3. Ceza Dairesi 2021/9563 E. , 2021/11642 K.
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 304. maddesi uyarınca bozma kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... 2. Ağır Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) GENEL AÇIKLAMA
Türk Ceza Hukuku bakımından terörün tanımı ve hangi suçların terör suçu sayılacağı 3713 sayılı Kanunda gösterilmiştir. Kanunun 1. maddesinde gösterilen terör tanımına göre bir eylemin terör eylemi sayılabilmesi için;
a- Eylem, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerini içermelidir,
b- Eylemle, Anayasada belirtilen,
-Cumhuriyetin niteliklerini,
-Siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzenini değiştirmek,
-Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak,
-Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek,
-Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek,
-Temel hak ve hürriyetleri yok etmek,
-Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amaçlanmalıdır.
c-Eylemi gerçekleştiren failler bir örgüte mensup olmalıdır, d- Eylem suç teşkil etmelidir.
Bu genel terör tanımı dışında, 3713 sayılı Kanunun 3. maddesinde doğrudan terör suçları ve 4. maddesinde de, işlenme bağlamına göre; dolayısıyla terör suçları gösterilmiştir.
TCK'nın 314. maddesi bakımından, bir oluşumun, bir yapılanmanın silahlı terör örgütü sayılabilmesi için;
a- Hiyerarşik yapıya, sıkı bir disipline, eylemli bir işbirliğine sahip olan ve en az üç kişiden oluşan, yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli bir örgüt mevcut olmalıdır.
b- Bu örgüt, Türk Ceza Kanununun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerde yer alan suçları 'amaç suç' olarak işlemek üzere kurulmuş olmalıdır,
c- Bu örgüt silahlı olmalıdır.
2) HEYET-UL TAHRİRU'Ş ŞAM'I (Şam’ı Özgürleştirme Heyeti -HTŞ-) ÖRGÜTÜNÜN YAPISI
2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgal etmesi ile El Musab El Zerkavi 2004 yılında El Kaide terör örgütünün desteğini arkasına alarak Irak El Kaidesini kurmuş ve aynı yılın Ekim ayında El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e bağlılığını duyurmuştur. Ebu Musab El Zerkavi'nin 2006 yılında ABD'nin düzenlediği bir operasyon sonucu ölmesinin ardından örgüt liderliğine Ebu Ömer El Bağdadi geçmiş ve 15.10.2006 tarihinde örgütün adı sözde 'Irak İslam Devleti (IİD)' olarak değişmiştir. El Kaide terör örgütü ideolojisi doğrultusunda Irak Devlet otoritesinin zayıflığından yararlanan sözde Irak İslam Devleti Ebu Musab El Zerkavi'nin ölümünden, ABD'nin Irak'tan çekilme sürecine kadar zayıflama aşamasında iken 2011 yılında yaşanan olaylar (Arap Baharı) ve Ebu Bekir El Bağdadi'nin örgüt liderliğine geçmesi sonrası tekrar güç kazanmaya başlamış, daha önceden çeşitli bölgelerde silahlı faaliyetlerde bulunmuş terörist unsurlar Suriye'ye kaymıştır.
2011 yılında Suriye'de yaşanan iç savaş sözde Irak İslam Devleti'nin de bu ülkeye sızma ve örgütlenme hedefine uygun bir ortam sağlamıştır. Ebu Bekir El Bağdadi -sözde- Irak İslam Devleti içindeki Suriyeli teröristleri Ebu Muhammed El Cevlani (JOLANİ/CULANİ) liderliğinde Suriye’ye göndermiş ve söz konusu şahıs tarafından 22 Ocak 2012 tarihinde yayınlanan bir ses kaydı ile El Nusra Cephesi’nin (Dairemizce de terör örgütü kabul edilen) kuruluşunu ilan etmiştir.
Kuruluş ilanıyla beraber Esed rejimine karşı bir dizi saldırıyı üstlenen örgütün, ''Suriye rejiminin katlettiği sivil halkı korumak” olarak belirlediği amacına uygun bir isim seçerek 'Cebhetu’l-Nusra li ehli’ş-Şam min Mücahidi’ş-Şam fi Saha’til-Cihad” (Şam Halkını Korumak için Nusret [Yardım] Cephesi) adını aldığı duyurulmuş, ilk ilan bildirgesinde lider olarak yer verilen Ebu Muhammed El Cevlani (JOLANİ/CULANİ)’nin Suriyeli olması da ön plana çıkartılmıştır.
