3. Ceza Dairesi 2021/3597 E. , 2022/1600 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2018 tarih ve 2016/1 - 2017/327 sayılı kararı
Katılanlar :Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ..., ...
Suç :Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma ve yönetme 03.09.2016 (Sanıklar ... ve ... için)
22.07.2016 (Sanık ... için)
02.09.2016 (Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için)
24.07.2016 (Sanıklar ... ve ... için)
16.07.2016 (Sanıklar ..., .., ... ve ... için)
20.07.2016 (Sanık ... için)
04.08.2016 (Sanık ... için)
21.04.2016 (Sanık ... için)
17.07.2016 (Sanıklar ... ve ... için)
18.07.2016 (Sanıklar ... ve ... için)
21.07.2016 (Sanık ... için)
28.07.2016 (Sanık ... için)
15.07.2016 (Diğer sanıklar için)
Hüküm : I-) 1-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ...., ... ve ....hakkında,
a-)TCK’ nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya Görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
2)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
a-)TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
3-)Sanıklar ..., ..., ... hakkında;
a-)TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Anayasayı İhlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
4-)Sanık ... hakkında;
a-)TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
5-)Sanık ... hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
6-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
a-)Anayasayı İhlal Suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Cumhurbaşkanına suikast suçundan TCK'nın 310/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü kurma veya yönetme suçlarından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-)Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında
a-)Anayasayı ihlal suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Cumhurbaşkanına suikast suçundan TCK'nın 310/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
a-)Anayasayı ihlal suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-) Cumhurbaşkanına suikast suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü kurma veya yönetme suçlarından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-)Sanıklar ... ve ... hakkında;
a-)Anayasayı ihlal suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-) Cumhurbaşkanına suikast suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
a-)Anayasayı ihlal suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,
11-)Sanıklar ... ve ... hakkında;
a-)Anayasayı ihlal suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 38/3, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
b-)Cumhurbaşkanına suikast suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
c-)Silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü kurma veya yönetme suçlarından hüküm kurulmasına yer olmadığına dair hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurularının esastan reddi,
I-)Anayasayı ihlal suçu yönünden, müştekiler ... ile ... vekilllerinin istinaf istemlerinin CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca reddi,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi,
Sanık ... müdafiinin duruşma talebinin ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından, diğer bir kısım sanıklar ve müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin ise 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
I-) Müştekiler ... ile ... vekillerinin Anayasayı ihlal suçu yönünden temyiz talebinin incelenmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesinin, müşteki ... ile Hazine ve Maliye Bakanlığının sanıklara atılı bulunan Anayasayı ihlal suçunun niteliği itibariyle suçtan doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle davaya katılmalarına imkan bulunmadığından CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine dair vermiş olduğu karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, bu bakımından gereğinin merciince yapılmak üzere dosyanın mahalline İADESİNE;
II-) Müştekiler ... ile ... vekillerinin sanıklara atılı Cumhurbaşkanına suikast, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme suçları, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçları; katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı vekilinin silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçları; katılan TBMM Başkanlığı vekilinin Cumhurbaşkanına suikast suçuna ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
... ile Hazine ve Maliye Bakanlığının Cumhurbaşkanına suikast, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme; katılan TBMM Başkanlığının Cumhurbaşkanına suikast; katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçlarından, suçların niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmedikleri ve bu nedenle de davaya katılma haklarının bulunmadığından bu suçlara yönelik temyiz istemlerinin CMK'nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
Diğer temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
III-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; bir kısım sanıkların çocuklarını örgüte müzahir okula göndermelerinin silahlı terör örgütüne üye olma ya da Anayasayı ihlal suçu yönünden örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği; ilk derece yargılaması sırasında son celse hazır bulunan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'na son sözleri verilmesinin ardından Cumhuriyet savcısına söz verilerek hüküm kurulmak suretiyle CMK'nın 216/3. maddesine aykırı davranılmış ise de, istinaf aşamasında bu sanıklar hakkında duruşma açıldığı ve son sözleri sorulmak suretiyle usuli eksikliğin giderildiği belirlenerek yapılan incelemede;
Anayasayı ihlal suçundan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında TCK'nın 311. maddesinde düzenlenen TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, TCK'nın 312. maddesinde düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, TCK'nın 314/1-2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma ile silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçlarından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması; diğer delillerin atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübutu yönünden yeterli olduğu görülmekle sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış ve tebliğnamede bu sanıklardan ..., ... ile ... yönünden bozma isteyen görüşe ise dosya kapsamı nazara alındığında iştirak edilmemiştir.
Sanık ... hakkında ise, Cumhurbaşkanına suikast suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak zamanaşımı süresinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Öncelikle, sanıkların üzerilerine atılı suçların unsur ve nitelikleri hususunda genel değerlendirme yapılacaktır.
A- ANAYASAYI İHLAL SUÇU
Ayrıntıları Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 22.03.2019 tarih 2018/7103 Esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür, Yüksek Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre ise; (Ceza Genel Kurulu 10.12.1990 tarih, 9-301/329 sayılı Kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24.03.2011 tarih 869-187, 15.07.2009 tarih ve 2008/21722, 2009/8587, 1999/1673, 2000/345) elverişli nitelikteki belirli bir araç fiilin işlenişine katkı sunmakla birlikte, sunduğu katkı tek başına vahamet arz etmiyorsa ve fail, fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurmamışsa niceliği ve niteliği itibariyle bu gibi suçlarda fer'i iştirak hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, failin sorumluluğunun TCK'nın 309. maddesine yardım etmek olarak değil ve fakat konumu, eylemin niteliği ve delil durumu itibariyle TCK'nın 314/2 ya da 220/6 veya 220/7 maddesi delaletiyle 314/2 veya 315 maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında 'doğrudan fail' olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yok ise de, aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK'nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılmaları imkânı bulunmamaktadır.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
Fakat Anayasasının 137/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/4 ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B maddeleri, TCK'nın 30. maddesi bağlamında birlikte değerlendirildiğinde, askeri bir hizmete ilişkin olmak kaydıyla mutlak itaat kuralı gereğince konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilmesi halinde de hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında hata kurumunun olaysal olarak değerlendirilmesi ve şartları oluştuğunda uygulanması mümkündür.
B-CUMHURBAŞKANINA SUİKAST SUÇU
Suçla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
'Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı
Madde 310- (1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiile teşebbüs edilmesi halinde de, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılarda bulunan kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur. Ancak, bu suretle verilecek ceza beş yıldan az olamaz.'
Maddenin gerekçesi ise şu şekildedir:
'Madde metninde, Cumhurbaşkanına karşı suikastte bulunulması, kasten öldürme suçuna nazaran özel bir suç olarak tanımlanmıştır. Hatta, bu suça teşebbüs tamamlanmış suç gibi cezalandırılmaktadır. Bizim mevzuat geleneğimizde Cumhurbaşkanlığı veya Devlet Başkanlığı gibi Devletin en yüksek makamını işgal eden zatın 'öldürülmesi' gibi bir sözcüğe kanunda da yer vermemek için bu hususa öteden beri kullanılmasına alışılmış 'suikast' sözcüğü tercih edilmiştir. Bilindiği gibi suikast Devlet büyüğünü veya önemli bir kişiyi planlı tarzda öldürmeyi ifade ederse de burada kasten öldürmeyi belirtmek amacıyla kullanılmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında Cumhurbaşkanının şahsına karşı başka bütün fiili saldırılar, yani hakaret dışında kalan tüm hareketler cezalandırılmaktadır. 'Fiili saldırılar' terimine bütün saldırılar girmektedir.'
1)Genel olarak:
Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir.
Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. (Anayasa madde 104/1)
Devlet başkanı, siyasi iktidar içinde yer alan, tek kişiden ibaret bir organdır. Bütün devlet kuvvetlerinin başı ve en üstü olarak korunması gereken düzeni temsil ve şahsında kişileştirmektedir. (Özek-Çetin, Devlet Başkanına Karşı Suçlar, s. 111-112)
Bu nedenledir ki, Kanun vazı'ı, Devlet başkanının şahsında temsil ettiği siyasal değerler ve nitelikleri, kişisel varlığına dair değerlere öncelediğinden bu suçları devlete karşı işlenen suçlar içinde düzenlemiştir. 5237 sayılı TCK da söz konusu suçu, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı suçlar arasında görmüştür.
Tarihi süreçte Devlet-i Aliye'de Devlet Başkanının hayatına kast fiilleri, 'siyaseten katl' cezası ile yaptırıma bağlanmış, 1274 Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun 55. maddesinde 'Zat-ı Hazreti Padişahi'nin hayatına suikast eden veyahut iş bu suikastin icrasına teşebbüs eyleyen kimse idam olunur.' denilerek uygulama sürdürülmüş, mülga 765 sayılı TCK'nın 'Devlet başkanına suikast' kenar başlıklı 156. maddesi ile de 'Reis-i Cumhura suikastte bulunanlarla, buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise idam cezasıyla, nakıs ise müebbet ağır hapisle cezalandırılır.' denilerek suça teşebbüs, tamamlanmış suç gibi cezalandırılmıştır.
Esas itibariyle hazırlık hareketleri cezalandırılmamaktadır. Fakat kanunlar, belli durumlarda hazırlık hareketlerini dahi, korunan hukuki menfaat açısından tehlike yaratacak nitelikte kabul ettiklerinden cezalandıran özel hükümler kabul etmişlerdir. Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar ve bu arada devlet başkanına suikast suçu açısından da durum böyledir. Kanunumuzun 765 sayılı TCK'nın 168 ve 171. maddelerinde (5237 sayılı TCK'nın 314 ve 316. maddelerinde) düzenlenen suçlar, Devletin şahsiyetine/devlet başkanına suikast suçu açısından hazırlık hareketlerini cezalandıran özel hükümlerdir. (Özek, age, s. 155)
3713 sayılı Kanunun 3. maddesinde yer alan suçlar, mutlak terör suçlarıdır. Bu nedenle yaptırım uygulanırken belirlenen temel cezadan sonra aynı Kanunun 5/1. maddesi tatbik edilir.
Fail örgüt mensubu ise, cezanın TCK'nın 58/9 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine de karar verilmelidir.
2)Suçla korunan hukuki menfaat:
Norm, iki ayrı değeri birlikte korumaktadır. Birincisi Cumhurbaşkanının hayatı, yaşam hakkıdır. Diğeri ise mağdurun niteliği bilinerek kendisine karşı suç işlendiğinde devlet başkanının temsil ettiği siyasal değerler ve niteliklerdir. Bu açıdan devlet başkanı aleyhine suçlar, devletin şahsiyeti aleyhine işlenen suçlar arasında yer almaktadır. Devlet organlarını meydana getiren şahıslar kişisel olarak korunmadıkları, mesela hükümet başkanı aleyhine suçlar özellik taşımadığı halde, devlet başkanına karşı suçlar 'devletin varlığına' karşı işlenmiş gibi kabul edilmektedir. (Özek, age, s.5)
3)Suçun maddi unsurları:
a)Suçun Konusu: Suçunun hukuki konusu, Cumhurbaşkanının yaşam hakkı ve şahsında temsil edilen devletin varlığı ve Anayasal düzenidir.
b)Fail: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun ya da olmasın, yöneten veya yönetilen herkes olabilir.
c)Mağdur: Suçun mağduru Cumhurbaşkanıdır.
d)Fiil: Fiil, Cumhurbaşkanına suikastte bulunmak ya da bu fiile teşebbüs etmektir. Suikat, madde gerekçesinde açık biçimde belirtildiği üzere kasten öldürmeyi belirtmek amacıyla kullanılmıştır. Teşebbüsten bahsetmek için kastedilen suç yönünden elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlamak gerekir. (TCK madde 35/1) Bu nedenle hazırlık hareketlerinin, yasada açık biçimde düzenlenmedikçe cezalandırılamayacağı tartışmadan varestedir. Doktrinde Hafızoğulları ve Özen, suikast planı ve suçun işleneceği yerde keşif yapmanın hazırlık hareketi kapsamında kaldığını ileri sürmektedir. (Hafızoğulları Zeki-Özen Muharrem, Millet ve Devlete Karşı Suçlar, s. 378)
Fiil, devlet başkanını, başkanlık süresi içinde ve başkanlık fonksiyonlarıyla yükümlü bulunduğu sürede korumaktadır. (Özek, age, s. 114) (Yargıtay CGK'nun 02/04/1990 tarih ve 84-106 sayılı kararı)
4)Suçun manevi unsuru:
Suç, genel kastla işlenebilir. Siyasal ya da kişisel saikle işlenmesi arasında fark yoktur.
5)Suçların içtimaı:
Cumhurbaşkanına suikast suçu ile terör örgütü mensubu olmak (TCK madde 314) ve/veya devletin birliği, ülke bütünlüğü ve Anayasal düzeni aleyhine suçlar arasında müterakki/geçitli suç ilişkisi bulunmadığından (Özek, age, s. 144) ve TCK'nın 302/2, 309/2, 312/2, 311/2 ve 220/4. maddelerinde açıkça fikri içtimanın uygulanması yasaklanmış olduğundan zikredilen suçların şartları oluşmuşsa ayrı ayrı cezalandırılmaları gerekecektir.
6)İşlenemez suç kavramı:
İşlenemez suç, bir ceza kanunu hükmünü ihlale yönelmiş olmasına rağmen ya hareketin suçu karekterize eden zarar veya tehlikeyi meydana getirmeye elverişli olmaması ya da suçun konusunun bulunmaması nedeniyle başarısız kalmaya mahkum bir davranış olarak tanımlanmaktadır. (Alacakaptan Uğur, İşlenemez Suç, s.1)
Bu tanıma göre işlenemez suç, ya hareketin elverişli olmamasından ya da suçun konusunun bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Somut olay yönünden hareketin elverişliliği hususunda bir tartışma bulunmadığından suçun konusunun yokluğu durumunda eylemin hangi hallerde işlenemez suç hangi hallerde teşebbüs olarak kabul edilmesi gerektiği üzerinde durulacaktır.
Suç teorisi açısından suçun maddi konusu; failin yaptığı hareketin, üzerinde tesirini icra ettiği kişi veya şeydir (Alacakaptan, age, s. 113). Her suç bir hukuki değeri koruduğuna göre, her suçun bir hukuki konusu vardır. Ancak her suçun maddi konusu olmayabilir. Netice suçu olarak düzenlenmeyen suçlar genellikle maddi konusu olmayan suçlardır. Öldürme suçlarında suçun hukuki konusu yaşam hakkı, maddi konusu ise insan vücududur.
Doktrinde suç konusunun yokluğu halinde eylemin işlenemez suç kapsamında mı yoksa teşebbüs olarak mı kabul edileceğinin, mutlak yokluk-nisbi yokluk ayrımına göre tespit edilebileceği savunulmuştur. Mutlak yokluk halinde işlenemez suç, nisbi yokluk durumunda ise suça teşebbüs vardır. Kasten öldürme suçu yönünden, öldürülmek istenen kişinin olay öncesinde ölmüş olması mutlak yokluğu, konunun geçici olarak olduğu zannedilen yerde bulunmaması ise nisbi yokluğu ifade etmektedir. Bu görüş, özellikle nisbi yokluk kavramının, belirsizliği ve göreceliği nedeniyle sorunu çözmekte yetersiz kalınca konunun, icra hareketlerine başlanmadan önce yok olması halinde işlenemez suçun, hareketin başlamasından sonra veya başlamasıyla birlikte yok olması halinde ise teşebbüsün varlığından bahsedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Ex post değerlendirmeye dayanan bu görüş de fiilin 'objektif tehlikeliliğini' görmezden gelmesi nedeniyle eleştirilmiştir.
Yüksek Yargıtayın bir çok kararında (Yargıtay 1.CD'nin 26.05.1963 tarih ve 320/1134; 2. CD'nin 18.01.1949 tarih ve 355/419; 6. CD'nin 24.10.1959 tarih ve 955/889 ile 14.06.1983 tarih ve 4019/5620; CGK'nın 13.02.1984 tarih ve 291/158, 21.02.1983 tarih ve 6-495/64 ile 25.06.1990 tarih ve 5-157/200; 10. CD'nin 25.01.2005 tarih ve 2004/25426-2005/340 sayılı kararları vb.) kabul edilen, doktrinde büyük ekseriyetle savunulan (Alacakaptan, age, s. 124-127; Soyaslan Doğan, Genel Hükümler, s. 309; Demirbaş Timur, Genel Hükümler, s. 430; Sözüer Adem, Suça Teşebbüs, s. 190; Dönmezer-Erman. C 1, s. 603; İçel-Sokullu-Akıncı, s.323; Zafer Hamide, Genel Hükümler, s.403) ve Dairemizce de benimsenen 'somut tehlike teorisi'ne göre ise; hâkim, psişik ve fizyolojik gelişmesi normal olan insanın bilgi, tecrübe ve niteliklerini nazara almak ve belli istatistik kanunları ile id quod plerumque accidit (ortak hayat tecrübelerine göre, belli insan davranışlarının nedensellik bağlamında netice verdiği makul bir olasılık derecesini ifade eden ortak tecrübe ilkesi) ilkesini ve faili o olay bakımından mevcut özel bilgilerini de göz önünde bulundurmak suretiyle hareketin yapıldığı anda hareketin mevzuunun mevcudiyetinin muhtemel olup olmadığını araştıracak (Alacakaptan, age, s. 126) muhtemel olması durumunda eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı sonucuna ulaşacaktır.
Yani hâkim, somut olayda ex post değil ex ante bir değerlendirme ile normal bir insanın bilgi, tecrübe ve niteliklerini, günlük hayat tecrübelerini, failin olay ile ilgili özel bilgilerini nazara alarak hareketin yapıldığı anda suçun konusunun varlığının muhtemel olup olmadığını araştıracaktır. Konunun varlığı muhtemel ise -ve esasen mutlak yokluk durumu da yoksa- eylemin teşebbüs kapsamında kaldığı kabul edilerek cezalandırılacaktır.
