T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/341 Esas
KARAR NO : 2018/383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :24/11/2017
NUMARASI :2015/144 E.
KARARIN YAZILDIĞI T : 12/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili 24/10/2017 tarihli dilekçesiyle, müdahil alacaklı TC...Bankası tarafından müvekkillerinden....Ltd.Şti. Hakkında Mersin ..cra Müdürlüğünün.... sayılı dosyasında ipotek takibi başlatıldığını, ipotekli takibin ve satışın durdurulması amacıyla iflas erteleme tedbir kararının icra dosyasına sunularak satışın durdurulduğunu ancak müdahil bankanın ipotek verenin sıfatında değişiklik olduğundan bahisle İcra Müdürlüğü kararının kaldırılarak satışın devamına karar verilmesi için Mersin 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/721 sayılı dosyasında memur muamelesini şikayet ile dava açtığını, mahkemenin icra müdürlüğünün kararını kaldırarak satışın devamına karar verdiğini, söz konusu kararın temyiz edildiğini ancak verilen kararın kesin olması nedeniyle itirazın reddedildiğini, satışın durdurulması için mahkememize müracaat edildiğini, ancak taleplerinin reddedildiğini, taşınmazın satışının müvekkili şirketin borca batıklık değerlerini etkileyeceği gibi iyileştirme projesindeki hedefleri de akamete uğratacak nitelikte olduğunu, bu nedenle taleplerinin dilekçe ekinde sundukları uzman görüşü uyarınca yeniden değerlendirilmesini istediklerini bildirmiştir.
CEVAP:
Müdahil vekili, davacı tarafın sunduğu mütalaaya katılmadıklarını, mütalaanın tek taraflı olarak düzenlendiğini, HMK 391/3 ve İİK.nun 179.maddeleri uyarınca iflasın ertelenmesi yargılaması sırasında tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü halinde aynı mahkemeye yapılacak itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğini, dolayısıyla davacının 24/10/2017 tarihli dilekçesiyle tedbir talebini tekrarlamak suretiyle yaptığı başvurunun reddi gerektiğini, müvekkilinin Mersin 3.İcra Mahkemesi nezdinde yaptığı şikayetin HMK 394 maddesi anlamında tedbire itiraz olmayıp şikayete konu olan icra müdürlüğü işleminin de tedbir kararının infazı niteliğinde olmadığını, tedbir kararı icra yoluyla infaz edilmiş ise öncelikle borçlu firma tarafından bir icra dosyası açılması ve o dosyadan bankanın ipotek dosyasına müzekkere yazılarak tebliğ edilmiş olması gerektiğini, böyle bir durumda borçlunun açtığı icra dosyasından yapılan işlemlere itirazda tedbiri veren mahkemenin görevli olduğunun kabul edilebileceğini, somut durumda ise icra mahkemesinin kararına konu icra müdürlüğü işleminin tedbir kararının infazı dosyasından değil, tedbirden çok daha önce açılmış olan ipotek takip dosyasından verildiğini, dolayısıyla satış talebinin reddine ilişkin yapılan şikayeti incelemeye görevli mahkemenin İcra Hakimliği olduğunu, bu mahkemenin görevine giren bir konunda Ticaret Mahkemesinin inceleme yapması hukuken mümkün olmadığından mahkemenin verdiği kararın doğru olduğunu, ayrıca olağanüstü halin devamı süresince yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği hususunun da dikkate alınması gerektiğini belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 07/04/2015 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı ile davacı hakkında yürütülen ipotekli takipler bakımından muhafaza tedbiri alınması ve satışın önüne geçildiğini, bu hususta herhangi bir istisna da öngörülmediğini, verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca davacı adına kayıtlı ipotekli taşınmaz için satış istenemeyeceği gibi icra memurunun infaz memuru sıfatıyla verdiği kararın doğru olduğu kabul edilerek 18/09/2017 tarihli ara kararından dönülmesine, Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2015/399 sayılı takip dosyasında yürütülen takipte ihtiyati tedbir kararı uyarınca satışının durdurulmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil T.C... Bankası A.ş. vekili İstinaf Taleplerinde; Karşı tarafın aynı konuda mahkemeden talepte bulunduğunu ve mahkemece 18.09.2017 tarihli kararla istinaf yolu açık olmak üzere talebin reddine karar verildiğini, kararın istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, bu konuda kesinleşmiş bir karar bulunduğunu, buna rağmen verilmiş bir karar varken bu defa aksi bir karar alınmasının, uzman görüşüyle mahkeme kararı değiştirilmesinin hukukta yeri olmadığını, Mersin 3.İcra Hukuk Mahkemesinin yargılama yaparak vermiş olduğu ve kesinleşmiş kararının İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesince kaldırılmasını sağlayan bir hukuk yolu bulunmadığını, bu karar ile Mersin 3.