T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/492 Esas
KARAR NO : 2020/329
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2015
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 29/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkileri olan davacıların murisinin 20/11/2013 tarihinde ... Mah. ... tüneli üzerinde seyir etmekte olan minibüste yolculuk yaparken, şoförün dikkatsizliği sonucu minibüsün 15 metre yükseklikten zemine çakılması sonucu can verdiğini, davacıların derin üzüntü duyduğunu, vefat edenin eşinin çalışmadığını belirterek dava tarihi itibari ile 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan yine dava tarihi itibari ile 150.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar ... ve ...'dan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müteveffanın ölmeden önceki gelir durumunun tespitinin gerektiğini, faiz talebini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı gerçek kişiler vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; kusur durumu ile ilgili rapor talep ettiklerini, belediyenin yol yapımında kusuru bulunduğunu, müteveffanın ölmeden önceki gelir durumu sağlık sorunları gibi unsurların tespiti gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Davacılar, murisleri ....'un 20/11/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmesi nedeni ile davalıların sorumlu olduklarından bahisle davacı eş .... ve davacı ... için tüm davalılardan maddi tazminat, tüm davacılar için davalı .... ile ...'tan manevi tazminat talep etmişlerdir.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davalı sigorta şirketine ait ZMMS poliçesi, hasar dosyası, dosya arasına alınmıştır.
Davalı tarafı talebi üzerine ihbar talebi haklı görülerek dava İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ihbar edilmiştir.
Davacılar ve davalı gerçek kişilerin kolluğa sosyal ve ekonomik durumu tespiti yaptırılarak tutanaklar dosya arasına alınmıştır.
Bakırköy .... Ağır Ceza Mahkemesinin .... Esas sayılı ceza dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir. Dosyanın sanığının ... olduğu, suç tarihinin 20/11/2013 olduğu, dosyanın dosyamıza konu trafik kazasına ilişkin taksirle ölüme sebebiyet suçundan açılan kamu davası olduğu saptanmıştır.
Ceza dosyasında aldırılan kusura ilişkin bilirkişi raporlarının incelenmesinde; İTÜ Karayolu Güvenliği Bilirkişisinin 03/11/2014 tarihli raporunda yol kusurunun % 85, sürücü kusurunun % 15 ve araç kusurunun % 0 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği; İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 11/12/2014 tarihli raporunda ...'ın % 100 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği; İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 20/10/2015 tarihli raporunda ...'ın asli derecede, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün tali derecede kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu kazanın meydana gelmesindeki kusur durumuna ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış, sunulan 07/03/2019 tarihli raporda, kazanın oluşumunda davalı sürücü ...'ın % 85 oranında, plakası tespit edilemeyen kimliği meçhul sürücünün % 15 oranında kusurlu bulunduğu saptanmış, ATK raporunun ceza mahkemesi dosyasında alınan raporlarla genel olarak uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce kazanın meydana geliş şeklinin irdelenmesinde; davalı sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki minübüsü ile seyrederken dönel kavşağa yaklaştığında hızını azaltmayıp gerekli dikkati vermeden tedbirsiz olarak aracının hakimiyetini kaybetmesi neticesinden korkuluklardan alt geçit tüneline düşürerek müteveffanın ölümüne sebebiyet verdiği, kazanın oluşumunda sürücüsü tespit edilemeyen aracın manevrasının da davacının direksiyon hakimiyetini kaybetmesine etkisi olsa da bu etkinin alt seviyede olduğu kanaatine varılarak ATK trafik ihtisas dairesinin kusura ilişkin görüşüne mahkememizce itibar edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan 01/10/2015 tarihli dilekçe ile davadan davalı .... Sigorta A.Ş. yönünden feragat edildiği bildirilmiş ve dosyaya sunulan makbuz ve ibranameye göre davalı sigorta şirketi tarafından davacılara 98.828,15 TL ödeme yapılmış olduğu saptanmıştır. Davalı .... Sigorta A.Ş. vekili tarafından sunulan 07/10/2015 tarihli dilekçe ile davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmış, dosyaya sunulan 11/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncel değerinin hesaplanan tazminattan düşülmesi sonucunda, davacılar ... ve ....'un davalı sürücü ve işletenden talep edebilecekleri bakiye destekten yoksun kalma tazminatı miktarının toplamda 20.831,82 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkememizce aktüerya bilirkişisi tarafından yapılan ayrıntılı hesaplamanın doğru ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak bu rapora itibar edilmiştir.
Davacı vekili dosyaya sunduğu 21/01/2020 tarihli dilekçe ile dava dilekçesi ile talep ettikleri toplam 100,00 TL maddi tazminat taleplerini 20.731,82 TL artırarak toplam 20.831,82 TL'ye ıslah ettikleri ve bakiye harcını yatırdıkları anlaşılmıştır.
