T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/154 Esas
KARAR NO:2021/1032
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:18/04/2017
KARAR TARİHİ:15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tefrik kararı öncesi mahkememizin ... Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'nin 28/09/2013 tarihinde ... plakalı araç içinde yolcu olarak ... ili, ... ... ilçesi hudutları dahilinde (... kod nolu Devlet Karayolu’nda İstanbul istikametinden ... yönüne giderken) ve yine 25/09/2015 tarihinde ... plakalı araç içinde yolcu olarak ... ili hudutları dahilinde (... Caddesi’ni takiben Şehir Merkezi istikametine doğru giderken) meydana gelen 2 (iki) ayrı trafik kazası sonucunda yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin her iki kazada da kazaya karışan araçların içerisinde yolcu konumunda bulunduğunu, her iki kazanın da tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazaları olduğunu, anılan trafik kazalarında aracı kullanan şoförlerin tamamen (%100) kusurlu olduklarını, gerek ... plakalı gerekse ... plakalı aracın karıştığı kaza tarihi itibariyle ZMMS (trafik sigortası) poliçelerinin bulunmadığını, bu nedenle davalı ... Hesabı'nın müvekkilinde meydana gelen sakatlanmalardan doğan maddi zararların tazmini bakımından kaza tarihi itibariyle geçerli olan sorumluluk limitleri dahilinde sorumluluğunun bulunduğunu, ilk kazanın 28/09/2013 tarihinde meydana geldiğini, ... plakalı aracın dava dışı sürücüsü ...'ın ... ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... Esas sayılı ceza dosyasında yargılandığını ve mahkemece tamamen kusurlu bulunduğunu, ... plakalı aracın malikinin ise davalılardan ... olduğunu, ikinci kazanın ise 25/09/2015 tarihinde meydana geldiğini, ... plakalı aracın malikinin davalılardan ..., sürücüsünün ise ... olduğunu, sürücü ...’nın ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ...Esas sayılı ceza dosyasında yargılandığını ve mahkemece tamamen kusurlu bulunduğunu, belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne, 28/09/2013 tarihinde meydana gelen ilk kazadan dolayı ... plakalı araç maliki davalı ...’den müvekkili ... için 15.000,00-TL. manevi tazminat, ikinci kazadan dolayı ... plakalı araç maliki davalı ... ile araç sürücüsü ...'dan müştereken ve müteselsilsen müvekkili ... için 25.000,00-TL. manevi tazminat, birinci kazadan dolayı davalı ... Hesabı'nın sorumluluğu ZMMS poliçesi sınırları dahilinde olmak üzere müvekkili ... için şimdilik 3.000,00-TL. geçici-sürekli iş gücü kaybı sakatlık tazminatı, 1.000,00-TL. bakım masrafı ve 1.000,00-TL. tedavi gideri olmak üzere toplamda 5.000,00-TL. maddi tazminatın, tüm davalılardan kendi aralarında kusurları ve sorumlulukları ölçüsünde müştereken ve müteselsilsen tahsiline, ikinci kazadan dolayı davalı ... Hesabı’nın sorumluluğu ZMMS poliçesi sınırları dahilinde olmak üzere müvekkili ... için şimdilik 3.000,00-TL. geçici-sürekli iş gücü kaybı sakatlık tazminatı, 1.000,00-TL. bakım masrafı ve 1.000,00-TL. tedavi gideri olmak üzere toplamda 5.000,00-TL. maddi tazminatın, tüm davalılardan kendi aralarında kusurları ve sorumlulukları ölçüsünde müştereken ve müteselsilsen tahsiline, mahkeme harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada farklı zamanlarda gerçekleşen 2 (iki) ayrı kaza için tek bir davada tazminat talep edilmiş olduğunu, mahkemece davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kuruma geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğunu, 6704 sayılı kanun gereği başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan işbu davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise öncelikle ... ve ... plakalı araçların kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçelerinin bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, davaya konu kazalara ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun tespiti için ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nden rapor alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman aktüer bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkili kurumun dolaylı zararlardan (geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri ve bakıcı zararlarından) kaynaklanan herhangi bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu olayda TBK.’nun 52. maddesinin uygulanması gerektiğini ve hesaplanacak tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden ayrıca hatır taşıması indirimine de gidilmesi gerektiğini ve dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın öncelikle dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, davaların ayrılmasına, esas yönünden ise davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili ise cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, trafik kazalarında yetkili mahkemenin trafik kazasının gerçekleştiği yer mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla İstanbul mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin davaya konu trafik kazasında hiçbir kusurunun bulunmadığını, trafik kazası olayına karışmış olduğu ileri sürülen şahsın ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan ve tamamen kusurlu bulunan ... olduğunu, ... plakalı aracını davalı sürücü ...’ya teslim eden ruhsat sahibi müvekkilinin kaza nedeniyle sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı ...'ya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, bu davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce 21/03/2019 tarihli duruşmada; taraflar arasındaki mevcut davanın konusunun biri 28/09/2013 tarihinde meydana gelen, araç maliki ..., sürücüsü ise dava dışı ... olan ... plakalı araçta, diğeri 25/09/2015 tarihinde meydana gelen, araç maliki ... sürücüsü ... olan ... plakalı araçta yolcu konumunda iken bahsi geçen her iki aracın karıştığı tek taraflı trafik kazalarında ancak farklı tarihlerde yaralanan davacı ...’nin, farklı tarihlerde meydana gelen 2 (iki) ayrı trafik kazası neticesinde cismani zarara uğradığı ve malul kaldığı iddiasıyla her iki aracın malikinden ve ... plakalı aracın sürücüsü ile ... Hesabı’ndan sürekli ve geçici işgücü kaybı ile bakım ve tedavi giderlerinden kaynaklı maddi tazminat, her iki araç malikinden ve ... plakalı aracın sürücüsünden ise manevi tazminat talepli olarak tek bir dosyada açılmış tazminat davası olduğu belirtilerek; farklı tarihlerde (28/09/2013 ve 25/09/2015) meydana geldiği dava dilekçesinde açıkça yazılı bulunan, araç sahipleri ve sürücüleri farklı olan, birbirinden tamamen bağımsız iki ayrı trafik kazasına, dolayısıyla iki ayrı haksız fiile dayanan mevcut davada; yargılamanın daha sağlıklı ve iyi bir şekilde yürütülebilmesi bakımından 25/09/2015 tarihinde meydana gelen, araç maliki ..., sürücüsü ... olan ... plakalı aracın sebebiyet verdiği yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepli huzurdaki davanın (davacısı ..., davalıları 1-..., 2-... ve 3-... Hesabı olarak) HMK.’nun 167. maddesi gereğince tefriki ile mahkememizin yukarıdaki esasına (2019/154 E.) kaydolunmasına karar verilmiştir. 28/09/2013 tarihinde meydana gelen, araç maliki ..., araç sürücüsü dava dışı ... olan ... plakalı aracın sebebiyet verdiği yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepli (davacısı ..., davalıları 1-... ve 2-... Hesabı olarak) dava yönünden ise yargılamaya ... Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
Tefrik kararı sonrası eldeki dava; 25/09/2015 tarihinde araç maliki ..., araç sürücüsü ... olan ... plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta iken bahsi geçen aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası nedeniyle yaralanan davacı ...’nin, anılan trafik kazası neticesinde cismani zarara uğradığı ve sakat kaldığı iddiasıyla araç maliki, araç sürücüsü ve ... Hesabı’ndan geçici ve kalıcı işgücü kaybı nedeniyle maddi, bakım ve tedavi giderlerinden dolayı maddi tazminat, araç maliki ... ve araç sürücüsü ...’dan ise manevi tazminat talep ettiği tazminat (alacak) davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ...Esas sayılı ceza dosyası ve münderecatı, tedavi evrakları, kaza yeri tespit tutanağı, mağdur - sürücü ifade tutanakları, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı ... Hesabı vekili ise delil olarak; hasar dosyası, ilgili kurumlardan gelecek cevabi yazılar, ... Hesabı Yönetmeliği ve ilgili mevzuat, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü kanuni delile dayanmıştır. Diğer davalılar herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne müzekkere yazılarak ...Esas sayılı ceza davası dosyasının UYAP örneği celbedilmiş ve davacıya ait tedavi evrakları dosyaya kazandırılmıştır. Ayrıca davalı ... Hesabı'ndan hasar dosyası istenmiştir. Ekonomik ve sosyal durum araştırması (ESDA) için ilgili kolluk birimlerine gerekli müzekkerler yazılmıştır.