İcra Hukuk Mahkemesi kararının başka bir mahkemece bozulmuş, kaldırılmış olacağını, böyle bir yetkinin hukukta yeri olmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesinin bu kararıyla yetkisini aşarak istinaf mahkemesi gibi karar verdiğini, diğer yandan alınan bu kararın Olağanüstü hal boyunca iflas erteleme davalarında yeni bir ihtiyati tedbir verilemeyeceği hükmüne de aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı 24.11.2017 tarih 2015/144 E. Sayılı ara kararın istinaf yoluyla kaldırılmasını talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 25/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 29/12/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Müdahilin İcra Hukuk Mahkemesinin istinaf gerekçelerinin doğru olmadığını, dar alanda inceleme yapmakla yükümlü icra mahkemesinin bu alanın sınırlarını ihlal ederek genel mahkemeler gibi karar vermesinin hukuka uygun olmadığını, taşınmazlarda devir işlemlerinin hileli, muvazaalı ya da dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına aykırı bir şekilde tesis edildiği iddiasının değerlendirilmesinin geniş yargılama yetkisine sahip olan genel mahkemelerin görevine girdiğini, bu iddianın ancak tasarrufun iptali şeklinde ileri sürülebileceğini, mercii hâkiminin asliye hukuk mahkemesi gibi hareket ederek karar vermesinin yetki aşımı olduğunu, icra mahkemelerinin icra müdürlüklerince yapılan usulü işlemlerin sadece usulüne uygun yapılıp yapılmadığını denetlemekle görevli olduklarını, icra mahkemesinin müvekkili şirket hakkında ikame edilen ve yargılaması devam eden iflas erteleme davasında verilen kararı tartışarak ve yorumlayarak aleyhe karar verdiğini, müdahil vekilinin istinaf dilekçesinde kararın olağanüstü hal boyunca iflas erteleme davalarında yeni bir tedbir verilemeyeceği hükmüne aykırı olduğunu iddia etmiş ise de taleplerinin yeni bir ihtiyati tedbir istemi olmayıp; zaten daha önce verilmiş ihtiyati tedbir kararının açıklanması mahiyetinde olduğunu, açıklanan nedenlerle müdahilin istinaf talebinin reddi ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/144 E. sayılı dosyasından verilen 24.11.2017 tarihli kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Uyuşmazlık, iflas erteleme yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir nedeniyle ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte satışın yapılmasının mümkün olup olmadığı, bu konuda verilmiş icra hukuk mahkemesinin kararının niteliği ve etkisi üzerinde toplanmaktadır.
Davacı vekilince 03/04/2015 tarihinde açılan iflas erteleme davasının yargılaması sırasında 07/04/2015 tarihli ara kararla İİK.nun 179/a.maddesi uyarınca ve İİK.nun179/b maddesindeki sınırlamalar dikkate alınmak suretiyle, davacı şirket aleyhindeki 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine; İİK.nun 206. maddesine göre 1.sırada yer alan alacaklar için ihtiyati tedbirin uygulanmamasına; taşınır-taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilmiş alacaklılar tarafından açılan icra takipleri yönünden ise sadece muhafaza tedbirlerinin uygulanmasının ve rehinli malların satışının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, karar verildiği, takip alacaklısı TC.... Bankasının Mersin ....İcra Müdürlüğünün .... sayılı dosyasında yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, icra müdürlüğünce satışın durdurulduğu, bu karara karşı Mersin 3.İcra Mahkemesine şikayet yoluyla müracaat edildiği, icra hukuk mahkemesince şikayetin kabulüyle satış talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği, bu karar nedeniyle mahkemece önce 18/09/2017 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasının takip hukukunu ilgilendirdiği, icra mahkemesince karar verilen bir hususta mahkemece değerlendirme yapılamayacağı gerekçesi ile davacı vekilinin ilgili takip dosyasındaki satışın durdurulmasına karar verilmesi yönündeki istemin reddine, karar verildiği bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığı ancak daha sonra davacı vekilinin 24/10/2017 tarihli dilekçeyle taleplerinin yeniden değerlendirilmesini istemesi üzerine iş bu ara kararın alındığı ve müdahil vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İcra mahkemelerinin kuruluş amacı, icra ve iflas hukuku çerçevesinde icra organlarınca yürütülen cebri icra yetkisinin hukuka ve kanununa uygunluğu denetlemektir. İcra mahkemeleri icra dairelerinin işlemleri incelemek kendilerine yapılan şikâyet ve itirazlara ilişkin uyuşmazlıkları çözüme bağlamaktadır. Takip hukuku çerçevesinde icra mahkemesinin seri yargılama yapması gerekliliğinden genel mahkemelere nazaran yargılama yetkisi sınırlı olup, çoğu zaman sadece yazılı belge üzerinden inceleme yapmaktadır.
İcra mahkemesinin amacı yargılama konusunu takip hukuku çerçevesinde ortaya çıkan uyuşmazlı seri bir halde sonuca bağlamaktır. İşte bu nedenle, icra mahkemesinin takip hukuku çerçevesinde verdiği kararların genel mahkemeler açısından kural olarak kesin hüküm teşkil etmemektedir. Medeni usul hukukunda kesin hüküm, bir yargısal kararın verilmesinden sonra, aynı taraflar aynı konu ve aynı dava sebebine dayanarak, yeniden dava açılamayacağına ilişkin bir özelliktir. İcra mahkemesinin şekli anlamda kesinleşen kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İcra mahkemelerinin sınırlı yargılama yetkisi olduğu ve sınırlı yargılama yetkisi nedeniyle de verdiği kararlarının etkisinin sadece o takip açısından etkili olur. İcra mahkemeleri tarafından verilen ve şekli manada kesinlik arz eden kararlar icra takibi seviyesinden ve aynı takip için kesin hüküm teşkil ederler.Yeni bir takipte veya takip mevzuunun mahkemeye intikalinde ise hiçbir bağlayıcılık kuvvetine sahip değildirler. İcra mahkemesinin takip hukukuna ilişkin kararları sonradan mahkemelerde açılan davalarda, maddi anlamda esas hak bakımından kesin hüküm teşkil etmezler. Bu nedenle icra mahkemesince verilen kararlara rağmen çoğu kez, aynı taraflar arasında aynı konu ve aynı sebebe dayanılarak genel mahkemelerde dava açılmasında kesin hüküm engeli yoktur. (Baki KURU İcra ve İflas El Kitabı Sh-79, HMU age. V Cilt Sh-503-5044, 12.HD 07/10/2003 15447/19735 / UYAR 2.Cilt s.2165. Aynı şekilde 12.HD 12/02/2013 1163/3645; HGK 11/04/2007 12/166-197; 12.HD 28/12/2011 2783/31314 vb) Yine yargılama sırasında ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kararları da kesin hüküm teşkil etmezler. Değişen şartlara göre her zaman kaldırılmaları, yeniden kurulmaları veya kapsamlarının daraltılarak genişletilmeleri mümkündür. Bu nedenle müdahil vekilinin bu hususlara yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Müdahil vekilinin istinaf dilekçesinde kararın olağanüstü hal boyunca iflas erteleme davalarında yeni bir tedbir verilemeyeceği hükmüne aykırı olduğunu iddia etmiş ise de bahse konu talep yeni bir ihtiyati tedbir istemi olmayıp, daha önce verilmiş ihtiyati tedbir kararının açıklanması, devamı niteliğindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/03/2017 Tarih ve 2016/9664 E. 2017/888 K. Sayılı kararı bu yöndedir. Bu görüş dairemizce de benimsenmiş olup dairemizin 2017/1496 E, 2017/501 E.vb pek çok kararı da aynı yöndedir. Bu nedenle müdahil vekilinin buna yönelik istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
İİK.nun 179/b.maddesi gereğince
'Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
...'
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin daha önce vermiş olduğu 18/09/2017 tarihli ara kararından dönerek Mersin.. İcra Müdürlüğü'nün .. sayılı takip dosyasında yürütülen takipte ihtiyati tedbir kararı uyarınca satışının durdurulması yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik bulunmadığından müdahil vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK'nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ' nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince Müdahil T.C. ... Bankası A.Ş'nin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın müdahil T.C. ... Bankası A.Ş'den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Müdahil ...Bankası A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.07/03/2018