2. Ceza Dairesi 2020/32010 E. , 2021/4897 K.
Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanıklar ... ve ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141, 50/1-a, 151/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 7.300,00 Türk lirası ve 2.400,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına dair Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarihli ve 2013/165 esas, 2014/213 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçlar yönünden infazın durdurulup durdurulmayacağı konusunda karar verilmesi ve uyarlama yargılaması yapılması hususunda talepte bulunulması üzerine, infazın durdurulmasına ve dosyanın uzlaştırma işlemlerinin yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2016 tarihli ve 2013/165 esas, 2014/213 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2017/100 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/10/2020 gün ve 21292-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2020 gün ve 2020/94900 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanıklar ... ve ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141, 50/1-a, 151/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 7.300,00 Türk lirası ve 2.400,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına dair Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarihli ve 2013/165 esas, 2014/213 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçlar yönünden infazın durdurulup durdurulmayacağı konusunda karar verilmesi ve uyarlama yargılaması yapılması hususunda talepte bulunulması üzerine, infazın durdurulmasına ve dosyanın uzlaştırma işlemlerinin yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2016 tarihli ve 2013/165 Esas, 2014/213 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2017/100 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; mala zarar verme suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/1. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerine tâbi olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez” şeklinde düzenlenen hükmün “...etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar...” kısmının suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile madde metninden çıkarılarak, etkin pişmanlık hükümlerine tâbi suçların da, bu bağlamda mala zarar verme suçunun da uzlaştırma kapsamına alındığı, keza 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-5) bendi uyarınca hırsızlık (madde 141) suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı nazara alındığında,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddî hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki 'Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.' şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı TCK'nın 151. maddesi uyarınca mala zarar verme suçu için, yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi ile CMK 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile“ ibaresi madde metninden çıkarılmış olması sebebiyle CMK'nun 253/2. fıkrası gereğince TCK'nın 151. maddesinin uygulandığı mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alınması ve 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2007 tarihli ve 2007/4-200 Esas - 2007/219 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın 253-255. maddelerinde düzenlenen uzlaştırma kurumu, usul hukuku kurumu olması dolayısıyla derhal yürürlük ilkesine tabi ise de, fail ile Devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecektir. Keza ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.02.2009 tarihli ve 2008/5-220 Esas-2009/28 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” şeklindedir. Öte yandan, 5275 sayılı Yasa’nın 98/1. maddesinde; “Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması, infaz edilmekte olan hükümlerin de uyarlamaya konu edilebileceğini açıkça göstermektedir. O halde hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilerek, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (KOCAELİ) 4. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 18.01.2017 tarihli ve 2017/100 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.