Ebu Bekir El Bağdadi 8 Nisan 2013'te yaptığı bir açıklama ile El Nusra Cephesinin kendileri tarafından kurulduğuna duyurarak iki yapının da tek bir çatı ve isim altında yoluna devam edeceğini ilan etmiş ve yeni yapının adını Devletü 'l -İslamiyye fi’l- Irak ve’ş-Şam (Irak ve Şam İslam Devleti, DEAŞ) olarak açıklamıştır.
Bahse konu açıklamaya cevap veren Ebu Muhammed El Cevlani (JOLANİ/CULANİ) Suriye'ye Ebubekir El Bağdadi tarafından El Nusra Cephesi'nin kurulması için para ve silah yardımıyla birlikte gönderildiğini kabul etmekle birlikte, El Nusra Cephesi'nin Irak İslam Devleti'ne bağlılığının El Kaide terör örgütüne biatının bir göstergesi olduğunu beyan etmiş ve birleşmeyi reddetmiştir.
Bu açıklamadan sonra El Kaide Terör örgütü lideri Eymen El Zevahiri iki örgütü uzlaştırmaya çalışmış, ancak DEAŞ terör örgütünün uzlaşmaz tavrı sebebiyle başarısız olmuştur. Zevahiri Kasım 2013'te DEAŞ terör örgütü ile El Kaide terör örgütünün ilişkisi olmadığını ve eylemlerinden El Kaide terör örgütünün sorumlu tutulamayacağını açıklamış, El Kaide terör örgütü DEAŞ terör örgütünü feshettiğini ve El Kaide terör örgütünün resmi temsilcisinin Suriye’deki El Nusra Cephesi olduğunu ilan etmiştir.
Kurulduğu Ocak 2012'den itibaren Suriye Rejimine karşı çatışan El Nusra Cephesi, bünyesinde barındırdığı savaşçıları bir arada tutabilmek ve El Kaide terör örgütünden gelen finans kaynaklarını korumak amacıyla El Kaide terör örgütüne bağlı olarak faaliyet göstermiştir.
Ancak Rusya tarafından, El Nusra Cephesinin Suriye’deki varlığı, gerekçe gösterilerek Temmuz 2016'da Suriye/İdlib’e yönelik hava saldırıları gerçekleştirilmesi, bölgedeki sivil halk ve silahlı muhalif gruplar arasındaki gerginliği had safhaya ulaştırmış, bu durum El Nusra Cephesinin El Kaide terör örgütünden ayrılmasını gündeme getirmiştir.
28 Temmuz 2016 tarihinde örgüt lideri Ebu Muhammed El Cevlani (JOLANİ/CULANİ) ilk defa yüzünü kameralara göstererek El Kaide terör örgütünün Suriye kolu olan El Nusra Cephesini feshettiklerini, yeni yapılanma ile Suriye’de ki muhalif gruplarla yakınlaşmayı hedeflediklerini, El Kaide terör örgütü komutanlarına anlayışlarından dolayı teşekkür ettiklerini belirtmiş ve El Kaide terör örgütünden ayrılarak “Jabhat Fateh Al Sham/Fetih El-Şam Cephesi (FEC)” adlı yeni bir yapı kurduklarını beyan ettiği tespit edilmiştir.
28 Ocak 2017 tarihinde sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, aralarında FEC’in de olduğu rejime karşı mücadele eden bazı muhalif gruplar 'kendilerini feshettiklerini, Heyet-ul Tahriru’ş Şam’ı (Şam’ı Özgürleştirme Heyeti -HTŞ-) kurarak tek bir yapılanma altında toplandıklarını' açıklamıştır. Birleşme sonrası derleyen süreçte yaşanan siyasi anlaşmazlıklardan dolayı Nureddin ZENGİ Taburu, Ceyşü’l Sünne, Liva El-Hak gibi muhalif gruplar yapılanmadan ayrıldıklarını bildirmişlerdir.
Örgütün liderliğini hali hazırda Suriyeli Ebu Muhammed El Cevlani (JOLANİ/CULANİ) isimli şahıs yapmaktadır. Özellikle örgütün üst düzey yönetici kadrosu Iraklı ve Suriyeli şahıslardan oluşmaktadır.
