittiğini, trafonun yanındaki arazide ..., ... ve ... olduğu halde bira içtiklerini, bu sırada polislerin gelip karakola götürdüklerini, diğer arkadaşlarını ise karakola götürmediklerini, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,
Sanık ...'nın sorguda alınan beyanından sonra Cumhuriyet Savcılığınca sanığın beyanında geçen ..., ... ve ...'ın açık kimlik bilgilerinin tespiti ile yakalanmaları ve yakınana teşhis işlemi yaptırılması için kolluğa talimat verildiği,
Sanık ...'ın 14.03.2008 tarihinde yakalandığı, yakınanın 14.03.2008 tarihinde yapılan teşhiste, sanık ...'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin olayla alakasının olmadığından kesinlikle emin olduğunu beyan ettiği,
Sanık ...'ın kollukta alınan beyanında; suçlamayı kabul etmediğini, 08.03.2008 tarihinde evine doğru giderken eski arkadaşlarının yanına uğramak için ... mahallesine gittiğini, orada trafonun yanında arkadaşları ... ve ...'nın bulunduğunu, ...'nın kendileriyle birlikte olmadığını, gece geç saatlerde içki almak için yürümeye başladıklarını, ... ve ...'nın erkek bir şahsı görüp koşmaya başladıklarını, kendisinin arkadan yavaşça yürüdüğünü, şahsı durdurduklarını, sarıldıklarını, şahıstan bir şey alıp almadıklarını görmediğini, yanlarına gitmediğini, geri döndüğünü, olayla ilgisinin olmadığını, olayı ... ve ...'ın gerçekleştirdiklerini beyan ettiği,
Sanık ...'ın savcılıkta alınan beyanında, benzer şekilde ifade verdiği, ayrıca arkadaşları ... ve ...'nın iki kişinin peşinden koşup yakalayıp sarıldıklarını belirttiği,
Yakınanın 14.03.2008 tarihinde kollukta alınan beyanında, ...'ın ve teşhis odasında gösterilen diğer şahısların olayla ilgisinin olmadığından kesinlikle emin olduğunu beyan ettiği,
Yakınanın 14.03.2008 tarihinde sanık ...'ın da fotoğrafının bulunduğu 5 kişinin fotoğrafı gösterildiğinde, fotoğraflardaki kişilerin olayla alakasının olmadığından kesinlikle emin olduğunu beyan ettiği,
Sanık ...'nın 18.03.2008 tarihinde yakalandığı ve aynı gün kollukta alınan beyanında, olay tarihinde ikametinde bulunduğunu, sanıklardan yalnız ...'ı tanıdığını, onunla da muhabbetinin olmadığını, olayla ilgi ve bilgisinin olmadığını,
Yakınanın aynı gün kollukta alınan beyanında, teşhis için karakolda gösterilen şahısların olayla ilgisinin olmadığını, yapılan teşhis işlemi sırasında ise sanık ...'ın kendisini yağmalayan kişi olmadığını kesin olarak teşhis edemediğini belirttiği,
Sanık ...'nın savcılıkta alınan beyanında; olayla ilgisinin olmadığını, diğer sanıkları mahalleden tanıdığını, olay günü onlarla birlikte bulunmadığını, eve giderken trafonun arkasında sanıklar ... ve ...'ın içki içtiklerini, ...'ın da olduğunu, ...'ı polislerin karakola götürdüğünü, trafonun yanında iki kişi gördüğünü onların da ... ve ... olduğunu,
Sanık ...'ın 19.03.2008 tarihinde yakalandığı, yakınanın 20.03.2008 günü yapılan teşhiste, sanık ...'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin olayla alakasının olmadığından kesinlikle emin olduğunu beyan ettiği ve ayrıca aynı gün alınan ifadesinde de benzer şekilde beyanda bulunduğu,
Sanık ...'ın kollukta alınan beyanında, suç tarihinde diğer 3 sanıkla birlikte elektrik trafosunun önünde içki içtiklerini, saat 01:30 sularında sanık ...'ın oradan geçen bir şahsın telefonunun çekip aldığını, sanık ...'ın aşırı alkollü olduğunu ayrıca tiner çektiğini, şahsın zarar görmesini engellemek için şahsa, “bak kardeşim sen git adam tinerli sana başka bir şey yapmasın” dediğini, sanık ...'a şahsın telefonunun iade etmesini söylediğinde kendisine, “tamam lan sana iki beşlik çalışır” dediğini, kabul etmediğini, hemen ardından polis ekibinin yanlarına geldiğini, bu sırada sanık ...'ın oradan kaçtığını, polislerin kimlik sorduğunu, ardından sanıklardan ... ve ...'ı alarak gittiklerini, olayla ilgisinin olmadığını, telefonu ...'ın aldığını, aldıktan sonra yanlarından ayrılmadığını, telefonu ne yaptığını görmediğini ancak kaçarken ...'a vermiş olabileceğini beyan ettiği,
Sanık ...'ın savcılıkta ve sorguda, benzer şekilde beyanda bulunduğu, sanıklardan ... ve ...'ın ayrıca tiner çektiğini,
... İletişim Hizmetlerinden gelen yazı cevabında yakınana ait hattın kullanıldığı İMEI numarasının yollandığı ve 09.03.2008 tarihinde yakınana ait hatla kullanıldığının bildirildiği; getirtilen kayıtlara göre, suça konu telefon hattının olaydan sonra kullanılmaya devam edildiği,