... 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ...Esas sayılı dosyada 11/02/2016 tarihinde verilen ... K. sayılı kararda; sanık ...’nın atılı taksirle yaralama suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek, cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce deliller toplandıktan ve ilgili yerlerden gerekli dosyalar, belgeler vs. celbedildikten sonra 11/06/2019 tarihli duruşmada; davacının dava konusu kaza sebebiyle maluliyeti var ise oranının tespiti açısından dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir. Aynı celsede dosyanın bir örneğinin oluşturmasına ve dava konusu kaza sebebiyle tarafların kusur durumlarının tespiti bakımından dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 23/10/2019 tarihli kusur raporunda özetle; tespit tutanağındaki verilere göre kaza mahallinde yolun iki yönlü ve düz, eğimli, zeminin asfalt, yüzeyin ıslak, vaktin gece, aydınlatmanın mevcut, mahallin meskun olduğu, dosyadaki ifadelerden otomobil sürücüsünün alkollü olduğunun anlaşıldığı, ceza mahkemesine sunulan 01/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda sürücü ...'nın tam kusurlu bulunduğu, dava dosyasının tümü tetkik edildiğinde; olayın davalı sürücü ...'nın yönetimindeki otomobili ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip yol kenarında park halinde bulunan çekiciyle irtibatlı dorsenin sol arka kesimine kendi aracının sağ ön kısmı ile çarpması sonucunda meydana geldiği, buna göre davalı sürücü ...'nın yönetimindeki vasıtası ile yola gereken dikkati vermediği, direksiyon hakimiyetine özen göstermeyip yol içerisinde kalacak şekilde seyrini sürdürmediği, 2918 sayılı KTK'nın 52/b maddesini (Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.) ihlal etmiş olmakla olayda asli kusurlu olduğu, davacı ...'nin ise davalı sürücünün alkollü olduğunu bildiği halde araca binmiş olmakla kendisinin de yaralandığı olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu belirtilerek, sonuç olarak davalı sürücü ...'nın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu, davacı ...'nin ise %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 22/03/2021 tarihli maluliyet raporunda özetle; davacı ...'nin 25/09/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve tedavi süresince bakıcı ihtiyacı olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK maluliyet raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, sonrasında mahkememizce 01/09/2021 tarihli ara kararla dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi ... tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 27/09/2021 tarihli raporda özetle; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 23/10/2019 tarihli rapora göre olayda davalı sürücü ...'nın %85 (yüzde seksen beş) oranında, davacı ...'nin ise %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda davacı ...'nin 25/09/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzde sıfır) olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı, davacı ...'nin 25/09/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası 6 aylık geçici iş göremezlik zararına, davalı sürücü ...'nın %85 kusur oranının yansıtılmasıyla zararının 5.846,33-TL. olacağı, SGK tarafından davacının geçirdiği trafik kazası nedeni ile kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı ... Hesabı'nın 2015 yılı için kişi başı teminat limitinin ise 290.000,00-TL. olduğu ve davacının başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasının 25/05/2016 tarihi olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı ... Hesabı vekili tarafından 14/10/2021 tarihli dilekçe ile aktüer raporuna itiraz edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili, 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda talep artırımında bulunarak; dava dilekçesinde 3.000,00-TL. Olarak talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı miktarını 2.846,33-TL. daha artırarak 5.846,33-TL.'ye yükseltmiş ve yatırılması gerekli tamamlama harcını da ikmal etmiştir.