Örgüt liderinin isim olarak belli olduğu ancak gizli/karmaşık biat kültürünün hakim olduğu bir teşkilat yapısı vardır.
HTŞ/FEC/ENC terör örgütü DEAŞ terör örgütü içerisinde kurulmuş olması sebebi ile DEAŞ terör örgütü ile aynı kökten gelmektedir. Örgüt her ne kadar günümüz itibari ile El-Kaide terör örgütüne biat etmediklerini açıklasa da, örgütün ideolojik alt yapısı, temel felsefesi ve harekât tarzı Merkez El-Kaide ideolojisine dayanmaktadır.
3) BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ, BAKANLAR KURULU VE MAHKEME KARARLARI
El-Kaide ve Usame Bin Laden'le bağlantılı olan, terörizmin finansmanına destek sağlayan kişi ve kuruluşların faaliyetlerine engel olunması amacıyla BM Güvenlik Konseyi'nin BM şartı'nın 7.Bölümü uyarınca aldığı 1267, 1333, 1390, 1455, 1526, 1671 (2005) ve 1735 (2006) sayılı kararları çerçevesinde faaliyet gösteren BMGK Yaptırımlar Komitesi'nce tüm ülkeleri bağlayıcı nitelikte listeler yayınlanmaktadır. Anılan BMGK kararları tüm ülkelere söz konusu listelerde yer alan kişi, şirket ve kuruluşların tüm hak ve alacakları ile mal varlıklarının dondurulması, ülkelere girişlerinin vetopraklarından transit geçişlerinini yasaklanması, doğrudan veya dolaylı olarak silah ve askeri malzeme temini, satışı ve transferinin önlenmesi yükümlülüğü getirmektedir. Bu listeler Bakanlar Kurulu Kararnameleri olarak yayımlanarak mevzuatımıza dahil edilmektedir.
Bu kapsamda; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), 1267(1999), 1988(2011) ve1989(2011) sayılı kararlarıyla listelenen kişi, kuruluş ve organizasyonların tasarrufunda bulunan malvarlığının dondurulmasına ilişkin kararına istinaden, 30.09.2013 tarih ve 2013/5428 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ekindeki listede 'AL-NUSRAH FRONT FOR THE PEOPLE OF THE LEVANT' adı altında belirtilmiş ve 10/10/2013 tarihli 28791 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi El Kaide Yaptırımlar Komitesi tarafından 15.04.2014 tarihinde yayınlanan El Kaide Yaptırımlar Listesi incelendiğinde; El Nusra terör örgütünün 'El Kaide ile bağlantılı gruplar' başlığı altında yer aldığı, 30.05.2013 tarihinde değişiklik yapıldığı, örgütün diğer adları ve güncellemeler kısmında;' p)Jabhat al Nusrah, q) Jabhet al-Nusrah, r) Al-Nusrah Front t) Al-Nusrah Front for the people of the levant, (güncellemeden önceki isimleri) p) Jabhat al-Nusrah, q) Jabhet al-Nusrah, r) Al-Nusrah Front (El Nusra Cephesi)' (güncellemeden sonraki isimleri) ibarelerinin bulunduğu, Yine örgüt lideri şahsın 'El Kaide ile bağlantılı şahıslar' başlığı altında 'QDi.317 Name:1:ABU MOHAMMED 2; AL-JAWLANI ismi ile kayıtlı olduğu, 18/05/2015 tarihinde güncellenen listede halen söz konusu isimlerin bulunduğu anlaşılmıştır.
'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan sanıklar Muhammed Ali Eh Ahmed El HALİFE ve Beşşar HUMŞ isimli şahısların mahkumiyetine dair ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinden, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62, 53/1-3, 58/9, 63. Maddeleri uyarınca verilen kararın, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 27.10.2016 tarihinde 2016/4279 Esas ve 2016/5237 Karar No ile ONANMASINA oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1267 (1999), 1989 (2011) ve 2253 (2015) sayılı kararları çerçevesinde, DEAŞ ve El Kaide Yaptırımlar Listesine 5 Haziran 2018 tarihinde yapılan SCA/2/18(15) sayılı bildirimiyle Nusra Cephesi'nin diğer isimlerine 'Hay'at Tahrir al-Sham (HTS) ; Hay'et Tahrir al-Sham; Hayat Tahrir al-Sham; Assembly for the Liberation of Syria; Assembly for tha Liberation of the Levant; Liberation of al-Sham Commision; Liberation of the Levant Organisation Tahrir al-Sham; Tahrir al-Sham Hay'at' ibarelerinin eklendiği görülmüştür.