Sanık ...'ın 21.07.2008 tarihli dilekçesinde, diğer 3 sanığın 2 gencin telefonunu alıp kaçtıklarını, polislerin geldiğini, ... ve ...'ın kaçtığını, ...'ı kendisinin kolundan yakalayıp polislere yardım ettiğini, polislerin buna şahit olduğunu ve ...'ı alıp götürdüklerini, sanık ...'ı yakalattığı için kendisine suç isnad ettiğini,
Sanık ...'ın 02.09.2008 tarihli dilekçesinde; evinin bahçesine çıktığında yan taraftaki duvarın kenarında diğer sanıkların ateş yakıp alkol aldıklarını, olay yerine gelen polislerin önce onları ardından kendisini alıp karakola getirdiklerini,
Sanık ...'nın mahkemede, olay tarihinde diğer sanıklarla içki içtiklerini, bir ara sanık ...'ın yanlarından ayrılıp 2 kişiyle konuştuğunu, sanık ...'ın bir arkadaşını aramak için telefonu aldığını öğrendiğini, sonrasında polislerin geldiğini, ...'ın kaçtığını, üçünün de orada olduğunu polislerin yalnızca ...'ı aldığını, şahsın da telefonu alan kişi olarak ...'ı gösterdiğini, ...'a telefonu vermesini söylediğini, olaya karışmadığını,
Sanık ...'ın mahkemede alınan beyanında, 2 kişiye saat sorduğunu, arkadaşını arayacağını söyleyince birinin telefonu verdiğini, telefonu alıp geldiği sırada ...'ın telefonu elinden alıp kaçtığını, telefonu ve parayı bıçakla almadığını, polislerin geldiğini, daha sonrasında ise, ...'la birlikte hareket ettiklerini, diğerlerinin ilgisinin olmadığını,
Yakınanın mahkemede alınan beyanında, polislerle birlikte inşaat halindeki yere geldiklerinde bazı kişilerin olduğunu, polislerin “bunları dizeceğiz varsa gösterirsin” deyip kimlik kontrolü yaptıklarını, gösterilen kişilerden ...'ı teşhis ettiğini, ...'yı görmediğine emin olduğunu,
Sanık ...'ın mahkemede, olay yerinde sadece ... ve ...'ı gördüğünü, onlarla birlikte olmayıp 30 m ötede içki içtiğini, sanık ...'ın ise, ... ve ... ile içki almaya gittiklerini, olaya karışmadığını beyan ettikleri,
Sanıkların bir şekilde olay yerinde bulunmakla birlikte olayın oluş şekline ilişkin olarak beyanlarının birbirleriyle ve kendi içlerinde çeliştiği ve olay sırasında alkol ayrıca tiner alındığının belirtilmesi karşısında, bu durumun bilişsel ve psikomotor süreçteki olumsuz etkileri ve olay sırasında tesadüfen orada bulunmanın olayın faili olarak cezalandırılma için yeterli olmadığı dikkate alınıp;
Sanıkların savunmalarında belirtmiş olduğu üzere yakınanın polis ekipleriyle birlikte döndüğü sırada sanık ...'ın yanında diğer sanıkların bulunup bulunmadığı ve adı geçenlerin yakınana gösterilip gösterilmediği hususunda 09.03.2008 tarihli tutanak içeriğinde açıklamaya yer verilmediği, sanıkların savunması, yakınanın beyanları ve tutanak içeriği bir arada değerlendirildiğinde mevcut duraksamanın giderilmesi için bahsi geçen tutanaktaki polis memurlarının beyanlarına başvurulması gerektiği halde yargılama aşamasında da bu eksikliğin devam ettirildiği; yakınanın ifadesinde, şahısların peşlerinden gittiği yerlerde işyeri güvenlik görevlileriyle konuştuğunu beyan etmesine karşı bahsi geçen çevredeki işyerlerinin kamera kayıtlarının olup olmadığı; suça konu telefonun olaydan sonra kullanılıp kullanılmadığı ve kullanılmışsa ne şekilde kullanıldığı, olay tarihinde aynı yerde benzer bir olayın olup olmadığı hususlarının araştırılmadığı ve olayın gerçek faillerinin sanıklar olup olmadığı konusunda duruksamalar bulunduğunun anlaşılması karşısında, öncelikle;
09.03.2008 tarihli tutanak mümzileri dinlenip, sanık ...'ın yanında diğer sanıkların bulunup bulunmadığı ve adı geçenlerin yakınana gösterilip gösterilmediği, gösterilmişse mevcut çelişkinin neden kaynaklandığı sorulup; suça konu telefonun IMEI numarası eklenmek sureti ile TİB'e müzekkere yazılarak, bahsi geçen telefonun/hattın olaydan sonra kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışsa hangi hat/ telefonla kim tarafından kullanıldığı ve sanıklarla bağlantısı; suç tarihinde, çevrede kamera kaydı ve benzer bir olay olup olmadığı araştırılıp; olaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra, suçun failinin sanıklar olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, suçun failinin sanıklar olduğunun tespiti halinde ise eylemin hukuki vasıflandırılmasının yapılması gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.