A- MADDİ TAZMİNAT BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME:
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesine göre ise motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğudur.
Araç işleten ise araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmıştır. Motorlu bir aracın işletilmesi, cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz dahi olsa sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğu halidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK’nun) 91. maddesi ile araç işletenlere uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. KTK.’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 nci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davalılardan ..., dava konusu kazaya sebebiyet veren ... plakalı aracın maliki ve işleteni, davalı ... ise sürücüsüdür.
... Hesabı; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesiyle... Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan ... Hesabı’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve ... Hesabı Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. maddesine göre; “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla... Şirketleri Birliği nezdinde ... Hesabı oluşturulur.” Buna göre davalı ... Hesabı’nın sorumluluğu; rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri ile sınırlıdır. Bir başka ifade ile ... Hesabı, zarar görenlerin trafik kazası sonucunda uğramış olduğu zararları, ancak zorunlu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılar. Somut olayda; kaza tarihi olan 28/09/2013 (2013 yılı) itibariyle davalı ... Hesabı’nın sorumluluk limiti 290.000,00-TL.’dir.
... Hesabı Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulacak Haller” başlıklı 9. maddesinin (a) bendinde açıkça; sigortalının veya sigortayı yaptırmakta sorumlu olanın tespit edilememesi hallerinde kişide meydana gelen bedensel zararlar için ... hesabına başvurabileceği belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda “yaralanma hallerinde”; tedavi dışında, yaralanan kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda, bundan kaynaklanan zararların, ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar ve ziyan ile masrafların, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı) Geçici iş göremezlik ödeneği; motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan tedavinin gerektirdiği bir gider (diğer gider) olup; bedeni zarara ilişkindir. Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik ödeneği, 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardandır. Geçici iş göremezlik zararı, 2918 sayılı KTK'nun 98/1. maddesinde belirtilen 'tedavinin gerektirdiği diğer giderler' kapsamında olduğundan, aynı maddenin 3. fıkrasında anılan giderlerin ... Hesabı tarafından ödeneceği düzenlendiğinden ve zararlandırıcı sigorta olayı (trafik kazası) sonucunda sigortalıya yapılacak geçici iş göremezlik ödemesinin de bu sorumluluk kapsamında olduğu dikkate alındığında, geçici iş göremezlik tazminatının tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay HGK tarafından verilen 13/10/2010 tarih, 2010/10-500 E. ve 2010/490 K. sayılı kararda da; zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilerek, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden, sigorta poliçesinin bulunmaması halinde ise ... Hesabı’ndan tahsilinin mümkün bulunduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Somut olayda davacı vekili tarafından davalı ... Hesabı’ndan 12/05/2016 tarihinde tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 25/05/2016 tarihi mahkememizce ... Hesabı yönünden temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Davalılarca dosyaya sunulan cevap dilekçelerinde; aktüer bilirkişi tarafından yapılacak hesaplama sonucunda tespit edilecek tazminat miktarından mahkemece ayrı ayrı olmak üzere “hatır taşıması” ve “müterafik kusur” indirimi yapılması talep edilmiştir. Bu nedenle mahkememizce somut olay bakımından hatır taşıması indirimi ile müterafik kusur indirimi koşullarının bulunup bulunmadığı ve indirim yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise hangi oranda yapılacağı hususları da değerlendirilmiştir.
Hatır taşıması, taşıyanın herhangi bir menfaat karşılığı olmadan aracı ile taşıma yaptığı halleri kapsayan bir durumdur. Bir diğer ifade ile hatır taşıması, bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir.
