8. Ceza Dairesi 2015/12488 E. , 2015/23881 K.
Tebliğname No : 8 - 2015/281577
MAHKEMESİ : Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2011
NUMARASI : 2010/146 (E) ve 2011/274 (K)
SUÇ : 5464 sayılı Yasaya aykırılık, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik,
HÜKÜM : - Sanık Y.. T.. hakkında üzerine atılı suçlardan beraat,
- Sanık H.. G.. hakkında hükümlülük ve erteleme
TEMYİZ EDEN : Katılanlar HSBC ve Vakıfbank vekilleri ile şikayetçi Türksat vekili ile sanık H.. G.. müdafii
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-) Sanık Y.. T.. hakkında T.. B..asına karşı nitelikli dolandırıcılık, sahte kredi kartı kullanma ve 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyiz edilmemesi karşısında; H.. B..asına karşı kurulan nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, sahte kredi kartı kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine ilişkin katılan H.. B.. vekilinin temyiz incelemesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan H.. B.. vekilinin, suçların sübut bulduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin oybirliğiyle (ONANMASINA),
2-) Sanık H.. G.. hakkında H.. B..asına karşı 16.07.2008 tarihli özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafii ve katılan H.. B.. vekilinin temyizlerine gelince;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve
takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafiinin, suçun oluşmadığına; katılan vekilinin ise, cezanın alt sınırda belirlenerek, takdiri indirimin maddesinin uygulanıp, cezanın ertelendiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oyçokluğuyla (ONANMASINA),
3-) Sanık H.. G.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyizine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin, suçun oluşmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak:
TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca cezası ertelenen sanık hakkında belirlenen denetim süresinin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 5237 sayılı TCK.nun 51/3. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünden '1 yıl' ibaresinin çıkarılarak yerine '1 yıl 8 ay' ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
4-) Sanık H.. G.. hakkında H.. B..'a karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafii ve katılan H.. B.. vekilinin temyizlerine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafinin, suçun oluşmadığına; katılan vekilinin ise, cezanın alt sınırda belirlenerek, takdiri indirimin maddesinin uygulanıp, cezaların ertelendiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak:
TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca cezası ertelenen sanık hakkında belirlenen denetim süresinin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 5237 sayılı TCK.nun 51/3. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünden '1 yıl' ibaresinin çıkarılarak yerine '1 yıl 3 ay' ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün oyçokluğuyla (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
5-) Sanık H.. G.. hakkında G.. B..na karşı sahte kredi kartı kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyizine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin, suçun oluşmadığına yönelik yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
a- Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
b- Sanık hakkında sahte kredi kartı kullanma suçundan tayin olunan cezada, 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesi uyarınca ¼ oranında artırım yapılırken hapis cezasının 5 yıl yerine, 5 yıl 9 ay biçiminde belirtilmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında G.. B..na karşı 5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan 60 günün 5 güne, aynı yasanın 43/1. maddesi uyarınca verilen 75 günün 6 güne, aynı yasanın 62. maddesi uyarınca verilen 62 günün 5 güne, TCK.nun 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 liradan hükmolunan 1240 TL adli para cezasının 100 TL'ye indirilmesi ve hükümde 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinin uygulandığı bölümde “9 ay” ibaresinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
6-) Sanık H.. G.. hakkında T.. B..asına karşı dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafi temyizine gelince;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki tek bir banka kartı üretme suçu olacağı düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafinin, suçun oluşmadığına yönelik yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
Sanık hakkında, hükmolunan cezada TCK.nun 168/1. maddesi gereğince 2/3 oranında indirim yapılırken, adli para cezasının 986 TL yerine, 987 TL biçimde belirlenmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı
CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 158/1-j, son madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan 2960 TL'den, aynı yasanın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılarak verilen 987 TL'nin 986 TL'ye, aynı yasanın 62. maddesi uyarınca verilen 823 TL'nin 821 TL'ye indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