İşlenemez suç hakkında ne mülga 765 sayılı ne de mer'i 5237 sayılı TCK'da bir hüküm vardır. Oysa İtalyan Ceza Kanununun 49, Alman Ceza Kanununun 23. maddelerinde işlenemez suç/elverişsiz teşebbüs ile ilgili düzenlemeler yer almıştır. Gerek anılan kanunlar gerekse Avusturya ve İngiliz ceza kanunları işlenemez suçun cezalandırılmasına ya da güvenlik tedbiri uygulanmasına imkan tanımaktadır. Fransa uygulaması da bu yönde gelişmiştir. (Tozman Önder, Suça Teşebbüs, s.181)
Türk ceza hukuku açısından işlenemez suç/elverişsiz teşebbüsün cezalandırılması mümkün bulunmamakla birlikte doktrinde Erem, Alacakaptan, Dönmezer-Erman gibi yazarlar suç işleme kararının icrası kapsamında harici dünyaya yansıyarak toplumsal tehlikeliliği ortaya koyan fiillerin, failin elinde olmayan nedenlerle istenilen sonucu doğurmasa da cezalandırılması gerektiğini savunmuşlardır.
Bu durumda, hareketin elverişliliği ya da konunun yokluğu hususundaki kurum ve kavramların, özellikle korunan hukuki değer olarak devletin varlığını ve prestijini muhafaza eden suçlar yönünden, işlenemez suçun alanını genişletecek biçimde yorumlanması kabul edilemez.
C)ÖZETLE İLK DERECE VE BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNCE KABUL EDİLEN SOMUT OLAYLAR:
1)İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının pilot adaylarının eğitimlerinde kullanılan bir üs olduğu, Üssün, biri kendi içinde diğeri ise kuş uçuşu 3-5 km mesafe yakınında bulunan Kaklıç mevkiinde ki Kaklıç Hava Meydanı olmak üzere iki ayrı hava meydanını barındırdığı, darbe kalkışmasının yaşandığı tarihte Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanının Tümgeneral ... olduğu, suç tarihinde Hava Kuvvetlerine ait CASA model bir uçak ile sabah saatlerinde Ankara’ya uçtuğu ve üs komutanlığına vekalet etme görevini Harekat ve Eğitim Komutanı Kurmay Albay sanık ...'a bıraktığı,
Çiğli 2. Ana Jet Üssünün FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerince 15 Temmuz darbe kalkışması ile ilgili planlarda Ankara Akıncı Üssünden sonra önemli ikinci bir merkez olarak düşünüldüğü, darbe planlarında Çiğli 2. Ana Jet Üssünün darbeye karşı çıkacağı değerlendirilen general ve amirallerin tutulacağı yer olarak öngörüldüğü, Cumhurbaşkanı ...’a karşı gerçekleştirilen suikast girişimi içerisinde yer alan ve haklarındaki yargılamaları Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan Muharebe Arama Kurtarma (MAK), Su Altı Taarruz (SAT) ve Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personelinden oluşan suikast timinin Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu Marmaris’e gitmeden hemen önce Çiğli 2. Ana Jet Üssünü toplanma yeri olarak kullandıkları, yine darbe kalkışmasının başladığı saatlerde Foça Amfibi Üs Komutanlığı Deve Boynu Sosyal Tesislerinde bulunan Tümamiraller ... ile ... enterne edilerek Çiğli 2. Ana Jet Üssü içerisinde bulunan Palaz Misafirhanesine getirildiği ve burada tutulduğu,
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı içesinde konuşlu MAK Okul Komutanlığı Komutanı Binbaşı ...'in 08.07.2016 tarihinde Ankara’da Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi suikast davası sanıklarından MÜHAYM (Müşterek Hedef Analiz Yönetim Merkezi) komutanı Tuğgeneral ... ile buluşarak darbe kalkışması ve Cumhurbaşkanı’na karşı gerçekleştirilecek suikast girişimi ile ilgili görüşme gerçekleştirdiği,
Binbaşı ...'in de bu görüşme sonrasında İzmir'e döndüğü ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı Albay sanık ... ve Üs Astsubayı sanık ... ile suikast girişimine katılacak MAK Okul Komutanlığı personelini bilgilendirerek, suikastin Çiğli 2. Ana Jet Üssü ayağında ki hazırlıklarına başladığı,
Binbaşı sanık ...'ın ...'tan aldığı talimat doğrultusunda 13.07.2016 tarihinde derdest edilecek rütbelilerin tutulacağı Palaz Misafirhanesini gezdiği, bu esnada 2. katın boşaltılması, burada kimsenin barındırılmaması, halihazırda o katta kalmakta olan 5 pilot adayının da başka yerlere kaydırılmasını ve de ayrıca odalara girip çıkarak kapı kollarını kontrol ederek bozuk olanların kilitlerinin değiştirilmesi ve anahtarlarının da kapı üzerinde bulundurulmasını emrettiği, bilahare misafirhanenin oda yerleşim şemasını istediği,
Cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilen suikast girişimi içerisinde yer alan, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi suikast davası sanıklarından olan ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı içerisinde konuşlu MAK Okul Komutanlığı personeli ..., ..., ... ve ... 'in 14.07.2016 günü MAK kursiyeri sanık ...'den suikast girişimi sırasında karşılaşacakları çelik kapıları açmak için Flexsible Patlayıcı konusunda teorik bilgi aldıkları,
15 Temmuz 2016 günü saat 16:00 sıralarında Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi suikast davası sanıklarından ...'ın MAK kursiyerlerini toplayarak içtima aldığı, içtimada spor çantalarına bir günlük yiyecek içecek, güneş gözlüğü, güneş kremi almalarını, telefon almamalarını söyleyerek akşam 19:00'da içtima alanında hazır olmalarını istediği, saat 19:00'da MAK kursiyerleri sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'un içtima alanında hazır oldukları, ...'ın burada MAK kursiyerlerine 'Fransa' daki gibi Türkiye'de de önemli bir kaç yere terör saldırısı olacağı, üstte pilot yetiştirildiği için yüzde doksan dokuz ihtimal üsse de terör saldırıcı yapılacağı, görevlerinin Palaz Misafirhanesinde kalan pilot adaylarını korumak olduğu' yönünde konuşma yaptığı ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi suikast davası sanıklarından ... , ..., ... ve kendisinden başka birinden talimat almamaları yönünde emir verdiği, ardından ...'in geldiği ve '... size durumu aktarmıştır, hepimiz askeriz zaten mezun olunca pilot koruyacaktınız' diyerek beklemelerini istediği,
Cumhurbaşkanı’na karşı gerçekleştirilen suikastta görev almak üzere 15 Temmuz gecesi İzmir 3. Kara Havacılık Alay Komutanlığı emrinde bulunan ve buradan havalanan 3 adet Cougar tipi helikopter ve 1 adet SAR (Arama Kurtarma) helikopterinin saat 22:00 -22:30 aralığında Çiğli 2. Ana Jet Üssüne indiği, İstanbul 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı emrinde bulunan Özel Kuvvetler ve SAT personelinden oluşan timi taşıyan 1 adet Skorsky tipi helikopterin ise yaklaşık olarak saat 21:45 sularında Atatürk Hava limanı askeri apronundan havalandığı ve saat 23:00 sularında Çiğli 2. Ana Jet Üssüne indiği,
Cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilen suikast timinin Çiğli 2. Ana Jet Üssü içerisinde bulunan MAK Okul Komutanlığı depolarında ve üs cephaneliğinde bulunan silâh, kask, çelik yelek, gece görüş dürbünü vb malzemeler ile teçhizatlandıkları, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı içesinde konuşlu MAK Okul Komutanlığında kursiyer olarak bulunan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'un peyderpey çağrılarak suikast timinin giyinip kuşanmalarına, suikastte kullanılacak silahların ve teçhizatın hazırlanmasına şarjörlere mermi basılmasına, silah ve mühimmatın helikopterlere taşınmasına veya deponun toparlanmasına yardımcı oldukları,
MAK kursiyeri sanıklardan ..., ... ve ...'ın Muğla suikast davası sanıkları ... ve ... ile birlikte Kalkıç Hava Meydan Komutanlığında bulunan 125. Filoya ait silah depolarına giderek burada önceden hazırlanmış çok sayıda uzun namlulu silah, tabanca, şarjör, gece görüş dürbünü ve mühimmatı geldikleri araca yükleyerek Çiğli 2. Ana Jet Üssü’ne, suikast timinin hazırlıklarını yaptığı MAK Okul Komutanlığı depolarının bulunduğu yere getirdikleri, akabinde bu kez Muğla suikast davası sanığı ... ’in emri ve refakati ile MAK kursiyeri sanıklardan yine ..., ..., ... ve ...’u da yanlarına alarak cephaneliğe gittikleri ve kasalarla mühimmat yüklenerek suikast timinin hazırlıklarını yaptığı MAK Okul Komutanlığı depolarına döndükleri,
Muğla suikast davası sanığı Astsubay ...'nun Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı ...'un Emir Astsubayı sanık ...'ı arayarak bulabildikleri kadar telsiz tedarik etmesini ve MAK Okul Komutanlığı depolarının bulunduğu yere getirmesini istediği, sanık ...'ın da o akşam üsse birlikte geldiği Astsubay ... ile birlikte temin ettikleri telsizleri helikopter pistine giderek ...'ya teslim ettikleri,
Çiğli 2. Ana Jet Üssüne inmiş olan helikopterlerin üst rütbeli personelinin bir arada, diğer pilotlar ile teknisyenlerin ise ayrı yerlerde beklemeye başladıkları ve kendi aralarında sohbet ettikleri, bu bekleme esnasında sanık Albay ...'nın “şu an tarihe tanıklık ediyorsunuz”, Albay ...'in ise 'Biz yarın ya kahraman olacağız ya vatan haini olacağız' şeklinde sözler söyledikleri, suikast timinin Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki hazırlıkları sırasında ...'nun yaptığı bir telefon konuşması sırasında “1 numaranın yerinin tespit edildiği, bulunduğu” yolunda ifadeler kullandığı, ...'in ayrıca burada bulunan personeli toplayarak brifing mahiyetinde bir konuşma yaptığı, TSK’nın sıkıyönetim ilan ederek ülke genelinde yönetime el koyduğunu, genelkurmay başkanının emir ve direktifleri doğrultusunda hareket edilmekte olduğunu açıklayarak, Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanının kaldığını düşündükleri Okluk Koyu'na ait hava fotoğrafları üzerinden gerçekleştirilecek eylemin yer ve arazi koşulları hakkında bilgilendirme yaptığı,
Çiğli 2. Ana Jet Üssüne inmiş olan İstanbul 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığına ait 1 adet Skorsky tipi helikopter ve İzmir 3. Kara Havacılık Alay Komutanlığına ait 2 adet Cougar tipi helikopterin mühimmatın taşınması ve suikast timinin yerleşmesi tamamlanmasından sonra yaklaşık olarak saat 02:15 sıralarında Cumhurbaşkanın bulunduğu Marmaris İlçesine gitmek üzere Çiğli 2. Ana Jet Üssünden havalandıkları, helikopterlerin gerek motor çalıştırırken, gerekse hareket ettiklerinde kule ile temas kurma ve izin alma ihtiyacı duymadıkları gibi uçuş esnasında transponder ve DT-500 cihazlarını kapalı tutarak alçaktan uçuş yapmak suretiyle Marmaris istikametine gittikleri,
15.07.2016 günü saat 22:50 sıralarında Foça Deve Boynu sosyal tesislerinde tatil yapmakta iken Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay personeli olan bir grup asker şahıs tarafından eterne edilen Amiraller ... ve ...'ın saat 23:40 sıralarında Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına götürüldükleri, Albay sanık ...'ın bizzat üs nizamiye bölgesindeki personele özel kuvvetler tarafından üsse “İKİ PAKET” getirileceği ve bunların bekletilmeden üsse alınması gerektiği emrini verdiği, aynı emri Üs Güvenlik Tabur Komutanı sanık Yarbay ...’a da ileterek paketler getirildiğinde nizamiye bölgesinden eskort çekilerek üs içinde Palaz Misafirhanesine götürülmelerini ve emrin takibini istediği,
Palaz Misafirhanesinde enterne edilen amiralleri teslim alacak personel henüz hazır olmadığından Amfibi Deniz Piyade personeli sanıkların, katılan müşteki amiraller ve nizamiye kapısından itibaren onlara eskortluk yapan üs güvenlik tabur personeli tanıklar ... ve ...'nın Palaz Misafirhanesi önünde beklemeye başladıkları, telsiz anonsu üzerine Güvenlik Tabur Komutanı sanık Yarbay ... ve tanık ...'in de misafirhaneye geldikleri, müşteki amiraller arabadan indirildikleri andan itibaren orada bulunanlara serzenişte bulunarak bağırmaya başladıkları “ Siz Eşkiya mı sınız?” diye çıkıştıkları, kendilerinin tümamiral olduklarını söyleyerek, üs komutanı ...’un nerede olduğunu sordukları ve muhataplarının ancak üs komutanı olabileceğini söyleyerek onun gelmesini istedikleri,
Enterne edilen amiraller Amfibi Deniz Piyade personeli sanıklar tarafından Çiğli 2. Ana Jet Üssü içerisinde bulunan Palaz Misafirhanesine getirildikleri sırada Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına vekalet eden Harekat ve Eğitim Komutanı Albay sanık ...’ın emriyle üsse çağrılan Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Pilot Yarbay sanık ..., 122. Filo Komutanı Pilot Binbaşı sanık ..., Pilot Adayı Subay Filo Komutanı Binbaşı sanık ...'ın (haklarında tefrik kararı verilen ..., ..., ... ve ... ile birlikte) ...’ın makam odasında bulundukları, sanık ...'ın ...'a misafirhaneye gidip bakması emrini verdiği, sanık ...'ın Palaz Misafirhanesine gittiğinde katılan amirallerin derdest edilerek misafirhaneye getirildiklerini, üs komutanının gelmesini istediklerini görmesi üzerine tekrar sanık ...'ın odasına dönerek durumu anlattığı, bunun üzerine sanık Albay ...'ın yanındaki filo komutanlarına Palaz misafirhanesine getirilen iki amirali gerekirse zor kullanarak derdest etmeleri emrini vererek filo komutanlarından sanıklar ..., ..., ...'ı Palaz Misafirhanesine yönlendirdiği,
Amiral ...'in lobide bulunan telefon ile görüşme yapmak istediği, sanık ...' nın orada bulunan Güvenlik Tabur Komutanı Yarbay sanık ...’a “telefon etmeleri yasak değil mi, niye engel olmuyorsunuz, görevinizi yapın” dediği, sanık ...'un da telefon ile görüşme yapmaya çalışan Amiral ...’in elindeki telefon ahizesini alarak telefonu kapattığı ve telefonun fişini çıkardığı, bu olay sonrası lobide bulunan sanıklar ..., ... ve ... ile amiraller arasında tartışma başladığı, sanık ...'un eliyle işareti üzerine güvenlik tabur personeli misafirhane dışına çıktığı, akabinde diğer sanıkların da lobiden ayrılarak dışarıya çıktıkları,
Bu esnada MAK depoları önünde hazırlıklarını tamamlamaya çalışan suikast timinde yer alan Muğla Suikast Davası sanığı Astsubay ...'nun MAK kursiyeri sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve hakkında dava açılmayan ...’i Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı içesinde konuşlu Palaz Misafirhanesine sevk etmiş ve “Sizi Harekat Komutanının gönderdiğini söyleyecek ve 121. Filo Komutanının emrine gireceksiniz, orada ne yapacağınız söylenecek, paketleme yapacaksınız” dediği, adı geçen MAK kursiyerleri sanıkların Palaz Misafirhanesine vardıklarında gözaltında tutulan katılan müşteki amirallerle bir süreden beridir orada bulunan sanık Yarbay ...'un MAK kursiyerlerine niçin geldiklerini sorduğu, MAK kursiyeri sanıkların 'kendilerini ...’nun gönderdiğini, 121. Filo Komutanının emrine girmeye geldiklerini' ifade etikleri, sanık yarbay ...'nın “biz çağırdık” diyerek araya girdiği ve gelen MAK kursiyeri sanıklara katılan müşteki amiralleri kelepçeleyerek misafirhane üst katında ayrılmış odalara koymalarını emrettiği, sanık MAK kursiyerlerinin yanlarında kelepçe bulunmadığından orada bulunan güvenlik tabur personelinden tedarik ettikleri kelepçeler ile emri icraya koyuldukları, sanık ... ile ...'un Amiral ...’ın koluna girdiği, Kıbrıs Vatandaşı olup suç tarihinde MAK Okul Komutanlığında kurs görmekte olan ...'in bu derdest eylemine katılarak katılan müşteki ...'ı kelepçelediği, diğer tarafta sanık MAK kursiyerleri ... ve ...'ın Amiral ...’in koluna girdiği ve onunda kelepçelendiği, müteakiben katılan müşteki ...'in kolları arkadan kelepçeli vaziyette ve kolunda sanık MAK kursiyerleri sanıklar ... ile ... olduğu halde, diğer katılan müşteki ...'ın kolları arkadan kelepçeli vaziyette ve kolunda sanık MAK kursiyerleri ... ile ... olduğu halde Palaz Misafirhanesinde 2. kata çıkarılarak odalarına konuldukları, bu eylemler sırasında orada bulunan diğer sanık MAK kursiyerleri ..., ..., ..., ..., ... ve hakkında dava açılmayan Kıbrıs vatandaşı MAK Kursiyeri ... ile Yarbay sanık ...'un diğerlerine refakat ettikleri, yine bu oluş sırasında sanıklar ..., ... ve ...'nun da orada bulunduğu ve bu eylemlere refakat ettikleri, amiraller gözaltında tutuldukları odalara konulurken kelepçeleri çözüldüğü ancak odalardaki televizyon ve telefonların çıkartıldıkları, sanık MAK kursiyerlerinin önce 4-5 kişi, ilerleyen saatlerde ise ise 1-2 kişi olarak amirallerin konuldukları odaların kapısında sabaha kadar nöbet tuttukları,
Mağdur amirallerin kendilerini kelepçeleyen sanık MAK kursiyerlerine yaptıklarının suç olduğunu, yanlış yaptıklarını, verilen emri yerine getirdim demenin onları sorumluluktan kurtarmayacağını, kendilerinin amiral olduklarını söyleyerek onları ikaz etmiş ve ettikleri askerlik yeminini hatırlattıkları, ancak MAK kursiyeri olan sanıkların üstlerinden aldıkları emirler doğrultusunda cevap vermedikleri,
Bu kelepçeleme ve gözaltına alma eylemleri sırasında silahsız ve teçhizatsız bulunan sanık MAK kursiyerlerinin ilerleyen aşamada Muğla Suikast Davası sanıkları ... ve ...’in kendilerinin ayrılmasından sonra onların da silahlanıp teçhizatlanmaları yönündeki talimatları üzerine peyderpey Palaz Misafirhanesinden ayrılarak silahlanıp teçhizatlandıkları,
Saat 02:26 suları itibari ile Çiğli ilçe Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yapan kolluk kuvvetlerinin Çiğli 2. Ana Jet Üssü ana nizamiyesine çıkan bağlantı yolu girişinde giriş çıkışı kontrol altında tutmak gayesi ile güvenlik önlemleri aldıkları, Albay sanık ...'ın MAK depolarının bulunduğu yere geldiği, orada silahlanıp teçhizatlanmış bulunan sanık MAK kursiyerlerine üs nizamiyesinde güvenlik personeline takviye olmaları emrini verdiği ve bu emir üzerine de sanık MAK kursiyerlerinin bir kaçının palaz misafirhanesi çevresi güvenliğinde kalırken, sanık MAK kursiyerleri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ın üs ana nizamiye bölgesine takviye amacıyla gittikleri ve ilerleyen safhada Palaz Misafirhanesinde bekleyenler ile ana nizamiyeye takviye için giden kursiyerlerin bir kısmının yer değiştirdiği,
Saat 02:52 sularında tam teçhizatlı bir biçimde yanlarında mühimmat sandıkları ile takviye için üs ana nizamiye bölgesine gelen MAK kursiyeri sanıkların saat 05:04 sularına kadar nizamiye bölgesinde kaldıkları, bu süre zarfında zaman zaman nöbet değişimi kabilinden bir kısmının Palaz Misafirhanesi ve ana nizamiye bölgesi arasında gidip geldikleri, bazen orta nizamiye bölgesinde ikişer üçer gruplar halinde beton bariyerlerin arkasında bazen de nizamiyenin sağ ve sol kısmındaki ağaçlık alanda bulundukları, güvenlik tabur personelinin yardımı ile ziyaretçi kayıt binasının çatısına MG3 makinalı tüfek ve bu tüfeğe ait mermilerin bulunduğu mayon tabir edilen kutular çıkartarak silahı atışa hazır hale getirip bekledikleri,
Sanık ...'nun da nizamiye bölgesinde bulunduğu ve bölgedeki hareketlilik içerisinde aktif rol üstlendiği, suikasta giden timde bulunanlardan bir numarayı almaya gidiyoruz sözlerini duyduğu, askeri hareketlilikten haberdar olan polisin nizamiye girişini iki adet toma ve çevik kuvvet aracı ile kapattığı saatlerde polis ile görüşmek üzere nizamiye bölgesine giden albay sanık ...'a silahlı şekilde eşlik ettiği,
Sanık ... gece beklemede bulundukları süreç içinde birkaç kez nizamiyeden çıkarak ana nizamiyeye çıkan bağlantı yolunu kesmiş bulunan kolluk kuvvetleri ile görüştüğü ve nihayetinde sabah saat 06:06 suları itibariyle üsten çıkarak polis kuvvetlerine teslim olduğu, ayrılmadan önce de palaz misafirhanesinde tutulan iki amiralin Ankara'ya ulaştırılmasını istediği,
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı bünyesinde bulunan Kalkıç Hava Meydan Komutanlığına bağlı 125. Filo Komutanı sanık yarbay ...'ın sanık Albay ...'ın emri ile filoda görevli pilot ve uçuş teknisyen ekiplerinin TMH görevi kapsamında filoya çağrılmasını istediği, verilen emir doğrultusunda filoya gelenler arasında sanıklar Pilot Yüzbaşı ..., Pilot Yüzbaşı ..., Pilot Yüzbaşı ..., Pilot Üsteğmen ..., uçuş teknisyeni Astsubay ... ve Uçuş Teknisyeni Astsubay ...'in de bulunduğu, sormalarına rağmen bu sanıklara niçin çağrıldıkları açıklama yapılmadığı, ancak filo bünyesindeki helikopter ve CASA tipi uçaklara göre dağıtım yapılarak görevleri belirlendiği ve beklemede kalacakları bilgisi verildiği, ilerleyen saatlerde söz konusu personelin gerek cep telefonları gerekse filodaki kol odasında bulunan televizyon aracılığıyla darbe kalkışmasına ilişkin eylemlerden haberdar oldukları,
Filoya gelen personelin medya aracılığıyla edindikleri haberler sonrasında görevin mahiyeti hususunda meraklanmaları üzerine Filo Komutanı ve 125. Filo Komutanı sanık ...'ın personeli bir araya toplayarak görevin mahiyeti konusunda kesin bilgisinin olmadığı, Çiğli Üs Komutanının Harekat Komutanının her şeyin emir komuta zinciri içerisinde cereyan ettiği bilgisini verdiği, ayrıca personele mümkün olduğu derecede telefonlarını kullanmamaları, Whatsapp aracılığıyla ya da başka bir şekilde kimseye bilgi vermemeleri telkininde bulunduğu, yine sanık ...'in helikopter uçuş ekiplerine TMH 5 (Terörle Mücadele Harekatı) kapsamında uçuş yapılabileceği bu nedenle uçuşların (MY) muhabere yönetim sistemine daha sonra ekleneceği bilgisini ve uçuş sırasında telsiz konuşmalarının yapılmayacağı emrini verdiği,
Tüm uçuşlara kapatıldığının bütün üslere bildirilmiş olduğu bir zaman dilimi sonrasında ve darbe kalkışmasına yönelik haberlerin duyulmaya başlandığı ilk saatlerde sanık ...'in Pilot Yüzbaşı sanık ...'a Ege Ordu Komutanlığı Karargahına uçulması ve buradan bir güvenlik timinin alınarak Çiğli 2. Ana Jet Üssüne götürülmesi emrini verdiği,
Birinci pilot ..., ikinci pilot ... ve uçuş teknisyeni ...'dan oluşan uçuş ekibinin Cougar tipi helikopterle Kaklıç Hava Meydan Komutanlığı Kuleye bilgi vermeden kalkış yaparak Ege Ordu Komutanlığı Karargahına uçtuğu ve saat 23:40 sularında karargaha ait piste iniş yaptığı, bu sırada karargah personelininin helikopterin yanına gelip uçuş teknisyeni Astsubay sanık ... ile görüşerek niçin geldiklerini sorduğu, sanık ...'nın “Sıkıyönetim emri ile geldik, emir size de gelmiştir veya gelecektir” şeklinde açıklama yaptığı, ardından tanık ...'ın helikopterin bulunduğu yere geldiği, uçuş teknisyeninin kaskını takarak sanık ...'a neden geldiklerini sorduğu, sanık ...'ın güvenlik ekibini almaya geldiklerini beyan ettiği, ardından sanık ...'un ...’i aradığı ve gelen bir güvenlik ekibinin bulunmadığını ilettiği, ...'in orada beklemede kalmalarını emrettiği, bir süre daha pistte kalmaya devam eden helikopterin yanına yine ... Ordu Komutanı ...'in emir astsubayının geldiği, kaskını takarak sanık ...'a ... Ordu Komutanının emri ile derhal kalkmaları gerektiğini iletmiş, bunun üzerine saat 00:11 sularında helikopterin Ege Ordu Komutanlığı Karargahına ait pistten havalandığı ve Filo Komutanı sanık Yarbay ...'ın emri ile saat 00:19 sularında Çiğli 2. Ana Jet Üssüne döndüğü ve burada beklemede kaldığı, bu bekleme sırasında Cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilecek suikast timi ve onları götürecek olan helikopterlerin de Çiğli 2. Ana Jet Üssünde olduğu, sanık ... ile uçuş ekibinin apronda ki hareketliliğe tanık olduğu, Muğla suikast ekibinin Çiğli 2. Ana Jet Üssünden ayrılmalarından sonra da sanıklar ..., ... ve ...'nın Çiğli' de bulunmaya devam ettikleri,
Bu bekleme sırasında Cumhurbaşkanına suikast girişiminden dönen içerisinde Muğla suikast davası sanıklarının bulunduğu helikopterin 16.07.2016 günü sabah 06:30 civarında Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne iniş yaptığı, helikopterde bulunan ...'in yaralı olduğu bilgisinin verilmesi üzerine piste ambulansın çağrıldığı, daha sonra yaralı ...'in sedye ile ambulansa taşındığı, sanık ...' nun da refakat etmek amacıyla ambulansa bindiği ve birlikte üs dışına çıkarak hastaneye gittikleri, helikopter pistinde bekleyen sanıklar ..., ... ve ...' nın da bu hareketliliğe tanık oldukları,
Bu oluş sırasında sanık ...'ın emri üzerine palaz misafirhanesinde tutulan Amiraller ... ve ...'ın MAK kursiyerleri ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından Palaz Misafirhanesinden alınarak Ankara'ya Akıncı üssüne gönderilmek üzere Çiğli 2. Ana Jet Üssü helikopter pistinde bekler durumda bulunan sanık Yüzbaşı ...'un 1. pilotluğunu yaptığı helikoptere bindirildikleri, amiralleri helikoptere teslim eden MAK kursiyeri sanıkların daha sonra, Muğla'dan dönen diğer helikopterdeki mühimmatı kamyonete yükleyerek birlik içerisine taşıdıkları,
Akabinde Eskişehir Muharip Hava Kuvveti Komutan Yardımcısı Korgeneral ...'nun telefonla sanık ...'ya ulaştığı ve ona darbeye geçit vermemeleri, üsse gelen Skorsky helikopter içerisinde bulunanların derhal tutuklanmaları emrini verdiği, sanık Yarbay ...'un da üstlerinden aldığı talimata istinaden emrinde bulunan tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte helikopter pistine intikal ettiği, güvenlik tabur personelinin; piste ambulans girdiği andan itibaren pervanesi çalışır durumda bekleyen helikopterin etrafını çevirdikleri, bu esnada yüzbaşı tanık ...'ın eliyle motoru sustur işareti yaptığı, diğer güvenlik tabur personelinin Pilot Yüzbaşı sanık ... ve uçuş ekibinine silahlarını doğrulttukları, helikopterin motorunun durmasından sonra da amirallerin helikopterden indirilerek kurtarıldıkları,
Olay tarihinde Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan sanık Korgeneral ...'ın 15 Temmuz 2016 tarihi öncesinde İzmir Özdere'de bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait yaz kampında ailesi ile birlikte tatilde olduğu, 15 Temmuz' da Akıncı Davası sanığı olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Albay ...'ın sanığı aradığı, yapmış olduğu görüşmeler neticesinde Genelkurmay Başkanlığınca tüm askeri uçuşların durdurulduğu, havadaki uçaklara da inmeleri konusunda emir verildiğini öğrendiği, Saat 19:17’de Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral ...'ın sanığı aradığı, sanığın Genel Kurmay Başkanlığı tarafından hava sahasının uçuşlara kapatıldığı yolundaki bilgiyi kendisine aktardığı, darbe kalkışmasının başladığı saatlerde sanık ... olayların kamuoyuna yansımaya başlamasının öncesinde adına kayıtlı bulunan resmi tahsisli ... nolu mobil telefon hattıyla Akıncı Davası sanığı olan H.K.K Genel Sekreteri Albay ... ile 7 kez, 121 kendi yerine vekalet etmekte olan H.K.K Personel Başkanı ... ile 3 kez telefon görüşmesi yaptığı, yaptığı bu görüşmeler neticesinde Ankara'ya Akıncı Üssüne gitmeye karar verdiği, saat 23:07'de bu kez kendisi yine mobil telefon hattı üzerinden H.K.K Orgeneral tanık ...'ı arayarak Ankara’ya Akıncı Üssüne gitmek üzere yola çıktığını ve Çiğli 2. Ana Jet Üssüne geçeceğini bildirdiği, H.K.K Orgeneral tanık ...'ın sanığa Akıncı Üssü işgal altında olduğundan Ankara'ya gitmesinin riskli olacağını, bu yüzden Ankara’ya gitmemesini, Eskişehir’e 1. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezine gitmesinin uygun olacağını, ayrıca Çiğli 2. Ana Jet Üssünün karışık olduğunu, buraya da gitmemesini, kendi imkanları ile Eskişehir'e Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezine (BHHM) gitmesinin daha isabetli olacağı bilgisini ve emrini verdiği,
Sanık ... Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı güzergahını kullanarak buraya kuş uçuşu yaklaşık 3-5 km mesafede bulunan Kaklıç Hava Meydan Komutanlığına gittiği, yolda giderken kendisine bir uçak hazırlanması emrini verdiği, yolda telefon görüşmelerine devam ettiği, bu görüşmelerin birinde muhatap olduğu kişiye kendi yerine vekalet etmekte olan H.K.K Personel Başkanı Tümgeneral ...'yı içeri almalarını, ...'nın bunu yanlış anladığını söyleyerek 'bu defa kendi içimizde çatışmayalım' dediği, saat 00:36 suları itibariyle Kaklıç Hava Meydan Komutanlığı nizamiye kapısından giriş yaptığı, 00:43 suları itibariyle sanık ...'ın da Kaklıç Hava Meydan Komutanlığına geldiği ve sanık ... ile görüştüğü, sanık ...'ın da Meydan Komutanlığına gelmesinin kısa bir süre ardından sanık ...' ın uçuşunu ertelediği ve ancak 03:50'de CASA tipi uçakla Kaklıç Hava Meydanından kalkış yaparak saat 04:55'te Eskişehir Hava Meydanına indiği,
Sanık ...'ın Kalkıçta bulunduğu süre içerisinde saat 02:05 ve 03:37 sularında kendisini arayan ... Ordu Komutanı Orgeneral ... ile telefonla görüştüğü, tanık ...'in sanığa Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında herhangi bir komuta yetkilisine ulaşamadığından ve Güney Deniz Saha Komutanından katılan müşteki amirallerin derdest edilerek Çiğli'de tutuldukları yolunda bilgiler edindiğinden bahsettiği, ayrıca Gaziemir Kara Havacılık Alayından kalkan ve Çiğli 2. Ana Jet Üssüne inen helikopter trafiğinin bulunduğu bilgisini aktardığı, sanık ...'ın ... ile görüştükten sonra ...'e 'amirallerden bilgi sahibi olduğu, ancak söz konusu amirallerin şortlu tişörtlü oldukları ve orada kendi istekleriyle bulundukları' yolunda açıklama yaptığı, helikopter hareketliliği ile ilgili olarak da an itibariyle Kaklıç'ta bulunuyor olması münasebetiyle Çiğli ile ilgili bir tespitte bulunamayacağını bildirdiği, İzmir ili Askeri Birlikleri üzerinde Garnizon Komutanlığı statüsünde bulunan ... Ordu Komutanının Çiğli 2. Ana Jet Üssünde olan biten ile ilgili bilgi sahibi olabilmek amacıyla bir komuta yetkilisine ulaşamadığını bildirmiş olmasına, kendisinin kısa bir süre öncesinde Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutan vekili sanık ... ile görüşmüş olmasına karşın bu irtibatı sağlamak, kendi komutanlığı sorumluluk bölgesinde olan biten olaylarla ilgili bilgi edinmek ve paylaşmak konusunda kayıtsız kaldığı,
Sanık ... 'ı Eskişehir Hava Meydan Komutanlığına götürmek üzere havalanan CASA tipi uçağın ayrılışından hemen sonra sanık ...'ın sanık Pilot Yüzbaşı ...'a uçak başı yaparak Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne gitmeleri ve buradan alınacak bir ekibi onlar nereye isterse oraya götürmeleri emrini verdiği 149 kuyruk numaralı CN235 CASA tipi nakliye uçağının teknik personel tarafından uçuşa hazırlanması sonrasında uçuş ekibi olarak 1. Pilot yüzbaşı ..., 2. pilot yüzbaşı ... ve uçuş teknisyeni Astsubay ...'in emri yerine getirmek üzere uçak başı yaptıkları, ancak bundan kısa bir süre öncesinde Eskişehir'de bulunan BHHM tarafından Kaklıç Kule görevlisine meydandan uçuşa izin verilmemesi, uçuşa hazır pistte bekleyen CASA tipi uçağın uçuş yolunun kapatılması emrini vermesi üzerine Kaklıç Hava Meydan Komutanlığının bir kısım personeli tarafından uçuşları engellemek amacıyla piste araç çekildiği ve bu nedenle 149 kuyruk numaralı CN235 CASA uçağının uçuşu gerçekleştiremediği,
2-)Foça Deniz Üs Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
a-Foça Amfibi Tugay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar
Foça Deniz Üs Komutanlığının, Amfibi Görev Grup Komutanlığı ve Batı Görev Grup Komutanlığı olmak üzere iki grup komutanlığı şeklinde faaliyet yürüttüğü, Amfibi Grup Komutanlığının ise Amfibi Tugay Komutanlığı, Amfibi Gemiler Komutanlığı ve Foça Deniz Üssü Koruma Tabur komutanlığından mürekkep olduğu, olay tarihinde Tümamiral ...'in izinde olması nedeniyle tuğreneral sanık ...'ın Amfibi Grup Komutanlığına vekalet ettiği, darbe planlaması çerçevesinde kendisine verilen göreve istinaden de Foça Amfibi Üs Komutanlığı Deve Boynu Sosyal Tesislerinde bulunan Amiraller ... ile ...'ın enterne edilmesi talimatını verdiği,
Tuğamiral sanık ...' ün de Amfibi Gemiler Komutanı olduğu, sözde Sıkıyönetim Direktifi konulu emirler ekindeki atama listesinde kendisine Foça Batı Görev Grup Komutanlığının verildiği,
Sanık ...'ün olay gecesi beyaz denizci üniformalarını giyinmiş bir halde tugaya geldiği, Amfibi Tugay Komutanı Tuğamiral sanık ...'ın SAB-KOR alarmı verilmesini ve personel toplanma planının yürürlüğe konulmasını emrettiği sırada onun makamında bulunduğu, sanık ... ile birlikte sözde Sıkıyönetim Direktifi konulu emirleri incelediği, savunmasına göre de sanık ...'dan amiraller ... ile ... alındığını öğrendiği, buna rağmen ilerleyen saatlerde kendisini arayan güney saha komutanı koramiral ...' na bu hususta bilgi vermediği,
Sanık ...'ın ise 15 Temmuz 2016 tarihinde Albay rütbesi ile, Amfibi Görev Grup Komutanlığında Kurmaybaşkanı olarak görev yaptığı, olay günü mesai sonrasında Foça Deniz Üssü içerisindeki Deveboynu sosyal tesislerinde misafirleri ile birlikte yemek yediği saat 21:21 ve 21:41 sıralarında Albay sanık ... ile telefon görüşmesi yaptığı, saat 21:44 sıralarında Foça Deniz Üs Komutanlığını arayarak Nöbetçi Astsubayı tanık ... ile görüştüğü tanığa bir gelişme olursa kendisine haber vermesini istediği, beyanına göre saat 22.45 sıralarında sosyal tesisteki televizyondan İstanbul ve Ankara'daki askeri hareketlilikten haberdar olduğu, Foça Amfibi Piyade Tugay Komutanlığı personelinin katılan amiralleri derdest etmek üzere sosyal tesise gelmesi ve kısa bir süre sonra tesisten ayrılması olayına tanık olduğu, saat 22:55 sıralarında 'Sıkıyönetim Direktifi' konulu emirlerin Amfibi Görev Grup Komutanlığı Haber Merkezine geldiğinin sanığa telefon ile bildirildiği, sanığın 23.25 sıralarında Foça Amfibi Görev Grup Komutanlığına geldiği, gelen mesajlara baktıktan sonra 23.35 sıralarında karargahtan ayrılarak Tuğgeneral sanık ...'ın makamına gittiği, 'Sıkıyönetim Direktifi' konulu emri ve katılan Tümamiral ...'in durumunu konuştuğu, daha sonra makamına geçtiği, bu sırada sanık ...'ün de sanık ...'ın makamına geldiği, sanık ...'a sözde Sıkıyönetim Direktifi konulu emirlerin oraya da gelip gelmediğini sorduğu, emirlerin buraya da gelmiş olduğunu öğrenince birlikte emirleri inceledikleri, ardından sanık ...'ün durumları hakkında bilgi almak için sanık ...'a Batı Görev Grup Komutanlığını arattırdığı, telefonu açan Batı Görev Grup Komutanı Kurmay Başkan Vekili Binbaşı tanık ...'a “Bak sana yeni Batı Görev Grup Komutanını veriyorum” diyerek telefonu sanık ...'e verdiği, daha sonra Yarbay tanık ...'in de makama geldiği ve sözde sıkıyönetim direktifi konulu emirlerin usulsüz olduğundan bahsettiği, o esnada televizyonda kalkışma içerisinde yer almadıkları, kalkışmanın illegal olduğu yolundaki beyanatları alt yazı şeklinde geçen Deniz Kuvvetleri Komutanını işaret ederek “benim komutanım bu, ben buna inanırım” dediğinde sanık ...'ün sert bir tonda “biz askeriz, ne emir verilirse onu yapacağız” diyerek karşılık verdiği, yine tanık ... sözde sıkıyönetim direktifi konulu emirlere gönderme yaparak bir albayla bir tuğgeneralin imzasıyla iş mi yapacağız diye sorduğunda sanık ...'ün bu sefer telefon edeceğim diyerek tanığın dışarı çıkmasını istediği, dışarı çıkmalarının ardından tanık ...'in sanık ...'a “bu F tipi ayaklanma” dediği, Albay sanık ... ise bilmiyorum kafam çok karışık yanıtını verdiği, bilahare sanık ...’ün Batı Görev Grup Komutanlığına da geçtiği, sanığın o gece itibariyle, normal günlerde giyilen işbaşı kıyafeti denilen krem renkli kıyafetten farklı olarak ancak özel günlerde giyilen beyaz üniformaları ile mesaiye gelmiş olduğu, kendisin beyaz üniforma içinde gören ve şaşıran Albay tanık ...na “bir davetten geldiği için öyle giyinmiş olduğunu” söylediği,
b-Foça Batı Grup Komutanlığında meydana gelen olaylar;
Foça Deniz Üssünde konuşlu iki grup komutanlığından biri olan Batı Görev Grup Komutanlığının komutanının Tuğamiral sanık ... olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihinde henüz darbe kalkışması haberlerinin kamuoyuna yansımadığı bir saatte darbe kalkışması planlamalarını yapan sözde Yurtta Sulh Konseyi Üyesi Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral ... ...'ın saat 21:06:15’de cep telefonundan sanık ...'u aradığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yönetime el konduğu bilgisini verdiği,
Sanık ...'un yaptığı bu telefon görüşmeleri sırasında Kurmay Başkan Vekili Binbaşı tanık ...'yı arayarak Foça Deniz Üssünde Batı Görev Grup Komutanlığına bağlı bütün gemilerin hepsine “Personel Toplanma Planı Eğitimi” için emir verdiği, Hücumbot ve Korvet Filotillası Komodorlarını da bilgilendirmesini istediği, ayrıca akabinde bu defa ki personel toplanma çağrı planı eğitiminin geniş kapsamlı bir eğitim olduğunu söyleyerek gemilerin makinelerinin ıstılması, hazır olan geminin hemen seyre çıkması ve liman yaklaşma sularında beklemesini emrettiği,
Sanık ...'ın binbaşı rütbesi ile korvet sınıfı TCG Bodrum gemisi komutanı olduğu, toplanma emri doğrultusunda saat 21:45 sıralarında gemisine geldiği, saat 22:30 sıralarında da Komodor Albay sanık ...'ın sanığın komutanı olduğu ... gemisine geldiği 22:45 - 23:00 sıralarında Tuğamiral sanık ...'un sanık ...'yı iskeleye çağırarak ... ve kendisi için iki adet silah hazırlamasını istediği, sanığın silahları hazırlayarak ...'un kamarasındaki çekmecenin üzerine bıraktığı, sanıklar ... ve sanık ...'ın da sanığın komutanı olduğu TCG ... gemisine bindikleri, geminin saat 23:42 sıralarında limandan avara edildiği, sanığın 00.30 sıralarında personelin televizyon izlediği salona geldiğinde TRT'de darbe bildirisinin okunduğunu gördüğü, televizyonların fişlerini çekerek personelin televizyon izlemesini engellediği, üstlerinden aldığı emirlere istinaden komutanı olduğu TCG ... gemisi personelinin telefonlarını toplattığı, 01.00 sıralarında televizyon uydu yayın sisteminin kapatılması emrini verdiği, daha sonra komutanı olduğu gemiye tahsis edilen sahaya geçilmesi emrini verdiği, gemi seyirde olduğu süre içinde geminin seyir hareketinden sorumlu tek makam olmasına karşın hareket merkezi veya başka makamlar ile irtibat kurmadığı, Deniz Kuvvetleri Komutanın emrine istinaden komutanı olduğu gemiyi 10.30 da Foça Leventler Limanına bağladığı,
Sanık ...'ın Batı Görev Grup Komutanlığında binbaşı rütbesiyle TCG ... Gemisi Komutanı olduğu, sanık ...'un toplanma emrine istinaden olay günü saat 21.20 sıralarında birinci amiri olan Albay ...'ın sanık ...'ı telefon ile arayarak eğitim amacıyla seyre kalkılabileceğini, personel toplama planını uygulamasını bölgede bulunan diğer gemi komutanlarına da bilgi vermesini istediği, sanığın da TCG ... gemisinin ikinci komutanı olan Yüzbaşı tanık ...'yi arayarak seyre çıkılacağını haber verdiği personelin gemiye çağrılarak hazırlık yapılmasını emrettiği, saat 21.40 sıralarında komutanı olduğu TCG ... gemisine geldiği, personel eksiğinin tamamlanmasına müteakiben saat 22.30'da seyre çıktığı, gemiye gelen personelin cep telefonlarının toplanması emrini uygulattığı, saat 08.54'de Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral tanık ... tarafından verilen emre istinaden TCG ... gemisini saat 10.05'de bağlama limanı olan Foça Leventler Limanına aborda ettiği,
Sanık ...'nın olay tarihinde Tuğgeneral sanık ...'un emir astsubayı olarak görev yaptığı, 21:17 de kendisini arayan ...' un telefonda verdiği emirlere istinaden karargaha geçerek komutan odasını açtığı, saat 22:00 sıralarında ...'un makamına geldiği, sanığın ... ile birlikte Amfibi Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral ...’ın makamına geçtikleri, burada bulundukları süre içinde Tuğamiral ...’ın “Sab-Kor/Kırmızı Alarm” durumuna geçilsin şeklinde verdiği emre tanık oldukları, bilahare oradan ayrılarak karargaha döndükleri ve ardından iskeleye geçtikleri, sanık ...’nın ...’un emri ile kişisel eşyalarının bulunduğu spor çantasını TCG ... Gemisi’ne götürdüğü, amiralin bu gemide seyre çıkacağını söyleyerek kamarasına eşyalarını bıraktığı, çıkarken orada bulunan ...’a “Allah Utandırmasın” diyerek gemiden ayrıldığı, bu arada astsubay salonundaki televizyondan ve iskelede bulunduğu sırada cep telefonu aracılığıyla takip ettiği sosyal medyada yer alan haber kanallarından darbe kalkışması ile ilgili haberlere muttali olduğu, bunları sanık ... ile paylaştığı, TCG ... gemisinin saat 23:42’de avara ettiği, Astsubay sanık ...’nın seyre çıkmadığı, Tuğamiral ...’un emri ile karargaha döndüğü, burada kısa süre öncesinde Harekat Merkezine gelen “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirleri gördüğü, Tuğamiral sanık ...’u Nöbetçi Amir Binbaşı tanık ... ile arayarak bilgilendirdiği Tuğamiral sanık ...’un Güney Deniz Saha Komutanı olarak atandığını kendisine haber verdikleri, sanığın savunmasına göre evine gittiği ancak saat 02:30 sularında tekrar karargaha döndüğü, Donanma Komutanlığı tarafından J-Chat üzerinden gönderilen seyirdeki gemilerin bağlama limanlarına dönmesi yolundaki emrine tanık olduğu, nöbetçi Amir Binbaşı tanık ...’nın gelen emri komutanına bildirmesi yolundaki emrini yerine getirmediği, 'Kurmay Başkan vekili sensin sen bildir' diye isteği geri çevirdiği, tanık ...’nın emrin teyidini aldıktan sonra gelen emri Tuğamiral ...’a bildirdiği,
c-Sanık ... hakkında;
Sanık ...'nın olay tarihinde tuğamiral rütbesi ile Ege Deniz Bölge Komutanı olarak görev yaptığı, savunmasında dile getirdiği üzere üsteğmen olduğu yıllardan itibaren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile irtibatlı olduğu, geçen yıllar içinde her yeni görev yerinde kod adları ile tanıdığı mahrem imamlar eliyle bu iltisakını devam ettirdiği, son olarak İzmir'de psikolog olarak tanıdığı ... adlı kişinin kendisini tanıştırdığı sanık ... (... Kod) ile irtibat kurduğu, 15.07.2016 tarihinden yaklaşık bir hafta kadar öncesinde tarih öğretmeni olan sanık ...'in (... Kod) kendisini telefonla aradığı, sanığı evine davet ettiği, sanığın buraya gittiğinde itirafçı sanık Tuğamiral ...'ın da orada olduğu, sanık ...'in (... Kod) daha önce Tuğamiral sanık ... ile birlikte katıldığı darbe plan toplantılarında kararlaştırılan konuların bir kısmı ile ilgili sanık ...'ya bilgi verdiği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sıkıyönetim ilan ederek ülke genelinde yönetime el konacağını söylediği, sanık ...'ya Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral ...'nun derdest edilmesi görevini teklif ettiği, sanığın savunmasına göre adı geçen komutan ile ailecek görüştükleri, samimi oldukları ve eşinin kendi eşine kızı gibi davrandığını bu yüzden bu görevi yapamayacağını söyleyerek teklifi kabul etmediği, ancak buna karşın sanık ...'in (... Kod) konuyu Ankara'ya giderek daha etraflıca konuşmaları yolundaki teklifini kabul ettiği, 12.07.2016 tarihinde sabah saatlerinde buluşarak sanık ... ve sanık ... bir araçta, mahrem imam ... (... Kod) ve (... Kod) diğer araçta olmak üzere Ankara'ya gittikleri, akşam saatlerinde Ankara’ya vardıklarında yine birkaç gün öncesinde gittikleri, evde mahrem imamların bulunduğu, yine darbe planlarının konuşulduğu, sanığın kendisinden istenen görevi yapmayacağını söylediği, savunmasına göre bu sebeple konunun ortada kaldığı, sonrasından evden ayrıldıkları tekrar İzmir’e döndükleri,
15 Temmuz 2016 tarihinde saat 20.00 sıralarında Kuzey Deniz Saha Kurmay Başkanı ... ...'ın sanığı aradığı, Genelkurmay Başkanlığının akşam sıkıyönetim ilan edeceğini söylediği, 21:00 veya 21:30 sıralarında tekrar arayarak birliklerin ve personelin durumunu sorduğu, saat 23:00 sıralarında nöbetçi amiri Binbaşı ...'ın sanığı arayarak harekat yıldırım sıkıyönetim ilan emri geldiğini bildirdiği, sanığın 23.55 sıralarında Ege Deniz Bölge Komutanlığına gittiği,
3-Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
15 Temmuz 2016 tarihinde Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı görevinde bulunan Albay sanık ...'ın günlük mesaisini müteakiben karargahtan ayrıldığı, dönemin Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral sanık ... ’in saat 21:00 sıralarında kendisini araması üzerine kendi aracıyla yola çıkarak saat 22:00 sularında karargaha döndüğü ve Albay sanık ... karargaha doğru yola çıkmadan Güney Ege Grup Komutanı Albay tanık ...’ı, İzmir Grup Komutanı olarak Binbaşı sanık ...’i ve Bayraklı'da aynı kışla içinde bulunan Sahil Güvenlik Ege Deniz Onarım Destek Komutanı Albay ...’i, Muğla Aksaz’da bulunan TCSG UMUT Komutanı ...’ı ve Ege Deniz Bölge Komutanlığı Harekat Merkezi Nöbetçi Vardiya Subayı Üsteğmen sanık ... ’ı arayarak izinde olanlar ve sivil personel hariç tüm personelin birliklerine çağrılmasını emrettiği,
Emri alan sanıklardan ...'in 22:30, sanık ...'ın da 22:45 sıralarında birliğe geldiği,
Albay sanık ...’ın İzmir Grup Komutanı Yarbay sanık ...’i çağırarak botların durumunu sorduğu, sanık ...’in bunun çalışmasını yaparak makama çıkıp botların mevkilerini ve personel durumunu ...'a arz ettiği, bu esnada makamda bulunan televizyonda Başbakanın bu faaliyetin TSK içerisinde bir grup tarafından gerçekleştirilen bir kalkışma olduğu haberlerinin geçmekte olduğu ve sanık ...’in buna muttali olduğu,
Sanık ...’ın bir süre sonra tekrar sanık ...’i makamına çağırdığı bu kez de körfez ve liman giriş çıkışlarının kontrolüne/kapatılmasına ilişkin bir mesajın hazırlanarak botlara çekilmesi emrini verdiği, sanık ...’in harekat merkezine giderek emri ilettiği ve o an için orada bulunan Astsubay tanık ...’ya bu mesajı hazırlamasını emrettiği, bu esnada Harekat Eğitim Şube Müdürü Binbaşı sanık ...'ın harekat merkezine geldiği, sanık ...' in ...’ın verdiği emri aktardığı bunu nasıl kaleme alacaklarını kendi aralarında kısa bir süre konuştuktan sonra Binbaşı sanık ...'ın idare Astsubayı ...’i Harekat Merkezine çağırdığı ve mesajı onun yazmasını istediği, bu sırada Harekat ve Yardımcı Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezinde nöbetçi olarak bulunan Astsubay tanık ...'nun elinde bir not kağıdı ile yanlarına gelerek Ankara ... Harekat Merkezinden ismini hatırlamadığı bir albayın kendisini arayarak aceleyle bu notu dikte ettirdiğini ve üstlerine ulaştırmasını emrettiğini söylediği ve notu sanık ...’a verdiği, sanık ...'ın “deniz hudutları kapatılmıştır, hiçbir limandan gemi/tekne çıkarılmayacak, teşebbüs edenler durdurulacak, mukavemet edenler hakkında ...'na bildirilecektir” şeklindeki notu inceledikten sonra ... Harekat Merkezini direkt hattan aradığı ve telefona çıkan Yüzbaşı ...’e durumu aktararak tanık ...’ya dikte ettirilen mesajı kendilerinin gönderip göndermediğini sorduğu, muhatabı yüzbaşı ...' in bunu teyit ettiği, ayrıca o sırada kendilerinin de aynı konuda ki bir mesajı hazırlamakta olduklarını ve göndereceklerini, ancak mesajın 15-20 dakikada ancak hazır olacağını söyleyerek kendilerinin hazırladıkları mesajı bağlılarına çekmesini istediği, bunun üzerine sanık ...'ın gelen nottaki şekli ile mesajı Astsubay sanık ...’e yazdırıp ve kendi imzalarını attıktan sonra ...’a çıkardığı, ... Harekat Merkezi ile yaptığı konuşmayı aktardığı ve mesajı bekleyip beklemeyeceklerini sorduğu, sanık ...'ın gelecek mesajı beklemeden kendilerinin hazırladığı bu mesajı bağlılarına çekmesini emrettiği, ardından bahsi geçen mesajın Ege Deniz Bölge Komutanlığı bağlılarına ve botlara çekildiği,
15 Temmuz 2016 tarihinde İzmir Valiliğinde darbe kalkışması ile ilgili karşı strateji geliştirmek, gereken önlemleri almak ve kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla İl Valisi, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı, MİT Bölge Başkanı, İl Emniyet Müdürü ve çeşitli kamu kurumlarının yönetici ve temsilcilerinin bulunduğu Valilik kriz merkezinden, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı Harekat Merkezine saat 00:30-01:00 sularında Asayiş Harekat Merkezi konulu bir faks gönderilerek Bölge Komutanlığından bir temsilcinin valilikte kurulan kriz merkezine görevlendirilmesi talebinde bulunulduğu, Harekat Merkezinde görevli sivil memur tanık ...’ın gelen faksı İzmir Grup Komutanı sanık ...’e gösterdiği, birlikte sanık ...’ın makamına giderek faks yazısını arz ettikleri, Albay sanık ...’ın bu yazıyı daha önce de gördüğünü herhangi bir işlem yapılmasına gerek bulunmadığını söyleyerek valilik kriz merkezine kimseyi göndermediği,
Darbe Kalkışmasının yaşandığı 15.07.2016 tarihinde Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığına bağlısı TCSG-109 SG Bot’un İzmir ili Çeşme ilçesinde konuşlu olduğu, 02:00 sularında Çeşme Kaymakamının kendisini aradığını öğrenen ve muhtemelen kaymakamlık bünyesinde oluşturulan kriz merkezine çağrılacağını tahmin eden TCSG-109 SG Bot Komutanı Yüzbaşı tanık ...’in sanık ...’i arayarak ne yapması gerektiğini sorduğu, sanık ...’in kaymakamlıktaki toplantıya gitmemesini ve beklemede kalmasını emrettiği, ancak tanık ...’in mevcut ahvalde gitmemesinin yanlış anlaşılabileceğini hatırlatması üzerine de onu 5 dakika sonra içinde arayacağını söylediği, sanık ...’in TCSG-109 SG Bot Komutanının bu talebini Albay sanık ...’a aktardığı, sanık ...’ın TCSG-109 SG Bot Komutanının konumunu muhafaza etmesini emrettiği, Yarbay sanık ...’in Yüzbaşı tanık ...’i arayarak bu emri ilettiği, ancak TCSG-109 SG Bot Komutanı tanık ...’in ısrarı neticesinde sanık ...' in bu kez, seyre çıkmasını ve kaymakam aradığında seyirde olduğunu söylemesini tavsiye ettiği,
Sanık ...’in Kuşadası bölgesinde konuşlu bulunan ... Bot’un Komutanı Üsteğmen ...’i arayarak rutin Sahil Güvenlik görevi kapsamında seyre çıkmasını emrettiği ve ...’in bu emir uyarıca ... Bot ile seyre çıktığı, onun seyre çıkmasını müteakiben marinada kalan SAGET 23’ün komutanı ...’ı arayan bir turizm acentasının limanda bulunan Amerikan Bayraklı OASİS adlı yatın limandan ayrılarak Bodruma gitmesi gerektiğini bildirerek izin istediği, ...’ın sanık ...’i aradığı ve talebi ilettiği, sanık ...’in yatın limandan ayrılmasına izin verilmemesini emrettiği, ...’ın ... Bot Komutanı ...’i arayarak durumu bir kez de ona aktardığı, ...’in acenta yetkilisi ile görüştükten sonra sanık ...’i aradığı, yatın yabancı bir yat olduğunu ve basit bir kontrolden sonra çıkışına izin vermelerini uygun olacağını bildirdiği, sanık ...’in yat ile ilgili ne yapılması gerektiği konusunda sanık ...’ın emirlerini sorduğu, sanık ...’ın Ankara’ya sorun şeklindeki emir verdiği, sanık ...’in Ankara ... Harekat Başkanı Albay ...’ı arayarak ne yapılacağı konusunda emirlerini aldığı, ...’ın yatın çıkış yapabileceğini bildirmesi üzerine de tekrar ... Bot Komutanını arayarak yatın çıkışına izin verildiğini bildirdiği,
Üsteğmen sanık ...’ın Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanlığı bağlısı TCSG Umut Gemisinde Gemi Kontrol Subayı olarak görev yapmakta iken Harp Akademileri sınavını kazandığı ve İstanbul’da Deniz Harp Akademilerine atamasının yapıldığı, sanığın mayıs ayında TCSG Umut gemisinden resmi ayrılışını yaptığı, ne var ki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı Karamürsel Bey Eğitim Merkez Komutanlığında 5 hafta süreli bir kursa katıldığı bu nedenle geçici görevle Marmaris Grup Komutanlığı emrine verilmiş olduğu, kurs sonrası geldiği Marmaris Grup Komutanlığından 15.07.2016 tarihi itibariyle ayrılışını yaptığı ve mehil izninde bulunduğu, 15.07.2016 tarihinde darbe kalkışması ile ilgili haberlerin kamuoyuna yansımaya başladığı erken saatlerde üsteğmen sanık ... ile birlikte dahil oldukları Whatsapp gruplarında darbe kalkışmasına yönelik haberleri ve ... Personelinin birliklere çağrısı ile ilgili paylaşımları gördükleri, yine evvelce TCSG Umut Gemisi personeli olan ve Harp Akademileri sınavını kazandığından İstanbul’da Deniz Harp Akademilerine ataması yapıldığı için 15.07.2016 tarihinde TCSG Umut Gemisinden ilişiğini kesmiş olan sanık ... ile önce kendisinin 15.07.2016 tarihine kadar geçici görevli olduğu Marmaris/Aksaz’da konuşlu Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanlığı bağlısı Güney Ege Grup Komutanlığına uğradıkları, çağrı planının uygulandığını ancak birlikten ilişik kesmiş personelin çağrılmadığını öğrendikleri ve bu nedenle Aksaz Limanında bağlı bulunan daha önce çalıştıkları TCSG Umut Gemisine gittikleri,
TCSG Umut gemisi Aksaz Limanından İzmir Körfezine doğru intikal için hazırlık yaptığı sırada bu gemide daha evvelce Gemi Kontrol Subayı olarak görev yapan sanık ... ve Arama Kurtarma Subayı olarak görev yapan sanık ...’ın birlikte gemiye gelerek seyre çıkmak istediklerini bildirdikleri, TCSG Umut Komutanı olan ...’ın adı geçen bu personellerin gemideki görevlerinden ayrılış yapmış olmaları nedeniyle nasıl davranması gerektiği konusunda önce Gemi 2. Komutanı Binbaşı tanık ...’a fikrini sorduğu, Binbaşı tanık ...’ın personelin gemiden resmen ayrılış yapmış olmaları nedeniyle atandıkları Harp Akademilerine katılmalarını gerektiğini bu nedenle seyre alınmamalarının daha uygun olacağını ifade ettiği, ...’ın daha sonra sanık ...’ı arayarak durumu aktardıktan sonra onun onayı ve emri doğrultusunda adı geçen personeli gemiye alarak seyre çıktığı, sanık ...’ın gemiye üzerinde beylik tabancası ile geldiği, soranlara ya da görenlere “gemide personel içinde bir karışıklık çıkar ise müdahale etmek için” yanına aldığını ifade ettiği, seyir sırasında geminin sevk ve idaresinin yapıldığı “köprü üstü” denilen yerde “denizde kim çıkarsa vururum ama aklımda önce vurabileceğim başka kişiler de var” şeklinde ifadeler kullandığı, sanık ...'ın gemi personeli ile birlikte sosyal medya üzerinden takip ettiği haberlerde askerlerin boğaz köprüsünü kapatması, özel harekat başkanlığının ve meclisin bombalanması haberlerini duydukça heyecanlandığı, fakat daha sonra sivil insanların darbeye karşı geldiğine, halktan kişilerin tankların önüne geçtiğine ilişkin haberler gelmeye başladığında “hele bir sokağa çıkma yasağı ilan edilsin, insanlar asıl o zaman görecek, o zaman ben bile birkaçına sıkarım” şeklinde ifadeler kullandığı, seyre çıkıldıktan kısa bir süre sonra sivil iki tekneye rast geldikleri, önce Ege Deniz Bölge Komutanlığı Harekat Merkezi daha sonra da ... Harekat Merkezi tarafından tüm bağlılarına gönderilen “Deniz Hudut Kapılarının Kontrolü” konulu mesajda yer alan “Sahil Güvenlik Botlarının limanlardan çıkışları engelleyeceği, ikazlara uymayanlara karşı gerektiğinde kuvvet kullanılacağı” yolundaki emir uyarınca sanık ...’ın ...’ın da onayını alarak söz konusu teknelere limana geri dönmesi için uyarı çağrısı yaptığı, TCSG Umut gemisinin 16 Temmuz 2016 günü saat 00:30-01:00 sıralarında Aksaz Limanından ayrılarak İzmir Körfezi'ne doğru seyre çıktığı Kuşadası açıklarına kadar geldiği, ancak daha sonra 06.00 - 06.30 arasında Güllük Körfezin'e döndüğü, TCSG Umut gemisinin Harekat Merkezinin çağrısı üzerine de saat 09:00’da kendi bağlama limanı olan Aksaz Limanına giriş yaptığı,
4-Ege Ordu Komutanlığında ve bağlı birliklerinde meydana gelen olaylar;
a-Maltepe Askeri Lisesinde meydana gelen olaylar;
Üsteğmen sanık ...’nun olay tarihinde Maltepe Askeri Lisesi’nde Öğrenci Bölük Komutanı olarak görev yaptığı, olay gecesi üstlerinden aldığı emir doğrultusunda bölük komutanlarını arayarak okula gelmeleri yolundaki emri ilettiği, askeri öğrencilerin koğuş kontrollerini yaptıktan sonra gazino bölgesine geldiği, bu sırada yine üstlerinden aldığı 'okula çağrılan tüm tabur ve bölük komutanlarının silah ve mühimmat almaları' şeklindeki emre istinaden hakkında tefrik kararı verilen teğmen sanık ... ile silahlık sorumlusu Astsubay tanık ...’ın odasına gittikleri, kapı kapalı olduğu icin pencereden odaya girdikleri, masanın çekmecesinin kilidini yuvasından söktükleri ve silahlığın anahtarlarını aldıkları, sanığın aldığı anahtarları ...’e verdiği, ...'in bu anahtarla silahlığın açılmasını sağladığı ve buradan bölük komutanlarına silah dağıtıldığı, Lojistik Destek Bölük Komutanlığına bağlı Ani Müdahale Mangasından da (AMM) mühimmat temin edildiği, böylece Maltepe Askeri Lisesi personelinin Ege Ordu Komutanlığı Kışlasını terk ederek birliklerine dönmeleri sonrasında bölüm başkanları, tabur komutanları ve bölük komutanlarının mesaiye çağrıldığı, gelen personele silah ve mühimmat dağıtıldığı nizamiye ve çevre güvenliği için nöbetçi takviyesi yapıldığı, sıkıyönetim emrinin okunduğu sırada sanığın da nöbetçi amir odasında bulunduğu,
b-Kara Harp Okulu ATAT Bölge Birlik Komutanlığı Menteş Kampında Meydana Gelen Olaylar;
Olay tarihinde Kara Harp Okulu öğrencilerinin İzmir İli Urla İlçesi Menteş Bölgesinde konuşlu bulunan Atış ve Tatbikat Bölgesinde eğitimde bulundukları, Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı Kurmay Albay sanık ...'ın 15.07.2016 tarihinde saat 20:53 sularında Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Kurmay Albay ... ile görüştüğü, harbiyelilerin Kara Harp Okulunda toplanacağına yönelik emir verdiği, emrin ayrıntılarını ise askeri hattan bildireceğini söylediği askeri hattan yaptığı ikinci telefon görüşmesinde ise Albay ...'ın İzmir/Menteş'de bulunan 3. Sakarya Taburunun ve Isparta/Eğirdir’de bulunan 4. Dumlupınar Taburunun askeri uçakla Ankara'ya intikalini istediği, İzmir/Menteş'de ki öğrencilerin Adnan Menderes Hava Alanı'ndan uçakla alınacaklarını belirterek öğrencilerin intikal sırasında kendi emniyetlerini sağlamak için silahlı bulunmalarını ve yanlarına yeterli mühimmat almalarını emrettiği, bunun dışında sadece ihtiyaç duyabilecekleri eşofman, tıraş takımı ve saire gibi malzemeleri alabileceklerini ancak fazla bir eşyaya gerek bulunmadığını belirttiği,
Sanık ...' ın aldığı emirleri 3. Sakarya Tabur Komutanı Yarbay sanık ...'e ilettiği, 20:59 sularında tekrar ...'ü tekrar arayarak harbiyelilerin silahlandırılması ve yanlarına mühimmat verilmesi intikalin bu şekilde gerçekleştirileceği emrini verdiği, sanık ...'ün ...'dan aldığı bu emri derhal Tabur Nöbetçi Subayı Yüzbaşı sanık ...'a ilettiği, sanık ...'ın bu emri 3. Sakarya Taburu Bölük ve Takım Komutanlarının dahil olduğu Whatsapp gurubunda paylaştığı ve silsile ile iletilen emir gereği harbiyeliler Çadırlar Bölgesi'nde toplanmaya başladığı,
Alay Komutanı ...’ın İcra Subayı olan üsteğmen ...'ın da aldığı emre istinaden emanet olarak kendisinde bulunan ...'ın tabancasını getirdiği, ...'ın emretmesi üzerine üniformasını giydiği, Yarbay tanık ...'ı birliğe çağırmak için aradığında ona 'komutanım gelmiyor musunuz darbe oldu haberiniz yok mu herkes toplandı harbiyelileri Ankara'ya götürüyoruz' şeklinde konuştuğu,
Sanık ...'ün ayrıca İkmal Astsubayı sanık ...'ı aradığı ve çok acele harbiyelilere dağıtılmak üzere depoda ki tüm HK-33 mermi mühimmatı ile bölük ve takım komutanlarına dağıtılmak üzere Glock marka tabanca ile mermilerinin hazır edilmesi emrini verdiği, tüm mühimmatın depodan getirtilmesi emrini alan sanık ...'ın yardımcısı konumunda bulunan depo sorumlusu sivil memur tanık ...'ü aradığı, gece eğitimi için depodaki bütün mühimmatların harbiyelilere dağıtılacağını söyleyerek gelip depoyu açmasını ve kendisine yardım etmesini istediği, kısa süre sonra gelen tanık ... ile birlikte depoya geçen sanık ...'ın burada bulunan 20.000 adet HK-33 mermisi ile 900 adet tabanca mermisini harbiyelilere dağıtılmak üzere Çadırlar Bölgesi'ne getirerek her bölüğe eşit olacak şekilde 13. Bölük Komutanı Üsteğmen sanık ..., 14. Bölük Komutanı Üsteğmen sanık ... ve 15. Bölük Komutanı Yüzbaşı sanık ... ...'a teslim ettiği, her bölüğün kendi zimmetinde bulunan Glock marka tabancalar 3 bölük komutanı ve her bölükte bulunan takım komutanları tarafından kuşanıldığı, bu tabancalar için depodan çekilen 900 adet mermi de her birine 50'şer adet olmak üzere dağıtıldığı, dağıtılan HK-33 mermilerinin bölük komutanları ve takım komutanlarının nezaretinde şarjörlere basılarak her bir harbiyeliye 5 er adet şarjör verildiği, sanık Üsteğmenler ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ...'ın bölüklerde takım komutanı olarak görev yaptıkları,
Yaklaşık 300 harbiyeliyi taşıyacak olan Mercedes marka UNIMOG tipi askeri araçların tören alanında hazır edildiği, her araç için bir araç komutanı seçildiği ve harbiyelilerin Menderes Havaalanı üzerinden Ankara'ya intikalinin sağlanması amacıyla bu araçlara bindirildiği, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ...'ın araç komutanı olarak konvoya dahil oldukları, sanıklardan ... ve ...'ın ise sanık ...'ün emriyle harbiyelilerin Menderes Havaalanına bırakılmasının ardından araçların geri getirilmesi amacıyla araçlara bindikleri, sanıklardan ...'un intikale başlamadan önce araçlara binmiş olan Harbiyeli öğrencilere herhangi bir durumda şarjörleri silahlara takarak ateş edebilirsiniz şeklinde emir verdiği,
16.07.2018 günü saat 02:05 sıralarında silahlı, hücum yelekli ve yedek mühimmatlı harbiyelileri taşıyan 14 aracın Urla Menteş ATAT Bölge Birlik Komutanlığından hareket ettiği, o akşam teyakkuza geçmiş bulunan emniyet birimlerince muhtemel askeri hareketlilikten bilgi sahibi olmak amacıyla önceden alınan tedbirler kapsamında Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından da Menteş mevkiine 6-7 km. mesafede bulunan İskele Polis Merkezi mevkiinde polis görevlilerince tedbir alındığı, konvoy kısa süre sonra İskele Polis Merkezi mevkine geldiğinde de burada tedbir alan polis görevlileri tarafından durdurulduğu,
İskele Polis Merkezinde görevli Komiser tanık ...'ın konvoy komutanı olarak konvoya refakat eden Sakarya Taburu Komutanı sanık ... ile görüştüğü, ne amaçla, nereye gittiklerini sorduğu, sanık ...'ün intikallerinin olduğunu söyleyerek yolu açmalarını istemiş, komiser tanık ...'ın mutat zamanda askeri intikallerin resmi kanallardan kendilerine bildirildiğini, kendilerinin de yol kontrollerini sağladığını ancak bu intikal ile ilgili kendilerine gelen herhangi bir yazı olmadığını ifade ettiği, varsa böyle bir yazı bunun ibrazını isteyerek ancak bu durumda geçişe izin vereceklerini belirttiği, bu diyalog esnasında sanık ...'ın da yanlarında bulunduğu, sanık ...'ün ...'a “sen 3-5 kişiyle mi bu kadar askeri durduracaksın, belindeki silaha mı güveniyorsun, açın, bizim gitmemiz gerekiyor, bu araçlar askeri araç, hepsinde mühimmatlı askerler var, biraz daha zorluk çıkarır yolu açmazsanız çatışma çıkar' dediği, tanık ...'ın ise “bir, buraya geliş amacımız belli bir emir aldık, iki, söz konusu vatan, üç, buradaki herkesin ruh hali belli Ankara'da, İstanbul'da asker kisvesine girmiş üniformalıların ne yaptığını sizde biliyorsunuz, buradan sizin geçişinizi engelleyemesem bile geciktireceğim, çünkü benden sonra 5-6 nokta kurulacak beni geçersen onlarda birinde gene imha olacaksın ve burada ölürsün sen, ben de ölebilirim, ailem şehit olduğum için onur duyar ama tabancamdaki mermilerden biride sana nasip olur” şeklinde cevap verdiği,
Bu görüşme devam ederken Urla İlçe Emniyet Müdürü tanık ...'in olay yerine geldiği, sanık ...'e nereye ve niçin gittiklerini sorduğu, intikalle herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığını, bu sebeple çıkışlarına izin vermeyecekleri, konudan Valinin, ... Ordu Komutanının ve İl Emniyet Müdürünün bilgisinin olduğunu, bu harekeliliğin doğru olmadığını, zaten konunun iyi yada kötü belli olduğunu, darbe girişimine yönelik bir hareket içerisinde bulunmamalarını, komutanları ile gerekli telefon irtibatını ve istişareyi sağlayarak bu hareketten vazgeçmelerini, komutanlarından alacakları talimat farklı olursa burada çatışacaklarını söyleyerek itikalden vazgeçmeleri hususunda telkinde bulunduğu, bunun üzerine sanık ...'ün telefon ile binbaşı tanık ...'yi arayarak emniyet güçlerinin planlı intikal için şart koştuğu bildirim yazısının hazırlanması emrini verdiği, tanık ...'nin de o an için karargahta bulunan icra subayı sanık ... 'ı arayarak planlı intikal yazısının hazırlanarak faks çekilmesini emrettiği, ancak daha öncesinde konvoyun geri gelmesi üzerine herhangi bir yazı hazırlanmadığı,
İskele Polis Merkezi mevkiinde kurulan bu polis barikatındaki bekleyiş sırasında konvoydan haberdar edilen ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ...'in ATAT Bölge Komutanı Albay tanık ...'ü telefonla arayarak konvoy ile ilgili bilgi aldığı ve konvoyun derhal döndürülmesi emrini verdiği, Albay tanık ...'ünde bu emri Albay sanık ...'a ilettiği ve telefonda ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ... ile görüşmesini sağladığı, sanık ...'ın da bu görüşme sonrası aradığı sanık ...'e emri aktararak dönmelerini istediği, nitekim konvoy bu emir sonrası intikalden vazgeçerek ATAT Bölge Komutanlığına geri döndüğü,
c-Bornova İlçesinde Konuşlu 57. Topçu Tugay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
Olay tarihinde 57. Topçu Tugay Komutanının sanık Tuğgeneral ... olduğu, sanığın darbe planlayıcıları sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan Sıkıyönetim Direktifi konulu emirler ekindeki görevlendirme listesinde darbe sonrası İzmir ve Manisa illeri Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak olarak görevlendirildiği,
15 Temmuz darbe kalkışmasının yaşandığı tarihten iki gün öncesinde sanık ... 'un Denizli'de konuşlu 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral ... ile İzmir'de buluştukları, darbe kalkışması sonrasında hakkında kalkışmaya aktif olarak katıldığı iddiası ile Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış bulunan ve 09.01.2018 tarih 2016/316 Esas 2018/2 Karar sayı ile hakkında TCK'nın 309. maddesi uyarınca Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasına hükmolunan ...'ın İzmir'e gelişi öncesinde resmi aracına 20 BM 578 sayılı sivil plakanın takılmasını istediği, bu araç ile Söke'de bulunan Tugay Komutan Yardımcılığına gidip burada Söke 11. Komando Tugay Yardımcılığı Komutanı sanık Albay ... ile bir süre görüştüğü, sonrasında Denizli'ye geri dönmeyi bekleyen personeline İzmir'e gidileceği talimatını verdiği, yolda “ağabey” olarak hitap ettiği bir şahısla görüşmesinin ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis girişi yanında bırakılmasını ve Konak Orduevinden 23.00 sıralarında alınmasını emrettiği, saat 18.30-19.00 civarı Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Servis önünde inip şoförü ve emir astsubayını gönderdiği, sanık ... ile kışla dışında buluşarak görüştüğü, saat 22:30 sularında Kordon Orduevinin bulunduğu bölgeden kendisini aldırarak 01:00 sularında Denizli’ye döndüğü, İzmir iline gelişinin de askeri teamüllere aykırı olarak ... Ordu Komutanlığının bilgisi dışında olduğu, sanık ... 'un ... ile buluştuklarını kabul ettiği, ancak bu buluşmalarının gizli bir amacı olmadığını, tugayları arasında araç mübadelesinin gündemde olduğunu ve bu konuyu görüşmek istediği için İzmir'e gelmiş olduğunu savunduğu,
Sanık ... 'un 15 Temmuz 2016 günü saat 22:00 sularında vukuat tekmili vermek için kendisini arayan Tugay Nöbetçi Amiri Yüzbaşı tanık ...'ya tugaya geleceğini söyleyerek kendisine araç gönderilmesini emrettiği, kamuflaj üniformasını giyinmiş halde araç ile saat 23:00 de tugaya giriş yaptığı, henüz yolda iken saat 22:57 sularında Tugay Harekat Eğitim Şube Müdürü Yüzbaşı tanık ...'yi de arayarak Tugaya gelmesi emrini verdiği, sanık ... 'un tugaya geldiğinde makam odasının kapı anahtarını almayı unuttuğunu söyleyerek Tugay Harekat Merkezine geçtiği ve burada bulunan televizyonda İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nü kesen askerler ile Ankara'da ki darbe hareketliliğine ilişkin haberleri izlediği, o akşam aslında oraya geliş amacının başka olduğu imasını vurgulamak için “Kışlayı gezecektik ama neyse” diyerek harekat merkezinde bir süre daha kaldığı ve televizyondaki darbe kalkışmasına ilişkin haberleri izlemeye devam ettiği,
Saat 23:10 sularında cuntacılar tarafından TSK Mesaj ve Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) üzerinden Tugay Muhabere Merkezine gönderilen 4 ayrı harekat yıldırım mesajının çıktısı nöbetçi personel tarafından Harekat Merkezine getirilerek sanık ... 'a sunulduğu, sanığın kendinden hemen sonra tugaya henüz gelmiş bulunan Tugay Harekat Eğitim Şube Müdürü Yüzbaşı tanık ...'ye internetten Sıkıyönetim Kanununun bir çıktısını alarak kendisine getirmesini emrettiği, ardından makamına geçtiği, tanık ...'nin Sıkıyönetim Kanunun bilgisayar üzerinden aldığı bir çıktısını sanığa verdiği, sanığın 57. Topçu Tugay Komutanlığı ... Albay tanık ...'ın çağrılmasını emrettiği, tanık ... tugaya ve ardından makama geldiğinde sanık ... 'un tüm birlik komutanlarının çağrılması emrini verdiği, makamına geçerek aldığı emir uyarınca birlik komutanlarını tugaya çağırmaya başlayan tanık ...'ın 57. Topçu Tugay Komutanlığına bağlı Hacılar Kırı Kışlası Komutan Yardımcısı Albay ...'yı aradığında sanığın onu da aradığını ve yanlızca birlik komutanlarını değil tüm personelin çağrılması emrini verdiğini öğrendiği, bunu teyit için tekrar makama çıkarak sanık ... 'un bu konuda ki net emrini sorduğu, sanığın da mazeretli ve izinli personel hariç tüm personelin tugaya çağrılması emrini verdiği, çağrılan tüm tugay personeli ilerleyen saatlerde tugaya geldikleri ve beklemede kaldıkları,
Sanığın darbe kalkışmasının yaşandığı o akşam saat 00:12 ve 01:51 sıralarında ... Ordu Komutanı ... ile telefonda görüştüğü, ... Ordu Komutanının gerek bu görüşmede ifade ettiği konular ile ilgili gerekse daha sonra tüm bağlı birliklere olduğu gibi 57. Topçu Tugayına da gönderilen yazılı emirlerinde belirtilen darbe girişimine karşı oldukları konularında ilgili hiçbir tugay personeline müspet ya da menfi bir açıklama yapmadığı, saat 01:00 suları itibariyle 57. Topçu Tugay Komutalığı Kışlası girişine polis kolluk kuvvetlerinin geldiği, kışla girişinin Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları (TOMA) ve belediyeye ait otobüsler çekilerek kapatıldığı, 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral sanık ... ve beraberinde ... Başkanı Albay tanık ...'in nizamiyeye geldikleri, burada çevreyi birkaç dakika gözlemledikten sonra tekrar kışla içine döndükleri, saat 03:00 sularında yine yanında Albay tanık ... olduğu halde kışladan çıkan sanık ... 'un askeri gazino ve kendi konutunun bulunduğu Emin Arı Kışlasına gittiği, burada konutuna uğradığı ve bir saat sonra dönerek tekrar karargaha makamına döndüğü, sabah saatlerine kadar makamında bulunan Tuğgeneral sanık ... 'un saat 09:30 sularında kışlaya gelen Jandarma Albay ... ve beraberindekiler tarafından gözaltına alındığı,
d-) Edremit/Balıkesir'de Konuşlu Bulunan 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
Sanık ...'nün 15.07.2016 tarihi itibariyle ... Ordu Komutanlığı bağlı birliklerinden olan 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanı olduğu, sanığın 16.07.2016 tarihinden itibaren yıllık izne ayrılmayı planladığı ve bu izin talebinin ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ... tarafından onaylanmış olduğu darbe kalkışmasının yaşandığı 15.07.2016 tarihinde eşi ile Balıkesir ili Edremit ilçesi Akçay beldesinde bulunduğu, cuntacılar tarafından hazırlanan harekat yıldırım öncelikli mesajların 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığına da gönderildiği, Tugay Nöbetçi Amiri Binbaşı ...'ın saat 22:07 sularında sanık ...'yü arayarak tugaya gelen harekat yıldırım öncelikli mesaj bilgisini ilettiği, sanığın Genelkurmay Başkanlığı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığını ve eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral ...'i telefonla aradığı ve kamuoyuna yansımaya başlayan olaylarla ilgili görüştüğü, yaptığı bu görüşmeler sonrasında komutanı olduğu tugaya gitmeye karar verdiği, saat 23:27'de 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Karargahına intikal ettiği, ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ...'in sanığı arayarak tugayına sahip çıkmasını ve kendi emirlerine uymasını emrettiği, Tugay Nöbetçi Amiri Binbaşı ...'ın cuntacılar tarafından gönderilen “Sıkıyönetim Direktifi” konulu mesaj emrini sanık ...'ye getirdiği, 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay tanık ...'ın da bu sırada tugaya gelmiş olduğu ve tugay komutanının makamına çıktığı, sanığın Kurmay Başkanı Albay tanık ... ile birlikte mesaj emrini incelediği, Sıkıyönetim Kanununun bir çıktısını istediği ve Tugay Nöbetçi Amiri tarafından Sıkıyönetim Kanununun temin edilerek kendilerine verildiği,
Tuğgeneral sanık ...'nün Kurmay Başkanı Albay tanık ...'a tüm personelin tugaya çağrılması emrini verdiği, bu emir gereği astlar tarafından cep telefonu mesajı gönderilerek tüm personeli tugaya çağrıldığı, sanığın Tugay Komutanlığına bağlı Balıkesir ili Burhaniye ilçesinde bulunan Topçu Tabur Komutanlığını aradığı, Tabur Komutan vekili Yüzbaşı tanık ... ile görüşmek istediği, ancak kendisine ulaşamadıkları için emir astsubayı aracılığı ile saat 00:03 sularında Tabur İkmal Subayı Yüzbaşı tanık ...'yi aratarak onunla görüştüğü, Yüzbaşı tanık ...'ye birlik komutanlarına haber verilmesi, tüm personelin kışlaya çağrılması ve Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme ( KOKDOT ) planı çerçevesinde hazırlık yapılması emrini verdiği, ayrıca Tabur Komutan vekili Yüzbaşı tanık ...'a da ulaşarak emrin bildirilmesi ve kendisini aramasının temin edilmesini istediği, bu emirler üzerine Yüzbaşı tanık ...'nin derhal tabura gittiği, Tabur Komutanı izinde olduğu için ona vekalet etmekte olan ve aynı zamanda Kışla Nöbetçi Amiri olarak orada bulunan Yüzbaşı tanık ...'a Tugay Komutanının emrini aktardığı, 19. Motorlu Piyade Tabur Komutanlığı Topçu Tabur Komutanlığında Astsubay Kıdemli Başçavuş olarak görev yapan tanık Ramazan Loğa'nın da bu sırdada orada bulunduğu ve bu konuşmaya tanık olduğu, tanık ...'ın Tugay Komutanından emirlerini bizzat kendisi almak istediği, bu nedenle saat 00:30 suları itibariyle Tugay Komutanının yanında bulunan emir astsubayını arayarak görüştüğü ve Tuğgeneral sanık ...'nün Emir Astsubayı aracılığıyla Topçu Taburu Personelinin kışlaya çağrılması, personelin kontrol altında tutulması ve Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme ( KOKDOT ) ile ilgili hazırlıklar yapılması emirlerini bir kere de Yüzbaşı tanık ...'a bizzat verdiği, bu görüşmeyi müteakiben 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Burhaniye kışlasında Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme ( KOKDOT ) planı çerçevesinde hazırlıklara başlandığı, koğuşlardaki askerler uyandırıldığı, ancak Yüzbaşı tanık ...'ın televizyonlarda 1. Ordu Komutanının o akşam yaşananların Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde emir komuta dışında gerçekleşen bir faaliyet olduğu yolundaki açıklamalarını görünce yoklama aldıktan sonra askerleri tekrar istirahate gönderdiği, Bergama'da konuşlu 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Tabur Yardımcısı Albay tanık ...'nin yıllık izinli olduğu, saat 23:00 sularında darbeciler tarafından hazırlanan sözde 'Sıkıyönetim Direktifi” konulu mesaj emri Albay tanık ...'nin yerine vekalet etmekte olan Yarbay tanık ...'a MEDAS üzerinden iletildiği, Yarbay tanık ...'un mesaj emrinin kendisine bildirilmesi üzerine birliğine geldiği ve saat 23:45 sularında sanık ...'yü arayarak gelen mesaj emrini aktardığı ve emirlerini sorduğu, sanık ...'nün Yarbay tanık ...'a bölük komutanlarını ve diğer personeli çağırması emrini verdiği ve mesaj ile ilgili olarak da “o evraka göre sizin İzmir'den talimat almanız gerekiyor” dediği, ayrıca konuyu aydınlatınca tekrar bilgi vereceğini ifade ettiği, Yarbay tanık ...'un bunun üzerine ... Ordu Komutanlığı Harekat Merkezini aradığı, ordu nöbetçi amiri Yarbay tanık ... ile görüştüğü, Yarbay tanık ...'nun mesaj ... Ordu Komutanlığından gelmediği için herhangi bir işlem yapmaları gerekmediğini söylediği, ardından Yarbay ...'un izinde bulunan 19. Motorlu Piyade Tugay Komutan Yardımcısı Albay tanık ...'yi arayarak “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirler ile ilgili bilgi verdiği, saat 24:00 sonrasında tekrar Ege Ordu Komutanlığı Harekat Merkezini aradığı, Ordu Nöbetçi Amiri Yarbay tanık ... ile görüştüğü ve Ege Ordu Nöbetçi Amiri Yarbay tanık ...'nun önceki beyanına benzer ifadelerle Ege Ordu Komutanlığından bir mesaj gelmediği sürece gelen hiçbir mesaja ve emre uymayacaksınız dediği, Yarbay tanık ...'un bunun üzerine saat 00:15-00:30 sularında tekrar Tugay Komutanı Tuğgeneral sanık ...'yü arayarak bu görüşmeyi aktardığı, sanık ...'nün ... Ordu Komutanını da kendisine aynı şeyleri söylediğini ifade ettiği, 19. Motorlu Piyade Tugay Komutan Yardımcısı Albay tanık ...'nin saat 02:30 sularında Bergama kışlasındaki makamına geldiği, sanık ...'yü telefonla arayarak birliğine katıldığını, Bergama'da herhangi bir hareketlilik olmadığını bildirdiği ve aldığı güvenlik tedbirlerini aktardığı, bu telefon görüşmesinde Tuğgeneral sanık ...'nün Yardımcısı Albay tanık ...'ye cuntacılar tarafından gönderilen Sıkıyönetim Direktifi konulu emirleri görüp görmediğini sorduğu, Albay tanık ...'nin mesaj emrinden haberdar olduğunu söylediği, Tuğgeneral sanık ...'nün emirlere uyulup uyulmaması konusunda herhangi bir açıklamasının olmadığı,
... Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı olan ve “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirler ekindeki atama listesine göre İzmir ve Manisa illeri Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirilen Tümgeneral sanık ...'in sanık ...'yü telefonla arayarak Bergama'daki Tank Tabur Görev Kuvvetinin de İzmir'e intikali emrini verdiği, yine Denizli'de konuşlu 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral ...'ın Albay tanık ...'u arayarak Tümgeneral sanık ...'in emrini ilettiği, Albay tanık ...'un bunu Albay tanık ...'ye ilettiği, Tuğgeneral sanık ...'nün adının “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirler ekinde bulunan görevlendirme listelerinde görevine devam edecek generaller arasında bulunması nedeniyle Albay tanık ...'nin 1. Amiri konumunda bulunan Tuğgeneral sanık ...'yü atlayarak ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ...'i aradığı ve ... Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral sanık ...'in tankların İzmir'e intikali için emir vermiş olduğunu ilettiği, ... Ordu Komutanı Orgeneral tanık ...'in bu görüşmede Albay tanık ...'yi Tugay Komutanına söyle tugayına sahip çıksın şeklinde talimat verdiği, Albay tanık ...'nin bu nedenle Tuğgeneral sanık ...'yü aradığı, Albay tanık ...'un 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral ... ile yaptığı telefon görüşmesini ve ... Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral sanık ...'in tankların İzmir'e sevk edilmesini istediğini ona da bildirdiği, sanık ...'nün ancak bunun üzerine ...'in kendisine de aradığını ve Bergamada'ki tankların İzmir'e intikali emrini verdiğini belirttiği, Albay tanık ...'nin Tuğgeneral sanık ...'ye bunu ... Ordu Komutanına aktarıp aktarmadığını sorduğu, Tuğgeneral sanık ...'nün de ... Ordu Komutanını aradığını ancak ulaşamadığını ifade ettiği,
5-Jandarma Komando Tugay Komutanlığında ve İl Jandarma Alay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
a-)2'inci Jandarma Komando Tugay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
Üsteğmen sanık ...’ın 15.07.2016 tarihi itibariyle 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığında Bölük Komutanı olduğu, sanık ...’inde 15.07.2016 tarihi itibariyle 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığında Personel Şubede astsubay rütbesiyle görev yaptığı,
Darbe kalkışması ile ilgili planların yapıldığı toplantılara katılmasının ardından İzmir'e dönen itirafçı albay sanık ...'ın sorumlusu örgüt ağabeyi ...'ın (... Kod) 13.07.2016 günü saat: 16.00 sıralarında Whatsapp üzerinden Albay sanık ...’a mesaj göndererek darbenin 15.07.20216 tarihinde yapılacağını bildirdiği, Ankara'da darbe toplantısının yapıldığı üs olarak kullanılan villa evde İzmir'de darbeye karşı çıkabileceği değerlendirilen paşaların ve onları derdest edecek olan askeri personelin isimlerini de sanığa bildirildiği, söz konusu faaliyete ilişkin bu listede;
-Korgeneral ...'ın İzmir Gümüldür Askeri Kampından,
-Tuğgeneral ...'ın Foça Jandarma Komando Okul Komutanlığından,
-Tümgeneral Ali ...’nın Marmaris Hisarönü Askeri Kampından
-Jandarma Albay ...'in darbe girişimine ve sıkıyönetim komutanlığı emrine uymaması halinde onun da İl Jandarma Komutanlığından alınacağının bildirildiği
Bahsedilen bu Generalleri almak için görevlendirilen TSK içerisindeki FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının ise; Kurmay Yarbay ..., Yarbay ..., Kurmay Binbaşı ..., Jandarma Binbaşı ..., Jandarma Üsteğmen ..., Yüzbaşı ..., Üsteğmen ..., Teğmen ..., Teğmen ... adlı şahıslar olduğu, Whatsapp programına gelen mesajlarda ayrıca darbenin 15 Temmuz’da gerçekleştirileceğinin bilgisinin yanısıra, derdest edilecek generallerin isimlerinin yanında parantez içerisinde onları alacak askeri personelin de adının yazıldığı, buna göre yukarıda adı sayılan personelden sanık ...’ın soy ismini ... ya da ... olarak hatırladığı ...’yı, sanık ...’ın Korgeneral ...’ı, sanık ...’ün ise hiyerarşik yapıya uymaması halinde İzmir İl Jandarma Alay Komutanı ...’i alacağının yazıldığı,
15.07.2016 tarihinde tugay komutanlığına vekalet etmekte olan Yarbay sanık ...'ın Maltepe Askeri Lisesinde gerçekleştirilen mezuniyet ve devir teslim törenine katıldıktan sonra tugaya döndüğünde itirafçı Albay sanık ... tarafından kendisi ve emri altındaki subaylara tevdi edilen darbe faaliyetleri ile ilgili hazırlıklara başladığı, operasyonlara katılacak bu personeli çağırarak makamında görüştüğü, 4. Tabur Komutanı Binbaşı sanık ..., Tugay Lojistik Şube Müdürü Yüzbaşı sanık ..., Teğmen sanık ..., Teğmen sanık ..., Teğmen tanık ..., Astsubay sanık ... ve Astsubay sanık ... ile ayrı ayrı görüşmeler yaptığı,
Sanık ...'in makamdan ayrılırken sanık ...'a elindeki bloknotta yazanları gösterdiği, sanık ...'ın Astsubay sanık ...'e “zaten o saatte uçaklarımız havada olacak” dediği ve kaçta geleceğini sorduğu, sanık ...'inde “saat on gibi toplanarak/toplanıp gelirim” dediği,
Derdest edilecek generallerle ilgili bu faaliyeti yerine getirecek olan personel arasında ismi bildirilen sanık ...’ın tugay dışına çıkıp çıkmadığının tespit edilemediği ancak darbe kalkışmasının yaşandığı gece nöbetçi bulunan sanık ...’ın nöbetçi amirlikte bulunduğu bir sırada yanına Uzman Çavuş tanık ...'nın geldiği, ikilinin birlikte televizyondan darbe kalkışmasına yönelik olarak medyaya yansıyan ilk görüntüleri izlemekte oldukları, uzman Çavuş tanık ...'nın sanık ...'a “komutanım neler oluyor” diye sorduğunda sanık ...'ın “bizimkiler darbe yapıyor” şeklinde cevap verdiği, devamında da “İnşallah bu sefer ellerine yüzlerine bulaştırmazlar” dediği, da aynı esnada elindeki cep telefonu ile ilgilendiği ve o saat itibariyle darbeci cunta tarafından birliklere gönderilen “hazırlık ve birlik intikali” konulu harekat yıldırım öncelikli gizlilik derecesinde mesajlarda yer alan Şırnak İli Çakırsöğüt'te bulunan Jandarma Komando birlikleri ile Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı birliklerin derhal Ankara'ya intikali emrini içeren mesaj bilgisini öğrendiği ve bunu “Aha! Çakır Sögüt Ankara'ya gidiyormuş” şeklinde ifade ettiği,
Sanık ...'in saat 23:03 sularında Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığı Komutanı Tuğgeneral ...'ın derdest edilmesi faaliyeti için sanık ...’ın makam aracı ile yanında Yarbay sanık ... ve Yüzbaşı ... olduğu halde tugaydan ayrıldıkları, sanığın aracı sürdüğü, İzmir-Aliağa yolu üzerinden Foça ilçesine kadar gittikleri, sanık ...'ın tugaydan çıkışından kısa süre sonra yolda iken saat 23:19 da itirafçı sanık Albay sanık ...'ı aradığı, bu aramanın ardından ikilinin saat 00:25'de, saat 00:32'de, saat 00:35'da, 00:43'de, 01:10'da, 03:05'de altı görüşme daha gerçekleştirdikleri, ...’ın bu görüşmelere tanık olduğu, sanık ... ile yaptığı telefon görüşmeleri sonrasında faaliyeti gerçekleştirmeden saat 01:05'de tugaya geri döndükleri,
Sanık ...'ın 23:03 sıralarında yanında ..., ... ile birlikte yola çıkmadan önce elinde tomar halde duran Sözde Sıkıyönetim konulu emirleri ve Aliağa/Şakran Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı ...'un telefonunun yazılı olduğu küçük bir not kağıdını sanık ...'a vererek bunları sanık ... geldiğinde ona teslim etmesini istediği, sanık ...'ın bu evrakları sanık ...’dan alarak göz gezdirdiği, sanığın ...’nın tugaya gelişi, ..., ... ve ... ile birlikte çıkışı sırasında da karargah bölgesinde bulunduğu,
Sanık ...'ın kurduğu bir Whatsapp grubu üzerinden tugay personeline darbe oluyor diye mesaj gönderdiği, tanık ...'e de mesaj göndererek ..., ... ve ...’ın tugayda olduklarını, ellerinde bazı listelerin olduğunu, bu listelerde alınacak birtakım kişilerin adının bulunduğunu, yüzbaşı ve binbaşı ve bazı sivil şahısların isimlerinin olduğunu, daha sonra kışladan ayrıldıklarını yazdığı,
Sanık ...'ın kullandığı cep telefonundaki SMS ve Whatsapp yazışmalarının dökümünün çıkartıldığı, bu mesajlardan sanığın ... Yüzbaşı ismi ile kayıtlı kişi ile arasında geçen whatsapp görüşmelerinde ise ... Yüzbaşı adlı kişinin 16.07.2016 tarihi saat 00.54 de '... Binbaşı ne dio' şeklindeki mesajına 'o da dışarıda onlar birilerini tutuklamaya gittiler' diye cevap verdiği, yine sanığın 01.12 de 'komutanım tutuklanacak rütbeli de var' 'Faik yarbay falan rütbeli tutuklamaya gitti' şeklinde mesaj kayıtları olduğunun tespit edildiği,
Tanık ...’nin mesai sonrasında sanık ... ile telefonda görüştükten sonra tugaya geldiği, nöbetçi amirliğe uğradığı, burada karşılaştığı sanık ...’ın Astsubay tanık ...’ye harekat merkezine geçerek beklemesini emrettiği ve bu arada “gelecek telefonlara cevap vermeyeceksiniz” dediği, bunun sanık ...'ın emri olduğunu söylediği,
b-) İl Jandarma Alay Komutanlığında Meydana Gelen Olaylar;
Binbaşı sanık ...’ün 15.07.2016 tarihi itibariyle İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığında İstihbarat Şube Müdürü Olarak görev yaptığı,
Darbe kalkışması ile ilgili planların yapıldığı toplantılara katılmasının ardından İzmir'e dönen itirafçı Albay sanık ...'ın sorumlusu örgüt ağabeyi ...'ın (... Kod) 13.07.2016 günü saat: 16.00 sıralarında Whatsapp üzerinden Albay sanık ...’a mesaj göndererek darbenin 15.07.20216 tarihinde yapılacağını bildirdiği, Ankara'da Darbe toplantısının yapıldığı üs olarak kullanılan villa evde İzmir'de darbeye karşı çıkabileceği değerlendirilen paşaların ve onları derdest edecek olan askeri personelin isimlerini de sanığa bildirildiği, söz konusu faaliyete ilişkin bu listede sanık ...’ün ise hiyerarşik yapıya uymaması halinde İzmir İl Jandarma Alay Komutanı ...’i alacağının yazıldığı,
Sanık ...'ın 14.07.2016 günü Kurmay Yarbay sanık ...’ı ve Binbaşı ...’ü telefon ile ayrı ayrı aradığı, konuşmaları gerektiğini kendilerine söylediği, aynı gün öğlen saatlerinde buluştukları, sanık ... ve 4. Tabur Komutanı Yarbay ... 14.07.2016 tarihinde bu buluşmaya birlikte geldikleri, sanık ...’ün onlardan daha önce geldiği ve Albay sanık ... ile buluştuğu, sanık ...’ın Foça yol ayrımında Burger King’te Albay sanık ..., Binbaşı ... ve ... ile birlikte görüştükleri, sanıkların buluşma yerine üç ayrı grup halinde şahsi sivil araçlarıyla gelmiş oldukları, bu buluşmada kendilerine sorumlusu olan ... (... Kod) isimli örgüt mensubundan aldığı Whatsapp mesajını aktardığı, daha önce Ankara'da ki villada evde ...'tan (... Kod) aldığı Micro SD kart içerisindeki programı kullanıcı adı ve şifreleri girmek suretiyle onların da telefonlarına kurdukları, daha sonrada Micro SD kart’ı kırdığı ve parçalayarak bulunduğu ortama attığı, sanık ...'ın burada ..., onunla birlikte gelen Binbaşı ... ile Binbaşı ... isimli arkadaşlarına 15 Temmuz 2016 günü darbe olayının gerçekleşeceğini söyleyerek, darbeye katılacak TSK mensuplarının ve derdest edilecek generallerin kimler olduğunu ayrıntılarıyla anlattığı, yine İzmir ilinde derdest edilecek paşalarla ilgili olarak hangi paşayı kimin ekibinin alacağını, ekip başının kim olacağını, buna göre ... Paşa’yı ...'ın, ... Paşa’yı ...'ın, ...’yı ...'ın, ihtiyaç olması halinde Albay ...'i de Binbaşı ...’ün derdest edeceğini onlara aktardığı ve bu anlattığı şekilde oradakilere görevi tevdi ettiği,
Binbaşı sanık ...’ün 15 Temmuz 2016 tarihi itibariyle yıllık izinde olduğu, İl Jandarma Alay Komutanının birlik komutanlarının çağrılması emri uyarınca maiyetinin lider personeli arayarak alaya çağırdıkları, ancak izinde olanların aranmadığı, Binbaşı sanık ...’ün izinde olduğu ve aranmadığı halde saat 23:30 sularında kendiliğinden alaya geldiği, Alay Komutan Yardımcısı Albay tanık ... Binbaşı sanık ...’ün geldiğini gördüğünde şaşırarak kendisini çağırmadıklarını, neden geldiğini sorduğu, binbaşı sanık ...’ün ““ olayları medyadan öğrendim, ortalık karışık o yüzden geldim” diye cevapladığı, İzmir İl Jandarma Alay Komutanı Albay tanık ...'in makamında Jandarma Genel Komutanı ve Harekat Başkanını telefonla aradığı ancak ulaşamadığı, Jandarma Genel Komutanlığı ile bu iletişim kurma çabası içinde iken telefona çıkan ... adlı bir yarbay gönderilen “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirlere uyulması yolunda ifadeler kullandığı, bu telefon konuşmasını müteakiben telefonun karşısındaki kişinin Yarbay ... olduğunu öğrenen Yarbay tanık ...’nun orada bulunanlara ... adlı bu kişi ile harp okulunda devre arkadaşı olduğunu ve FETÖ’cü olduğunu söyleyerek adı geçenin gönderilen emirlere uyulmasını istemiş olmasına göre bu hareketliliğin FETÖ darbesi olduğunu söylediği, Alay Komutanı Albay tanık ...’in de bunun FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün bir darbe girişimi olduğu yolundaki düşüncesini astları ile paylaşarak tüm personelin kışlalara toplamasını, yoklamaların alınmasını, silahlık depo ve benzeri yerlerin emniyetinin alınarak kilit altıda tutulmasını, bu gibi yerlerin anahtarlarının İlçe Jandarma Komutanlarında bulunmasını, dışarıya personel çıkışı olmamasını, dışarıdan da kışlalara girmeye gelmeye çalışan olursa silah kullanma yetkisi dahil olmak üzere gerekli müdahalenin yapılmasını, İl Jandarma Alay Komutanı ile birinci yardımcıları haricinde kimsenin emrinin uygulamamasını emrettiği Albay tanık ...’in bu sırada maiyetinden olan bitenin ve yaptığı görüşmelerin not alınmasını istediği, Yüzbaşı tanık ...’ın bir müsvedde kağıda not almaya başladığı, Alay Komutanı saat 23.40 sularında İzmir Valisi ile de görüşerek almış olduğu tedbirleri bildirdiği, Katılan müşteki Korgeneral ...’ın derdest edilmesi sonrasında bu olayla ilgili yukarda ayrıntıları ile izah olunan oluş içerisindeki gelişmelerin yaşandığı, Albay tanık ...’in ayrıca 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı ile ilgili görüşmeler yaparak yine yukarıda ayrıntıları ile izah edilen şekilde buradaki olayların kontrolünü sağlamak yolunda çaba gösterdiği, Albay tanık ...’in saat 01:30-02:00 suları arasında İzmir İl Valilik Binasında oluşturulan kriz merkezine doğru yola çıktığı, Alay Komutanının aracına binerken beklemede bulunan koruma personeline “valiliğe gidiyoruz” dediği, koruma takımından Astsubay tanık ... ve Astsubay ... ile iki personel daha (Astsubay ... ve Uzman Çavuş ...) Alay Komutanına refakat etmek üzere araçlarına yöneldikleri sırada Alay Komutan 1. Yardımcısı Albay tanık ... nereye gidildiğini sorduğu Astsubay tanık ...’in valiliğe gittiklerini söylemesi üzerine Albay tanık ... acele edin diye emir verdiği, İstihbaratta görevli Üsteğmen sanık ... ve Üsteğmen ... da bu ekibin ardından bir başka araç ile çıkış yaparak Alay Komutanının valiliğe gidişi esnasında onları takip ettikleri, Albay tanık ...’in valilik kriz merkezinde bulunan Cumhuriyet Başsavcısı, İl Emniyet Müdürü, MİT Bölge Başkanı ve diğer kurum amirleriyle koordinasyon içinde krizin sevk ve idaresinde gayret gösteren ekip içinde yer aldığı,
Sanık ...’ün 14.07.2016 tarihinde İtirafçı Albay sanık ... ile buluşmaları sonrasında ikrarı ile sabit olduğu üzere aynı gün içinde Astsubay ..., Üsteğmen sanık ... ve Üsteğmen ... ile buluştukları ve görüştükleri, 15.07.2016 tarihinde de yine kalkışma haberlerinin kamu oyuna henüz yansımadığı saatlerde Astsubay ..., Üsteğmen sanık ... ve Üsteğmen ... ile buluştukları, Üsteğmen sanık ... ’ın hakkında kamu davası açılması sonrasında firar ettiği, İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Şuçlar Şube Müdür vekili olan Üsteğmen ...’un da yine firari olduğu Binbaşı sanık ...’ün devam eden süreçte gözaltına alındığı tarihe kadar İl Jandarma Alay Komutanlığında İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine devam ettiği, ancak 18.08.2016 tarihinde sanık ...’ın itiraf içeren ifadesinin alındığı aynı günde Darbe Kalkışması ile ilgili planların bir kısmının gün yüzüne çıkması üzerine gözaltına alındığı ve bilahare tutuklandığı,
Anlaşılmıştır.
D)SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ:
1-)Cumhurbaşkanına suikast suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
MAK kursiyerlerinin askeri öğrenci statüsünde olmayıp daha evvelce sınıflarının eğitimini görerek askerlik mesleğine girmiş astsubay, teğmen ve üsteğmen rütbesindeki kişilerden müteşekkil olmaları,
Cumhurbaşkanına suikast için gidecek timin MAK depolarından ve cephanelikten çekilen mühimmat ile teçhizatlandırılmaları sırasında orada bulunanlar tarafından dile getirilen “yarın ya kahraman olacağız ya vatan haini”, “ 1 numara bulundu” gibi ifadeler ile yapılacak faaliyetin vatan için, devletin bekası için yerine getirileceğine dair söylemlerine, Cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilecek suikast timinin başında bulunan Tuğgeneral ...'in Türk Silahlı Kuvvetlerinin Sıkıyönetim ilan ederek ülke genelinde yönetime el koyduğuna, genelkurmay başkanının emir ve direktifleri doğrultusunda hareket edilmekte olduğuna yönelik yaptığı açıklamalara ve Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanının kaldığını düşündükleri Okluk Koyu'na ait hava fotoğrafları üzerinden gerçekleştirilecek eylemin yer ve arazi koşulları hakkında bilgilendirmeye şahit olmaları, yaklaşık 20 kişi sayıda MAK kursiyerinin suikast timinin orada bulunduğu bütün bir süreç içerisinde hazırlığın hemen her aşamasında suikast timine refakat etmeleri ve hazırlanmalarına yardımcı olmaları,
Suikast timinin helikopterlerle ayrılmasından sonra da bu tim içerisinde bulunan okul komutanlarından aldıkları talimat doğrultusunda sanık ...'ın emrine girmeleri, komutanları tarafından kendilerine o akşam misafirhanede kalan pilot adaylarını terör eylemine karşı koruma görevi verildiği yönünde savunmada bulunmalarına rağmen amiral olduklarını söyleyen ve kendilerine ikazda bulunan katılan mağdurların kelepçelenmesine iştirak etmeleri, Palaz Misafirhanesinde resepsiyon görevlisi olarak bulunan ve tanık sıfatı ile dinlenen erin beyanına göre mağdur amirallerin odalarda gözaltına alınmasından sonra MAK kursiyerlerinin Palaz Misafirhanesinin güvenlik kamera kayıtlarını kapatma girişiminde bulunmuş olmaları, gece boyunca teçhizatlı olarak misafirhane çevresinde nöbet tutmaları ve araçlarla üst dışında güvenlik önlemi alan nizamiye bölgesinde bulunmaları, yine sabah 06:30 civarında Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsünden dönerek Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne iniş yapan helikopterdeki mühimmatın indirilmesine yardımcı olmaları, mağdur amiralleri Ankara'ya göndermek amacıyla helikopter pistine götürerek helikoptere bindirmiş olmaları nazara alınarak;
Zaman, nitelik ve eylemin icrasına yaptığı katkı itibariyle bütün olarak değerlendirildiğinde; MAK kursiyeri sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'un hareketlerinin fiilin işlenmesinden önce bu fiile yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak niteliğinde kaldığı kabul edilerek TCK'nın 310, 39/2-c maddelerinden mahkumiyetlerine dair verilen kararlarda bir isabetsizlik görülmemiştir.
2-)Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eşzamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında 'doğrudan fail' olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Bu nedenle örgüt yönetimi tarafından alınan suç işleme kararı ve yapılan planlama doğrultusunda, suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kuran sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın “müşterek fail” olarak TCK'nın 37. maddesi delatiyle aynı Kanunun 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmamıştır.
3-)Anayasayı İhlal, Cumhurbaşkanına Suikast, TBMM'yi Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmayı Engellemeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümleri yönünden;
Haklarında beraat hükümleri kurulan suçlar yönünden son celsede hazır bulunan bir kısım sanıklar hakkında; son sözlerinin verilmesinin ardından Cumhuriyet savcısına söz verilerek hüküm kurulmak suretiyle CMK'nın 216/3. maddesine aykırı davranılmış ise de anılan Kanunun 290. maddesi sarahatine göre 'sanığın yararına olan iş bu hukuk kuralına aykırılığın, sanık aleyhine hükmün bozdurulması için Cumhuriyet savcısına bir hak vermeyeceği' gözetilerek; TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, Anayasayı İhlal veya Cumhurbaşkanına suikast suçlarından verilen beraat hükümleri yönünden bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Haklarında düzenlenen iddianamede darbe kalkışmasına yada Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsüne iştirak ettikleri iddiası ile ilgili herhangi bir eylem tarif edilmeyen ve yapılan yargılama neticesinde darbe kalkışmasına yada Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsüne iştirak ettiklerine dair yeterli delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek;
a-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçundan kurulan beraat hükümlerinde,
b-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasayı İhlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
E-)SONUÇ:
Yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda;
1)a-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasayı ihlal; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçuna yardım; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast suçuna yardım etme ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarına ilişkin yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, sanıklara ait eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uygun yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirmek suretleriyle uygulandığı anlaşılmakla; katılanlar vekilleri, sanık müdafileri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nun temyiz itirazları yerinde görülmeyerek CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle mahkumiyet hükümlerinin ayrı ayrı ONANMASINA,
b-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlediğine ve yahut bu suçlara yardım ettiğine dair yeterli delil elde edilememesi, suçların sanıklar tarafından gercekleştirildiğinin sabit olmaması gerekçe gösterilerek verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; katılanlar vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle mahkumiyet ve beraate ilişkin hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
2)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., hakkında Anayasayı ihlal; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, sanıklar ..., ... ve ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
a-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Anayasayı ihlal; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, sanıklar ... ve ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Delillerin tartışılmasında hazır bulunan taraflardan kimin hangi sıra ile söz alacağı, cevap haklarını nasıl kullanacakları ve duruşmanın en son kimin sözü ile bitirileceği CMK'nın 'Delillerin tartışılması başlıklıklı' 216. maddesinde:
'1)Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanuni temsilcisine verilir.
2)Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanuni temsilcisinin açıklamalarına; sanık ... müdafii ya da kanuni temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.
3)Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir' şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre delillerin tartışılmasında ilk önce söz katılana veya vekiline, daha sonra Cumhuriyet savcısına ve en son olarak da sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir. Görüldüğü üzere kanun koyucu, önce iddia, daha sonra da savunma makamını teşkil edenlerin söz alıp görüşlerini açıklaması gerektiğini kabul etmiştir. Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanuni temsilcisinin açıklamalarına; sanık ... müdafii ya da kanuni temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.
5271 sayılı CMK'nın 216. maddesinin birinci fıkrasındaki delillerin tartışılmasındaki söz sırasına ilişkin kural ile üçüncü fıkrasındaki hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa ait olduğu kuralı nitelikleri ve kurala aykırılığın hukuki sonuçları itibari ile birbirinden farklıdır.
Delillerin tartışılmasındaki söz sırasına ilişkin kural gerek son oturumda gerekse ara oturumlarda uygulanması gereken genel bir kural iken, son sözün hazır bulunan sanığa ait olduğu kuralı delillerin tartışılması aşamasının tamamlanmasından sonra son oturumda sanığa tanınan bir haktır. Sanığın son söz hakkını kullanmasından sonra tekrar duruşmaya geri dönülmez ve artık hüküm kurulur.
Delillerin tartışılması sırasında sanık ister duruşmada hazır bulunsun isterse bulunmasın son sözün sanık müdafiine verilmesi gereklidir. Kanun koyucu söz sırasında sanık müdafiini sanıktan sonra saymıştır. Hükümden önce son söz hakkı ise Kanunun açık ifadesinden de anlaşıldığı üzere sadece hazır bulunan sanığa aittir. Sanığın hükümden önceki son söz hakkı tıpkı ifade ve sorgu gibi şahsi bir haktır ve sanığın bizzat kendisi tarafından kullanılmalıdır. Sanık müdafii için nasıl ki temsilcisi denilerek sanığın yerine sorgulanamaz ve ifadesi alınamaz ise, sanığın hazır olduğu oturumda da son söz hakkını kullanamaz.
İnceleme konusu somut olayda; hükmün açıklandığı 21.05.2018 tarihli oturumda, hazır bulunan sanıklara son sözlerinin sorulmasından sonra Cumhuriyet savcısının tekrar söz alarak bir kısım taleplerde bulunduğu anlaşılmış olmakla, bu talepler yönünden sanıklara ve müdafilerine savunmaları sorulup akabinde hazır bulunan sanıklara son sözleri verilmesi gerekirken bu yargılama kurallarına uyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle CMK'nın 216. maddesine aykırı davranılması,
b-)Sanık ... hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün gerekçesinde '...TCK'nın 309/1. maddesi hukumlerine tevfikan “Anayasayı İhlal” suçundan cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş ancak iddianame ve ek iddianame ile isnat olunan diğer suçlar yonunden delil yetersizliği nedeniyle beraatine karar verilmiştir.' denilmesine rağmen, hüküm kısmında sanık hakkında Cumhurbaşkanına suikast suçundan da mahkumiyet hükmü kurularak hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmak suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
c-)Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Sanıklar ve müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanıkların kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, sanıklar hakkında teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek fazla ceza tayini,
d-)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Kaklıç Hava Meydan Komutanlığı 125. Filo'da pilot olan sanıklar ... ve ... ile uçak teknisyeni olan ...'in 15 Temmuz 2016 günü saat 22:35'de Kol Komutanı Binbaşı sanık ...'in çağırması üzerine üsse gelmeleri, gece boyunca ülke genelindeki darbe girişiminden haberdar olmalarına rağmen sanıklar ... ve sanık ...'in verilecek emri yerine getirmek üzere beklemede kalmaları yönündeki emirlerine uyarak beklemede kalmaları, Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi tarafından Genelkurmay Başkanlığının Türkiye Hava Sahasının tüm uçuşlara kapatıldığı yolundaki emrinin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına ve Kaklıç Hava Meydan Komutanlığına iletilmiş olmasına rağmen sanık ...'ın 'Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne gitmelerini buradan alınacak ekibi nereye isterlerse oraya götürmeleri' yönündeki emrine istinaden 16 Temmuz 2016 günü saat 04:00-04:30 sıralarında emri yerine getirmek üzere uçak başı yapmaları, ancak bundan kısa bir süre önce Eskişehir'de bulunan Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinin Kaklıç Kule görevlisine meydandan uçuşa izin verilmemesi yönündeki emri gereğince bir kısım personel tarafından piste araç çekilmesi nedeniyle uçuşu gerçekleştiremeden dönmeleri şeklindeki eylemlerinde;
İcra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar oldukları ve suç işleme kararı ile iradesine katıldıkları kanıtlanamayan sanıklar hakkında, teşebbüs aşamasına ulaşan bir eylemlerinden bahsetme imkanı bulunmadığından, eylemlerinin işlenmekte olan amaç suç yönünden hazırlık hareketi niteliğinde kaldığının kabulünde zorunluluk bulunmakla, sanıkların eylemlerine uyan ve bu suçun hazırlık hareketini suç sayarak yaptırıma bağlayan TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları gerekirken, yazılı olduğu şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna iştirak etmekten mahkumiyetlerine karar verilmesi,
e-)Sanık ... hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen ve başka dosya şüphelilerinin beyanlarına göre de silahlı terör örgütü üyesi olduğu hususunda tereddüt bulunmayan ve olay tarihinde Batı Grup Komutanı Tuğgeneral ...'un emir astsubayı olarak görev yapan sanığın, ...'un çağırması üzerine olay günü saat 21:17 de karargaha geçerek ...'un komutan odasını açması, ... ile birlikte Amfibi Tugay Komutanı ...'ın makamına geçmeleri, daha sonra seyre çıkacak olan ...'un kişisel eşyalarını TCG ... Gemisine götürmesi, seyre çıkacak gemide bulunan üsteğmen ...’a “Allah utandırmasın” demesi, sanık ...'un 23:42 sıralarında seyre çıkması üzerine onun emri ile karargaha dönerek gece boyunca karargahta bulunması ve binbaşı tanık ...'nun talimatı üzerine ...'u arayarak gelen mesajları bildirmesi şeklindeki eyleminde;
Sanığın eyleminin amaç suç yönünden etkisi bulunmayan hazırlık hareketi niteliğinde kaldığının kabulünde zorunluluk bulunmakla, darbenin gerçekleşmesine yönelik icrai bir hareketi bulunmayan sanığın eylemine uyan TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 61. maddedeki kriterler de gözetilerek teşdiden ve üst sınıra yakın cezalandırılması cihetine gidilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna iştirak etmekten mahkumiyetine karar verilmesi,
f-) Sanık ... hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
Yukarıda oluş kısmında ayrıntısı açıklandığı üzere 'Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirler ekinde bulunan görevlendirme listesinde sanığın görevine devam edeceğinin belirtilmiş olması, 15.07.2016 tarihinde görevli olduğu Tugay Komutanlığına geldiğinde personel çağrı planını uygulamış olması, cuntacılar tarafından gönderilen “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirleri Sıkıyönetim Kanunu ile birlikte inceledikten sonra Darbe Kalkışması planlayıcıları ve iştirakcileri tarafından emir ve komutaları altındaki birlikleri kışlalarından çıkarmak gayesi ile tüm yurt çapında kullandıkları mizansen gibi sanığın da Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKDOT) planı doğrultusunda hazırlık yapılmasını emretmiş olması, sanığın kendisini arayarak davranış hal tarzını belirlemeye çalışan Yarbay tanık ...'a tüm personeli birliğe çağırması emrini verdiği gibi İzmir ve Manisa bölgesi tüm emir ve komuta yetkisini Sıkıyönetim Komutanlığına devreden “Sıkıyönetim Direktifi” konulu mesaj emrine gönderme yaparak mesaj emrine göre bundan sonra emirleri İzmir'den almaları gerektiği yolunda açıklama yapmış olması, Yarbay tanık ...'a ve bilahare kendisini arayan Albay tanık ...'ye “Sıkıyonetim Direktifi” konulu emirlerin illegal olduğu yolunda herhangi bir açıklama yapmamış ve bu emirlere uyulmayacağı yolunda herhangi bir emir vermemiş olması, ... Ordu Kurmay Başkanı olan ve sözde “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emirler ekindeki atama listelerine göre İzmir ve Manisa illeri Sıkıyönetim Komutanı olan Tümgeneral sanık ...'in kendisini arayarak Bergama'daki Tank Tabur Görev Kuvvetinin İzmir'e intikali emrini vermiş olmasına rağmen bunu ... Ordu Komutanına bildirmemiş olması, sanık her ne kadar Ege Ordu Komutanlığı tarafından saat 03:20 sularında tüm bağlı birliklere gönderilen ve emir komuta zinciri dışında askeri disipline aykırı olarak gercekleştirilen eylemlere iştirak edilmemesini, buna karşı gelenlerin askeri isyan suçundan askeri savcılığa sevk edileceğini bildiren mesaj emrini astlarına iletmiş ise de o saate kadar mezkur biçimde ki açıklamalarıyla Darbe Kalkışmasına iştirak iradesi içerisinde hareket ettiği' gerekçesi ile sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Sanık savunmaları ve bu savunmayı doğrulayan tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde Edremit'te konuşlu 19. Motorlu Piyade Tugayı Komutanı olarak görev yapan sanığın saat 22:07 sularında Tugay Nöbetçi Amiri Binbaşı ... tarafından arandığı ve kendisine tugaya gelen harekat yıldırım öncelikli mesaj bilgisinin iletildiği, sanığın hemen Genelkurmay Başkanlığı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığını ve eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral ...'i telefonla aradığı ve kamuoyuna yansımaya başlayan olaylarla ilgili görüştüğü, yaptığı bu görüşmeler sonrasında komutanı olduğu tugaya gitmeye karar verdiği, saat 23:00 sıralarında da 1. Amiri olan ... Ordusu Komutanı Orgeneral ...'in sanığı aradığı, 'Tugayı'na sahip çık, benim emirlerime göre hareket edeceksiniz, emniyet tedbirlerini arttırın, emrim olmadan herhangi bir birlik hareketi olmasın' şeklinde emir verdiği, sanığın saat 23:27'de 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Karargahına intikal ettiği, sanığın olay günü görevli olduğu tugay komutanlığında geldiğinde bahsi geçen Sıkıyönetim Direktifi konulu emri ve eklerini Kurmay Başkanı ... ile birlikte inceledikten sonra tabur komutanlarının çağrılması talimatını verdiği, gelen tabur komutanlarıyla yaptığı toplantıda ... Ordusu Komutanının emrinde olduklarını söz konusu girişimin emir komuta silsilesi içerisinde yapılmadığını ifade ederek gerekli emniyet tedbirlerinin, birliklerin silahlıklarının anahtarlarının toplanması, araçlarının anahtarlarının toplanması, birlik komutanlıklarında durması yönünde talimatlar verdiği, ilerleyen saatlerde aldığı tedbirler konusunda ... Ordu Komutanına bilgi verdiği, ... Ordu Komutanlığından gelen özetle emir komuta zinciri dışındaki bu eyleme iştirak edenlere müsemma gösterilmeyeceği, gelişen olayların ivedilikle Ege Ordu Harekat Merkezine bildirileceği şeklindeki mesaja istinaden Tugay mesaj emrini hazırladığı ve Tugayın bütün birim ve birliklerine yayınladığı, Ege Ordusu Kurmay Başkanı sanık ...'in tankların çıkarılarak İzmir'e intikal ettirilmesi konusundaki emrini uygulamadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde,
Örgütsel bağı kesin olarak ortaya konamayan, icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğu ve suç işleme kararı ile iradesine katıldığı kanıtlanamayan sanık hakkında CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine dair karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafileri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık ...'nün TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak diğer sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.