20. Ceza Dairesi 2019/1170 E. , 2019/6845 K.
Yüksek Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli ve 2016/650 esas, 2017/26 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 22/10/2015 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 11/12/2015 tarihli, 2015/38787 soruşturma ve 2015/586 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 20/01/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği ve gereğinin ifası için 11/02/2016 tarihinde Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/02/2016 tarihli 2016/406 DS sayılı çağrı yazısı tebligatının adresten ayrılması nedeniyle iade edilmesi üzerine 18/03/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle ısrar etmiş sayılacağı uyarısını içeren 29/03/2016 tarihli çağrı yazısının 02/04/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 13/04/2016 tarihli kararı ile kaydın kapatılmasına karar verilerek dosyanın 21/04/2016 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak şüpheli hakkında 05/05/2016 tarihli, 2016/17411 soruşturma,2016/6046 esas ve 2016/5082 sayılı iddianame ile TCK’nın 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
4- Kayseri 12.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/312 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile; yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu,11/12/2015 tarihli kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmediği gibi denetimli serbestlik ihlal durumunun olmadığı, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verildiği,
5- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianamenin iadesi kararının aslında durma kararı niteliğinde olduğu kabul edilerek evrakın 2016/23138 soruşturma sırasına kaydedildiği ve 07/06/2016 tarihli, 2016/23138 soruşturma ve 2016/380 sayılı kararı ile ; “11/12/2015 tarihli 2015/38787 soruşturma ve 2015/586 karar sayılı kamu davası açılmasının ertelenmesi kararında belirtilen denetimli serbestlik ve tedavi kararının devamına, 2015/586 sayılı erteleme ve denetimli serbestlik kararının 05/02/2016 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle şüphelinin lehine olduğu bu nedenle 2016/380 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye yeniden tebliğine yer olmadığına karar verildiği ve infazı için 08/06/2016 tarihinde Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
6- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/06/2016 tarihli 2016/1378 DS sayılı çağrı yazısı tebligatının muhatabın adresten ayrıldığı belirtilerek iade edilmesi üzerine, aynı adreste 20/07/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle ısrar etmiş sayılacağı uyarısını içeren 02/08/2016 tarihli çağrı yazısının 03/08/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı ve İnfaz işlemleri Değerlendirme Komisyonunun 16/08/2016 tarihli kararı ile kaydın kapatılmasına karar verilerek dosyanın 29/08/2016 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
7- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 08/09/2016 tarihli, 2016/23138 soruşturma, 2016/10819 esas ve 2016/9094 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
8- Kayseri 12.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 27/01/2017 tarihli 2016/650 esas ve 2017/26 karar sayılı kararı ile; “07/06/2016 tarihinde verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik kararının tebliğ edilmeksizin 08/06/2016 tarihinde infazı için denetimli serbestlik şube müdürlüğüne gönderildiği, bu haliyle kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edilmediğinden sanık hakkında denetimin başlamayacağı ve denetim ihlalinin de söz konusu olamayacağı gerekçesiyle sanık hakkındaki kamu davasının CMK'nın 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine” karar verildiği, kararın 25/02/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/06/2016 tarihli ve 2016/23138 soruşturma, 2016/380 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 08/09/2016 tarihli ve 2016/23138 soruşturma, 2016/10819 esas, 2016/9094 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli ve 2016/650 esas ve 2017/26 sayılı kararı kapsayan dosya incelendi.
Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine yönelik kararın sanığa tebliğ edilmediği ve bu nedenle denetim ihlalinin de söz konusu olamayacağı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının mahkeme kararında belirtildiği gibi şüpheliye tebliğ yapılmadığı, yine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce anılan erteleme kararını ve sonuçlarını da bildiren çağrı yazısının ve 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağına' yönelik uyarılı davetnamenin de 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre sanığın ifadesinde bildirdiği adresine tebliğ edildiği anlaşılmış ise de;
6099 sayılı Kanun ile değişik anılan Kanun’nun 10. maddesinde yer alan, ''(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.' şeklindeki düzenleme dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, sanığın savunmasında bildirdiği en son adresine çıkarılan tebligatın iade gelmesi üzerine adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de bulunmaması nedeniyle 35. maddeye göre tebliğ işlemi yapıldığı, ancak anılan Kanun'un 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın adli mercilerce bu adrese daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmaması sebebiyle usulsüz olduğu ve dolayısıyla sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği gözetilerek, 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenlemeler nazara alınıp, açılan kamu davası hakkında durma ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli ve 2016/650 esas ve 2017/26 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/06/2016 tarihli ve 2016/23138 soruşturma, 2016/380 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı takiben, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 08/09/2016 tarihli ve 2016/23138 soruşturma, 2016/10819 esas, 2016/9094 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine, Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli ve 2016/650 esas ve 2017/26 sayılı kararı ile kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli kararı ile sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, yine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce anılan erteleme kararını ve sonuçlarını da bildiren çağrı yazısının ve 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağına' yönelik uyarılı davetnamenin de 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre sanığın ifadesinde bildirdiği adresine tebliğ edildiği ,
6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde yer alan, ''(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.' şeklindeki düzenleme dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, somut olayda sanığın savunmasında bildirdiği en son adresine çıkarılan tebligatın iade gelmesi üzerine adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de bulunmaması nedeniyle 35. maddeye göre tebliğ işlemi yapıldığı, ancak anılan Kanun'un 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatların, adli mercilerce bu adrese daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu ve dolayısıyla sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği gözetilerek, 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde yer alan, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenlemeler karşısında; sanık hakkında açılan kamu davası hakkında durma ve kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden düşme kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerindedir..
D-)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, davayı kesin olarak sonuçlandıracak şekilde düşme kararı verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2017 tarihli ve 2016/650 esas ve 2017/26 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 04/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.