Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/8165 E. , 2021/14772 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/8165
Karar No : 2021/14772
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) … Holding A.Ş.
VEKİLİ : Av. … 2- (DAVALI) … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Bakanlığı
2- … Holding A.Ş.
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … pafta, … ada, … (eski … ve … ) parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … Bölge Müdürlüğü Binası hakkında, … tarih ve … sayılı İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile konulan 'korunması gerekli kültür varlığı' tescil kaydının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın kaldırılması istemiyle yapılan 30/11/2018 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile … İdare Mahkemesinin E:… sayılı ve … İdare Dava Dairesinin E:… sayılı dosyalarının incelenmesi sonucunda, ihtilaf konusu tescilli yapının, ait olduğu/yapıldığı dönemin kendine özgü niteliklerini yansıtan belge niteliğinde olduğu, sanat, mimari, estetik, işlevsel, hatıra, izlenim, özgünlük, anı, teklik, nadirlik, homojenlik, süreklilik, onarılabilirlik... vb değerlerin yanı sıra yapısal durum, malzeme yapım teknolojisi, biçim bakımından özellik gösterdiği ve 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' niteliğinde olduğu ve bu durumun yargı kararı ile de sabit olduğu, öte yandan tescil edilen yapının Kurul Kararı ile tescil edildiği tarih olan 2004 yılından sonra tescile değer niteliklerini de kaybetmediği anlaşıldığından, Mahkeme kararları dikkate alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; tescil kaydının kaldırılması konusundaki başvurunun; dava konusu İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … (eski … -… parselde bulunan taşınmazın 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' olduğuna ilişkin tescil kaydının kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … gün ve … sayılı İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmesi nedeniyle, Kurul tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığı belirtilerek reddedildiği, oysa, korunması gerekli kültür varlığı tesciline karar verilmesi ve özelliklerini kaybetmiş olanların tescil kaydının kaldırılması konusunda karar alma yetkisinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna ait olduğu, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin 18. maddesinin 3. fıkrasındaki (Değişik:RG-6/1/202-31356) “Bilimsel metotlarla yapılan çalışmalar doğrultusunda yeni bir veri ortaya konmadıkça hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan koruma bölge kurulu kararlarına karşı Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edilemez” düzenlemesinin ise Koruma Yüksek Kuruluna yapılacak itirazlarla ilgili olduğu, davacının tescil sırasında Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşünün alınmamış olduğu yönündeki iddiası dışında, yapının riskli olması nedeniyle İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı gereği tehlike arz etmesi nedeniyle yeniden yapılmak üzere yıkılmış olduğu, Karayolları Binasının korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesi için Danıştay kararlarında belirtildiği üzere “çığır açıcı mimari özellikler” içermediği, uzman raporu alınmış olsaydı bu durumun ortaya çıkacağı, aradan geçen süre içinde binanın tescil özelliklerini kaybedip kaybetmediğinin … İdare Mahkemesi kararından hareketle tespit edilemeyeceği, bu hususta inceleme yapılmasının zorunlu olduğu, İdare Mahkemesince iki kez keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ikinci raporda, binanın korunması gerekli kültür varlığı şerhinin kaldırılması gerektiğini açıkça ortaya koyduğu şeklinde iddialarda bulunduğu, kararda belirtildiği üzere davacının yargı sürecinin bitmesinden sonra tescil kaydının kaldırılması istemiyle Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna yaptığı başvuru üzerine … tarih ve E.… sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yazısı ile, talepleri ile ilgili Bölge Kuruluna tekrar başvuru yapılması ve taleplerinin Bölge Kurulunca değerlendirilmesinin hukuken mümkün olduğunun belirtildiği ve esasen korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından özelliklerini kaybetmiş olanların tescil kaydını kaldırma görevinin koruma bölge kurullarına ait olduğu göz önünde bulundurulduğunda, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları ve bunların korunma alanları ile sit alanlarına yönelik başvuruları Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirip sonuçlandırması gereken koruma bölge kurulunca, ilgilisinin yapı üzerindeki tescil kaydının kaldırılması isteğiyle yaptığı başvurunun, başvuru dilekçesindeki iddialar da dikkate alınarak, dava konusu yapının korunması gerekli kültür varlığı özelliklerini kaybedip kaybetmediğinin Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik'te düzenlenen tescil işlemleri ile ilgili esaslara göre yürütülerek, tescilinin kaldırılması istenilen yapının, yıkılmadan önceki özgün haliyle 