7-) Sanık H.. G.. hakkında T.. B..asına karşı sahte kredi kartı kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyizine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin, suçun oluşmadığına yönelik yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında T.. B..asına karşı 5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan 60 günün 5 güne, aynı yasanın 62. maddesi uyarınca verilen 50 günün 4 güne, TCK.nun 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 liradan hükmolunan 1000 TL adli para cezasının 80 TL'ye indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
8-) Sanık H.. G.. hakkında TEB ve G.. B..na karşı 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafiinin temyizine gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
a- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesinde yer alan 'kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler' şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde ise TCK.nun 245/2. maddesine temas eden suçu oluşturacağı cihetle; sanığın, şikayetçi H.. Ö..'un bilgilerini kullanarak T... ve G.. B..n'a müracaat edip, kart çıkartması biçiminde gerçekleşen eyleminin, banka sayısınca TCK.nun 245/2. madde ve fıkrası suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/1. maddesi suçundan hüküm kurulması,
b- Kabul ve Uygulamaya göre de;
Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
9-) Sanık H.. G.. hakkında Vakıfbank'a karşı sahte kredi kartı kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafii ve katılan Vakıfbank vekilinin temyizlerine gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
a- Sanığın, şikayetçi H.. A.. adına sahte üretilen kredi kartını değişik zamanlarda kullanıp kullanmadığı kesin biçimde saptanarak sonucuna göre sanık hakkında TCK.nun 43. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
c- Sanık hakkında sahte kredi kartı kullanma suçundan tayin olunan cezada, 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesi uyarınca ¼ oranında artırım yapılırken hapis cezasının 5 yıl yerine, 5 yıl 9 ay biçiminde belirtilmesi,
10-) Sanık H.. G.. hakkında N.. B.. adına 17.06.2008 ve H.. Ö.. adına 28.04.2008 tarihli sözleşmeler ile H.. B..asında sahte alınan kredi kartlarını kullanma ve 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafi ve katılan H.. B.. vekilinin temyizlerine gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
a- TCK.nun 245/2. ve 245/3. maddelerinde düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun mağduru ilgili bankalar olduğu gözetilerek, sanığın kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle elde ettiği şikayetçiler N.. B.. ve H.. Ö..'a ait kimlik bilgileri yer alan sahte nüfus cüzdanlarını kullanarak, H.. B..asında sözleşme imzalamak suretiyle sahte kredi kartları çıkartmak biçiminde gerçekleşen eyleminin kül halinde TCK.nun 245/2, 43. maddelerine uygun suçu, sahte kredi kartlarını kullanmak biçiminde gerçekleşen eyleminin ise kül halinde TCK.nun 245/3, 43. maddelerine uygun suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde her şikayetçiye karşı TCK.nun 245/3. ve 5464 sayılı Yasanın 37/1. madde ve fıkrasına aykırılık suçlarından hüküm kurulması,
b- Kabul ve uygulamaya göre de;
aa) Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
bb) Sanıklar hakkında sahte kredi kartı kullanma suçundan tayin olunan cezada, 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesi uyarınca ¼ oranında artırım yapılırken hapis cezasının 5 yıl yerine, 5 yıl 9 ay biçiminde belirtilmesi,
11-) Sanık H.. G.. hakkında Vakıfbank'a karşı 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafii ve katılan Vakıfbank vekilinin temyizlerine gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak,
a- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesinde yer alan “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler' şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde ise TCK.nun 245/2. maddesine temas eden suçu oluşturacağı cihetle; sanığın, şikayetçi H.. A..'ın bilgilerini kullanarak Vakıfbank'a müracaat edip, kart çıkartması biçiminde gerçekleşen eyleminin, TCK.nun 245/2. madde ve fıkrası suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/1. maddesi suçundan hüküm kurulması,
b- Kabul ve uygulamaya göre de; Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
12-) Sanık H.. G.. hakkında 18.04.2008 tarihinde H.. B..'a karşı sahte kredi kartı üretmeye teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafii ve katılan H... vekilinin temyizlerine gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
a- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesinde yer alan “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler' şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde ise TCK.nun 245/2. maddesine temas eden suçu oluşturacağı cihetle; sanığın, şikayetçi H.. Ö..'a ait kimlik bilgileri yer alan sahte nüfus cüzdanını kullanarak H.. B..'a kredi kartı çıkartılması için müracaat etmesi, ancak sanığın kredi kartı başvurusunun reddedilmesi biçiminde gerçekleşen eyleminin kül halinde, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesi suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde TCK.nun 245/3, 35. ve TCK.nun 207/1. madde ve fıkralarına aykırılık suçlarından hüküm kurulması,
b- Kabul ve uygulamaya göre de;
aa) Sanık hakkında sahte kredi kartı üretmeye teşebbüs suçundan, temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
bb) Sahte kredi kartı üretmeye teşebbüs suçundan TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca cezası ertelenen sanık hakkında, belirlenen denetim süresinin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
13-) Sanık H.. G.. hakkında A... ve Türk Telekomünikasyon'a karşı özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafi temyizine gelince;
Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki 'İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez' ve 56. maddesinin 4. fıkrasındaki 'Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz' ve 5. fıkrasındaki 'Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz' hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
14-) Sanık H.. G.. hakkında Türksat'a karşı özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafii ve şikayetçi Türksat vekilinin temyizlerine gelince;
Duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmeyen şikayetçinin gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, şikayetçinin 5271 sayılı CMK.nun 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Şikayetçinin duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK.nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafi, katılanlar H...Vakıfbank ve şikayetçi Türksat vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün
(8.) no'lu bozma sebebinden dolayı kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. ve 326. maddeleri gereğince (BOZULMASINA), 03.11.2015 gününde hükmün 8-a, 10-a, 11-a ve 13. madde ve bentleri yönünden oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık H.. G.. hakkında; mağdur H.. B..asına karşı 16.07.2008 tarihli özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile aynı bankaya karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanığın eyleminin kül halinde 5464 sayılı Yasanın 37/2. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması ve bu suçtan da cezalandırılması gerekçesiyle bozulması yerine her iki hükmün onanması ve düzeltilerek onanmasına; sanık hakkında T... Vakıfbank ve G.. B..na karşı 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün eylemin kül halinde TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasındaki suçu oluşturacağı ve bu suçtan da cezalandırıldığı gerekçesiyle bozulması gerekirken eylemin 245/2. madde ve fıkrasından cezalandırılması gerekçesiyle bozulmasına; sanık hakkında H... Bankasından N.. B.. ve H.. Ö.. adına alınan kredi kartları nedeniyle TCK.nun 245/3 ve 5464 sayılı Yasanın 37/1. maddesinden kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3, 43. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması ve bu suçtan da cezalandırılması gerekçesiyle bozulması gerekirken yazılı şekilde eylemin hem 245/2, 43, hem de 245/3, 43. maddelerindeki suçları oluşturacağı gerekçesiyle bozulmasına; sanığın A...ve Türk Telekomünikasyon’a karşı özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin ise onanmasına karar verilmesi yerine, eylemin 5809 sayılı Yasanın 56. maddesindeki düzenleme gözetilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
Dosya kapsamı ve anlatımlardan, sanık H.. G..’in mağdur sanık Y.. T..’ün fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisi ile katılan H.. Ö..t’a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle T...’e; sanık H...G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile G.. B..’na; sanık H... G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki H.. A..’ın nüfus cüzdan fotokopisi ile V...’a başvuru yaparak sahte olarak kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı; sanık H.. G..’in mağdur sanık Y.. T..’ün fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisi ile katılan H.. Ö..t’a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle H.. B..asına kredi kartı başvurusu yaptığı ancak başvurusunun reddine karar verilmesi nedeniyle sahte kredi kartının düzenlenmediği; sanık H... G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki N... P... ve katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile H... Bankası’na başvuru yaparak sahte olarak 2 adet kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı; sanık H...G...in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki H.. A.. ve katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile sözleşme yapıp A...’dan üç adet telefon hattı, Türk Telekominikasyan’dan da bir adet telefon ve internet hattı alıp kullandığı anlaşılmaktadır.