Davalılar tarafından her ne kadar olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de; davacı ...’nin kaza günü ... plakalı araca hatır için bindiğine dair somut bir veri dosya kapsamında bulunmadığından mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK.'nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur, her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Somut olayda; davacı ...’nin alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle kusurlu olduğu hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen kusur raporunda gözetilmiş ve davacıya %15 oranında kusur atfedilmiştir. Aktüer hesabı da bu husus dikkate alınarak yapılmıştır. Bu nedenle mahkememizce başkaca bir kusur indirimi yapılması gerekmediği kanaatine varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ...Esas sayılı ceza dosyası münderecatı, dosyadaki tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı, ifade tutanakları, hasar dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 23/10/2019 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporları, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen aktüer bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 25/09/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde davacı ...’nin yaralanmasına neden olan ... plakalı aracın sürücüsü davalı ...’nın %85, davacı ...’nin ise %15 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıdaki yaralanmanın fonksiyonel bir araz bırakmadan iyileşmiş olması nedeniyle davacıya sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar olduğu, kaza tarihi itibariyle ... plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle davalı ... Hesabı’nın yasa ve ilgili mevzuat gereğince ... plakalı sigortasız aracın karıştığı kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi zararlardan teminat limiti dahilinde ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, davalı ...’ın ... plakalı aracın maliki ve işleteni olarak, davalı ...’nın ise aracın sürücüsü olarak davacıda meydana gelen yaralanma sonucu oluşan cismani zararlardan sorumlu oldukları, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalılardan talep edebileceği geçici işgöremezlik (maddi) tazminatının 5.846,33-TL. olduğu, davacı tarafın davalı ... Hesabı’na başvuruda bulunduğu 12/05/2016 tarihinden 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 25/05/2016 tarihinin davalı ... Hesabı yönünden temerrüt tarihi olduğu, davalı ... Hesabı’nın geçici işgöremezlik tazminatından kaza tarihi itibariyle geçerli olan teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, davalı ... Hesabı’nın kaza tarihinde geçerli teminat limitinin 290.000,00-TL. olduğu ve aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın (5.846,33-TL.’nin) davalılardan ... Hesabı’nın sorumlu olduğu teminat limiti içerisinde kaldığı, öte yandan dosya kapsamına göre davalı ... Hesabı’nın temerrüt tarihinin 25/05/2016 tarihi olması gerektiği, sonuç olarak davalı ... Hesabı’nın teminat limiti dahilindeki maddi tazminattan sorumlu olduğu, diğer davalılar araç maliki ... ve sürücü ...’nın ise aynı şekilde 5.846,33-TL. maddi tazminattan sorumlu olduğu, kazaya karışan ... plakalı aracın hususi araç vasfında olması karşısında hükmolunan maddi tazminat tutarlarına davalı ... Hesabı yönünden 25/05/2016 (temerrüt) tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 25/09/2015 (kaza) tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
B- MANEVİ TAZMİNAT BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Anılan maddeye göre hakim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hakim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olayda; davacı ... 25/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmış, ancak fonksiyonel bir araz bırakmadan iyileşmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporunda davacı ... %15, davalı sürücü ... ise %85 oranında kusurlu bulunmuştur.
Tarafların dosyada tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği, davacı ile davalı sürücünün kusur durumları, paranın satın alma gücü, davacının kaza sonucu duyduğu acı ve ıstırap, hak ve nesafet kuralları hep birlikte dikkate alındığında; mahkememizce davacı ... için takdir olunan 10.000,00-TL. manevi tazminat miktarının yeterli ve adil olduğu, bu miktarın davacıyı zenginleştirmeye ve davalıyı ise fakirleştirmeye yol açmayacağı, manevi tazminatın ticari niteliği bulunmadığından, kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir edilen 10.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’dan alınarak davacıya verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.846,33-TL. geçici iş göremezlik tazminatının davalı ... Hesabı yönünden 25/05/2016 (temerrüt) tarihinden, diğer davalılar ... ve ... yönünden ise 25/09/2015 (kaza) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 399,36-TL karar ve ilam harcından, 9,72-TL ıslah harcının harcın mahsubu ile bakiye 389,64-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliye'ye gelir kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafça yatırılan 9,72-TL ıslah harcının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 401,32-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.409,82-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.050,46-TL'sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalılar ... Hesabı ile ... vekille temsil olunduklarından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 683,10-TL karar ve ilam harcının davalılar ... ile ...'dan tahsili ile Maliye'ye gelir kaydına,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar ... ile ...'dan alınıp davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalılardan ... vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
11-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.'nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların ise yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.