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı' niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun incelenmesi suretiyle sonuçlandırılması gerekirken, bu esaslara uyulmaksızın yukarıda sözü edilen yargı kararları nedeniyle Kurul tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından bahisle reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararında ve bu karara karşı 30/11/2018 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından; İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … (eski … ve … ) parselde ve Boğaziçi Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi içinde yer alan … Bölge Müdürlüğü Binasının İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli ve … sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildiği ve Kurulun … tarihli ve … sayılı kararı ile koruma grubunun 2 olarak belirlendiği, söz konusu parselin tescil kaydının kaldırılmasına yönelik talebin Kurulun … tarihli ve … sayılı kararı ile reddedildiği, bu karara istinaden yapının tescilinin kaldırılması talebiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:… , K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, red kararının kaldırılması talebiyle yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarihli ve E: … , K: … sayılı kararıyla reddine, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca temyiz yolu kabil olmamak üzere kesin olarak karar verildiği, davacı … Holding A.Ş.'nin 30.07.2018 tarihli başvurusu ile; İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli ve … sayılı kararına ilişkin dava sonuçlandığından taşınmazın tescil kaydının kaldırılmasına ilişkin konunun Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca değerlendirilmesinin talep edildiği, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısı ile; Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliği'nin 18. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hüküm kapsamında, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunduğundan konunun Yüksek Kurulda değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ancak başvurunun koruma bölge kurulunda değerlendirilmesi yönünde bir engelin bulunmadığı ifade edilerek söz konusu başvurunun Koruma Bölge Kurulunca değerlendirilmesinin istendiği, … Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli ve … sayılı kararıyla; '...… İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında Bakanlığımız aleyhine açılan davada Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … Esas No, … karar nolu 28.11.2017 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun reddine, 'temyizi kabil olmamak üzere kesin olarak' kararı alındığından Kurulumuzca yapılacak bir işlem bulunmadığına' karar verildiği, anılan karara karşı 30.11.2018 tarihli başvuru ile Yüksek Kurula itirazda bulunulduğu ve konunun değerlendirilebilmesi için Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazıyla konuya ilişkin işlem dosyasının ilgili Kurul Müdürlüğünden istendiği, ayrıca söz konusu taşınmazın proje müellifi vekili … 'ın 28.12.2018 tarihli başvurusuyla; taşınmazın tescil niteliği taşıdığından bahisle mal sahibi … Holding A.Ş'nin
Kurula verdiği 01.04.2013 tarihli taahhüdü ve 660 sayılı İlke Kararı doğrultusunda tescile ilişkin itirazın reddine karar verilmesi talep edildiği, bu hususlar doğrultusunda söz konusu taşınmazın Genel Müdürlük uzmanlarınca yerinde incelendiği ve 26.02.2019 tarihli raporun hazırlandığı, … Holding A.Ş'nin ve … ”ın başvurularına ilişkin süreç anılan mevzuat hükümleri kapsamında normal seyrinde devam etmekte iken … Holding A.Ş. tarafından … tarihli ve … sayılı Koruma Bölge Kurulu kararı ile 30.11.2018 tarihli itiraz başvurularının zımnen reddine ilişkin Yüksek Kurul kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, 19.04.2012 tarihli ve 28269 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 06.01.2021 tarihli ve 31356 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile değiştirilene kadar yürürlükte bulunan Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin “Kararlara uyma zorunluluğu” başlıklı 15. maddesinde “3) Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulları kararlarına karşı idari yargıda açılan davalarda idari yargı tarafından iptal veya yürütmenin durdurulması kararı verilmedikçe, koruma bölge kurulları davacı ve mecburi dava arkadaşı dışındaki kişilerce yapılan ve davaya konu kurul kararını etkilemeyen başvuruları değerlendirebilir.” hükmü kapsamında yargı organının henüz kararını ortaya koymaması nedeni ile konunun Yüksek Kurul gündeminde değerlendirilmediğini, 06.01.2021 tarihine kadar yürürlükte bulunan Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin “Koruma Yüksek Kuruluna yapılacak itirazlar” başlıklı 18. maddesinde yer alan '(3) Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan koruma bölge kurulu kararlarına karşı Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edilemez.” hükmü kapsamda Mahkemece daha önce davanın reddi yönünde karar verilmiş olması sebebiyle İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan itirazın Yüksek Kurul gündeminde değerlendirilmediği belirtilmektedir.