Daha önce zuhulen zamanaşımı defi hakkında bir karar verilmediği anlaşılmış ve 10/02/2020 tarihli celsede davalı tarafın zamanaşımı defi değerlendirilerek TBK'nun 73.maddesi uyarınca uzamış ceza zamanaşımının dolmamış olması zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekili duruşmadaki beyanı ile; aynı kaza ile ilgili olarak üçüncü şahıs hakkında Bakırköy ... Ağır Ceza Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını bildirerek bu dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, bunun üzerine işbu dosya mahkemesinden getirtilerek incelenmiş ve mahkememizce 21/02/2019 tarihli dosya inceleme tutanağı tutulmuştur. Buna göre dosyamıza konu trafik kazası ile ilgili söz konusu köprü inşaatını tapan taşeron firma yetkilileri hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Ancak; davanın 2015 yılından beri devam ediyor oluşu, gerek ceza mahkemesi dosyasında (Bakırköy .... Ağır Ceza Mahkemesinin .... Esas) aldırılan kusur raporları ve gerekse mahkememizce aldırılan kusur raporuna göre müteveffaya herhangi bir kusur yüklenmemiş olması nedeni ile kazaya sebebiyet veren tarafların davacıların zararları konusunda müşterek ve müteselsilen sorumlu bulunmaları ve kusur oranlarının kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirecek olması nedeni ile yargılama süresinin daha fazla uzamaması gerektiği düşüncesi ile Anayasa'nın adil yargılanma hakkı ve usul ekonomisi ilkesi göz önünde bulundurularak açılan kamu davasının bekletici mesele yapılması yönündeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davalı tarafça her ne kadar açılan kamu davasında sanık sıfatı bulunan şahıslara davanın ihbarını talep etmiş ise de aynı gerekçelerle, ayrıca HMK'nun 61.maddesi uyarınca tahkikat sonuçlanıncaya kadar ihbar talebinde bulunulabileceğinden sözlü yargılama aşamasına geçilmesinden sonra yapılan ihbar talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıların murisleri ....'un 20/11/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmesi nedeni davalı sürücü ...'ın TBK hükümleri uyarınca kusur sorumluluğu bulunduğu, araç sahibi olan işleten sıfatındaki davalı ....'ın ise KTK hükümleri uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, TBK, TTK ve KTK hükümleri çerçevesinde davalı gerçek kişilerin maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, mahkememizce aldırılan kusura ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre davalı sürücü ...'un kazanın meydana gelmesinde % 85 oranında kusurlu bulunduğu, müteveffanın ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, dolayısıyla haksız fiil hükümleri doğrultusunda davalı gerçek kişilerin zararın tamamından sorumlu bulundukları, kusur müteveffanın kusurunun bulunmaması nedeni ile davalı sürücü ve dava dışı şahsın kusur oranlarının kendi aralarındaki rücu ilişkininde hüküm ve sonuç doğurabilecek olup davacılara karşı ileri sürülemeyeceği, bu nedenle ceza mahkemesi dosyalarının bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılarak davacı .... ve ....un davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmamış olan bakiye zararı konusunda ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak maddi tazminat talebinin bu davalılar yönünden kabulüne, davalı sigorta şirketi yönünden ise vaki feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş, hükümde, bilirkişi raporu ile saptanan bakiye maddi tazminat meblağı davacılar arasında oranlanarak hüküm tesis edilmiştir. Faiz yönünden haksız fiil genel hükümleri doğrultusunda kaza tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden; davalı sürücü ve araç sahibi işletenin TBK hükümleri çerçevesinde manevi tazminattan sorumlu bulundukları aşikârdır. 6098 sayılı T.B.K’nun 56/2. maddesinde hakimin ölüm hâlinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, müteveffanın davacılara yakınlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de su götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu bir bütün olarak değerlendirilerek ve müteveffanın kusurunu bulunmaması dikkate alınarak; davacı eş .... ile davacı çocuklar .... ...., .... ve ....'un 10.000,00'er TL lik manevi tazminat talepleri hakkında taleple bağlı kalınarak bu davacılar yönünden manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı .... için talep edilen 100.000,00 TL lik manevi tazminat talebine gelince; davacı taraf müteveffanın oğlu olan bu davacının kaza anında 12 yaşında küçük bir çocuk olduğunu bildirerek müteveffa babasından yoksun kaldığını belirterek 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de, manevi tazminatın yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda takdir olunması gerektiği, talep edilen miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin olayın kasten işlenen bir fiilden değil, trafik kazasından kaynaklı olması ve tarafların sosyoekonomik durumları itibariyle manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmaması gerektiği yönündeki ilkeye aykırı nitelikte olacağı kanaatine varılarak bu davacı yönünden mahkememizce makul görülen 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve bu davacı yönünden fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve netice itibariyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
1-Davalı sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
Davacı ... için 18.452,83 TL davacı ... için 2.378,99 TL olmak üzere toplam 20.831,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
B)MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
Davacılar ...., ...., ...., ... ve ...'un manevi tazminat taleplerinin kabulü ile 10.000,00'er TL, davacı ....'un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL olmak üzere toplamda 75.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı ...'un fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.546,27.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 867,00.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 5.679,27.-TL karar harcının davalı gerçek kişilerden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı ve 867,00.-TL peşin harcın davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.130,25.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 634,03 TL'sinin davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı gerçek kişiler tarafından dosyada yapılan toplam 146,97.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 64,52 TL'sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.550,00.-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı .... yönünden manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan (davacı ... lehine hükmolunan 25.000,00 TL meblağlı manevi tazminat için verilen vekalet ücretini geçemeyeceği de nazara alınarak) 3.750,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı gerçek kişilere verilmesine,
10-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/06/2020
Katip ....
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır