1. Hukuk Dairesi 2021/10268 E. , 2022/4355 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davalar sonunda Karataş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.03.2021 tarihli ve 2020/64 Esas, 2021/86 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 31/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ..., davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar dava dilekçelerinde, çekişme konusu 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına dayalı olarak 21.04.1969 yılında kadastro tespitinin yapıldığını, Kadastro Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2005/1 Esas, 2005/3 Karar sayılı kararı ile taşınmazların tespit gibi tesciline karar verildiğini ve bu kararın 15.11.2006 tarihinde kesinleşerek tespit malikleri adına tapuda tescilinin yapıldığını, taşınmazları Kadastro Mahkemesindeki yargılamanın devamı sırasında itirazlı olarak satın aldıklarını, Kadastro Kanunu'nun 40/2. maddesi uyarınca, 11 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 12 parsel sayılı taşınmazın da ... adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ..., pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
2. Birleştirilen 2008/219 Esas sayılı davada davalılar ... ve ... dava konusu taşınmazlarda hak iddialarının bulunmadığını, her iki taşınmazı da davacı ...’ın kullandığını, davalılar ...ve ...ise taşınmazları babasının ...’a devrettiğini duyduklarını, ancak işin aslını bilmediklerini savunmuşlardır.
3. Birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacıların dava konusu parsellerde adlarına kayıt edilmesi gereken hisselerinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde asıl davada davalı ... ve davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 21.05.2013 tarihli, 2013/3279 Esas ve 2013/8136 Karar sayılı kararı ile “...Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Öncelikle; kadastro tespitine esas tapu kayıtlarının tüm tedavüllerini gösterir ve denetimi kabil şekilde temini, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının geldi ve gitti kayıtlarının eksiksiz getirtilmesi, bu arada dayanak tapu kayıtlarında tahrifat iddiası üzerinde durulması, tahrifat olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, tespite dayanak tapu kayıtlarının hangileri olduğunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, gerektiğinde mahallinde 3 kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, denetime elverişli olarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.06.2015 tarihli ve 2014/28 Esas ve 2015/164 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... ve birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 24.09.2019 tarihli, 2016/4907 Esas ve 2019/4812 Karar sayılı ilamı ile “...Birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar vekilinin 16.06.2015 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi gönderdiği, mahkemece mazeret dilekçesinin kabulüne karar verilmesine rağmen, davalı yanın yokluğunda ve sözlü yargılama için ayrı bir gün belirlenmeksizin karar verilmiştir. Öte yandan; tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliklerine karşı açılır. Eldeki davada ise, Tapu Müdürlüğünün davada taraf sıfatı bulunduğundan söz edilemez. Hâl böyle olunca, HMK'nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi ve taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilerek, ilk karar sadece davacılar vekili ve asıl davanın davalısı Karataş Tapu Müdürlüğü tarafından temyiz edildiğinden, usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, ayrıca davalı sıfatı bulunmayan Tapu Müdürlüğü aleyhine açılan davanın, sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Kabule göre de; davalar birleştirilse bile müstakil dava olma özelliklerini koruduğundan her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurularak, harç ve yargılama giderlerinin de ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece bu kurala riayet edilmeden karar verilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
6. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.03.2021 tarihli ve 2020/64 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın sıfat yokluğundan reddine, birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar temyiz dilekçelerinde özetle, Aralık 1958 tarih 13 nolu, Aralık 1958 tarih 14 nolu ve Aralık 1958 tarih 15 nolu tapuların revizyon öncesinde ...ailesine ait olduğunu, 11ve 12 nolu parsellerin öncesinde 3 parça halinde olduğunu, bunların; Aralık 1958 tarih 13 nolu tapu kaydı ile ... kızı ... ... adına, Aralık 1958 tarih 14 nolu tapu kaydı ile ... oğlu ... ... adına, Aralık 1958 tarih 15 nolu tapu kaydı ile... kızı ... ... adına kayıtlı olduklarını, Karataş Kadastro Mahkemesinin 2005/1 Esas ve 2005/ 3 Karar sayılı ilamı ile tespit gibi tescile karar verildiğini ve 11 parsel sayılı taşınmazın ... ... adına tescil edildiğini, bilirkişi raporunda tapu kayıtlarında tahrifat yapıldığının bildirildiğini, keşifte dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verdiği önceki kararından neden döndüğünün anlaşılamadığını, mahkemenin tapu kaydındaki tahrifatın raporla tespit edildiğinden bahisle tapu kayıtlarında 15 olarak yazılı olan kaydı 14 nolu kayıt olarak kabul ederek karar verdiğini, malikinin ... oğlu ... ... olduğu belirlenen 14 nolu tapu kaydının iptali ile tesciline karar verirken aslında tapu kayıtlarında 15 olarak yazılı olan kayıt üzerinde hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın mahkeme kararı ile ... ... adına tescil edildiğini ve mahkeme kararı ile adlarına intikal ettiğini, bu karar ile önceki kesinleşmiş kararların ortadan kaldırıldığını, yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile yoruma dayalı bilirkişi raporları hükme esas alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalarda yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. TMK'nın 1025/1 inci maddesinde; ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.'' hükmü düzenlenmiştir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Dosya içeriğinden, 1969 tarihli tespit tutanaklarında 11 ve 12 numaralı parsellerin üç adet müstakil tapu kaydına istinaden Aralık 1958 tarihli ve 15 sıra nolu tapu ... oğlu ... ..., Ocak 1959 tarihli ve 7 sıra nolu ve Eylül 1960 tarihli 2 sıra nolu tapu ... oğlu ... adlarına kayıtlı iken bu üç parçanın tek parça olarak tevhit edildiği, sonrasında da tevhit edilen tek parça ikiye ayrılarak 1961 yılında taksim edildiği ve 11 parsel sayılı taşınmazın ...’a, 12 parsel sayılı taşınmazın da ...’a düştüğü belirtilerek tespitlerin yapıldığı, daha sonra tespitlere itiraz üzerine yapılan yargılama sonucunda en son Karataş Kadastro Mahkemesinin 2005/1 Esas ve 2005/ 3 Karar sayılı kararı ile tespit gibi tescile karar verilerek hükmün kesinleştiği, tespit tutanaklarında bahsedilen Aralık 1958 tarihli ve 15 sıra nolu tapunun ... oğlu ... adına olmadığı, ... adına olan tapunun 14 sıra numaralı olduğu, nitekim mahkemece grafoloji uzmanından alınan raporda da tespit tutanaklarında “14” ifadesinin sonradan “15” olarak değiştirildiğinin bildirildiği, ... adına olan 14 numaralı tapunun da 19.12.1970 tarihli ve 11 numaralı tapu ile ... oğlu...’a satıldığı, 19.12.1970 tarihli ve 11 numaralı işlem sonrasında bu taşınmaza ilişkin başkaca bir işlem yapılmadığı, ... oğlu...’ın Ocak 1959 tarihli ve 7 sıra nolu ve Eylül 1960 tarihli 2 sıra nolu tapulara kayıtlı taşınmazlarını 03.03.1980 tarihinde... oğlu ...’ye, ...oğlu ...’nin de taşınmazları 16.11.1988 tarihinde ... Umar’a devrettiği, ...’nin de taşınmazları asıl ve birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davacı ...’ye temlik ettiği, ...’nin de Ocak 1959 tarihli ve 7 sıra nolu kök tapudan gelen taşınmazı bünyesinde bıraktığı, Eylül 1960 tarihli 2 sıra nolu kök tapudan gelen taşınmazı ise 11.11.2003 tarihinde asıl ve birleştirilen 2008/219 Esas sayılı davada davacı ... oğlu...’a devrettiği, (III) numaralı paragrafta yer alan kararın birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davanın davalıları tarafından temyiz edilmediği, (IV/6.) numaralı paragrafta yer alan kararın ise sadece birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar olan ... mirasçıları tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
9.3.2. Somut olayda, birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davaya konu olan 11 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, kadastro tespitinde bahsedilen 15 nolu tapu kaydının mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 14 nolu tapu olarak kabulü gerektiği, 14 nolu tapuda kayıtlı taşınmazın da ... oğlu ... adına kayıtlı iken 19.12.1970 tarihli ve 11 sıra nolu tapu ile ... oğlu...’a satış suretiyle temlik edildiği ve başkaca bir temlik de yapılmadığı dikkate alınarak bu taşınmaz yönünden davacı ...’nin bir hakkı olmadığının gözetilmemesi hatalı olmuştur.
9.3.3. Hal böyle olunca, birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davaya konu olan 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ...’nin bir talep hakkı olmadığı ancak (III) numaralı paragrafta yer alan davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararının birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davanın davalıları tarafından temyiz edilmeyerek davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile (IV/6.) numaralı paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesi doğru değildir.
V. SONUÇ:
Birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar vekilinin (IV/9.3) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen birleştirilen 2008/226 Esas sayılı davada davacıdan alınmasına, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.