16. Ceza Dairesi 2018/3031 E. , 2018/3934 K.
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2018 tarih ve 2018/51670 sayılı yazısı ile,
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.02.2018 tarihli ve 2018/1851 soruşturma, 2018/637 esas, 2018/135 sayılı iddianamenin iadesine dair Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2018/54 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.05.2018 tarihli ve 2018/207 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31.10.2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, '... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir...' şeklinde açıklandığı üzere,
Somut olayımızda Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında sanığın savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07.06.2018 gün ve 94660652-105-72-7878-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan şüpheli ...'ın, kolluk tarafından terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik sürdürülen sosyal medya çalışmalarında PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı yönündeki tespitler üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; şüphelinin 16.03.2017 tarihinde ikametinde arama ve elkoyma işlemi yapıldığı, eşinin arama yapılan adreste ikamet ettiği, sanığın 1 hafta kadar önce çalışmak için İstanbul'a gittiği yönündeki beyanlardan sonra açık kaynak inceleme ve değerlendirme tutanağı içeriğine göre suç konusu fotoğraf ve yazıların tespit edildiği, adresinde bulunamadığı için ifadesi/sorgusu temin edilemeyen şüpheli hakkında 30.01.2018 tarihinde yakalama emri çıkarıldıktan sonra 05.02.2018 tarihinde 2018/1851 soruşturma 2018/637 esas 2018/135 sayılı iddianame ile; kendisine ait facebook adresinde, hendek olayları nedeni ile güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının fotoğraflarından oluşturulmuş dört adet videoyu paylaştığı, 25.02.2016 tarihinde kırsal alanda çekilmiş arka fonu PKK/KCK Terör örgütünün sözde bayrağının fotomontaj yapıldığı örgüt mensubu ... ve örgüt elebaşı ...'ın fotoğraflarının bulunduğu 'bütün dünyayı yenecek güçte olsak kimseye saldırmayız ama hakkkımızı savunmak zorunda kalırsak bütün dünya üstümüze gelse de direniriz, Kürt halk önderi ...' şeklinde paylaşımlar yapmak suretiyle Terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan düzenlenen iddianamenin, Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tevzi edildiği,anılan mahkemenin 08.02.2018 tarih 54 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile özetle; 'şüphelinin üzerine atılı suçun tek delilinin facebook isimli sosyal medya sitesindeki paylaşımlar olmasına, bu sitenin kulllanım detaylarını soruşturma merciine göndermediğinin görülmesine nazaran savunması alınmayan şüphelinin yakalanarak inceleme tutanağındaki facebook adresinin kendisine ait olup olmadığı ve paylaşımları bizzat yapıp yapmadığının sorularak tespitinin, suçun sübutuna etki edeceği gerekçesiyle sanık savunması alınmadan iddianame tanzim edilmesinin hukuka aykırı olduğundan' bahisle iddianamenin iade olunduğu, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının iş bu iade kararına süresinde yaptığı itirazın Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin incelemeye konu 03.05.2018 tarih 2018/207 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği görülmektedir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan soruşturma yapılan şüpheli hakkında, ifadesi ya da sorgusu temin edilmeden düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konuyla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
“Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi
Madde 174
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170'nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
5271 sayılı CMK'da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde; “kanuna göre yetkili merciilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır. Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır. Soruşturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Suçlamanın doğrudan muhatabı olan şüpheliye ceza yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan “meram anlatma ilkesi”gereğince, derdini anlatabilme, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilememe, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilme ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilme imkanı tanınmalıdır.
Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukukunda şüpheli, bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
Öte yandan Anayasamızın 90/5 maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmenin yorumunu yapan bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin adil yargılanma hakkına ilişkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruşturmanın yürütülebilmesi için, şüphelinin suçlamalardan haberdar edilip, savunma hakkının tanınması hususları temel prensiplerdendir.