Yine temyiz dilekçesinde; temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi kararı incelendiğinde; ilgili mevzuat hükümleri kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından özelliklerini kaybetmiş olanların tescil kaydını kaldırma görevinin koruma bölge kurullarına ait olduğu, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları ve bunların korunma alanları ile sit alanlarına yönelik başvuruların Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirip sonuçlandırması gereken koruma bölge kurulunca, ilgilisinin yapı üzerindeki tescil kaydının kaldırılması isteğiyle yaptığı başvurunun, başvuru dilekçesindeki iddialar da dikkate alınarak, dava konusu yapının korunması gerekli kültür varlığı özelliklerini kaybedip kaybetmediğinin anılan Yönetmelik'te düzenlenen tescil işlemleri ile ilgili esaslara göre yürütülerek, tescilinin kaldırılması istenilen yapının, yıkılmadan önceki özgün haliyle 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı' niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun incelenmesi suretiyle sonuçlandırılması gerekirken, bu esaslara uyulmaksızın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararları nedeniyle Kurul tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından bahisle reddine ilişkin İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediğinin belirtildiği, 2863 sayılı Kanunun 57. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının tescilini yapmak ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından özelliklerini kaybetmiş olanlarının tescil kaydını kaldırmanın koruma bölge kurullarının yetkisinde olduğu, ayrıca Yüksek Kurulun görevleri 2863 sayılı Kanunun 51. maddesi ile belirlenmiş olup anılan Kanunun 61. maddesi ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin 18. maddesi ile de Yüksek Kurula yapılacak itirazlara ilişkin usul ve esasların hükme bağlandığı, bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce mevzuatta belirtilen süreler içinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara karşı Yüksek Kurula itiraz edilebildiğinin belirtildiği, Bölge İdare Mahkemesi kararında; '... tescilinin kaldırılması istenen yapının, yıkılmadan önceki özgün haliyle “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun incelenmesi suretiyle sonuçlandırılması gerekirken, bu esaslara uyulmaksızın yukarıda sözü edilen yargı kararları nedeniyle Kurul tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından bahisle reddine ilişkin kararda ve bu karara karşı 30.11.2018 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararında hukuka uyarlık olmadığı gerekçesiyle, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazın tesciline ilişkin alınan İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında; tasarım anlayışı açısından döneminin mimari yaklaşımlarını yansıtan bir yapı olması, yapıldığı dönemde daha yüksek bir tek kitle olarak yapılma olanağı varken dahi bunu ikiz kitle haline dönüştürerek, kentin yüksek tepelerinden birinde olması nedeniyle oluşturacağı silüet etkisinin düşünülmüş olması dolayısıyla İstanbul kentinde yapılan yüksek yapıların tarihi içinde önemli bir aşama ve mimari yaklaşım ürünü olması (ÇEVRE 1979 S.21), yapılışı ve sonrasında Türkiye 'de gelişen yapım sistemlerinin ve malzemelerinin kullanılması ve üretimi konusunda önemli bir aşama ve tesislerin kurulması açısından başlangıç noktası oluşturması (BETONARME 2004-1 S.38) mimari İiteratürde ve eğitim yayınlarında yer almasının yanında mimarlık fakültesi eğitim sürecinde kullanılan örnek yapılardan olması, Türkiyede 20.yy. mimari üretimleri içerisinde özellikle Zincirlikuyu-Levent aksı üzerinde daha sonra oluşan yüksek yapılar dizisi içinde bir başlangıç noktası ve kentsel simge oluşturması, tasarım ve planlama anlayışı açısından günümüz fonksiyonlarına da cevap verebilecek bir mimariye, planimetrik düzene ve esnekliğe sahip olması nedenleriyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline” karar verilmiş olup yapının tescil edilmesine gerek olan hususlara işbu kararda ayrıntılı olarak yer verilmiş olması karşısında Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin somut durum ile örtüşmediği, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak iptal kararı verildiği ayrıca, … tarih ve … sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen yapıya ilişkin, tescil kararının yeniden değerlendirilmesi talebi üzerine alınan İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline ilişkin Bakanlığımız aleyhine açılan davada … İdare Mahkemesinde E:… , K:… , 06.03.2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurusunun da … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin E:… , K:… , 28.11.2017 tarihli kararıyla reddedildiği, daha önce dava konusu edilen … tarih ve … sayılı kararda, yapının hangi nedenlerle korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği ayrıntılı olarak belirtildiği ve tescilin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik işlemin dava konusu edilmesi sonucunda verilen yargı kararlarının da tescilin hukuka uygun olduğunu gösterdiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
2- Davacı tarafından ise Karayolları binasının kültür varlığı olarak tescilinin temelden hukuka aykırı olduğunun tespitini içerecek şekilde gerekçesinin değiştirilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği, İdare Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında çok önemli bir gelişme olduğunu, davalı idare tarafından dosyaya sunulan bir belge ile 2004 tarihli tescil işleminin mevzuata aykırı olduğu, dosyaya sunulan 26.02.2019 tarihli uzman raporunun 48. sayfasında taşınmazın tescil işlemleri sırasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınmadığı, yalnızca kurul üyelerince yerinde inceleme yapılarak tescil fişinin hazırlandığı bu nedenle tescil kararının hukuka aykırı şekilde doğduğu, 2863 sayılı Kanunun emrettiği şekilde kültür varlığının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülmediği, ilgili Yönetmelik hükmüne aykırı olarak Bakanlık ve diğer ilgili kurum ve kuruluş uzmanlarından oluşan teknik bir ekip oluşturulmadığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarının da içinde olduğu bir ekip tarafından Karayolları Binasının tescile uygun olup olmadığı hakkında teknik bir raporun (uzman raporu) hazırlanmadığı, bu eksiklikler nedeniyle tescil kararının temelden hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesinin iptal istemlerini, yalnızca Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşünün var olmaması ile sınırlı olarak ele alıp incelemesinin yeterli olmadığını, Karayolları binasının kültür varlığı tescil kaydının temelden hukuka aykırılığını tartışmasız olarak ortaya koyan delillerin dikkate alınmadığı, Karayolları Binasının mevzuatta belirtilen hükümlere göre tespitinin yapılmamış olması, Bakanlık uzmanlarınca rapor hazırlanmamış olması, ayrıntılı ve bilimsel nitelikli bilgi ve belgelere dayandırılmadan tescil işleminin tesis edilmiş olması hususlarında da Bölge İdare Mahkemesince bir değerlendirme yapılması, tescilin temelden hukuka aykırı olduğu tespitini içerecek şekilde karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
2- Davalı idare tarafından ise davacının Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilmesi istemiyle yaptığı temyiz talebinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, … Mahallesi, … ada, … (eski … ve … ) parselde yer alan ve Maliye Hazinesine ait olan … Bölge Müdürlüğü Binasının, İstanbul 3 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildiği, Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı Kararı ile rövölesi ve cephe restorasyon projesinin uygun bulunduğu, 05.03.2010 tarihinde tescilli yapının mülkiyetinin davacı şirkete geçtiği, Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile koruma grubunun 2 olarak belirlendiği, … tarihli, … sayılı Kararı ile restitüsyon ve restorasyon projelerinin uygun bulunduğu, bu karar doğrultusunda … tarih ve … sayılı kararla restorasyon yapı ruhsatının Beşiktaş Belediye Başkanlığından alındığı, Maltepe Üniversitesince tescilli Karayolları Binasının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanuna göre riskli yapı olduğunun tespit edildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, 12.03.2013 tarihli yazı ile III Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulundan riskli yapı tespiti yapılan tescilli bina hakkında yapılacak işlemler konusunda görüş talep edilmesi üzerine Bölge Kurulunca … tarih ve … sayılı karar ile yapının yıkılarak yeniden yapılmasının uygun olduğuna, tescilli yapı niteliklerini taşıyan rekonstrüksiyon projesinin 6 ay içinde hazırlanarak Kurula sunulmasına karar verildiği, buna göre Beşiktaş Belediyesi tarafından verilen yıkım ruhsatıyla Karayolları Binasının tamamen yıkıldığı, sonrasında davacı tarafından Bölge Kuruluna 12.12.2013 tarihli dilekçe ile başvurularak Karayolları Binası hakkındaki … tarih ve … sayılı kararla konulan 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' tescil kaydının kaldırılmasının istenildiği, Kurul tarafından … tarihli, … sayılı Karar ile tescilin devamına karar verildiği, söz konusu Kurul Kararının iptali istemiyle davacı şirket tarafından açılan davada; … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:… , K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … gün, E:… , K:… sayılı kararı ile gerekçeli olarak reddedilmesiyle Mahkeme kararının kesinleştiği görülmektedir.
Davacı şirket tarafından; davanın neticelenmesi üzerine Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna sunulan 31.04.2018 tarihli dilekçe ile gelinen aşamada yargılamanın sona erdiği, dilekçe ekinde yer alan güncel bilgi ve belgeler uyarınca, Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile konulan 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' tescil kaydının kaldırılmasının talep edildiği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarih E. … sayılı yazısı ile, talepleri ile ilgili Bölge Kuruluna tekrar başvuru yapılması ve taleplerinin Bölge Kurulunca değerlendirilmesinin hukuken mümkün olduğunun belirtildiği, bunun üzerine 18.10.2018 tarihinde Bölge Kuruluna başvurularak … tarih ve … sayılı kararla konulan 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' tescil kaydının güncel bilgi ve belgeler değerlendirilerek kaldırılmasının talep edildiği, Bölge Kurulunca tescil kaydının kaldırılması talepleri hakkında, tescil kararı hakkında kesinleşen yargı kararı bulunması nedeniyle bu konuda yapılacak bir işlem bulunmadığı yolunda dava konusu … tarih ve … sayılı işlemin tesis edildiği, bu karara itirazen 30.11.2018 tarihinde Kültür Varlıklarını Koruma Koruma Yüksek Kuruluna başvurulduğu, ancak Yüksek Kurul tarafından itirazlarına 60 gün içinde herhangi bir cevap verilmeyerek, talebin zımnen reddedildiği, söz konusu zımni red kararı ile, İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna … tarih ve … sayılı kararla konulan 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' tescil kaydının güncel bilgi ve belgeler değerlendirilirek kaldırılması talebi ile yapılan başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işleminin iptalleri istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 2. maddesinde 'hukuk devleti' ilkesi devletin temel niteliği olarak düzenlenmiş, yine Anayasanın 138. maddesinin 4. fıkrasında yasama ve yürütme organları ile idarenin, Mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu; bu organlar ve idarenin, Mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hususu hükme bağlanmış, 'Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması' başlıklı 63. maddesinde; 'Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.' hükmüne yer verilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3. maddesinde; 'Kültür varlıkları'; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır...' hükmüne, 6.maddesinde; 'Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları şunlardır:
a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19. yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,
b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,
c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,
d) Milli tarihimizdeki önlemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tesbit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler....' hükmüne yer verilmiştir.
Yine 2863 sayılı Kanunun 10. maddesinde; 'Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir' hükmü düzenlenmiştir. Bu yetkinin kullanılması kapsamında, Kanunun 51. maddesiyle, yurtiçinde bulunan ve bu Kanun kapsamına giren korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hizmetlerin bilimsel esaslara göre yürütülmesini sağlamak üzere, Bakanlığa bağlı 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu' ile Bakanlıkça belirlenecek bölgelerde 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları' kurulacağı ve maddenin devamında 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun görev ve yetkileri düzenlenmiş, Kanunun 57. maddesinde ise, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde olmak kaydıyla koruma bölge kurullarının görev ve yetkileri belirlenmiş ve (f) bendinde; Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından özelliklerini kaybetmiş olanların tescil kaydını kaldırmak, (g) bendinde 'Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarına ilişkin uygulamaya yönelik kararlar almak' yetkileri arasında sayılmıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının ve Sitlerin Tespiti ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin 'Tespit ve tescil işlemlerinde değerlendirme kıstasları' başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; 'Tek yapılar için; taşınmazın sanat değeri, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerinin yanı sıra yapısal durum, malzeme yapım tekniği, biçim bakımından özellik göstermesi, kent ve çevre kimliğine, dokusuna katkıda bulunması, yöresel yaşam biçimini yansıtması, arkeolojik değerler kapsamı içinde; strüktürel, dekoratif, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, şekil bakımından özellik arzetmesi...' gerektiği hükmüne, 'Tescil kaydının kaldırılması' başlıklı 9. maddesinde; 'Bu Yönetmelik hükümlerine göre tescil edilmiş korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının tescil kayıtlarının kaldırılması tescil işlemleri ile ilgili esaslara uygun olarak yürütülür.' hükmüne yer verilmiştir.
Yine Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik'in 'Yok olan tescilli taşınmaz kültür varlığı yapılar' başlıklı 12. maddesinde, 'Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının herhangi bir şekilde yok olmaları halinde, bulunabilen yapının kalıntıları, daha önce hazırlanmış rölöve, restitüsyon, restorasyon projesi, her türlü arşiv belgesi, diğer yazılı, görsel ve sözlü bilgiler gibi kaynaklardan yararlanarak kendi parsellerinde, daha önce bulunduğu oturum alanında, belgelerin elverdiği oranda kitle, yükseklik ve özgün mimari özelliklerinde yeniden yapılır. Yeni yapım sürecinde, yukarıda sıralanan belgelere dayalı bir restitüsyon ve restorasyon etüdü ile koruma bölge kurulundan izin alınması gerekmektedir. ' hükmüne yer verilmiş; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05.11.1999 günlü, 660 sayılı 'Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları' başlıklı İlke Kararının, 'IV. Yok Olan Tescilli Yapılara İlişkin İşlemler' başlığında '...Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesi gerekli olmasına rağmen, tescil aşamasından önce herhangi bir nedenle yok olan yapılar için; bu ilke kararındaki I-Müdahale Biçimleri'nin 3. maddesindeki yeniden yapma koşullarının geçerli olduğuna..', 'Müdahale Biçimleri' başlığının 3. maddesinde, Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) 'Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve/veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına,... tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiği' hükmüne yer verilmiştir.
19.04.2012 tarihli ve 28269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte (06.01.2021 tarihine kadar) yürürlükte bulunan 'Kararlara uyma zorunluluğu' başlıklı 15. maddesinde ; '3) Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulları kararlarına karşı idari yargıda açılan davalarda idari yargı tarafından iptal veya yürütmenin durdurulması kararı verilmedikçe, koruma bölge kurulları davacı ve mecburi dava arkadaşı dışındaki kişilerce yapılan ve davaya konu kurul kararını etkilemeyen başvuruları değerlendirebilir.' hükmü ve yine dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 'Koruma Yüksek Kuruluna Yapılacak İtirazlar' başlıklı 18. maddesinde; '...hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan koruma bölge kurulu kararlarına karşı Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edilemez.' hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile dava konusu, mimar Mehmet Konuralp tarafından tasarlanan Karayolları Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğü binasının; tasarım anlayışı açısından dönemin mimari yaklaşımlarını yansıtan bir yapı olması, yapıldığı dönemde daha yüksek bir kitle olarak yapılma olasılığı varken dahi bunun ikiz kitle haline dönüştürülerek kentin yüksek tepelerinden birinde olması nedeniyle oluşturacağı siluet etkisinin düşünülmüş olması dolayısıyla İstanbul kentinde yapılan yüksek yapıların tarihi içinde önemli bir aşama ve mimari yaklaşım ürünü olması ve yapılışı ve sonrasında Türkiye'de gelişen yapı sistemlerinin ve malzemelerinin kullanılması ve üretimi konusunda önemli bir aşama ve tesislerin kurulması açısından başlangıç noktası oluşturması, mimari literatürde ve eğitim yayınlarında yer almasının yanında mimarlık fakültesi eğitim sürecinde kullanılan örnek yapılardan olması, Türkiye'de 20. yy. mimari üretimleri içerisinde özellikle Zincirlikuyu- Levent aksı üzerinde daha sonra oluşan yüksek yapılar dizisi içinde bir başlangıç noktası ve kentsel simge oluşturması, tasarım ve planlama anlayışı açısından günümüz fonksiyonlarına da cevap verebilecek bir mimariye, planimetrik bir düzene ve esnekliğe sahip olması nedenleriyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline karar verildiği,
Dava konusu Karayolları Binasının da bulunduğu parsellere ilişkin plan çalışmalarının yapıldığı sırada; İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli … sayılı kararında; '...tescilli Karayolları Binasının tescile neden olan özelikleri ve siluet değerlerine dikkat edilerek binanın en yüksek kotunu aşmayacak yapıların etüd edilmesi gerektiğine,...', Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararında: yine tescilli Karayolları Binasının bulunduğu, İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, … pafta, 30 ada içinde bulunan Karayoları Bölge Müdürlüğü tesis sahasının yer aldığı alana ilişkin sunulan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği tekliflerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi sırasında '...parsel içinde yapı yükselişinin parselin kuzeydoğu ile doğu yönünde sınırlandırılarak Kurulumuzun … tarih ve … sayılı karar ile tescilli … Bölge Müdürlüğü İdare Bloğunun tescilline neden olan Büyükdere Caddesi aksı üzerindeki yüksek yapılaşmanın başlangıcına dair simgesel niteliğini bozmayacak ve bununla yarışmayacak şekilde tasarlanması gerektiğine...' karar verildiği, Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile tescilli bina için sunulan rövölenin uygun olduğuna, cephe restorasyon projesinin 1 nolu alternatifinin uygun olduğuna karar verildiği, Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile koruma grubu 2 olarak belirlenmekle birlikte, söz konusu binanın iç ve dış özgün mimari görünümü ve oranları değiştirilmeden, değiştirilen malzemelerde ise aynı türden renk ve özgün mimari detaylar kullanılarak bakım onarım yapılabileceğine karar verildiği, tescilli yapıya ilişkin restorasyon projesine ilişkin müzakereler sürerken 05.03.2010 tarihinde tescilli yapının mülkiyeti kendisine geçen … Holding A.Ş. adına … ve … 'ın 15.06.2012 tarihli başvurusu ile Karayolları Binasının tescil kararının iptali istemiyle Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna itiraz başvurusunda bulunduğu, 26.07.2012 tarihli dilekçesi ile de söz konusu başvuruyu geri çektiğinin belirtildiği, yine davacı malik tarafından yapılan başvuru üzerine tescilli yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca 'riskli yapı' olarak tespit edildiği, malik tarafından binanın yıktırılması ve tescilli kültür varlığı özellikleri korunarak yeniden inşa edilmesinin talep ediliği, 12.12.2013 tarihli başvuruları ile de yapının korunması gerekli kültür varlığı tescilinin kaldırılmasının talep edildiği, bu talebin reddine ilişkin … tarihli, … sayılı Kurul kararın iptali istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yapılan yargılamada; Mahkemenin … tarih ve K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde; … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … gün, E:… , K:… sayılı kararı ile davacının istinaf talebinin gerekçeli olarak reddine karar verildiği, Mahkemece verilen karar sonrası, Kurulun; … tarih ve … sayılı Kararı ile; Mahkemece tescilin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği belirtilerek tescilli binaya ilişkin rekonstrüksiyon projesinin Kurula iletilmesine; … tarih ve … sayılı Kararı ile de yine … tarih ve … sayılı Karar uyarınca rekonstrüksiyon projesinin Kurula iletilmesine, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı İlke Kararı uyarınca, 'yeniden yapma (rekonstrüksiyon)' başlığında yer alan düzenleme uyarınca parseldeki otopark kullanımının uygun olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Davacı vekilinin 30.07.2018 tarihli başvurusu ile; daha önce tescilin kaldırılması talepli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul Kararına karşı yapılan itirazın, Kurul kararının iptali istemliyle açılan bir dava olduğundan 'yargı organının kararını etkilememek adına Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu gündemine alınamamaktadır' denildiğinden, güncel durumuyla davanın neticelendiğini, konunun Kültür Koruma Koruma Yüksek Kurulunda değerlendirilmesinin talep edildiği, başvuruda; Mahkeme dosyasında yer alan 1. ve 2. bilirkişi raporlarından, yapının riskli yapı olması nedeniyle yıkılmasından, maliklerinin değişmiş olmasından, alanın çehresinin tamamen değişmiş olmasından, yapının yeniden yapılmasının özgün değil, kopya niteliğinde olacağından yapının tarihi eser vasfı olmadığının düşünüldüğü ifade edilerek kültür varlığı şerhinin kaldırılmasının istenildiği, konuya cevaben Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarih ve E:… sayılı yazısında, yapılan başvurunun 2863 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat gereği 60 günlük yasal süre zarfını aştığı, tescil kaydının kaldırılmasına ilişkin talebin; hakkında kesinleşmiş Mahkeme Kararı bulunduğundan, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin 18. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; 'hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan koruma bölge kurulu kararlarına karşı Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edilemez.' hükmü gereği Yüksek Kurulca incelenemeyeceği ancak başvurunun ilgili Koruma Bölge Kurulunda değerlendirilerek Genel Müdürlüğe ve ilgilisine bilgi verilmesi gerektiğinin belirtildiğine ilişkin yazısı üzerine, bu sefer 18.10.2018 tarihli başvuru ile davacı tarafından aynı gerekçelerle Karayolları binasının kültür varlığı tescilinin kaldırılması talebiyle başvuru yapılmış, başvuru üzerine de huzurda görülmekte olan davada, iptali istenen İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı Karar ile tüm süreç incelenerek tescilli Karayolları binası hakkında kesin olmak üzere verilen Mahkeme Kararı neticesinde Kurulca yapılacak bir işlem bulunmadığına ilişkin karar alındığı görülmektedir.
Dava konusu Koruma Bölge Kurulu kararında belirtilen İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı Kararı ile tescilin devamı yönünde, daha önce verilen kararın iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yapılan yargılamada; Mahkemenin … tarih ve K:… sayılı kararında; 'dava konusu yapının, Boğaziçi Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi içinde kaldığı, ait olduğu dönemin estetik, mimari, tarihi, yapım malzemeleri ve yapım tekniği bakımından özellik gösterdiği, bu nitelikleri ile korunması gereken kültür varlığı olduğu ve eldeki mevcut belgelerden yararlanmak suretiyle kendi parselinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak yeniden yapılmasının mümkün olduğu kanaatine varıldığından, dava konusu işlemde hukuka, mevzuata ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı' gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde; … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … gün, E:… , K:… sayılı kararı ile davacının istinaf talebinin 'uyuşmazlık konusu olayda, 09.06.2014 tarihli ara kararına istinaden yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 03.02.2015 tarihli bilirkişi raporu ile 21.06.2016 tarihli ara kararı gereği gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 02.02.2017 tarihli bilirkişi raporu karşılaştırıldığında; 09.06.2014 tarihli ara kararı gereği gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 03.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın tescil niteliğine haiz olup olmadığının 2863 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri ile ilke kararlarına uygun olarak somut ve ayrıntılı bir şekilde irdelendiği, anılan rapor içeriğinde yer alan teknik değerlendirmelerden; ihtilaf konusu yapının, ait olduğu/yapıldığı dönemin kendine özgü niteliklerini yansıtan belge niteliğinde olduğu, sanat, mimari, estetik, işlevsel, hatıra, izlenim, özgünlük, anı, teklik, nadirlik, homojenlik, süreklilik, onarılabilirlik... vb. değerlerin yanı sıra yapısal durum, malzeme yapım teknolojisi, biçim bakımından özellik gösterdiği, sonuç olarak 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' niteliğinde olan yapının, tescil kaydının devamı kararının doğru bir yaklaşım olduğu vurgusu yapılmasına rağmen, 02/02/2017 günlü bilirkişi raporunda; yapı tekniği, statik, malzeme vs. özellikler açısından can ve mal güvenliğini sağlamadığı gerekçesi ile halihazırda yapının yıkılmış olması ve kültür varlığı olarak tescillenen ihtilaf konusu yapının devamı niteliğindeki eklentileri ile ilgili alınmış tescil kararı bulunmadığı gözetilerek bütünlüğün bozulduğu değerlendirmesi ile 'Tescile Değer Kültür Varlığı' olarak kabul edilemeyeceği yönünde görüş içerdiği, ancak yapının dönem yapısı olmadığı yönünde, ilk rapordan farklı aksi bir değerlendirmede bulunulmadığı, görülmektedir. Bu durumda; ihtilaf konusu tescilli yapının, ' ait olduğu/yapıldığı dönemin kendine özgü niteliklerini yansıtan belge niteliğinde olduğu, sanat, mimari, estetik, işlevsel, hatıra, izlenim, özgünlük, anı, teklik, nadirlik, homojenlik, süreklilik, onarılabilirlik... vb. değerlerin yanı sıra yapısal durum, malzeme yapım teknolojisi, biçim bakımından ' özellik gösterdiği, görüldüğünden İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarı ile hukuka aykırılık görülmemiştir. Öte yandan, eski eser tescilli yapının yıkılmış olması görüşüne dayalı olarak değerlendirme yapıldığı görülen ikinci bilirkişi raporu yaklaşımı ile değerlendirme yapılması halinde; mevcut durumu itibariyle kültür varlığı özelliği taşımadığı yorumunun yapılması, bu nitelikteki yapıların yıkılarak eski eser tescili kapsamından çıkartılması sonucunu doğurur ki, bu değerlendirme korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gereken değerlerimizden olan eski eser tescilli yapıların korunmasını olanaksız kılar.' gerekçeleriyle davacının istinaf talebinin kesin olarak reddine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgeler ile Kararda ayrıntısına yer verilen … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyası ve … İdare Dava Dairesinin E:… sayılı dosyasının birlikte incelenmesi sonucunda, dava konusu tescilli yapının, ait olduğu/yapıldığı dönemin kendine özgü niteliklerini yansıtan belge niteliğinde olduğu, sanat, mimari, estetik, işlevsel, hatıra, izlenim, özgünlük, anı, teklik, nadirlik, homojenlik, süreklilik, onarılabilirlik... vb. değerlerin yanı sıra yapısal durum, malzeme yapım teknolojisi, biçim bakımından 'özellik gösterdiği ve 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' kimliğinin yargı kararı ile açıklığa kavuşturulduğu ve anılan yargısal sürecin kesinleşmiş kararla sona erdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, tescilli yapıya ilişkin … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yapılan inceleme sonrasında yapıda kültür varlığı tescilinin kaldırılmasına sebep olabilecek bir değişiklik olmadığı, zira yapının halihazırda Mahkeme Kararı öncesinde 6360 sayılı Kanundan kaynaklanan nedenlerle yıkılmış olduğu, tescil kararından sonra riskli yapı teşkil etmesi nedeniyle Kurul Kararları ile yıkılması sonrasında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı İlke Kararı uyarınca, 'yeniden yapma (rekonstrüksiyon)' hükmü uyarınca; eldeki mevcut belgelerden yararlanmak suretiyle kendi parselinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı olarak rekonstrüksiyonunun mümkün olduğu, gerek … İdare Mahkemesince verilen karardan önce gerekse de sonra; idarece tesis edilen işlemlerde, riskli yapı teşkil etmesi nedeniyle yıkılan yapının, yeniden yapma (rekonstrüksiyon) sürecinde olduğu açıkça görülmektedir.
Bu durumda halihazırda yıkılmış bir yapı hakkında Mahkemece tescilin devamının hukuka uygun olduğu yönünde verilen kesinleşen karar sonrası, yapıda ve tescil şartlarında herhangi bir değişiklik olmadığından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında yer verildiği şekliyle, Mahkeme Kararı sonrası dava konusu tescilli yapının korunması gerekli kültür varlığı özelliklerini kaybedip kaybetmediğine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; yine temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında yer verildiği şekliyle; Kararın; başvurunun, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelikte düzenlenen tescil işlemleri ile ilgili esaslara göre yürütülerek, tescilinin kaldırılması istenilen yapının, yıkılmadan önceki özgün haliyle 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı' niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun incelenmesi suretiyle sonuçlandırılması gerektiği yönündeki kısmı; Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliğinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 'Kararlara uyma zorunluluğu' başlıklı 15. maddesinde; '3) Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulları kararlarına karşı idari yargıda açılan davalarda idari yargı tarafından iptal veya yürütmenin durdurulması kararı verilmedikçe, koruma bölge kurulları davacı ve mecburi dava arkadaşı dışındaki kişilerce yapılan ve davaya konu kurul kararını etkilemeyen başvuruları değerlendirebilir.' hükmü ile tescilli yapılar hakkında sağlanmak istenen hukuki güvenceyi bertaraf ederek, 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre hukuka uygun olup olmadığı yargı kararıyla denetlenmiş, Koruma Bölge Kurulu kararlarına konu olan yapıların, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği taşıyıp taşımadığına yönelik sürekli ve tekrar eden başvurulara konu olmalarına neden olacak türde bir başvuru silsilesini beraberinde getireceğinden isabetli bulunmamaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu binanın tescil kararı hakkında kesinleşen yargı kararı bulunması nedeniyle bu konuda yapılacak bir işlem bulunmadığı yolunda tesis edilen İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı işleminde ve bu işleme yönelik Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna yapılan itirazın zımni ret işlemi ile bu işlemlerin iptali istemiyle yapılan yargılama neticesinde davanın reddine yolunda verilen ilk derece Mahkemesi kararında hukuka aykırılık; dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 30/12/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.