Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/1402 E. , 2021/4379 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1402
Karar No : 2021/4379
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ...Bakanlığı
2- ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ...İl Emniyet Müdürlüğü'nde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin 19. fıkrası gereğince re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun ...tarih ve ...sayılı kararının kendisine ilişkin kısmının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 3201 sayılı Kanun'un 55/19. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...kararda; dava konusu resen emeklilik işlemine dayanak alınan 2011, 2012 ve 2015 yılı terfi ettirilmeme kararlarına karşı açılan davalarda davacı lehine verilen Danıştay Onaltıncı Dairesi ve Zonguldak İdare Mahkemesi kararları karşısında, davacının bulunduğu rütbede terfi tarihinden itibaren beş (5) yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemediği bahsedilemeyeceğinden, bu gerekçeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu resen emeklilik işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, hukuka aykırılığı tespit edilen işlem sebebiyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların kaybın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yüksek Değerlendirme Kurulu gündemine 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 19. fıkrası kapsamında alınan personelin emeklilik işleminin kurulun takdir veya tasarrufunda olmadığı ve yasal zorunluluğun karara bağlanmasından ibaret olduğu, idarenin tamamen hukuk devleti ilkelerine uygun olarak mevzuattan doğan yetki, görev ve yükümlülüklerini yerine getirebilmek için takdir yetkisine bağlı olarak verdiği kararları ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği ve bu hususun kuvvetler ayrılığı ilkesinin doğal bir gereği olduğu, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İdare Mahkemesi kararının hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı 'Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı' uyarınca Dairemize devredilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
...İl Emniyet Müdürlüğünde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, 2008 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca 30/06/2008 tarihinden geçerli olmak üzere 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmiştir.
Bulunduğu rütbedeki bekleme süresini 2011 yılında dolduran davacının, ilk defa 2011 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca rütbe terfisinin değerlendirmeye alındığı ve '2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etmez' kararının verildiği, 2012, 2013 ve 2015 yıllarında da değerlendirmeye alınarak '2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etmez' kararının verilmesi üzerine de, Kanun'da öngörülen 'bulunduğu rütbede terfi tarihinden itibaren beş (5) yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe' şartı gerçekleştiğinden bahisle, 2015 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun 2015/3 sayılı kararıyla davacı re'sen emekliye sevk edilmiştir.
Söz konusu Kurul kararının 13/08/2015 tarihinde Bakanlık makamınca onaylanması üzerine, anılan kararın iptaline, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenilmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Kanun'un 6638 sayılı Kanun ile değiştirilen 55. maddesinin birinci fıkrasında, polis amirlerinin rütbeleri sayılmış, ikinci fıkrasında polis amirlerinin rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri gösterilmiş, üçüncü fıkrasında her amir rütbesinde bulunması gereken kadro sayısına esas alınacak oran azami olarak gösterilmiş, dördüncü fıkrasında bu rütbelere terfilerin yetkili kurullarda kıdem sırasına göre görüşüleceği ve maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakata göre yapılacağı belirtilmiş, beşinci fıkrasında kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı öngörülmüş, onbirinci fıkrasında rütbe terfiinin yetkili kurullarda görüşülebilmesi için gerekli koşullar hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin diğer fıkralarında da, rütbeler, bu rütbelere terfi esasları, terfi ve atama zamanı gibi hususlarda doğrudan Kanun hükümleriyle belirlen çerçeve dahilinde kalmak koşuluyla, liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro sayısına göre terfileri önermek ya da ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının oluşturulması öngörülmüştür.
Anılan maddenin ondokuzuncu fıkrasında ise; 'Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilirler' hükmüne yer verilmiş, ve yirmibirinci fıkrasında ; ondokuzuncu fıkra hükümlerine göre emekliliğe sevk edilen emniyet amirlerine, emekliye sevk edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, en yüksek devlet memuru aylığının %110'u oranında altmış yaşına kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kadrosuzluk tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
3201 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 55. maddesinde değişiklik yapan 6638 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, 'Polis amirlerinin rütbe terfilerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsenmiş, liyakat ikinci plana bırakılmıştır. Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur.
Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülmektedir. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürlerine ve emniyet amirlerine belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getirilmektedir.' değerlendirilmesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde, Yasa'nın amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan emniyet amirlerinin azami kadro sayılarının belirlenmesi, bunun sonucunda ihtiyaç fazlası durumunda kalacak olan emniyet amirlerinin emekliye sevki ve azami sayıları Yasa ile belirlenen kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun yukarıda aktarılan 55. maddesinin 19. fıkrasında, ilgili personelin re'sen emekliye sevk edilebilmesi için, bulunulan rütbeye terfi edilen tarihten itibaren, bekleme süresi de dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe koşulu getirildiğinden, söz konusu beş yıl içinde kalan yıllardaki rütbe terfi işlemleri ile re'sen emeklilik arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmakta olup, re'sen emekliye sevk edilen personelin en az zorunlu bekleme sürelerini doldurdukları tarih itibariyle terfi değerlendirmesine alınıp alınmadığı, terfi ettirilmediği yıllara ilişkin davasının bulunup bulunmadığı ve davaların sonucu önem arz etmektedir.
Bulunduğu rütbedeki bekleme süresini 2011 yılında dolduran davacının, ilk defa 2011 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca rütbe terfisinin değerlendirmeye alındığı ve '2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etmez' kararının verildiği, söz konusu terfi ettirilmemesine dair işleme karşı açılan davayı reddeden ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının Danıştay Onaltıncı Dairesinin 16/12/2015 tarih ve E:2015/12752, K:2015/8293 sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmekle birlikte Ordu İdare Mahkemesi'nin 23/06/2016 tarih ve E:2016/574, K:2016/702 sayılı kararıyla bozma kararına uyulmayarak ilk kararında ısrar ettiği, ısrar kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05/11/2018 tarih ve E:2016/4260, K:2018/4495 sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği, davacının karar düzeltme isteminin yine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 13/11/2019 tarih ve E:2019/1014, K:2019/5584 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine 2011 yılı 'terfi etmez' kararının kesinleştiği görülmüştür.
2012 yılında yeniden değerlendirmeye alınan davacının, 2012 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca terfi ettirilmemesine karar verilmesi üzerine anılan kararın iptali istemiyle açtığı davada, .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın Danıştay Onikinci Dairesinin 16/05/2014 tarih ve E:2013/10144, K:2014/3868 sayılı kararıyla bozulmasına karar verildiği, .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla bozmaya uyma kararı verilerek davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 24/04/2019 tarih ve E:2016/38283, K:2019/2915 sayılı kararıyla İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, davalı idarelerin karar düzeltme talebinde bulunmaları nedeniyle (Danıştay 2. Dairesi E:2021/2964) davanın derdest olduğu görülmektedir.
Ayrıca, davacının 2015 yılında Yüksek Değerlendirme Kurulunca terfi ettirilmemesine dair işleme karşı ...İdare Mahkemesinde açılan iptal davasında, ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararla, yukarıda yer verilen Danıştay kararlarına atfen işlemin iptaline karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi nedeniyle (Danıştay 2. Dairesi E:2021/1521) davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davacının hizmet cetvelinin incelendiğinde, 2014 yılına ilişkin herhangi bir rütbe terfi değerlendirilmesinde bulunulmadığı anlaşılmakta ise de, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı'nın dayanağı olan ve 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 2. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 tarih ve E:2014/5690 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulduğu ve Danıştay Onaltıncı Dairesinin 22/03/2016 tarih ve E:2015/16231, K:2016/1745 sayılı kararıyla da iptaline hükmedildiğinden, bu hukuki durumun davacıyı da etkilemesi söz konusu olduğundan, davacının 2014 yılı rütbe terfi dönemine ilişkin olarak hukuka uygun bir şekilde davalı idare tarafından kıdem ve liyakat yönünden terfi değerlendirilmesine alınıp alınmadığı, alınmış ise bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilmediği, 2014 yılında terfi ettirilmemiş ise bu işleme karşı bir dava açıp açmadığı hususlarının da araştırılması gerekmektedir.
Davacı hakkında verilen 2011 yılına ilişkin 'terfi etmez' kararının iptali istemiyle açılan dava her ne kadar kesinleşmişse de; 2012 ve 2015 yıllarına ilişkin bir üst rütbeye terfi edemeyeceğine ilişkin kararların iptali istemiyle açılan davaların halen derdest olduğu ve bu davalarda verilecek olan kararların, davacının re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın sonucunu etkileyeceği açık olduğundan, yukarıda bahsi geçen kararların sonucu beklenerek ve 2014 yılına ilişkin terfi durumu da araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan verilen dava konusu işlemin iptali ile işlem sebebiyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların kaybın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ve işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların kaybın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine ilişkin temyize konu ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.