1) Sanık H.. G..’in, mağdur sanık Y.. T..’ün fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisi ile katılan H.. Ö..t’a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle H.. B..asına kredi kartı başvurusu yaptığı ancak başvurusunun reddine karar verilmesi nedeniyle sahte kredi kartının düzenlenmediği olayda; 16.07.2008 tarihli özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile aynı bankaya karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanığın eyleminin kül halinde özel düzenleme olması karşısında 5464 sayılı Yasanın 37/2. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması ve bu suçtan da cezalandırılması gerekçesiyle bozulması yerine tek eylem olmasına karşın sanığın eylemi bölünerek özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün onanması ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan hükmün ise düzeltilerek onanmasına karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun görüşene katılmıyorum.
2) Sanık H...G...in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki H.. A.. ve katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile sözleşme yapıp A...’dan üç adet telefon hattı, Türk Telekominikasyan’dan da bir adet telefon ve internet hattı alıp kullandığı olayda; sanığın sahte nüfus cüzdan fotokopileri kullanıp abonelik sözleşmeleri yaparak hatları kullandığının sabit olması nedeniyle, yapılan sözleşmenin sahte özel belge niteliğinde bulunduğu ve yerel Mahkeme tarafından da sanığın özel belgede sahteciliği düzenleyen TCK.nun 207/1. maddesinden cezalandırılması nedeniyle hükümlerin onaylanması yerine, eylemin 5809 sayılı Yasanın 56. maddesindeki düzenleme gözetilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun görüşene katılmıyorum.
3) Sanık H.. G..’in, mağdur sanık Y.. T..’ün fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisi ile katılan H.. Ö..t’a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle TEB’e; sanık H... G...in kendi fotoğrafı yapıştırılı katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile G.. B..’na; sanık H...G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki H.. A..’ın nüfus cüzdan fotokopisi ile Vakıfbank’a başvuru yaparak sahte olarak kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı; sanık H... G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki N... P... ve katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile H... Bankası’na başvuru yaparak sahte olarak 2 adet kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı olaylara gelince;
5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası 'Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.' Yine TCK.nun 44. maddesi “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.
5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamaktır. Ancak bu fıkra hükmüne göre cezaya hükmedilebilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu maddedeki suçun oluşması için ilk şart, banka veya kredi kartının sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış olmasıdır. Yani sahte kart oluşturmak veya üzerinde sahtecilik yapmak bu suçun seçimlik hareketleridir. Sahte kart oluşturmak, gerçek kart üzerinde yapılanlar dışında sahtecilik fiillerini ifade eder. Üçüncü fıkradaki suçun oluşması için ikinci şart ise, sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış kartın kullanılması suretiyle yarar elde edilmiş olmasıdır. Haksız yararın fail ya da başka birisine sağlanmasının önemi yoktur. Her iki halde de suç oluşacaktır.
245. maddenin 3. fıkrasında tanımlanan suçun manevi unsuru ise kasttır yani kasten işlenebilen bir suçtur. Üçüncü fıkra açısından kast, suça konu banka veya kredi kartının sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir kart olduğunu bilmeyi ve bu kartı yarar sağlamak amacıyla kullanmayı istemeyi gerektirir.
Failin sahte olarak üretilen banka veya kredi kartını satın alması, yani TCK’nun 245/2. madde ve fıkrasındaki eylemi gerçekleştirmesi sonrasında bu banka veya kredi kartını kullanarak haksız yarar elde etmesi, yani TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında tanımlanan eylemi gerçekleştirmesi halinde içtima konusunun ne olacağı da cevaplanmalıdır.
Burada geçitli suç sözkonusudur. Çünkü failin sahte olarak üretilmiş bir banka veya kredi kartını kullanarak kendisi veya başkası yararına haksız yarar elde edebilmesi için öncesinde bu kartı üretmesi, satın alması ya da bir şekilde kabul etmesi gerekir. Bunlar dışında kartın elde edilmesi için kalan tek seçenek kartın bulunmasıdır ki fail bulduğu kartın sahte olduğunu bilemeyeceği için bu kez de kast unsuru gerçekleşmeyeceğinden 3. fıkrada yer alan suçtan cezalandırmak da mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla 3. fıkradaki suçun işlenebilmesi için failin öncesinde 2. fıkrada yer alan hareketlerden birisini gerçekleştirmesi gerekecektir. Buna göre de 2. fıkrada yer alan hareketler, 3. fıkradaki suç açısından cezalandırılmayan önceki hareketler olacaktır.
(Benzer görüş için; Yrd. Doç. Murat Volkan Dülger, Bilişim Suçları ve İnternet İletişim Hukuku, s. 553-554)
Bilindiği üzere, sahtecilik fiillerinin hedefi yine bizzat sahteciliğin kendisi değildir. Hemen her zaman sahteciliğin ötesinde bir amaca ulaşmak için sahtecilik yapılır. Bu nedenle sahte belge oluşturduktan sonra bu sahte belgeyi kullanan kişi, hem sahte belge düzenlemekten hem de sahte belge kullanmaktan dolayı cezalandırılmaz. Burada da aynı şekilde düşünmek uygun olacaktır. Dolayısıyla, sahte kart oluşturan veya kart üzerinde sahtecilik yapan kişi, daha sonra bu kartı kullanarak yarar sağlayacak olursa, sadece TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen suçtan dolayı cezalandırılması gerekecektir. Nitekim TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen cezanın 245/2. maddesinde öngörülen cezadan fazla olması da bu görüşü destekler niteliktedir.
Somut olayda da, Ceza Genel Kurulunun 27.05.2008 gün ve 2008/11-87 E, 2008/150 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın mağdur sanık Y.. T..’ün fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisi ile katılan H.. Ö..t’a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle TEB’e; sanık H... G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile G.. B..’na; sanık H... G...’in kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki H.. A..’ın nüfus cüzdan fotokopisi ile Vakıfbank’a yaptığı başvuru sonrasında banka görevlilerince basımını sağladığı kredi kartları “sahte oluşturulan” kart niteliğinde olup, bu kartların kullanılması suretiyle kendine haksız yarar sağlaması eyleminin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturmaması ile, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrasında 'Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.' şeklindeki düzenleme, geçitli suç teorisi ve TCK.nun 44. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının açıkça sahte olarak üretilen kredi kartının kullanılması sonucu yarar sağlama olduğu ve eylemlerinin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3, 43. maddelerindeki suçu oluşturması ve bu suçtan da Mahkemece cezalandırılması nedeniyle bozulmasına karar verilmesi yerine, ayrıca sanığın TCK.nun 245/2. maddesinden cezalandırılması gerekçesiyle yerel mahkemenin TCK.nun 5464 sayılı Yasanın 37/1. maddesinden mahkumiyete ilişkin kararlarının bozulması; sanığın kendi fotoğrafı yapıştırılı müşteki N... P... ve katılan H.. Ö..’un nüfus cüzdan fotokopisi ile HSCB Bankası’na yaptığı başvuru sonrasında banka görevlilerince basımını sağladığı kredi kartları “sahte oluşturulan” kart niteliğinde olup; sanığın kastının açıkça sahte olarak üretilen kredi ve banka kartlarının kullanılması sonucu yarar sağlama olduğu ve eylemlerinin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3, 43. maddelerindeki suçu oluşturacağı gerekçesiyle bozulması yerine, TCK.nun 245/3, 43. madde ve fıkrası yanında ayrıca TCK.nun 245/2, 43. madde ve fıkrasından da hüküm kurulması gerekçesiyle yerel
mahkemenin kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 03.11.2015