İddianemenin iadesi müessesesine CMK’da yer verilmesine etken olan nedenlerden birisi de, lekelenmeme hakkıdır. İddianamedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir. Ancak eksik soruşturma sonucu, yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklendikten sonra, yargılama sonucunda beraat etmesi, o kişinin aklanmasını sağlar ancak hak ihlalini engellemez. Kişilerin lekelenmeme hakkı, aklanma hakkına tekaddüm eder. Bu nedenledir ki, kanun koyucu suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delilin toplanmamasını iddianamenin iade nedeni olarak kabul etmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunuyla benimsenen yargılama sistemine göre; kamu davasının mevcut tüm deliller toplandıktan sonra açılması, hazır olan iddia ve savunma makamının duruşmada dinlenmesi, ikame olunan delillerin tartışılması suretiyle yargılamanın kural olarak ara vermeden tek celsede bitirilmesi gerekmektedir(CMK.madde 190/1). Kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacak(CMK.madde193/1), ancak zorunlu hallerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilecek, delillerin ikamesine, iddianamenin kabul kararı okunmasından sonra sanığın savunmasının alınması ile başlanabilecektir(CMK.madde 206/1). Bu sistemde sorgusu yapılmamış sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması imkanı yoktur(CMK 193/2 ve 247/3).
Dolayısıyla yakalanmayan örgüt mensubu şüpheliler hakkında kamu davası açılmış olması durumunda davanın sonuçlandırılma imkanı bulunmadığından soruşturma evrakı Cumhuriyet Başsavcılığında değil mahkemede beklemiş olacak, 'yargılamanın makul sürede bitirilmesi' ilkesi de ihlal edilecektir.
Somut olayda incelemeye konu karara dayanak teşkil eden iddianamenin iadesine ilişkin kararın gerekçesi; şüpheliye isnat edilen suçla ilgili tek delilin facebook sosyal medya sitesindeki paylaşımlar olmasına, bu sitenin kullanım detaylarını soruşturma merciine göndermediğinin görülmesine nazaran savunması alınmayan şüphelinin yakalanıp inceleme tutanağındaki facebook adresinin kendisine ait olup olmadığı ve paylaşımları bizzat yapıp yapmadığının sorularak tespitinin, suçun sübutuna etki edeceği gerekçesiyle sanık savunması alınmadan iddianame tanzim edilmesinin CMK'nın 170/5 maddesi delaletiyle 174/1-a ve 174/1-b maddelerine muhalefet teşkil edeceği görüşüne dayanmaktadır.
16.03.2017 tarihinde ikametinde yapılan arama ve elkoyma işlemi sırasında dinlenen eşinin beyanlarına göre 1 hafta kadar önce çalışmak için İstanbul'a gittiği ileri sürülen, adresinde bulunamadığı için ifadesi/sorgusu temin edilemeyen şüpheli hakkında 30.01.2018 tarihinde yakalama emri çıkarıldıktan sonra bu emrin infazı için makul bir süre dahi beklenmeksizin, 05.02.2018 tarihinde iddianame düzenlendiğinin ve şüpheliye isnat edilen suçla ilgili tek delilin facebook sosyal medya sitesindeki paylaşımlar olduğunun, bu sitenin kullanım detaylarının soruşturma merciine gönderilmediğinin tespit edilmesine nazaran açık kaynaklara dayanarak yapılan inceleme tutanağındaki facebook adresinin şüpheliye ait olup olmadığı ve paylaşımların şüpheli tarafından yapılıp yapılmadığının belirlenemediğinin anlaşılması karşısında, iddianamenin iadesi kararının, suçun sübutuna etki edeceği düşüncesiyle şüpheli savunması alınmadan iddianame tanzim edilmesinin CMK'nın 170/5 maddesi delaletiyle 174/1-a ve 174/1-b maddelerine muhalefet teşkil edeceği şeklindeki gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Diğer taraftan müsnet suç için öngörülen yasal yaptırım da gözetildiğinde iddianamenin kabulünün, ifadesi/sorgusu temin edilemeyen şüpheli hakkında yargılama yapma ve hüküm verme imkanı bulunmadığından dosyanın bekleme merciinin değişmesi dışında sürece bir katkı sunmadığı gibi dava zamanaşımının gerçekleşmesi tehlikesini ortaya çıkaracağı, yukarıda açıklanan temel ilkelere muhalefet edilerek hak ihlallerine de sebep olabileceği değerlendirildiğinde Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2018/54 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.05.2018 tarihli ve 2018/207 değişik iş sayılı kararında hukuka aykırılık bulunmadığının kabulünde zorunluluk vardır.
V-SONUÇ:
Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2018/54 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.05.2018 tarihli ve 2018/207 değişik iş sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2018 tarih ve 2018/51670 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE,
Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.