29.08.2018 tarihli ve 50 sayılı Cumhurbaşkanı kararının ekinde El-Nusra terör örgütünün diğer isimlerine; 'Hay'at Tahrir al-Sham (HTS); Hay'et Tahrir al-Sham; Hayat Tahrir al-Sham; Suriye Kurtuluş Meclisi; Levant Kurtuluş Meclisi; al-Sham Komisyonu Kurtuluşu; Tahrir al-Sham Levant Organizasyon Kurtuluşu; Tahrir al-Sham Hay'at' ibareleri eklenmiş 31.08.2018 tarihli 30521 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve bu karar ile HTŞ/FEC/ENC terör örgütü ülkemizde terör örgütü olarak ilan edilmiştir.
4) ÖRGÜTÜN ÜLKEMİZE YÖNELİK EYLEM VE FAALİYETLERİ
Heyet Tahrir Şam/Fetih El Şam/El Nusra Cephesi (HTŞ/FEC/ENC) terör örgütünün ülkemize yönelik herhangi bir silahlı faaliyetine rastlanılmamasına rağmen ülkemizin dış politikada izlediği siyasetin örgüt tarafından uygun görülmediği ve özellikle İdlib'e yönelik politik uygulamalarımız konusunda ülkemizi tehdit unsuru olarak değerlendirdikleri bilinmektedir. Örgüt Suriye’de devam eden iç savaşın sürmesinde önemli bir faktör olmakla birlikte, kendisine bölgesel politik bir boşluk sağlama avantajını yaratmak için, buradaki çatışma ortamını körüklemektedir, Terör örgütüne yönelik 2015 yılından itibaren gerçekleştirilen 235 operasyonda 96’sı yabancı uyruklu 509’ü Türk vatandaşı toplam 605 şahıs gözaltına alınmış, adli makamlara sevk edilen şahıslarda 37-si yabancı uyruklu 125’i Türk vatandaşı toplam 162 şahıs tutuklanmıştır. Gerçekleştirilen operasyonlarda 10 adet Av Tüfeği, 7 adet tabanca ve 1.978 adet fişek ele geçirilmiştir.
5) DEĞERLENDİRME
Ülkemizde her ne kadar silahlı eylemi bulunmasa da, halen taban kazanma ve eleman temini faaliyetlerini sosyal medya ve internet aracılığı ile devam ettiren, kuruluş aşamasında ülkemizde birçok vatandaşımızın ölmesine sebep olan terör saldırıları gerçekleştiren El Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle geçmiş dönemde yakın ilişkilerde bulunan ve aynı ideolojik kaynaklardan beslenen HTC/FEC/ENC isimli yapılanmanın; güç sahibi oldukları bölgelerde gerçekleştirmiş oldukları silahlı eylemler ile ulusal mahkeme kararları ve uluslararası kuruluşların ülkemizce de onaylanan kararları da göz önünde bulundurulduğunda, amacı, stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amaç suçu işlemeye matuf vahamet arzeden eylemleri itibariyle 3713 sayılı Kanunun 4928 sayılı Kanun ile değişik 1. maddesinde tarifini bulan cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik düzeni değiştirmek, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu, örgütün nitelik ve niceliğine ve amaç suça yönelik gerçekleştirilen silahlı eylemlere göre; örgütün silahlı olup amaç suça elverişli eylemlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
6- SONUÇ
Oluş, iddia, sanık savunmaları, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamına göre;
Suriye uyruklu olan sanığın 2015 yılı içerisinde Heyet Tahrir Şam (HTŞ) silahlı terör örgütüne katıldığı, 1 ay kadar silahlı eğitim aldığı, örgütün silahlı kanadında yer aldığı, AK103 piyade tüfeği kullandığı, gece görüş dürbünün bulunduğu, Ebu Barah kod adını kullandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve mahkemeleri tarafından silahlı terör örgütü olarak kabul edilen El-Kaide'nin bir kolu olarak kurulan ve halen bu örgüte bağlılığını devam ettirdiği anlaşılan Heyet Tahrir Şam (HTŞ/FEC/ENC) terör örgütü üyesi olduğu yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.